Peysmekır ve diğer vücuda yerleştirilen kalp cihazları kalp ritm sorunları olan insanların yaşamlarını uzatıyor. Ama Amerikan Kalp Derneğinin Sirkülasyon Dergisindeki araştırmacılarının bildirdiğine göre, bu cihazlardan birine sahip birinin staph enfeksiyonuna yakalanması potansiyel açıdan yaşamı tehdit eden bir tehlike oluşturabilir.

Bu çalışmanın Staphylococcus aureus bakterisi (kanda staph enfeksiyonu) olan daimi peysmekırlı veya vücuda yerleştirilebilir kardiyoverter-defibrilatörlü (ICD) bireylerin en geniş prospektif değerlendirmesi olduğuna inanılıyor. Peysmekır küçük, pille çalışan ve kalbin düzenli bir ritimde atmasına yardımcı bir cihaz. ICD kalp ritmini gözlüyor ve anormal ritimleri düzeltmek için elektrik şokları gönderiyor.

Bilim insanları, "hastanın vücuda yerleştirilmiş bir kardiyak cihazı varsa ve Staphylococcus aureus enfeksiyonuna yakalanırsa hastanın doktoru cihazın enfekte olmasından endişelenmelidir,” diyorlar. ‘Verilerimiz enfeksiyon cihazın yerleştirilmesinden sonraki bir yıl içerisinde gerçekleşirse cihaz vakaların dörtte üçünde enfekte olur. Esas yeni bulgu, cihaz enfeksiyonlarının çoğunluğunun hiçbir açık işaret göstermemiş olması.’

Bu çalışmada staph enfeksiyonlarının çoğu cihazdan kaynaklanmamıştı. En yaygın sebep, vücudun diğer bir kısmında başlayan ve daha sonra kalp cihazına yayılan doku enfeksiyonuydu. Fakat kalp cihazının vakaların yüzde 18’inde staph enfeksiyonuna neden olduğu düşünüldü.

Kardiyak cihaz enfeksiyonunun ciddi hastalık ve ölüm riski yüksektir. Önceki çalışmalar daimi peysmekırların yüzde 20’sine ve ICD’lerin yüzde 1,3’üne yakın gerçekleştiğini göstermişti.

Araştırmacılar staph enfeksiyonları olan 33 kardiyak peysmekırlı veya defibrilatörlü kişiyi değerlendirdiler. Her bir vakada sistemik enfeksiyon, kan testleriyle belgelendirildi. Enfeksiyon, vakaların neredeyse yarısında (15) cihaza yayılmıştı.

Bazı vakalarda cihaz enfeksiyonu kızarıklık, iltihaplanma, anormal büyümeler veya cihaz ya da kurşun teli üzerinde birikintiler yapar. Bunların bazıları, kalpten seken ses dalgalarından görüntüler üreten bir yöntem olan ekokardiyografiyle tespit edilebiliyor. Enfeksiyonun bariz işaretlerinin yokluğunda kan testleri staph enfeksiyonunu doğrulayabilir ve vücuda yerleştirilmiş cihazın alınması kararını yönlendirmeye yardımcı olabilir.

Araştırmacılar enfekte olmuş cihazlardan yüzde 60’ının vücuda yerleştirilmiş cihazı örten dokularda kızarıklık veya ağrı gibi hiçbir bariz işaret göstermediğini buldu. Cihaz enfeksiyonu ancak incelenmek için çıkarıldıktan sonra doğrulandı.

Kardiyak cihaz enfeksiyonu, cihazın çıkarılması veya antibiyotik verilerek tedavi edilebiliyor. Fakat araştırmacılar, cihazları alınmayan hastaların ölme ihtimallerinin daha yüksek olduğunu söylüyorlar. Cihazı almak ve yerine başka bir cihaz yerleştirmek önemli bir cerrahi işlem, bu yüzden araştırmacılara göre enfeksiyonun doğru bir şekilde blegelendirilmesi gereksiz ameliyatın önlenmesi için çok önemli.

Bulgular ayrıca 33 staph enfeksiyonundan 12’sinin cihazın vücuda yerleştirilmesinden sonraki bir yıl içinde gerçekleştiğini gösterdi; bu, erken enfeksiyon olarak tanımlanıyor. Bu erken enfeksiyonların dokuzu cihazı içine alıyordu. Kalan 21 vaka cihazın yerleştirilmesinden bir yıl veya daha sonra gerçekleşti. Bu duruma geç enfeksiyon deniyor. Bu vakaların altısında cihaz enfeksiyonu doğrulandı ve diğer dokuzda cihazın karışıp karışmadığı şüpheliydi.

Araştırmacılar erken staph enfeksiyonunun kardiyak cihazı içerme ihtimalinin yüksek olduğu sonucuna varıyor. Geç enfeksiyonda cihazın kandaki ilk bakteri kaynağı olması muhtemel değil ve cihazın karıştığına dair birkaç işaret gerçekleşiyor. Fakat çalışma geç enfeksiyonların en az 28’inde cihazın karıştığını gösterdi.

Bu yüzden araştırmacılar staph enfeksiyonu olan çoğu hastada cihaz enfeksiyonu doğrulansın veya doğrulanmasın kardiyak cihazların çıkarılmasını destekliyor. Araştırmacılar bu bulguların Staphylococcus aureus’a bağlı olanlar dışındaki enfeksiyonlar için de geçerli olup olmadığı net değil diyorlar. Fakat sonuçlar muhtemelen diğer vücuda yerleştirilebilir cihaz türleri için de geçerli.

Araştırmacılar, "diğer gruplar bu özel enfeksiyon türü dahil enfeksiyonların protez eklemlerde bizim gözlemlediğimize benzer oranlarda gerçekleştiğini göstermekte,” diyorlar. "Vücutta yerleşik kalan kateterler ve damar içi cihazların diğer daha kalıcı türleri de araştırıldı ve benzer enfeksiyon oranları bildirildi.”

Prof. Dr. Tahir ÖĞÜT

Anneannem 68 yaşında SLE hastası kortizon kullandığı için zamanla eklemlerinde Osteonekroza bağlı olarak hareket kısıtlılığı ve yürüme güçlüğü çekmeye... devamı