''Başlangıçta perhiz daha mühim ama kilo verdikten sonra düşük kiloda kalmak için spor yapmak daha önemli.''
 
Kalp cerrahı Prof. Dr. Mehmet Öz, kilo vermek için yapılacak ilk işin sabah kalkar kalkmaz hareket etmek olduğunu belirterek, ''Sabah kahvaltısı yapmayanlar, hiçbir zaman uzun süreli ve etkili kilo veremezler. Sabahları az da olsa yenmeli,'' dedi.
 
Uluslararası yeni bir konsept olan ''Cinsel Wellness-Sağlıklı Yaşam Sağlıklı Cinsellik'' üzerine hizmet verecek olan Levent'teki Hattat Klinik'in açılışına katılan Prof. Dr. Öz, basın mensuplarının sorularını cevapladı.
 
Öz, perhiz yapanların ve kilosunu korumak isteyenlerin yapması gerekenlerin başında hareket etmenin geldiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
 
''Eğer kilo kaybetmek isteniyorsa ilk yapılacak iş, sabah kalkar kalkmaz hareket etmek. Bu hareket, çok basit esneme hareketleri bile olabilir. Böylece kalori yakımı hızlandırılır. Sabah kahvaltısı yapmayanlar, hiçbir zaman uzun süreli ve etkili kilo veremezler. Sabahları az da olsa yenmeli. Bu, yulaf ezmesi olabilir. Yoğurdun içine bal döküp yiyebilirsiniz. Yumurta çok güzel, çünkü protein miktarı çok yüksektir. Bunlardan birini seçip her sabah yiyin.''
 
Uzun süre aç kalınmaması ve her 3 saatte bir atıştırılması gerektiğini belirten Öz, fındık, fıstık veya sebze, meyve gibi sağlıklı ve doğal besinlerin tercih edilmesinin önemli olduğunu dile getirdi.
 
Öz, uyumadan 3 saat önce hiçbir şey yenmemesi gerektiğini vurgulayarak, böylece daha rahat uyunabileceğini ve kilo almaktan korunulabileceğini söyledi.
 
İşlenmemiş doğal besinlerin tüketilmesinin yararına işaret eden Öz, ''Beyin kalori istemiyor, besin istiyor. Yediğiniz yemeklerdeki besin miktarı düşükse o zaman beyin sizi zorlayacak ve daha fazla yemek yedirtecek. Onun için besin değeri ne kadar yüksek yemekler yerseniz o kadar rahatlıkla perhiz yaparsınız,'' diye konuştu.
 
ABD'de, geçen hafta sonucu açıklanan bir çalışmada, ''sıfır karbonhidrat'', ''orta derecede karbonhidrat'' ve ''yüksek karbonhidrat'' olmak üzere üç büyük perhiz tipinin karşılaştırıldığını belirten Prof. Dr. Öz, buna göre en az karbonhidrat tüketenlerin en fazla kiloyu kaybettiğini, ancak uzun vadede düşük kiloda kalmak isteyenlerin orta derecede karbonhidrat tüketmeleri gerektiğini aktardı.
 
Öz, ''Aslında proteini yüksek perhizleri, ben destekliyorum, çünkü proteini yüksekse yağ ve karbonhidratı düşük'' diyerek, şöyle devam etti:
 
''Maalesef Türk toplumunun yediği karbonhidrat çeşitleri pek mantıklı değil. Bunların yerine yüksek lifli besinler, mesela yulaf ezmesi, tam tahıllı ekmekler, sebzeler ve meyvelerin büyük kısmı tercih edilmeli. Örneğin karpuz yaz için çok iyi bir meyve, hem suyu var, hem de vücut şişkinliğini indirir.''
 
Yaz tatilinde her şey dahil sistemde yemeklerin fazla kaçırılabileceğine dikkati çeken Öz, insanların tatillerinde hem her istediğini yapmak, hem de kilo almamak çabasında olduklarını söyledi.
 
Öz, tatilde insanlara bol bol spor yapmaları önerisinde bulunarak, ''Kilo kaybetmek, sadece sporla yapılamaz. Yemek miktarını da azaltmak gerekiyor. Başlangıçta perhiz daha mühim ama kilo verdikten sonra düşük kiloda kalmak için spor yapmak daha önemli,'' şeklinde konuştu.
 
Tatilde daha önce yemediği ve tatmadığı yeni yemekleri seçtiğini, bunları daha sonra yeni usullerle hazırladığını ve böylece tat hücrelerini bu şekilde uyandırdığını anlatan Öz, herkese bunu yapmayı tavsiye etti.
 
Öz, baklavayı çok sevdiğini ama sağlıklı olmadığı için az tükettiğini dile getirerek, sağlıklı yeni bir çeşit yemek bulduğunda ve bu yemeği sevdiğinde onu sofrasına dahil ettiğini ifade etti.
 
Türk insanının ''ağır yemeği'' tercih ettiğini belirten Öz, ''Bana bir iskender kebabı verirseniz mutluluk içinde yerim ama sonra kendimi mutlu hissetmem. Ağır yemekleri çok seviyoruz ama yemekten sonraki hissi beğenmiyoruz. Ben hep bunu düşünüyorum, siz de bunu düşünürseniz biraz daha az yersiniz'' diye konuştu.
 Öz, içinde sebze olan zeytinyağlı yemekler, meyve ve sebzeler yendikten sonra insanların kendilerini daha iyi hissedeceğini söyledi.
 
''Göbekteki yağ tabakası, erkeklik hormonunu azaltıyor''
 
Prof. Dr. Öz, İngiltere ve Kuzey Amerika ülkelerinde yapılan iki araştırmaya göre, cinsel sağlığı yüksek olan toplumların ömürlerin daha uzun olduğunun ve bu insanların yaygın olarak haftada bir kez cinsel ilişkide bulunduğunun ortaya çıktığını aktararak, ''Haftada 1 kereden 2'ye çıkarırsanız ortalama ömrünüz 3 yıl uzar, 2'den 4-5'e çıkarsanız büyük ihtimal daha da artar,'' dedi.
 
Bel çevresinin normal ölçülerde olmasının cinsel performansla yakından ilişkili olduğuna dikkati çeken Öz, şunları kaydetti:
 
''Kişinin bel çevresi ölçüsü, hiçbir zaman boy uzunluğunun yarısını geçmemeli. Bel çevresini doğru ölçmek için mezurayı kalça kemiğinin üzerine koyun ve göbek deliğinizin tam altında geçirin. Kadınlarda 80, erkeklerde ise 90 santimetreyi geçmemesi gerekiyor. Göbekteki yağ tabakası, erkeklik hormonunu azaltıyor. Beldeki yağların yan etkisi çok büyük ve cinsel sağlığı bozar. Göbekli insanların vücudunda, testosteron, yani cinsel hayatı destekleyen hormon miktarı düşüktür. Böyle olunca da cinsel sağlık yerinde olamaz.''
 

Op. Dr. Gökçer UZER

Radioulnar synostosis hastası oglum var Prof dr ali birol gülman Hoca size yönlendirdi size nasıl ulaşabiliriz... devamı