Loğusalık dönemi doğal bir süreçtir ve bu süreci daha hızlı yaşamanın bir yolu yoktur. Bu süreç bebeğin doğumundan sonraki 6 haftayı kapsar. Bu süreçte bir yandan anne emzirmeye adapte olurken, diğer yandan kadının vücudunda hamileliği bağlı olarak meydana gelen değişiklikler kaybolur. Hamilelik sırasında kadının vücudunda gerçekleşen bütün değişikliklerin amacı, bebeği taşımaya yöneliktir. Bu değişiklikler, bebek doğar doğmaz kaybolmaya başlasa da, hepsinin bir anda kaybolması mümkün değildir. Örneğin hamilelikte bebeğe daha fazla oksijen gitmesi için solunum sayısı artarken, anneni kan miktarı normalden 1 ila 1,5 litre daha fazla olmaktadır. Bu kanın bir kısmı doğumda, bir kısmı ise loğusalık döneminde atılmaktadır. Keza vücutta birikin sıvıların, ödemin atılması da bu süreçte gerçekleşmektedir. Hamilelik sürecinde gerçekleşen ruhsal değişiklikler, doğumdan sonraki dönemde yerini yavaş yavaş yeni sürece adaptasyona bırakmaktadır. Bu yüzden loğusalık süreci aynı zamanda bir adaptasyon sürecidir. Dolayısıyla loğusalık doğal bir süreç olarak işler ve kısaltmak, hızlandırmak mümkün değildir. Bu dönemde anneler, beslenmelerine ve bebeklerini beslemeye dikkat etmelidirler. Varsa, ilaçlarını düzenli olarak kullanmalıdırlar. Özellikle beslenmeleri, hamilelikte olduğu gibi kaliteli bir şekilde olmalıdır. Omega 3 kaynaklarını, yani balık, ceviz, ıspanak, semizotu ve de süt ve süt ürünlerini, kalsiyum kaynaklarını tüketmeye devam etmelidirler. Çünkü bu besinler gerek anne gerekse bebek için son derece önemlidir ve mutlaka dışarıdan alınmaları gerekir.

Op. Dr. Sinan GÖKER

sinan bey hipermetrop 7 ve 9 dereceleri için şuanda lazer tedavısı mumkun mudur... devamı