Bakteriyel enfeksiyonların mekanizması üzerine yaptıkları çalışmaların kapsamını genişleten Worcester Politeknik Enstitüsündeki (WPI) araştırmacılar, küçük bir klinik çalışmanın sürpriz bulgusu olarak, kızılcık suyunun enfeksiyon süreci başlangıcında Staphylococcus aureus’un (S. aureus) bir türünü önlediğini bildirdi.

Amerikan Kimya Derneği 23 Ağustos 2010 tarihli ulusal toplantısında, poster sunumla bulgularını bildiren araştırmacılar, “yaban mersini suyuyla yaptığımız çalışmanın çoğu E.coli ve idrar yolu enfeksiyonları üzerineydi ama Staphylococcus aureus’u bu çalışmaya dahil ettik çünkü sağlığa karşı çok ciddi bir tehdit,” dediler. “Bunlar ilk veriler ama sonuçlar şaşırtıcı.”

Üzerinde çalışılan E.Coli’nin öldürücü türü, çoğu idrar yolu enfeksiyonunun başlıca sebebi. S.aureus türleri ufak deri döküntülerinden ciddi kan akımı enfeksiyonlarına kadar bir dizi “staph enfeksiyonuna” neden olabiliyor. Özellikle bir tür, metisiline dirençli Staphylococcus aureus, kısaca MRSA hastanelerde, bakımevlerinde ve diğer kurumlarda büyüyen bir sağlık sorunu çünkü birçok antibiyotiğe yanıt vermiyor.

Bakterilerin enfeksiyona neden olabilmesi için öncelikle bir konağa tutunması, daha sonra biofilm oluşturmak üzere koloniler halinde biraraya gelmesi gerekir. Bu çalışmada sağlıklı kadın öğrencilerden, ya kızılcık suyu ya da görüntüsüyle tadı kızılcık suyuna benzeyen plasebo içmeleri istendi. Denekler suyu veya plaseboyu içtikten sonra belirtilen aralıklarda idrar numuneleri verdiler, bu numuneler petri kaplarında birkaç E.coli türüyle ve tek bir S.aureus türüyle kuluçkalandı. Ekip, bakterileri özel bir boyayla boyadı, daha sonra zaman içerisinde kaplardaki bakteri kolonilerinin yoğunluğunu ölçmek için spektrofotometre kullandı. Analizleri kızılcık suyu tüketen deneklerden alınan idrar numunelerinin belirgin şekilde E.coli’nin ve S.aureus’un kapların yüzeyinde biyofilm oluşturma yeteneğini azalttığını gösterdi.

Araştırmacılar, “şaşırtıcı olan Staphylococcus aureus’un bu çalışmada en anlamlı sonuçları vermesi,” dediler. “Staph numunelerinde esasen hiç biyofilm görmedik, bu çok şaşırtıcı çünkü Staph aureus genellikle biyofilm oluşturmakta çok iyidir. Onu böyle bir sağlık sorunu haline getiren de bu.’

E.coli’yle ilgili olarak araştırmacıların odak noktası, kanca gibi hareket eden ve bakterilerin idrar yolunu kaplayan hücrelere tutunmasına yardımcı olan, saçak diye bilinen, küçük kıl benzeri çıkıntılardı. Kızılcık suyuna maruz bırakmanın E.coli’deki saçakların yukarı kıvrılmasına sebep olduğunu, hücrelere tutunma yeteneklerini bozduğunu buldular. Fakat S.aureus’un saçakları yok, yaban mersini suyunun çalışmada onun biyofilm oluşturmasını etkileyişinin başka sebepleri olmalı. Araştırmacılar, “bu sonuçlar cevaplardan çok soru yaratıyor, bunun keşfedilecek önemli bir yeni alan olduğuna inanıyoruz ve şimdi en iyi nasıl ilerleyeceğimizi düşünüyoruz,” diyorlar.

Enfeksiyon için bakteriyel tutunma gerekli olduğundan, biyofilm oluşumuna dahil özel mekanizmalar ve kuvvetlerin daha iyi anlaşılması, yeni antibiyotikler için potansiyel ilaç hedeflerini belirlemeyi amaçlayan gelecek çalışmalara bilgi sunmaya yardımcı olacak. Veriler sonda gibi invaziv tıbbi cihazları bakteriyel tutunmaya daha dirençli yapmak için bunların yüzeylerini düzenlemeyi hedefleyen çalışmalarda da yararlı olabilir.

Op. Dr. Aytun AKTAN

Doğum yapali 8 hafta oldu,40 günden sonra adet oldum hala devam ediyor.Buarada enfeksiyon oldu,antibiyotik kullandim geçmedi sebebi nedir acaba?Enfeks... devamı