Nedir

Hashimoto; tiroit iltihabı ya da kronik lenfosit tiroit iltihabı olarak da bilinen Hashimoto hastalığı, tiroidin zaman içinde iltihaplanması durumudur. Hastalar, boynun ağrılı bir biçimde genişlemesinden ve tiroit bölgesinde duyarlılıktan şikâyet eder. Triodin genişlemesi, soluk borusuyla sindirim borusuna baskı yaparak solunum ve yutkunma güçlüğüne neden olabilir.

Graves hastalığında olduğu gibi erkeklere oranla kadınlarda daha fazla görülen ve kalıtsal bir otoimmün bozukluğudur. Graves hastalığından farklı olarak iltihaplanma, tiroid hormonunun kan dolaşımına daha az salgılanması ya da hipotiroite neden olabilir. Hipotiroidinin belirtilerini soğuğa dayanamama, kilo alma, yoğunluk, kabızlık, eklem sertliği ve yüzde şişkinlik olarak sıralayabiliriz.

Hashimoto tiroit iltihabı, genellikle yavaşça ilerler ve şeker hastalığı ya da Addison hastalığı gibi diğer hormonal otoimmün bozukluklarıyla ilişkilidir. Tirodin vücudun kendi yapılarına saldıran bağışıklık salgılarının düzeyi yüksektir. Tiroide iğneyle biyopsi yapıp ardından, mikroskopla inceleyerek teşhis konulabilir. Tedavi için, yakındaki yapılara baskı yapan, aşırı genişlemiş tiroidin cerrahi müdahaleyle alınması önerilebilir. Daha hafif durumlarda tedavi gerekmeyebilir. Hipotiroidinin söz konusu olduğu durumlarda, tiroit hormonuyla yer değiştirme terapisi uygulanabilir. Bununla birlikte bazı hastalarda, yer değiştirme terapisi guatrın ilerlemesine neden olabilir.

Hashimoto hastalığı yavaş ilerlediği ve genellikle yıllar boyunca değişme göstermeden kalabildiği için iyileşme olasılığı yüksektir.

Hashimoto tipi tiroit bezi iltihabı veya tıptaki adıyla "Hashimoto tiroiditi" bağışıklık sisteminin bir bozukluğu sonucu ortaya çıkar. Nedeni tam olarak bilinmemektedir. 1912 yılında Japon bilim adamı Akira Hashimoto tarafından tanımlandığı için bu ad verilmiştir. Hashimoto tipi tiroit bezi iltihabı en fazla tiroit bezi yetmezliği yapan hastalıktır. Diğer bir deyimle tiroit bezi yetmezliğinin en önemli nedeni Hashimoto tipi tiroit bezi iltihabıdır.

Bu hastalık otoimmün hastalıklar dediğimiz hastalıklardan birisidir. Otoimmün hastalıklarda vücut kendi dokusunu yabancı doku olarak algılayıp onu yok etmek ister ve vücut içinde bir savaş oluşur. Hashimoto tiroiditinde de vücut tiroit bezini yok etmek ister. Vücudumuz tiroit bezini yok etmek için çok miktarda anti-TPO antikoru ve anti-tiroglobulin antikoru üretir. Bu antikorlar tiroit bezine bağlanarak tiroit hücrelerini harap ederler. Bu arada tiroit bezine birçok iltihap hücresi birikir. İltihap sonucu tiroit hücreleri tahrip olarak azalınca da bez küçülür ve hormon yapacak hücre kalmaz ve sonunda tiroit hormon yetmezliği ortaya çıkar. Bu hastalarda yıllar içinde tiroit bezi gittikçe küçülür.

Başlangıçta ufak bir guatr ve kanda anti-TPO antikor yüksekliği varken TSH, T3 ve T4 hormonları normaldir. Daha sonra zaman içinde hastalık ilerledikçe önce başlangıç halinde tiroit yetmezliği (sadece TSH yüksek, fakat T3 ve T4 normal) sonra tam tiroit yetmezliği (TSH yüksek, T3 ve T4 hormonları düşük) gelişir. Hashimoto hastalığı başlangıcında tiroit bezinde büyüme yani guatr vardır; daha sonra tiroit bezi yavaş yavaş devam eden harabiyet nedeniyle yıllar içinde küçülerek sanki yok olur.

Riskleri

Hashimoto hastalığının nasıl başladığı tam olarak bilinmiyorsa da genetik eğilim önemlidir. Ailesel özellik gösterir. Aynı ailenin üyelerinde sık görülür. Hashimoto tiroiditi olan hastalarda kuvvetli bir genetik geçiş vardır ve bu hastaların birinci dereceden akrabalarında tiroit antikorları (anti-TPO ve anti-tiroglobulin) yüksek olarak bulunur ve hastalık ailenin diğer üyelerinde de sıklıkla ortaya çıkar. Bu nedenle Hashimoto tiroiditi varsa ailenin diğer üyelerinde de tiroit tetkikleri yapılmalıdır.

Hashimoto tiroidit sıklığı iyot alımı arttıkça artmaktadır. ABD ve Japonya gibi iyot alımının yüksek olduğu ülkelerde sıklığı yüksektir.

Toplumun % 2’sinde bulunur. Hashimoto hastalarının % 95’i kadındır. Tüm yaşlarda ortaya çıkarsa da 30-50 yaş arasında sıktır. Kadınlarda erkeklere göre 15-20 kat daha fazla görülür. Ergenlik çağındaki kızlarda sıklığı % 0.8-1.6’dır.

Anti-TPO antikorunun kanda yüksekliği yaşla birlikte artar ve 70 yaş ve daha büyük kadınların % 33’ünde bu antikor yüksek olarak bulunur.

Anti- TPO ve anti-tiroglobulin antikorlarının ve sadece TSH’nin yüksek olduğu kadınlarda tiroit bezi yetmezliği yani tiroit hormon azlığı her yıl % 5 oranında gelişir.

Belirtileri

Çoğu hastanın hiçbir şikayeti yoktur. Bazı hastalarda küçük bir guatr ve anti-TPO antikor yüksekliği vardır. Bazen tiroit bezi yetmezliği (tiroit hormon yetmezliği-hipotiroidi) ile doktora başvururlar.

Yaş ilerledikçe Hashimoto’lu hastalarda hipotiroidi (tiroit bezi yetmezliği) sıklığı artar. Hashimoto’lu hastalarda lastik sertliğinde bir guatr vardır. Çok nadiren tiroit bezi sert olabilir. Tiroit bezinde ağrı veya hassasiyet yoktur. Genellikle tiroit büyümesi sessiz olur ve şikayet bulunmaz. Bu hastalar doktora genellikle guatr nedeniyle veya tiroit hormon azlığının neden olduğu halsizlik, bitkinlik, el ve yüzde şişme, ses kalınlaşması gibi şikayetler nedeniyle başvururlar.

Hastalıkları

Hashimoto tiroiditi olan hastalarda diğer otoimmün hastalıklar sıklıkla birlikte olur. Bu hastalıklar aşağıda verilmiştir:

- Graves hastalığı

- Tip 1 şeker hastalığı

- Addison hastalığı (böbreküstü bezi ‘kortizol yetmezliği)

- Testis ve yumurtalık iltihabı

- Paratiroit hormon azlığı

- Hipofiz bezi iltihabı

- B12 vitamin eksikliğine bağlı kansızlık

- Vitiligo (ciltte beyaz alanlar olması)

- Romatoit Artrit (küçük eklem iltihabı)

- Trombosit isimli kan hücre azlığı

- Myastenia gravis (kaslarda ağrı ve güçsüzlük yapan bir kas hastalığı)

Hashimoto tiroiditi; hipogonadizm (seks hormonlarında azalma), Addison hastalığı (böbreküstü bezi yetmezliği), diyabetes mellitus (şeker hastalığı), hipoparatiroidizm (paratiroit hormon düşüklüğü-kalsiyum düşüklüğü) ve pernisiyöz anemi (B12 vitamini eksikliğine bağlı kansızlık) ile birlikte sık görülür.

Çocuklarda Hashimoto hastalığı olursa büyüme gecikmesi, kemik yaşında gecikme ve yüksek kolesterol düzeyleri saptanır.

Teşhis

Hashimoto tiroiditinden şüphelenildiğinde, anti-TPO antikoru, T3, T4 ve TSH hormon tetkiklerine bakılır. Hashimoto tiroiditli olguların yaklaşık % 80’inde tanı konduğunda normal T4, T3 ve TSH düzeyleri saptansa da tiroit bezinde hormon yapımı azalmaya başlamıştır.

Anti-TPO antikorlar hastaların % 95’inde ve anti-Tiroglobulin antikorlar % 60’ında yüksek olarak bulunur. Anti-TPO antikoru yüksek hastaların % 25-50’sinde tiroit bezi yetmezliği başlangıç halinde olabilir, yani TSH hormonu yüksek, fakat T3 ve T4 hormonu normaldir.

Tedavi

Hashimoto tipi tiroit iltihabını yok edecek bir tedavi şekli veya hastalığı tamamen ortadan kaldıracak bir tedavi yolu maalesef yoktur. Yapılan tedavi sadece guatr ve tiroit bezi yetmezliği varsa onun tedavisi şeklinde olur.

Guatrı olan veya tiroit bezi yetmezliği olan kişilerde tiroit hormon ilaçları olan Tefor veya levotiron ile tedavi yapılır ve ilaç dozu serum TSH düzeylerini normale getirecek şekilde doktorunuz tarafından ayarlanır. Burada amaç TSH düzeyini 1.5-2.5 IU/L olacak şekilde ayarlamaktır. Yaşlı hastalarda veya koroner kalp hastalığı olanlarda tedaviye çok düşük dozlarda başlanır ve 4-6 haftalık aralıklarla artırılır. Kadınların çoğunda gebelik süresince dozda % 25-50 oranında bir artış gerekir.

Hipotiroidi olmasa bile guatrı olan Hashimoto hastaları tiroit ilacı tedavisinden fayda görür ve guatrları küçülür. T4 ve T3 hormonu normal, ancak TSH hormonu yüksek olan hastalarda TSH >4 IU/L ve anti-TPO yüksek ise küçük dozda ilaç tedavisi yapılır. Hipotiroidizm nedeniyle Tefor veya Levotiron ilacını 1 yıldan fazla kullanan Hashimoto tiroiditli olguların çok azında hastalık kendiliğinden düzelebilir. Özellikle aşırı iyot kullanımı sonrası hipotiroidi gelişenlerde ve doğumdan sonraki bir yıl içinde hastalığı ortaya çıkanlarda ilaç dozu azaltılarak hastalığın düzelip düzelmediği kontrol edilir. Bezi küçülmüş hastalarda hastalığın düzelme olasılığı yoktur.

Uyarılar

Hashimoto tiroiditi olan hastaların dikkat etmesi gereken hususlar:

1) İyotlu tuz ve iyotlu öksürük şurubu kullanmayınız.

2) Selenyum desteği alabilirsiniz. Kanda selenyum ölçümü yaptırıp eksiklik varsa günde 100-200 mikrogram selenyum hastalığınız için faydalı olabilir.

3) Tiroit hormon ilaçlarını (Tefor veya Levotiron) aç karna içiniz. Midenizde ağrı yapıyorsa tok karna alın, ancak en iyisinin aç karna alınması olduğunu unutmayınız. Aç karna alınan ilacın emilimi daha iyi olur.

4) İlacınızı her zaman aldığınız öğünde almayı unutursanız bir sonraki öğünde alın, Bir gün önce almayı unutmuşsanız ertesi günü sabah ve akşam 2 kez alın.

5) İlacı aldığınız öğünde başka ilaç almamaya çalışın. Özellikle kalsiyum, demir ve mide ilaçları tiroit ilacının emilimini bozar.

6) Gebe kalmayı düşünen kadınlar doktoruna mutlaka ilaç konusunda danışmalıdır. Gebe kalınca da tiroit ilaçları alınacaktır. Çocuğa zararı yoktur. Tiroit ilacı almazsanız düşük riski artar. Doğum sonrası da kontrollerinizi yaptırınız.

Fzt. Osteopat İbrahim MAYDA

Merhabalar Motornöron hastalığı içinde bir tedavi mevcut mudur ?... devamı