Din psikolojisi uzmanı Doç. Dr. Öznur Özdoğan, psikolojik sağlığı da olumlu etkileyen 'iyi düşünme' yetisinin, birçok hastalığı önlediği gibi var olan hastaların iyileşmesini de sağladığını söyledi.

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Psikolojisi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Öznur Özdoğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 'iyi düşünme' yetisinin insanın hayatındaki hem psikolojik hem de biyolojik sorunların çözümüne katkı sağladığını söyledi.

Sağlığın düşünce kalıplarıyla doğrudan ilişkili olduğunu belirten Özdoğan, şunları söyledi:

''Psikolojik sağlığı da olumlu etkileyen 'iyi düşünme' yetisi, bir çok hastalığı önlediği gibi var olan hastaların iyileşmesini de sağlıyor. Hatta kimi tümörleri bile küçültebiliyor. Hayat bir öğrenme sürecidir. Aslında yakalandığımız hastalıklar, kendimizi koruma ve sevme sorumluluğunu tekrar kazanmak için gerçek bir uyarı ve harika bir fırsattır. Hastalık ve şifa süreci, değişim için bir fırsat olarak görüldüğünde iyileşme daha hızlı gerçekleşir. Hayata bakışımız, kendimize verdiğimiz değer ve önem, bir bütün olan ruh ve beden sağlığımızı da etkiler.''

Öfke, kin, nefret, güvensizlik, hayal kırıklığı ve endişe gibi hallerin stresin temel sebebini teşkil ettiğini belirten Özdoğan, bu gibi durumlar sonucu insanın enerjisinin tükendiğini, özellikle salgı bezlerinin fonksiyonlarında önemli arızalara yol açarak hastalıkları meydana getirdiğini ifade etti.

Zor durumlarda, hastalık karşılığında insanın ibret almasının, ders çıkarmasının önemli olduğunu vurgulayan Özdoğan, bu düşünceyle birlikte insanda iyileşme sürecinin de başlamış olacağını ifade etti.

İbret almanın, kıssalar, ayetler, hadisler karşısında duygulanıp ağlamak olarak görüldüğünü belirten Özdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

''Oysa ibretin anlamı bu değildir. İbret almak, o olaydaki harikalığın farkına varıp, yeni bir keşif düşünce kapısı olarak aralamaktır. Öz bilinç uyandıkça, insan kainatın kendi yararına işlediğini fark eder. Onun için korku yoktur. Ne olursa olsun kazançlı bir yön mutlaka vardır. Bu sebeple hayatı coşku ve neşe içinde yaşar. Ego bilinç ise, kar-zarar, iyilik-kötülük bakışını atamadığı için keder, sıkıntı ve üzüntü yaşar. O adeta kendisine herkesin tavır aldığı düşman bir dünyada yaşamaktadır. İnanç ve hayata bağlılık tedavi için çok önemlidir. Hayatı başka bir şekilde kontrol altında tutamayız. Evet, hayat sürprizlerle dolu. Hayat karşımıza ne çıkarmaya karar verirse versin, onun üstesinden gelebileceğimize inanmamız lazım. Peygamberimiz Hz. Muhammed'in şu hadisi çok anlamlı bence, 'Ey insanlar! Tedavi olun. Allah nerede hastalık yaratmışsa tedavi de yaratmıştır, öyleyse tedavi arayın. Zira Allah, bir tanesi hariç tedavisiz hastalık yaratmamıştır. O da ihtiyarlıktır'.''

Verilen mesajı anlamak önemli

Bir hastalığın ardından, 'yeniden doğmuş' gibi insanların değiştiğini, yaşam tarzını tümden değiştirdiğini belirten Özdoğan, o kişilerin hastalığın neyin habercisi olduğunu anladığını ifade etti.

Hastalığı anlamış olanların dönüm noktasına ulaştığını söyleyen Özdoğan, ''Bir hastalık bizi birkaç gün, birkaç hafta, hatta birkaç ay alışılmış yaşam tarzından ayrı düşürebilir. Bu süreci yeni bir başlangıç için gerekli bir fırsat olarak görelim. Hayatımızda neleri değiştirmemiz gerektiğini düşünelim ve yenilenip arınalım'' dedi.

Özdoğan, özellikle psikolojik sorunlu kişilerin ilahi dokunuşa ihtiyaç duyduğunu da sözlerine ekledi.

Op. Dr. Candan HUNDEMİR

Bel fıtığı başlangıcını geçirmek için ne yapmalıyım?... devamı