Genel Bakış

Atrial çırpınımın tedavisi birkaç nedenle önemlidir. Düzensiz ve hızlı atan kalp, kalp kaslarını güçsüzleştirilebilir ve bu kasların genişlemesine ya da esnemesine neden olabilir. Bu durum göğüs ağrısı, kalp yetmezliği, hatta kalp krizi riskini artırabilir. İnme gelişmesi riskini de büyük oranda arttıran atrial çırpınım, birlikte yaşaması zor olan belirtilere neden olabilir.

Çoğu kişi atrial çırpınımı tedavi edilirken aktif olabilir ve normal yaşamlarını kısıtlamadan sürdürebilir. Sağlıklı kalmak için, muhtemelen antikoagülan, aspirin, kalp hızını düşürecek ilaçlar ve belki de ritim kontrol ilaçları gibi ilaçlar kullanmanız gerekecektir.

Başlangıç Tedavisi

Başlangıç Tedavisi

Atrial çırpınım, kalbinizin tehlikeli biçimde hızlı kan pompalamasına veya kan basıncınızın çarpıcı biçimde düşmesine neden olabilir. Bu durumda, kan basıncınızın ve kalp ritminizin normale döndürülmesini sağlamak amacıyla, hastane koşullarında tedavi edilmeniz gerekebilir. Elbette belirtileriniz çok şiddetli değilse, ayakta da tedavi olabilirsiniz. Atrial çırpınım epizotları yeni başlamış kişilerin tedavisi, kalp ritminin normale döndürülmesini hedefler. Bazen kan pıhtısı ya da inme gelişmesinin önlenmesi için antikoagülan ilaçlar kullanılır.

  • Eğer atrial çırpınım 48 saatten kısa süredir mevcutsa, doktorunuz düzensiz kalp atışlarınızın normal ritmini (normal sinüs ritim) kazanması için ilaç ya da düşük voltajlı elektrik şoku (elektriksel kardiyoversiyon) kullanarak kardiyoversiyon yapabilir.
  • Eğer atrial çırpınım 48 saatten uzun süredir devam ediyorsa, kardiyoversiyon girişimi inmeye neden olabilir. Bu durumda doktorunuz kardiyoversiyon yapmadan önce, varfarin gibi bir antikoagülan ilaç kullanmanız gerekebilir. Antikoagülan kullanımı, kardiyoversiyonun ardından bir pıhtının, kalbinizden beyninize ulaşması ihtimalini azaltır.
  • Eğer ne kadar zamandır atrial çırpınımınız olduğundan emin değilseniz, kalbinizde pıhtı olma riski vardır. Bitkinlik gibi şiddetli belirtileriniz yoksa doktorunuz, inme gelişimini önlemek için muhtemelen kardiyoversiyondan önce birkaç hafta antikoagülan ilaçlar almanızı önerecektir.
  • Eğer şiddetli belirtileriniz varsa ve atrial çırpınımın ne kadar zamandır sürdüğünden emin değilseniz, doktorunuz kalbinizin hemen normal ritmine döndürülmesini deneyebilir. Bu durumda, kalbinizde inmeye neden olabilecek pıhtı olup olmadığının değerlendirilmek için, transözofageal ekokardiyografi kullanabilir. Bu testin sonuçları, doktorunuzun bir sonraki basamakta ne yapacağını belirler:
    • Eğer kalbinizde pıhtı yoksa kardiyoversiyon girişiminde bulunulabilir. Daha sonra inmenin önlenmesi için antikoagülanlar kullanılır.
    • Eğer kalpte pıhtı varsa, doktorunuz kardiyoversiyon denemeden önce antikoagülan reçete edecektir.

Kardiyoversiyon genellikle, normal sinüs ritminin yeninden sağlanmasına yarar. Fakat çoğu vakada, kalp ritmi yeniden atrial çırpınıma dönüşür.

Sürekli Tedaviler

Sürekli Tedaviler

Atrial çırpınım birden başladığında, kısa sürdüğünde ve kendi kendine geçtiğinde buna paroksismal atrial çırpınım denir. Genellikle paroksismal atrial çırpınım epizotları, zamanla daha sık gelişmeye ve daha uzun sürmeye başlar.

Paroksismal atrial çırpınım, inme riskinizi artırabilir. Eğer inme geçirme riskiniz ortalama düzeydeyse, doktorunuz bu riski azaltmak için uzun süreli antikoagülan bir ilaç, örneğin varfarin yazabilir. 75 yaşın üzerindeyseniz ya da kalp hastalığı, yüksek kan basıncı, diyabet veya inme öykünüz varsa, tekrar inme yaşama riskiniz; orta ila yüksek düzeyde olabilir. Eğer inme gelişme riskiniz düşükse ve varfarin kullanamıyorsanız, her gün aspirin almanız gerekir.

Paroksismal atrial çırpınımın tekrarlanmasını önlemek için, ritim-kontrol ilaçları (antiaritmikler) almanız da gerekebilir.

Doktorlar, paroksismal atrial çırpınımı olan kişiler için, “ilaç cepte” yaklaşımını önerir. Bu yaklaşımla, her gün ilaç kullanmak yerine, çarpıntı hissettiğinizde tek bir doz antiaritmik alabilirsiniz. Bu, bazı kişiler için atrial çırpınım epizotlarını durdurabilir. Bu, aynı zamanda, ilaçların yan etkilerini ve acil odasında gözlemlenmenizi ya da hastane yatışı zorunluluğunu azaltabilir. Ama “ilaç cepte” tedavisi herkeste kullanılamaz. Doktorunuz bu yaklaşımı tercih etmeden önce, başka bir kalp hastalığınız olmadığını ve kalbinizin elektriksel sisteminin normal olup olmadığını görmek isteyecektir.

Zaman geçtikçe atrial çırpınım nöbetleri, daha uzun sürmeye ve kendiliğinden geçmemeye başlar. Buna inatçı atrial çırpınım denir ve kalbinizi normal ritmine (normal sinüs ritmi) döndürmek daha zor olur. Kardiyoversiyonun bir seçenek olmadığı ya da artık işe yaramadığı böylesi durumlarda, genellikle kalp hızını kontrol altında tutmak ve inmeyi önlemek için size ilaç verilir.

Hız-kontrol ilaçları. Hız-kontrol ilaçları, kalp atışınız çok hızlıysa kullanılır. Bu ilaçlar beta blokerler, kalsiyum kanal blokerleri ve/veya digoksini içerir. Bunlar genellikle kalp ritminizi normale döndürmez; başka bir deyişle kalp atışınız hala düzensiz olacaktır. Fakat bunlar kalbinizin tehlikeli biçimde hızlı atmasını önleyebilir. Çoğu kişi, kalp hızının dakikada 60 ila 100 atışta tutulması halinde düzensiz kalp ritmini tolere edebilir.

Ritim-kontrol ilaçları. Ritim kontrol ilaçları (antiaritmikler), atrial çırpınım tedavisi için hala yararlı görülüyor. Diğer bazı durumlarda, hız-kontrol ilaçlarına rağmen belirtiler sürüyorsa, ritim-kontrol ilaçları reçete edilebilir. Bu ilaçlar kalbin normal ritmine döndürülmesine ve atrial çırpınımın yeniden gelişmesinin önlenmesine yardımcı olur.

Araştırma çalışmaları, pek çok olguda inatçı atrial çırpınımın tedavi edilme yöntemini değiştirmiştir. Bu çalışmalar, geleneksel reçeteli ritim kontrol ilaçlarının pahalı olduklarını, yan etkilerinin olduğunu ve hız-kontrol ilaçlarına göre daha iyi sonuçlar vermediğini bulmuştur. Yine de hız-kontrol ve ritim-kontrol ilaçlarının ikisi de atrial çırpınım için etkin tedavilerdir. Doktorunuz bu tedavilerden hangisinin sizin için daha uygun olduğunu sizinle konuşacaktır.

Antikoagülan ilaçlar. Atrial çırpınımı olan çoğu kişi inmeye yol açabilen pıhtı oluşumunu önlemek için bir antikoagülan ilaç olan varfarin almalıdır. Varfarin inmeyi önleyebilir ve inme riski yüksek olan kişilerin hayatını kurtarabilir. Eğer yüksek kan basıncı diyabet veya kalp yetmezliğiniz ya da transient (geçici) iskemik atak (GİA) ya da inme geçmişiniz varsa inme riskiniz yüksek olabilir. Varfarin almanız gerekip gerekmediğini doktorunuzla konuşun.

İnme riski düşük olan ya da varfarin alamayan kişilere her gün aspirin almaları önerilebilir.

Hastalığın Kötüleşmesi

Hastalığın Kötüleşmesi Durumunda Tedavi

Kalp hızını düşüren ya da ritmi kontrol altına alan ilaçlar atrial çırpınımı olan bazı kişilerde işe yaramaz. Bu kişilerdeki hızlı ve düzensiz kalp atışları devam eder. Bu durumlarda doktorlar bazen kateter ablasyonu denilen cerrahi olmayan bir işlem ya da cerrahi bir işlem olan maze yöntemini önerir. Uzmanlar bu işlemlerin bir tıp merkezinde, bunlar üzerine deneyimli olan sağlık personeli tarafından gerçekleştirilmesini öneriyor.

Kateter ablasyonu

Atrial çırpınım için kateter ablasyonu, nispeten yeni bir yöntemdir ve hala üzerine çalışılıyor. Kateter ablasyonu, atrial çırpınımı ve başladıktan sonra sürmesine neden olan dokuları yok eder. Kasık toplardamarından, ucunda metal bir elektot bulunan kateter sokularak, kalbe yönlendirilir. Bu cihaz yardımıyla, sorunlu bölgeye çok sıcak veya çok soğuk enerji gönderilir. Böylece, atrial çırpınıma ya da bunun sürmesine neden olan dokular yok edilir.

Paroksismal atrial çırpınımın tedavisinde en başarılı yöntem, kateter ablasyondur. Fakat inatçı ya da kronik atrial çırpınımı olan kişilerde başarı oranı daha düşüktür. Kateter ablasyon invazif bir işlemdir ve bazı ciddi riskleri vardır. Kateter ablasyon sadece diğer tedavileri denemiş ama şiddetli belirtileri devam etmiş olan kişilerde yapılır. Yöntem daha etkin ve güvenli hale geldikçe, doktorlar bunu atrial çırpınım için öncelikli tedavilerden biri olarak kullanabilir.

Ablasyon prosedürleri ya atrial çırpınımı iyileştirmek (fokal ablasyon, çevresel ablasyon ya da pulmoner ven ablasyon) ya da belirtilerinizi kontrol altına almak (düğüm ablasyon) amacıyla uygulanabilir.

Atrial çırpınımın iyileştirilmesi için ablasyon. Fokal, çevresel ve pulmoner ven kateter ablasyonu, atrial çırpınımın iyileştirilmesini denemek için kullanılır. Hedeflenmiş ablasyon diye de bilinen fokal ablasyon, anormal elektriksel impulslar gönderen ve atrial çırpınıma neden olan spesifik alanları yok etmek için kullanılır. Çevresel ablasyon, atrial çırpınımın devam etmesine izin veren dokuları yok etmek için kullanılır. Doktor hem fokal hem de çevresel ablasyon kullanabilir.

Bazen anormal impulslar pulmoner venin içinden gelir ve atrial çırpınıma neden olur. (Pulmoner venler akciğerden gelen kanı yeniden kalbe taşıyan damarlardır.) Pulmoner vende kateter ablasyon bu impulsları engelleyebilir ve atrial çırpınımın oluşmasını önleyebilir.

Sadece belli alanlar yok edildiğinde, genellikle kalp pili cihazı gerekmez.

Belirtilerin kontrol altına alınması için ablasyon. Atrial çırpınıma neden olan şey durdurulamadığında, belirtilerinin kontrol altına alınması için düğüm ablasyonu kullanılabilir. Düğüm ablasyonu atrioventriküler (AV) düğümü yok eder ve alt kalp karıncıklarına (ventrikül) elektriksel sinyallerin ulaşmasını engeller. Düğüm kateter ablasyonun ardından, kalp ritminizin düzenlenmesi için kalıcı bir kalp piline ihtiyacınız olacaktır. Düğüm ablasyon kalp hızınızı kontrol altına alabilir ve belirtilerinizi azaltabilir, ama atrial çırpınımı önlemez ya da iyileştirmez. Bu nedenle, varfarin içeren antikoagülan ilaç almanız gerekebilir.