Nedir

Tiroid bezinin içinde normal tiroid dokusundan farklı bir yapıdaki yumru şeklinde veya leblebi, nohut, bazen de nadiren ceviz veya portakal büyüklüğünde olabilen anormal doku büyümelerine nodül adı verilir. Nodüllerle birlikte çoğu zaman tiroid bezi de büyüdüğünden bu hastalığa nodüler guatr adı da verilir.

Bir nodülün hasta ve doktor açısından önemi nodülde kanser olup olmadığının öğrenilmesidir. İkinci önemli nokta ise nodülün aşırı hormon salgılama özelliği olup olmadığının ortaya konmasıdır.

Tiroid nodülleri toplumda çok sık görülen bir hastalıktır. Nodüllerin bir kısmı elle fark edilir ve bunların oranı toplumda % 7 civarındadır. İyot yetmezliği olan bölgelerde ise el ile fark edilebilen nodül sıklığı o toplumun % 25’ni bulur. El ile fark edilemeyen küçük nodül sıklığı ise daha fazladır ve ultrason ile tiroid bezleri incelendiğinde veya tarama yapıldığında toplumdaki % 50-60 kişide nodül saptanır. Bunun anlamı neredeyse her iki kişiden birisinde nodül olmasıdır. Ancak kişilerin çoğu bundan habersizdir. İyot yetmezliği olan bölgelerde nodüler guatr 2-3 kat daha fazla görülür.

Nodül sıklığı yaşla birlikte artar ve kadınlarda erkeklere göre 4 kat daha fazla bulunur. Gebelikte tiroid nodülü çapında artma ve yeni nodül oluşumu sıklığında artış vardır.

Çeşitleri

Bir nodülün sıcak veya soğuk olması sintigrafi tetkiki ile ortaya konan bir durumdur. Tiroid sintigrafisi teknesyum 99 isimli bir radyoizotop madde ile çekilir. Damardan verilen bu ilaç tiroid bezine gider. Eğer nodül bu maddeyi tutmaz ise sintigrafi filminde nodül bir boşluk olarak görülür. İlacı içine almayan bu nodüllere ‘’soğuk nodül’’ adı verilir. Verilen ilacı tutan nodüller ise sintigrafide siyah bir şekilde ortaya çıkar. Teknesyumu tutan bu nodüllere ise ‘’sıcak nodül’’ adı verilir. Eğer nodül diğer tiroid dokusuna benzer şekilde ilaç tutarsa bu nodüle ‘’ılık nodül’’ adı verilir.

Soğuk nodüllerde kanser oranı sıcak nodüllere göre daha fazladır. Buna rağmen sıcak nodüllerde de kanser olabilir. Bu nedenle bütün nodüllere sıcak veya soğuk olsun mutlaka biyopsi yapılmalıdır. Biyopsi iki defa yapıldığı halde iyi huylu çıkanlarda anormal gelişim olmadıkça tekrar biyopsi yapmanın anlamı yoktur.

Nodüllerin bir kısmının içinde sıvı birikir ve bunlara kistik nodül adı verilir. İçinde sıvı olmayan sert nodüllere ise solit veya sert nodül adı verilir. Bir nodülün kistik veya solit olup olmadığı tiroid ultrasonu ile anlaşılır.

Tiroid bezinde bazen tek nodül, bazen birden fazla nodül olabilir. Tiroid bezinde tek nodül de olsa çok nodül de olsa tiroid kanser oranı % 5’dir.

Tiroid bezinde birden fazla nodül olması (Multinodüler Guatr)

Tiroid bezinde birden fazla nodül olmasına tıp dilinde multinodüler guatr denir. ‘’Multi’’ kelimesi çok anlamına gelmektedir. Tiroid bezinde birden fazla nodülün olduğu multinodüler guatr özellikle iyot yetmezliği olan bölgelerde ve genellikle ileri yaştaki kişilerde saptanır. Bu hastalarda da nodüllerin sıcak mı soğuk mu olduğunu anlamak için tiroid sintigrafisi yapılabilir. Bazen nodüllerin hepsi soğuk nodül olabildiği gibi biri sıcak diğerleri soğuk olabilir. T3, T4 ve TSH hormonları yapılarak hormonlar kontrol edilir.

Tiroid bezinde birden fazla nodülü olan kişilerde tiroid hormonları normal ve nodüllerin çapı küçükse bu hastaların çoğunda herhangi bir şikayet olmaz. Eskiden içerisinde nodül olmayan bir guatrda yıllar geçtikçe yeni nodüller ortaya çıkar ve multinodüler guatr gelişebilir.

Tiroid bezinde tek nodülü olan hastalar gibi, bezde birden fazla nodülü olan hastalarda da nodüllerden mutlaka iğne biyopsisi yapılmalıdır. Nodülü çok olan bu hastalarda da kanser oranı tek nodülde olduğu gibi % 5 civarındadır. Tiroid bezindeki tüm nodüllerden biyopsi yapılmaya çalışılır. Biyopside kanser şüphesi veya kanser çıkarsa hemen ameliyat yapılır. Biyopsi iyi huylu ise takip edilebilir.

Bu hastaların bir kısmında tiroid hormonları normaldir. İyotlu tuz yerlerse nodüller aşırı hormon salgılamaya başlayabilir; bu nedenle iyotsuz tuz yemelidirler. Hormonları normal olan hastalar 4-6 ayda bir tiroid hormonları ve tiroid ultrasonu yapılarak takip edilir.

Bezinde birden fazla nodülü olan kişilerin çoğunda Levotiroksin ilacıyla yapılan tedavi kanda tiroid hormonlarının artmasına neden olabildiği için pek tercih edilmese de, genç, küçük guatrı olan ve TSH hormonu normal seviyede olan hastalarda bir süre Levotiroksin ilacıyla tedavi yapılabilir. Nodüllerin çapı küçük (2.5 cm’den küçük) ise genellikle ilaç vermeden 4-6 ay aralarla takip yapılır. Bu takiplerde nodüller büyürse ameliyat edilir. Eğer hastanın TSH hormonu düşük ise (0.1’den küçük) Levotiroksin ilacı verilmez, çünkü zararlı olur. Bu nedenle ameliyat tercih edilen tedavi şeklidir.

Multinodüler guatrlı hastalarda TSH hormonu düşük seyrediyorsa, yani bez fazla çalışıyorsa Propiltiourasil veya Metimazol gibi tiroid hormon yapımını engelleyen ilaçlar verilir ve daha sonra ameliyat yapılır.

Bazen bu hastalarda tiroid hormonları yüksek yani tiroid bezi aşırı çalışıyor olabilir. O zaman Propiltiourasil veya Metimazol gibi ilaçlarla hormonlar normale getirilir ve arkasından radyoaktif iyot tedavisi veya ameliyat yapılır.

Kistik nodül ne demektir?

Soğuk nodüllerin % 10-20’si kistik nodüllerdir. Kistik nodül demek içinde sıvı bulunan nodül demektir. Bu sıvı çikolata, saman sarısı veya kanlı renkte olabilir. Bu rengin kistte kanser olması açısından bir önemi yoktur. Kistik nodüllerin içindeki sıvı iğne ile boşaltılabilir . İğneyle boşaltma sonrası % 50’ye yakın hastada kistik nodülün çapında azalma olur ve tekrar sıvı birikmez. Ancak % 20-30 hastada tekrar sıvı birikir. Tiroid hormon ilaçları tedavisi kistlerin tedavisinde pek başarılı olmaz. Sadece içi sıvı ile dolu kistlerde pek kanser görülmez. Yarısı kistik yarısı sert nodüllerde ise kanser riski artar. Tekrar oluşan kistik nodüller genellikle çapı 4 cm’den büyük nodüllerdir ve bunların ameliyatla alınması gerekir.

Tedavisi

Nodüler guatrı olan her hastanın ameliyat edilmesi şart değildir. Ameliyat sonrası birkaç yıl içinde %20-30 hastada tekrar nodül gelişmektedir. Bu nedenle ameliyat edilmesi gereken nodüller kanser şüphesi olan nodüllerdir. Bir nodülde kanser olup olmadığı ancak nodüle iğne batırılarak yapılan biyopsi ile anlaşılır. Biyopside kanser yoksa özellikle küçük nodüller için (çapı 2,5 cm den küçük) ameliyat gereksizdir. Ameliyat, ancak biyopside kanser çıkarsa veya kanser yönünden şüphe varsa veya nodül çok büyükse (3cm ve üzeri) o zaman düşünülür. İğne biyopsisinin devreye girmesiyle artık lüzumsuz yere ameliyat olma dönemi kapanmıştır.

Bu nedenle bütün nodüllerde (sıcak veya soğuk olması fark etmez) biyopsi yapılması gerekir. Nodül küçükse biyopsi ultrason altında yapılır. İyi huylu çıkan bir nodülde böylece lüzumsuz yere yapılacak ameliyattan kurtulunmuş olur. Nodül iyi huylu çıktığı halde gittikçe büyüyorsa veya etrafındaki dokulara baskı belirtileri varsa bu nodüllerde ameliyat gerekebilir.

Nodül saptanan hastaların ilk önce Endokrinoloji uzmanına başvurmaları ve bu uzmanların önerisi doğrultusunda tedavilerini yaptırmaları gerekir.

İyi huylu, soğuk ve tek nodüllerde levotiroksin ilacı ile tedavi nasıl yapılır?

Tiroid nodülünün iyi huylu olduğu biyopsi ile anlaşıldıktan sonra, eğer sıcak nodül değilse ve TSH hormonu çok düşük değilse ve tek nodül ise sentetik T4 ilacı (levotiroksin) ile tedavi yapmaktayız. Bu ilaç tedavisiyle çapı küçük olan nodüllerde, Hashimoto hastalığıyla birlikte bulunan nodüllerde ve yeni oluşmuş nodüllerde iyi cevap alıyoruz. Bu ilaç TSH hormonunun salgılanmasını azaltarak nodülün büyümesini önler ve küçülmesini sağlar.

Levotiroksin ilacı aç karna alınır?

Kullandığınız Levotiroksin ilacı genellikle sabah aç karna yemekten yarım saat önce alınır. Bu ilacı kullanırken aynı öğünde başka ilaç kullanmamaya çalışınız. İlacınızı her gün aynı saatte kullanmanız da önemlidir. İlacı aç karna alırken tok karna almaya başlarsanız bu durumu doktorunuza bildiriniz. Bu durumda ilacın dozunu artırmak gerekebilir. Bu ilaçları alırken demir ilacı, kalsiyum hapı, posa kapsülleri ve soya ilacı veya soya proteinini aynı zamanda almayınız. Bu ilaçlar Levotiroksin ilacının emilimini bozar. İlaç kullanmaya başladıktan sonra çarpıntı, terleme, kilo kaybı gibi şikayetler oluyorsa ilaç fazla geliyor demektir. Bu durumda hemen doktorunuza başvurunuz.

İlaç kullanan hastalar kontrollere gitmelidir

İlaç kullanan hastaların doktorun önerdiği tarihlerde kontrollere giderek nodülün küçülüp küçülmediği, baskı belirtileri ortaya çıkıp çıkmadığı ve hormonlarda değişiklik olup olmadığının araştırılırması gerekir. Bu takip veya kontrollerde eğer nodülün büyüdüğü saptanırsa tekrar biyopsi yapılır. TSH hormonunda çok düşme varsa ilaç dozu azaltılır. Kontroller sırasında kan verecekseniz ilacınızı kan verdikten sonra alınız.

Kontroller sırasında tiroid hormon tetkikleri ve tiroid ultrasonu yapılarak nodülün büyüklüğündeki değişiklik daha iyi anlaşılır.

Gebelikte tiroid nodülü nasıl tedavi edilir?

Tiroid nodülü olan gebe bir kadın gebe olmayan nodüler guatrlı bir hasta gibi tedavi edilir. Ancak gebelikte tiroid sintigrafisi çekilmez, sadece tiroid ultrasonu çekilir.

Tiroid nodülleri gebelikte de biyopsi ile incelenmelidir. Eğer biyopsi sonucu kanser çıkarsa tiroid ameliyatı ya gebeliğin ikinci 3 ayında ya da doğum sonrası yapılır. Kanserin türüne göre buna doktorunuz karar verir. Bazı kanser türleri hariç genellikle doğum sonrası ameliyat yapılır. Şekil 5’de tiroid nodülleri gösterilmiştir.

Sıcak nodüller nasıl tedavi edilir?

Sıcak nodüllerde de mutlaka biyopsi yapılmalıdır. Bazı merkezlerde sıcak nodüllerden biyopsi yapılmadığına şahit olmaktayız. Sıcak nodüllerde kanser oranı az olsa bile olmayacak anlamına gelmez. Bu nedenle daha önce de belirttiğimiz gibi nodül sıcak da olsa soğuk da olsa mutlaka biyopsi yapılmalıdır.

Sıcak bir nodül 2.5-3 cm’den küçük ve tiroid hormonları normal ise herhangi bir ilaç veya tedavi yapılmadan sadece belirli aralıklarla takip edilir. Takipten maksat belirli aralıklarla tiroid hormonları ve tiroid ultrasonu yapılmasıdır. Takip sırasında hormonlar yükselirse radyoaktif iyot tedavisi yapılır veya ilaçlarla hormonlar normale getirilip ameliyat edilir.

Sıcak nodüllerin % 20-30’unda, özellikle de çapı 2.5-3 cm’den büyük olanlarda, ileride aşırı tiroid hormon salgılanması yani hipertiroidi hastalığı gelişme ihtimali yüksektir. Bu nedenle çapı 2.5 cm’den büyük sıcak nodüller aşırı hormon salgılamasa bile radyoaktif iyot tedavisi veya ameliyat ile tedavi edilmelidir.

Sıcak nodüllerde tiroid hormon ilacı ( Levotiroksin) ile tedavi yapılamaz. Bu hastalarda tiroid hormon ilacı alınırsa kandaki tiroid hormonları artar ve nodül çok çalışmaya başlar.

Sıcak nodülü olan bir kişi yaşlı veya kalp hastalığı varsa hormonları normal olsa bile radyoaktif iyot tedavisi yapılır. Çünkü sıcak nodül herhangi bir anda aşırı tiroid hormonu salgılamaya başlayarak kalp hastalığını kötüleştirebilir.

Yaşlı ve TSH hormonu kanlarında düşük olan yani başlangıç halinde tiroid bezi fazla çalışması (hipertiroidi) olan hastalarda ise Propiltiourasil veya Metimazol gibi ilaçlar verilir ve arkasından radyoaktif iyot ile tedavi yapılır.

Riskleri

Nodüllerin yaklaşık yarısı tiroid bezinde tek nodül olarak bulunurken, geri kalan yarısı ise birden fazla nodül halinde vardır. Yani bazı hastaların bezinde tek nodül varken bazen birden fazla nodül bulunur. El ile yapılan muayenede tek nodül olan hastalarda tiroid ultrasonu yapıldığında daha küçük ilave nodüller de saptanabilir. Tiroid bezinde tek nodül de olsa çok nodül de olsa tüm nodüllerde % 5 oranında kanser olma riski vardır. Sıcak nodüller de kanser sıklığı az ( % 0.23) olmasına rağmen yine de kanser riski vardır. Soğuk nodüllerde kanser riski daha fazladır ( % 5 kadar).

Nodülü olan bir hastada gittikçe ilerleyen yemek yeme zorluğu, ses kalınlaşması veya nefes almada zorluk kanser olma şüphesini artırır. Ancak, kanser olmayan nodüller sinire baskı yaparak ses kalınlaşması yapabilir.

Önceki yıllarda baş veya boyuna yönelik ışın tedavisi (radyoterapi) alan nodüler guatrlı hastalarda ve ailesinde tiroid kanser hikayesi olanlarda kansere eğilim artar.

Nodüler guatr kadınlarda erkeklere göre dört kat daha fazla görülür. Ancak tiroid kanseri erkeklerde daha çok görülür. .

Erkek olmak, 20 yaşından önce ve 60 yaşından sonra birden nodül gelişmesi kanser için risk oluşturur. Erkeklerdeki nodüllerin % 8’inde kanser saptanırken kadınlarda bu oran %4-5’tir.

Yavaş veya ani başlayan ağrı veya hassasiyet nodül veya kist içine olan kanama nedeniyle olabilir veya ağrı tiroid bezi iltihabı nedeniyle de gelişebilir ve bu durum habis olmayan bir olaya işaret eder. Ancak bazen yayılmış kanserde de ağrı olabilir.

Nodüler guatrlı bir hastada boyundaki lenf bezlerinin şişmesi, nodülün sert olması, hareket etmemesi ve hızlı bir şekilde büyümesi kanser şüphesini artırır. Nodüllü hastalar Levotiroksin ilacı kullanırken nodül gittikçe büyüyorsa kanser şüphesi artar. Bu nodüllerde tekrar biyopsi yapmak gerekir. Çocuklarda nodül saptanması kanser riskini artırır. Bu nedenle mutlaka biyopsi yapılmalıdır.

Teşhisi

Tiroid iğne biyopsisi tiroid nodüllerinin tanı ve tedavisinde kullanılan en etkili ve en hassas tetkiktir. Bir nodülde kanser olup olmadığını anlamak için mutlaka iğne biyopsisi yapılması gerekir. Diğer tetkiklerle kanser olup olmadığı anlaşılamaz.

Tiroid nodülünün değerlendirilmesine ilk olarak biyopsi ile başlanmalıdır. Bu durum tek olsun çok olsun tüm nodüller için geçerlidir. Bir bezde birden fazla nodül varsa tüm nodüllerden ayrı ayrı biyopsi yapmak gerekir. Kuralımız erişilebilen tüm nodüllere biyopsi yapılmasıdır. Biyopsi yapılmayan bir nodülde kanser olmadığını hiçbir tetkik veya kişi garanti edemez. O nedenle palpasyonla (el ile) erişilemeyen nodüllere de ultrason altında mutlaka biyopsi yapılmalıdır.

İnce iğne aspirasyon biyopsisi sayesinde ameliyata verilen hasta sayısında % 50 oranında azalma olmuştur. Biyopsinin tecrübeli bir hekim tarafından yapılması ve yine deneyimli bir patolog tarafından değerlendirilmesi gerekir.

Biyopsi ile alınan hücrelerin patolojik incelemesi sonucunda genellikle hastaların % 4’ ünde kanser, % 10’unda kanser yönünden şüpheli , % 17’sinde yetersiz örnek (Biyopside parça gelmemesi) ve % 70’i iyi huylu nodül olarak rapor edilir.

Görüldüğü gibi nodüllerde kanser oranı azdır. Bununla birlikte iğne biyopsisinde bazen parça gelmez. Bu durumda biyopsiyi 2 veya 3 kez daha tekrar etmek gerekir. Tekrarlanan biyopsiler ile sonuç alma olanağı artar. Parça alınamayan nodüllerin bir kısmı kistik nodüllerdir. Bunlarda sıvı olduğu için hücre az gelir. Parça alınamayan nodüllerin bir kısmı ise küçük nodüllerdir.

Biyopsi ile papiller, medüller ve anaplastik kanser türleri patolog tarafından kolayca tanınır. Ancak folliküler kanser türü biyopsi ile teşhis edilemez. Patolog bu nedenle folliküler tümör olarak rapor yazar. Kanser, kanser şüphesi veya folliküler nodül diye patoloji raporu çıkanlarda ameliyat yapılır. İyi huylu çıkanlarda nodül çok büyük değilse ameliyat genellikle yapılmaz.

Bir nodül yapılan ilk biyopside iyi huylu çıktığı halde gittikçe büyürse ve özellikle Levotiroksin ilacı alırken büyürse mutlaka tekrar biyopsi yapılır. Boyunda lenf bezleri şişmiş kişilerde de tekrar biyopsi yapılır.

Tiroid iğne biyopsisi nasıl yapılır ve hasta nasıl hazırlanır?

Hastaların biyopsi öncesi aspirin, Plavix veya romatizma ilaçları kullanmamaları veya biyopsiden birkaç gün önce kesmeleri gerekir. Bu ilaçlar kanamayı artırır. Ayrıca hemofili hastalığı gibi kan hastalığı olanlar veya Coumadin gibi kanı sulandıran ilaç kullananlar veya herhangi bir bitkisel ilaç alanlar bu ilaçlarını doktora söylemelidir. Biyopsi yapılırken aç veya tok olmanın bir önemi yoktur. Biyopsi yapılmadan önce randevu alınır ve randevu saatinde biyopsi yapılacak yere gidilir.

Tiroid iğne biyopsisi ultrason ile veya ultrasonsuz olmak üzere iki türlü yapılabilir. Büyük nodüllerde ultrasona gerek yoktur. Küçük nodüllerde ultrason yardımıyla nodülün yeri daha iyi saptanır. Tiroid biyopsisi genellikle hepinizin bildiği, kolunuzdan kan alınırken kullanılan, normal plastik enjektörlerle yapılır. Ayrı bir alet kullanılmadığı gibi ameliyat da yapılmaz.

Günlük pratikte bunun bir ameliyat olduğu korkusuyla biyopsiye gelmeyen hastalar olduğu gibi aşırı stres yapan, çok heyecanlanan hastalar olmaktadır. Biyopsi yapıldıktan sonra ise bu hastalar ‘Çok kolaymış, boşuna korkmuşum ‘’ diyerek evine gitmektedirler.

Biyopsi yapılacak hasta önce muayene masasına yatırılır ve başını biraz arkaya vermesi istenir. Böylece bez ve nodül daha iyi fark edilir. Hastaya biyopsi sırasında yutkunmaması söylenir. Biyopsi yapılacak nodülün yeri önce el ile iyice saptanır ve biyopsi yapılacak cilt bölgesi alkollü pamuk ile temizlenir. Daha sonra enjektör iğnesi batırılarak nodüle girilir ve enjektörün pistonu geri çekilerek dokunun veya nodül hücrelerinin gelmesi sağlanır. Daha sonra iğne çıkarılır. İğne çekilir çekilmez biyopsi yapılan yere kanamayı durdurmak için bir pamukla 10-15 dakika basılır. Böylece kanama ve şişme önlenir. Biyopsi yapılan alana daha sonra ufak bant yapıştırılabilir. Eğer bu alanda daha sonra rahatsızlık hissi olursa buz uygulaması yapılabilirse de buna % 99 hastada pek gerek olmaz. Şırınga içindeki biyopsi parçaları daha sonra lam denilen ufak cam parçalarına püskürtülür ve sonra yayılır. Bu camlar incelenmek üzere patoloji laboratuarına gönderilir. Biyopsi sırasında uyuşturma yapmaya gerek yoktur. Zaten ağrı da pek olmaz ve buna da gerek yoktur.

Biyopsi sonrası yavaşça yataktan kalkarak oturmanız istenir. Beş dakika kadar oturduktan sonra kalkarsınız ve işinize veya evinize gidebilirsiniz. Biyopsi yapılırken iğne batırıldığı için çok hafif bir ağrı olabilir. Bu ağrı kolunuzdan kan alınırken oluşan ağrının aynısıdır. Bu nedenle korkmanıza hiç gerek yoktur. Biyopsi yaptırmazsanız ve nodülde kanser varsa tedavide gecikme olacağı için kanserin yayılmasına neden olacağınızı unutmayınız. Biyopsi ameliyat olacak nodülü olan hastalarda da ameliyat öncesi mutlaka yapılmalıdır. Ameliyat öncesi nodülün kanser olduğu anlaşılırsa ameliyat ona göre yapılır.

Nodülü olan bir kişide T3, T4 ve TSH hormonları, anti-TPO ve anti-Tiroglobulin antikorları, Kalsitonin hormonu ile tiroid ultrasonu ve tiroid sintigrafisi tetkikleri yapılabilir. Medüller tiroid kanseri denen bir kanser türünü erkenden yakalamak için kanda kalsitonin hormon düzeyine de bakılabilir.

Tiroid ultrasonu, ultrason aletinin prob denen ufak bir parçasını boynunuza koyarak ses dalgası gönderilmesi ve bu ses dalgalarının görüntüsünün bilgisayar ekranında görülmesi ile yapılan bir tetkiktir. Ses dalgası olduğundan gebelerde de güvenle yapılabilir. Tiroid ultrasonu nodülün kanser veya iyi huylu olup olmadığını kesin olarak ayırt edemez. Ultrason ancak bir nodülün kistik olup olmadığını veya sert olup olmadığını anlamaya yarar. Ultrason ile ele gelmeyen küçük nodülleri saptama imkanı da vardır.

Bir nodülde tiroid ultrasonunda kanser şüphesi uyandıracak özellikler şunlardır:

1. Nodül kenarının düzensiz olması

2. Doppler ultrason ile nodülde kan akımının fazla olması

3. Nodülde küçük kalsiyum çöküntülerinin olması

İlk 3 özelliğin kanser için çok önemli olduğu yapılan çalışmalarda ispatlanmıştır.

Tiroid ultrasonu için belirtilecek diğer bir nokta ultrason yapan hekimin nodülü tanımadaki tecrübesidir. Tiroid ultrasonunu bu konuda deneyimli hekimler yapmalıdır. Günlük pratikte bazen karşımıza ilginç ultrason raporları gelebilmektedir. Ultrasondaki nodül ile alâkası olmayan ufak değişikliklerin nodül olarak rapor edilmesi hem hastayı hem Endokrinoloji uzmanını sıkıntıya sokabilmekte ve başka bir laboratuvarda tekrar ultrason yapılabilmektedir. Bu nedenle tiroid ultrasonu yaptıracağınız laboratuvar hakkında doktorunuzun görüşünü almanızda fayda vardır.

Komplikasyonları

Nodüllerin çoğu hiçbir belirti vermez ve şikayet yapmaz. Nodüller sıklıkla hasta veya doktor tarafından rasgele fark edilir ve nadiren yemede zorluk, nefes darlığı, ses kalınlaşması veya çatallaşma veya boyunda ağrı yapar. Ancak çoğunun hiçbir belirtisi yoktur. Nadiren nodül içine kanama olursa ağrı ve hassasiyete neden olur. Bu tür kanamalar nodülün kendiliğinden yok olmasına neden olabildiği gibi sıklıkla kist oluşumuna da neden olur. Bazen akciğer ve beyin tomografileri sırasında veya boyundaki damarların ultrason ile incelemesi sırasında da tesadüfen nodül olduğu fark edilir.

Nodül çapı 4-5cm ulaştığı halde hiçbir şikayeti olmayan çok hasta vardır.

İyi huylu tiroid nodülü nasıl bir gidişat gösterir?

1- Çok yavaş büyüme eğilimi vardır

2- Üç yıl içinde iyi huylu nodüllerin yarısında % 30 hacim artışı olabilir. Nodüller tiroid bezinin diğer kısımlarından daha fazla büyür ve bu büyümenin yaş, cinsiyet, nodül çapı ve nodülün sıcak veya soğuk olması ile ilişkisi yoktur.

3- Bir yıl içinde nodüllerin % 20’sinden azı büyür.

4- Nodüllerin % 20 sinde ise kendiliğinden küçülme olur.

Nodüller iyi huylu olsa da kötü huylu olsa da büyüyebildiğinden önemli olan Levotiroksin ilacı alırken oluşan nodül büyümeleridir. Nodüller genellikle başlangıç olarak iyi huylu veya kanser olarak ortaya çıkarlar. İyi huylu nodülün kansere dönüşümü çok nadirdir. Bu nedenle bazen hastaların sorduğu gibi ‘’ya iğne nodülün kanser olmayan tarafına girmişse?’’ gibi bir soruya veya endişeye gerek yoktur.

İyi huylu nodül daha sonra kansere dönüşür mü?

Yapılan biyopside iyi huylu çıkan bir nodülde kansere dönüşüm pek olmaz. Nodüller başlangıçta iyi huylu veya kanser olarak oluşurlar. Ancak ilaç tedavisine rağmen nodül hızla büyürse ve lenf bezlerinde şişlik olursa kanserden şüphelenilir ve tekrar biyopsi yapılır.

Ameliyatı

Hangi nodüller ameliyat edilmelidir?

Tiroid iğne biyopsisi sayesinde ameliyata verilecek hasta sayısında büyük azalma olmuştur. Ameliyat edilmesi gereken nodüller şunlardır:

1. Yapılan biyopside kanser çıkan veya kanser yönünden şüpheli nodüller.

2. Biyopside folliküler tümör olduğu saptanan nodüller.

3. Biyopside Hurthle hücreli tümör olduğu saptanan nodüller

4. Levotiroksin ilacı kullandığı halde büyümeye devam eden nodüller ile bu ilaçlar kullanırken yeniden ortaya çıkan nodüller.

5. 4 cm’den büyük kistik nodüller.

6. İğneyle içindeki sıvı boşaltılmasına rağmen tekrar içine sıvı biriken kistik nodüller.

7. Yemek borusu veya soluk borusuna baskı yapan büyük nodüler guatrda

8. Graves hastalığı ile birlikte nodül varsa

9. Sıcak nodüllerden çapı 2.5 cm’den büyük olanlar

10. Çapı 3 cm’den büyük olan iyi huylu sert nodüller

11. Nodülün göğüs kafesi içine girmesi durumunda (Dalan guatr)

Nodül için ameliyat olan hastanın ameliyat sonrası takibi nasıl olmalıdır?

Ameliyat geçiren kişilerin % 30’unda 3 yıl sonra tekrar nodül gelişebildiğinden tekrar nodül gelişimini önlemek için Levotiroksin ilaç tedavisi almaları uygun olur.

Son yapılan bir çalışmada ameliyat olan nodüler guatrlı hastalardan günde bir tablet Levotiroksin ilacı kullananlarda % 5 oranında tekrar nodül geliştiği saptanmışken ilaç almayanların % 42’sinde tekrar nodül ortaya çıkmıştır. Bu nedenle biz ameliyat olan hastalara ilaç tedavisi yapıyoruz.

Ameliyat olan kişilerde ellerde uyuşma ve kasılma oluyorsa mutlaka kalsiyum ölçümü yapılmalıdır. Bu belirtiler kanda kalsiyumun düştüğünü düşündürür.

Ameliyat olan kişiler belirli aralıklarla tiroid hormon tetkikleri ve kalsiyum ölçümleri yaptırmalılardır. Tiroid hormonlarında düşme varsa buna uygun olarak doktorunuz ilaçlarınızı ayarlayacaktır.

Ameliyat sonrası belirli aralıklarla (6 ayda bir veya yılda bir) tiroid ultrasonu yapılması da faydalıdır. Ameliyat olsanız bile bazen tekrar nodül oluşabilir.

Diğer önemli bir nokta ameliyat olduktan sonra kontroller için endokrinoloji uzmanına gitmeniz gerektiğidir. Sizin hormonlarınızı ve ilacınızı ameliyat sonrası Endokrinoloji uzmanı ayarlayacaktır.

Ameliyat olan bir hastada yeniden nodül oluşursa nasıl tedavi edilir?

Önceden ameliyat geçirmiş nodüler guatrlı hastaların % 2.5-20’sinde tekrar nodül gelişebilir. Yeni nodül oluşumu genellikle ameliyattan 3-6 yıl sonra olur. Bazı araştırmalarda ameliyattan 3 yıl sonra % 25-30 oranında tekrar nodül oluştuğu saptanmıştır.

Tekrar nodül oluşmasının bir nedeni ilk ameliyatta fazla doku bırakılmasıdır. Özellikle birden fazla nodülü olan (multinodüler guatrlı) hastalarda ameliyat sonrası tekrar nodül oluşması sıktır. Bu nedenle multinodüler guatrlı hastalarda tiroid bezinin tamamı ameliyatta alınmalıdır.

Diğer bir neden ameliyat sonrası Levotiroksin ilaç tedavisinin verilmemesi veya iyot yetmezliğinin devam etmesidir. Ülkemiz gibi iyot yetmezliğinin olduğu bir ülkede ameliyat sonrası ilaç tedavisi faydalı olur. Eğer kişide iyot eksikliği varsa (idrarda iyot bakılarak anlaşılır) iyotlu tuz kullanımı da nodül gelişimini bu tür hastalarda önler.

Tekrar nodül oluşmasının bir önemli nedeni genetik olarak nodül oluşumuna eğilimli olmaktır. Ailesinde guatr olan hastalarda ameliyat sonrası nüks daha fazla görülmüştür. Bu nedenle ailesinde guatr olan hastalarda ameliyat sonrası Levotiroksin ilacı kullanmak faydalıdır.

Ameliyat sonrası tekrar nodül oluşan hastalarda yapılacak işlem ilk defa nodülü saptanan bir hasta gibi iğne biyopsisi yapmak ve hormon tetkikleriyle inceleme yapmak ve ona göre tedaviyi düzenlemektir.

Doç. Dr. Sinan ÇAĞLAYAN

İyi gunler annemin troid bezinde noduller oldugu soylendi ve biopsi yapildi gelen sonucta MALİGNİTE YONUNDE SUPHELİ YAYMA İLE UYUMLU; SOL LOB yaziyor ... devamı