Teksas Üniversitesi Tıp Fakültesi araştırmacıları, serbest radikallerden (kimyasal olarak çok aktif olan, zararlı moleküller) kaynaklanan tepkilerle Sistemik Lupus Eritematozus (SLE) gelişimi ve şiddeti arasında bir ilişki olduğunu saptadılar. SLE hastalarında, bu nedensel ilişkiyi destekleyen, hastalık aktivitesinin daha yüksek olmasına yol açan daha yüksek seviyede oksidatif ve nitrozatif stres (oksijenli ortamda, çeşitli fiziksel ve kimyasal etkenlerle oluşan reaktif oksijen türleri [ROS] ve nitrojen türlerinin [RNOS] hücre yapılarında bozulmaya neden olması) göstergeleri bulundu.

Lupus, bağışıklık sisteminin kendisine karşı antikorlar üreterek iltihaplanmalara, eklem ağrılarına, yorgunluğa, doku ve organ hasarlarına neden olduğu otoimmün bir hastalıktır.

Amerikan Lupus Vakfına göre, dünya çapında yaklaşık 5 milyon insanda lupusun bir türü mevcuttur ve bütün vakaların %70’ini SLE oluşturur. Uzmanlar kronik olan ve ölüm riski bulunan bu hastalığı taşıyanların %70 ila 90’ını kadınların oluşturduğunu tahmin ediyor.

Daha önce fareler üzerinde yapılan çalışmalar oksidatif ve nitrozatif stresle otoimmünite arasında bir bağlantı olduğunu gösterdi, fakat bunun SLE’nin insanlardaki gelişimi ve ilerleyişiyle alakası tam olarak anlaşılamamıştı. Araştırmacılar reaktif oksijen ve nitrojen türleri (RONS) ve SLE arasındaki bağlantıyı keşfetmek için çalışmalarında 72 SLE hastasına (62 kadın ve 10 erkek) ve kontrol denekleri olarak 36 sağlıklı kişiye serum verdiler. SLE grubunda ortalama yaş 47,2 yıl, kontrol grubundaysa 43,1 yıl idi. Araştırmacılar hastalığın etkinliğini ölçmek için 0 ile 38 arasında derecelendirilen (ortalama 10,7) SLE hastalık aktivite indeksini (SLEDAI) kullandılar. Hastalar, SLEDAI skoru 6’nın altında olanlar ve üzerinde olanlar olmak üzere iki gruba ayrıldı.

Her katılımcıda kandaki malondialdehit (anti-MDA) ve 4-hidroksinonenale (anti-HNE) karşı üretilen antikorlar, MDA/HNE proteinleri, superoksit dismutaz (SOD), nitrotirozin (NT) ve etki edilebilir nitrik oksid sentaz (iNOS) gibi oksidatif ve nitrozatif stres göstergelerinin seviyeleri değerlendirildi. Araştırmacılar "Analizlerimiz, sağlıklı bireylere göre SLE hastalarında anti-MDA ve anti-HNE antikorlarının (biyolojik oksidatif stres göstergeleri) seviyesinin oldukça yüksek olduğununu gösterdi,” diyor. Araştırmacılar aynı zamanda SLEDAI skoru 6’nın üzerinde olan lupus hastalarının vücudunda antikor seviyelerinin önemli derecede yüksek olduğunu gördüler. Bu durum artan lipid peroksidasyonunun (hücre yapısında bulunan yağların kimyasal reaksiyon sonucu bozulması) SLE hastalığının ilerleyişiyle bağlantılı olduğunu gösteriyor.

Araştırmacılar şu sonuca varıyorlar: "Sonuçlar lupus hastalarında oksidatif ve nitrozatif stresin önemli derecede yükseldiğini gösteriyor, bu da SLE hastalığında reaktif oksijen ve nitrojen türleriyle (RONS) antioksidan savunma mekanizmaları arasında bir dengesizlik olduğunun işaretidir.” "Serbest radikallerden kaynaklanan tepkilerin SLE gelişimine nasıl katkı sağladığını, anti-MDA and anti-HNE antikorlarının miktarlarının hastalığın gelişimi ve ilerleyişini nasıl belirlediğini bulmak için uzun vadeli çalışmalar yapılmalıdır.”

Uzm. Dr. Gökçe KÜÇÜKYAZICI

baş ağrısı baş dönmesi mide bulantısı aşırı sinir stres... devamı