Lityumdan bahsedildiğinde insanların çoğu negatif bir reaksiyon gösterir. Akıllarına Guguk Kuşu filmini, ağızdan salya akmayı ve lobotomi gelir. Lityumun farmakolojik dozlarını bazı çok kötü yanları vardır. Buna karşın lityum aslında beyin için çok yararlı etkilere sahip birçok su sisteminde bulunan çok önemli bir mineral kaynağıdır.

Bilim insanları 1800’lerin sonlarında mineral tuzun gutu tedavi etmede kullanacağını keşfettiklerinde lityumun bipolar hastalığının tedavisine yardımcı olacağını da anlamışlardır. Lityum önceleri 7-Up içindeki ‘’up’’ bileşeniydi, fakat bu modern bir tarif olduğunu değildir. Lityum üzerine yapılan ilk araştırma belgesinin ortaya çıkması 1949 yılında Avustralyalı psikiyatr John Cade psikiyatri tarihine imzasını atmasıyla gerçekleşmiştir. Buna karşın daha da önceki yıllardaki Yunanlı doktorlar, ruhsal hastalıkları günümüzde lityum olduğu düşünülen bir mineral suyla tedavi ediyorlardı.

John Cade’den önce cinnet karanlıkta zapt etme, elektro şok veya lobotomiyle tedavi ediliyordu, yani lityum harika bir seçenekti. Aslında bu, ruhsal hastalıkların farmasötik tedavisine yönelik ilk başarılı girişimdir. Çok önemli yan etkileri vardır: Tiroit ve böbrekler için toksiktir (ve yüksek miktarı kalp için de toksiktir), kilo almaya neden olur, aşırı doz alımı ölümcüldür ve pek çok seferde de işe yaramaz. Fakat lityum işe yaradığında, harika bir şeydir. İntihara yönelik depresyon ruh hali değişimleri bir haftada çözülür. Günümüzde, lityumun intihar riskini azalttığı ispatlanan birkaç ilaçtan biridir.

Şöhreti ve uzun süreli, yaygın kullanıma rağmen lityumun aslında ne yaptığını hiç kimse gerçekten bilmez. Tıp okulunda, lityumun nöronlar içerisindeki ikinci ulak sistemlerinin düzenin üzerinde bazı etkileri olduğu öğretilmişti) bunun anlamı, bütün diğer psikotropik ilaçlar gibi o da beyindeki iletişimle ilgili bir şeyleri tamamen veya hastalık oluşturacak kadar değiştiriyor.

Güncel bir makale, lityumun asil çalışma mekanizması konusuna biraz ışık tuttu. Bipolar hastalıkta, beynin ön zarındaki inflamatuar işaretleyicilerde artış olduğu gösterilmiştir. Ayrıca araşidonik asitten elde edilen omega 6 yağlı asidin açıcı kasını düzenleyen enzimlerde de bir artış vardır. Lityuma bağlı veya lityumuz ratlar 6 hafta boyunca verildiğinde, lityum dozlu ratların daha az araşidonik asidi ve balık yağının bir anti inflamatuar mataboliti olan 17-OH DHA’sı daha çok oldu. 17-OH DHA beyindeki her tür infalamtuar proteinleri engellediği görülüyor.
İlginç olan, lityumun, bir başka inflamtuar, ilerleyici ve değişken olsa da ölümcül bir nörolojik hastalık olan ALS yani Lou Gehrig Hastalığına karşı tek etkili ilaç (en azından ilerlemeyi yavaşlatır) olduğunun görülmesiydi ve lityum HUV, bunama ve Alzheimer hastalıklarında üzerinde de deneniyor.

Lityumun iyi taraflarını gördüğümüze göre, su içerisinde sabit miktarda lityum alan kişilerde nelerin meydana geldiğine bir göz atalım.1989 yılında Schrauzer ve Shrestha, İçme Suyundaki Lityum Ve Suç, Cinayet Ve Uyuşturucu Bağımlılığı Yüzünden Tutuklama Olayları adlı bir makale yayınladı. Texas’taki 27 ilçedeki suyun lityum seviyesi hakkında bilgi aldılar. Lityum seviyesi düşük olan ilçelerdeki cinayet, intihar, uyuşturucu ve kokain yüzünden tutuklama ve şiddet içerikli davranışların daha az olduğu görülmüştür. Şimdi işlere tersinden bakacak olursak, sudaki yüksek miktarda lityum içeriği günde 2mg lityum demektir. Farmakolojik psikiyatrik dozlar günde 300 mg’den başlar.

Bütün bunlar küçük bir mineral parçası için çok fazla, peki Texas’ın dışında ne oluyor? 2009 yılında Japonya’da yapılan gözlemsel çalışmalar da yüksek lityum miktarı bulunan suyun bulunduğu alanlarda daha düşük intihar oranı olduğunu ortaya koymuştur. Japonya’da intihar oranları son 15 yılda aşırı derecede fazla. Japonya’daki intihar oranı 100.000 kişiden 21’i iken ABD’de bu oran 100.000 kişiden 11’i.

Japonya’daki sudaki lityumu inceleyen bir baka çalışmada, sudaki lityum miktarıyla insan yaşam süresi arasında doğru orantı olduğunu gösteriyor. Kontrol edilen bir deneydeki aynı lityum parçaları (günde 2 mg’ye eşdeğer) C elegans kurtların ömrünü uzatmıştır. Lityum parça miktarları insan davranışlarını geliştirir ve ömrü uzatır. Bunun nedeni belki de yukarıda da belirtilen anti infalamatuar mekanizmadır. Fakat lityum ilginç bir tuzdur ve beynin iletişimini diğer yönlerden değiştirebilir.

Temel bilim zamanı: lityum sodyum gibi görünür dış kabuğunda aynı miktarda elektron vardır- molekülün kendisi biraz daha küçüktür fakat böbreklerin bu farkı gözetebildikleri pek söylenemez. Ve belki de nöronlar da. Bu yüzden matrise birazcık lityum eklemek beyindeki total sodyum gradyanını azaltacak, nörotoksiteyi azaltacak ve beyin enerjitiğini arttıracaktır. Japon içme suyu, lityum ve intihar çalışmasından: Çok düşük fakat çok uzun süre boyunca lityuma maruz kalmanın azalan intihar riskine açıklama getirebilecek nöropatik faktörleri, nöro koruyucu faktörler ve/veya nöro genetikleri artırıp artırmayacağı tartışılabilir.

Her iki çalışmanın yazarları insan davranışını kontrol etmek, yaşam süresini uzatmak ve intiharı azaltmak için insanların günlük 2mg miktarının biraz daha artırılmasını tavsiye ediyorlar.

Negatif bir tarafıysa, İsveçli araştırmacılar sudaki lityum varlığının tiroide etkilerini Peru Antlarındaki bazı köylerde test etmişlerdir. Bu köylerden bazıları Japonlarınkiyle kıyaslandığında gıda ve içeceklerinde 10-20 kat daha fazla doğal lityuma sahip olduğunu yani günlük 30 mg (300mg’lik farmakolojik dozun elbette çok altında). Suda bulunan lityumun aktif tiroit hormon seviyesini azaltıp tiroidi canlandırma seviyesini artırdığını buldular. Bir ilaç olarak lityum hipotiroide neden olma eğilimdedir.

Yani, lityum içme suyunun doğal bir bileşenidir ve gözlemlere göre intiharı ve genel kötü davranışları azaltır ve uzun ömür sağlar, fakat belki de tiroit fonksiyonunu da azaltır. Bence bu gayet makul çünkü yerden taze mineral su bulduğumuza göre beyinlerimizin bir köşesinde birazcık lityum olması için tasarlanmış olması onun eser miktardaki varlığı davranışlarımızı geliştirir ve intiharları ciddi oranda azaltmayı sağlayabilir.  

Uzm. Dr. Nursal Filorinali KONDUK

ben b 12 eksikliği var 2 kutu ğne tedavisi gördüm suan haftada 1 vuruluyorum asırı derecede uyku eğilimi yorgunluk halsizlik çekiyorum sabahlatrı yata... devamı