- İçindekiler
- Nedir
- Özellikler
- Efsaneler
- Sebepler
- Tedavi
Nedir
Nedir?
Duygusal Düzensizlik Rahatsızlığı, genel nüfusun %1-3’ünü etkilediğine inanılan; yaygın olmasına rağmen genellikle anlaşılamayan ciddi bir sağlık sorunudur.
Duygusal Düzensizlik Rahatsızlığı bulunan bir kişiyle ilişkisi olan kişiler genellikle aile bireylerinin veya sevdikleri kişinin davranışlarına ilişkin bir şeylerin ciddi şekilde bozuk olduğunu bilirler; fakat çoğu kez bu konuda ne yapmaları gerektiğini ve hatta bu durumun bir adı olduğunu bile bilmezler.
Alternatif İsimler
Dünya çapında aynı hastalık için kullanılan bazı farklı isimler vardır. Bunlar;
- Sınır Kişilik Bozukluğu
- Duygusal Düzen Bozukluğu
- Duygusal Düzensizlik Rahatsızlığı
- Duygusal Yoğunluk Bozukluğu
- Duygusal Olarak İstikrarsız Kişilik Bozukluğu
- Duygu-Dürtü Düzen Bozukluğu
- Dürtüsel Kişilik Bozukluğu
Bugün en yaygın olarak kullanılan isim Amerikan Psikiyatri Derneğinin Tanısal & İstatiksel Kılavuzunda tanımlandığı gibi Sınır Kişilik Bozukluğudur (DSM-IV-TR).
“Sınır” terimi nevrotik ve psikotik bozukluk arasında sınırda olan kişileri tanımlamak için türetilen tarihi bir terimdir. “Sınır” etiketinin yanlış yönlendirici olduğuna ve rahatsızlığı küçük düşürdüğüne inanılır. Tanısal & İstatiksel Kılavuzun beşinci versiyonunu (DSM-V) 2010 yılında yayımlanmıştır. Rahatsızlığın Duygusal Düzen Bozukluğu veya Duygusal Düzensizlik Rahatsızlığı olarak tekrar adlandırılma ihtimali vardır.
Özellikler
Hastalığın Karakteri ve Özellikleri
Aşağıdaki liste Sınır Kişilik Bozukluğu/Duygusal Düzen Bozukluğu olan kişilerde daha yaygın gözlemlenen davranış ve özelliklerden bazılarıdır:
Yabancılaşma: Yabancılaşma bir kişinin diğer kişilerle ilişkilerinin bölünmesi veya kesilmesi anlamına gelir. Bu kurbanın veya kurbanın ilişkide olduğu kişilerin tutumlarının ve davranışlarının manipüle edilmesiyle gerçekleştirilebilir. Kurbanın diğer kişilerle olan ilişkileri sözlü tehdit, dikkat dağıtma, çarpıtma kampanyaları veya ödül ve ceza sistemi yoluyla sabote edilebilir.
"Ya Hep” & "Ya Hiç" İfadeleri: "Ya Hep" & "Ya Hiç” İfadeleri "hep” ya da "hiç” kelimelerini içeren bildirilerdir. Bu ifadeler yaygın kullanılır; fakat nadiren gerçektir.
Öfke: Kişilik bozuklukları bulunan kişiler genellikle çözülmeyen öfke ve aşırı veya abartılı şekilde haksızlığa uğradıklarını, doğrulanmadıklarını, ihmal ve istismar edildiklerini hissederler.
Kandırma ve Kavga Çıkarma: Kandırma ve kavga çıkarma başka bir kişiden kızgın, agresif veya duygusal bir karşılık alabilmek için kışkırtıcı eylem ve ifadeler oluşturma uygulamasıdır.
Suçlama: Suçlama sorunla baş etme yollarını tanımlamaktan çok sorunu yaratan kişi veya kişileri tanımlama uygulamasıdır.
Zorbalık: Zorbalık bir kişiyi göreceli fiziksel, sosyal, ekonomik veya duygusal güç açısından inciten herhangi bir sistematik eylemdir.
Felaket Tellallığı: Felaket tellallığı otomatik olarak "en kötü senaryoyu” varsayma ve ufak veya orta dereceli sorun veya konuları uygunsuz şekilde yıkıcı olaylar olarak tanımlama alışkanlığıdır.
Kaos Yaratma: Kaos yaratma gereksiz yere risk, yıkım, zihin bulanıklığı ve karmaşıklık ortamı yaratma ve devam ettirme uygulamasıdır.
Aldatma: Aldatma kişinin bir kişiyle tek eşli bir ilişki yaşarken başka bir kişiyle romantik ve yakın bir ilişki paylaşmasıdır.
Döngüsel Konuşmalar: Döngüsel konuşmalar neredeyse hiç sonu gelmeyen, gerçek bir çözüm içermeden sürekli aynı motifleri tekrarlayan tartışmalardır.
Bilişsel Uyumsuzluk: Bilişsel uyumsuzluk çoğu kişinin kendi inanış ve değerleriyle çelişen bilgilerle karşılaştığında hissettiği huzursuzluğu tanımlayan psikolojik bir terimdir. Kişilik bozuklukları bulunan kişiler genellikle kendi eylemlerinin diğerini incittiğine dair ve kendi belirli ahlaki değerleriyle çelişen delillerle karşılaştıklarında bilişsel uyumsuzluk yaşarlar.
"Beni Kontrol Et" Sendromu: "Beni Kontrol Et" sendromu bazı kişilerin kontrolcü narsistik, antisosyal veya rol yapan kişilerle ilişki kurma zorunluluğu eğilimini tanımlar.
Reddetme: Reddetme bazı gerçekçi hakikatlerin, durumların, duygu ve hatıraların mevcut olmadığına ve yaşanmadığına inanmak, bunu hayal etmektir.
Bağlılık: Bağlılık yetişkin bir bireyin sağlık, geçim, karar verme veya kişisel veya duygusal durum açısından başka bir bireye uygunsuz ve kronik şekilde güvenmesidir.
Depresyon: Kendinizi düşündüğünüzden daha uzun süreli olarak olması gerektiğinden daha üzgün hissediyorsanız -fakat hala bu durumdan kurtulabiliyorsanız- bu depresyondur. Kişilik bozuklukları bulunan kişilere çoğu kez diğerlerden kötü muamele görme, düşük öz değer ve kendi kötü seçimleri sonucunda depresyon tanısı konulur.
Çözülüm: Çözülüm veya disasosiyasyon gerçeklikten zihinsel olarak ayrılmayı tanımlamak için kullanılan psikolojik bir terimdir.
Böl ve Yönet: Böl ve yönet algılanan rakipleri birbirleriyle tartışma içerisine düşürerek onlar üzerinde avantaj kazanma yöntemidir.
Ev İçi Hırsızlık: Ev içi hırsızlık bir aile bireyi, partner veya eşe ait olan (veya bu kişilerle paylaşılan) kaynak veya eşyanın bu kişilerin izni alınmadan tüketilmesi veya kontrol altına alınmasıdır.
Duygusal Şantaj: Duygusal şantaj davranışlarının kontrol edilmesi amacıyla bir kişiye karşı kendisine yakın bir kişi tarafından tehdit ve cezalandırma sisteminin kullanılmasını tanımlar.
Kontrol Edilme: Kontrol edilme kişinin sadece bu ilişki içerisinde var olduğunu hayal ederek ve buna inanarak eşe, partnere veya bir aile bireyine sağlıksız ve bunaltıcı derecede ilgi göstermesi ve bağlanmasıdır.
Hak: Hak veya ''Hak Hissi'' diğer kişilerden haksız ve gerçekçi ve uygun olmayan şekilde ayrıcalıklı yaşama koşulları ve muamele beklemesidir.
Yanlış Suçlama: Yanlış suçlama, çarpıtma kampanyaları & lekeleme kampanyaları kişilik bozukluğu bulunan bir kişinin baş birisini, genellikle bir aile bireyi, eş, partner, arkadaş veya iş arkadaşını küçümseyerek kendisini daha iyi hissetmeye çalışması halinde ortaya çıkan asılsız veya abartılı eleştiri motifleridir.
İltimas: İltimas akran grubu arasında bir çocuğu, alt sınıftan birisine veya iş arkadaşına sistematik olarak pozitif ve ayrıcalıklı davranılmasıdır.
Terk Edilme Korkusu: Terk edilme korkusu bazen kişilik bozuklukları bulunan kişiler tarafından sergilenen ve kişinin kendisine yakın bir kişi tarafından her an reddedilme, terk edilme veya başkasıyla değiştirilme tehlikesi içerisinde olduğu bir fobidir.
Anlamsız Dava ve Duruşmalar: Anlamsız dava ve duruşmalar mahkeme sistemini aracılığıyla şu anki veya eski bir ilişkiye doğrulanmamış suçlamalar, değersiz ilgi ve oyalayıcı süreç katarak kısıtlı destek, taciz veya uzatılan tartışma yöntemleridir.
Manipüle Etmek (Gaslighting): Manipüle etmek bir kişiyi sistematik olarak gerçeklik anlayışının hatalı veya yanlış olduğuna ikna etme uygulamasıdır. Gaslighting terimi 1944 yılındaki "Gaslight” filminden alınmıştır.
Taciz: Taciz bir kişinin diğer bir kişiye karşı sürekli veya kronik olarak hoş olmayan davranışlar sergilemesidir.
Yüksek veya Düşük İşlev: Yüksek İşlevli Kişilik Bozukluğu bulunan kişi disfonksiyonel davranışlarını belirli umumi ortamlarda gizleyebilen ve olumsuz özelliklerini kapalı kapılar arkasında aile bireylerine yansıtırken halk arasında pozitif bir imajı ve profesyonel profili koruyan kişidir. Düşük işlevli kişilik bozukluğu olan kişi halk arasında disfonksiyonel davranışlarını saklayamayan ve pozitif veya profesyonel profili koruyamayan kişidir.
Hoover: Hoover (elektrik süpürgesi) ünlü bir elektrik süpürgesi markasında alınan ve bir istismar kurbanının disfonksiyonel bir ilişkiyi geride bırakarak veya kısıtlayarak kendi haklarını olduğunu göstermeye çalışırken failin geçici olarak iyileşen ve arzulanan davranışlar sergilemesi sonucunda nasıl ilişkiye geri çekildiğini tanımlamak için kullanılan bir metafordur.
Histeri: Histeri, haber veya hayal kırıklıklarına karşı, ilgiyi sorundan başka yöne reaksiyon gösteren kişiye yönlendiren uygunsuz aşırı reaksiyondur.
Benlik Bozukluğu: Benlik bozukluğu bozulmuş veya tutarsız benlik görüşünü tanımlamak için kullanılan psikolojik bir terimdir.
Düşüncesizlik ve Dürtüsellik: Düşüncesizlik veya dürtüsellik mantıklı düşünceden çok mevcut hislere dayanarak davranma veya konuşma eğilimidir.
İnfantilizasyon: İnfantilizasyon bir çocuğa gerçek yaşından daha küçükmüş muamelesi yapma uygulamasıdır.
Gücünü Azaltma: Gücünü azaltma kişinin kendi düşüncelerinin, değerlerinin veya fiziksel görünüşlerinin kusurlu, sorunlu veya değersiz olduğuna inanmasını cesaretlendirecek ortamın yaratılması veya teşvikidir.
Nesne Değişmezliği Eksikliği: Nesne değişmezliği eksikliği bazı kişilik bozukluklarının bir belirtisidir. Nesne değişmezliği eksikliği insan ve objelerin özellikle doğrudan görüş açısı içinde olmadıkları zaman tutarlı, emniyetli ve güvenilir olduklarını hatırlayamamadır. Nesne değişmezliği çoğu çocuğun 2-3 yaşına gelene kadar geliştirmediği gelişim becerisidir.
Öğrenilmiş Çaresizlik: Öğrenilmiş çaresizlik bir kişinin bir durum üzerinde kontrolü olmasına rağmen hiçbir kontrolü olmadığına inanmaya başlamasıdır.
Berraklık Dakikaları: Berraklık dakikaları kişilik bozukluğu bulunan kişinin kendi dünya görüşünden ilerisini görememesi ve kısa bir süre için kendi disfonksiyonel davranışlarını anlaması, kabullenmesi, ifade etmesi ve bu davranışlarda değişiklikler yapmasıyla ortaya çıkan rastgele, geçici süreçlerdir.
Çalkantılı Ruh Hali: Ruh halinde çalkantılar dış durumlardaki değişikliklerle anında açıklanamayan tahmin edilemeyen, hızlı, dramatik duygusal döngülerdir.
İhmal: İhmal kendisine bakamayan bir bireyin fiziksel veya duygusal ihtiyaçlarının onlara bakan kişi tarafından göz ardı edilmesi veya görmezlikten gelinmesi olan pasif istismar türüdür.
Kazancı Olmayan Senaryo: Kazancı olmayan senaryo, yani Kayıp-Kayıp senaryoları genellikle kişilik bozukluğu bulunan kişinin yarattığın ve kendisine yakın kişilere iki kötü seçenek sunarak bu kişileri bu iki seçenek arasında seçim yapmaya zorladığı durumlardır. Bu genellikle kişilik bozukluğu olmayan kişinin "aşağı tükürsem sakal yukarı tükürsem bıyık” duygusuna kapılmasına neden olur.
Panik Ataklar: Panik ataklar genellikle titreme, terleme, üşüme hissi ve/veya hızlı nefes alıp verme gibi fiziksel belirtiler ile birlikte ortaya çıkan kısa yoğun korku veya endişe ataklarıdır.
Parentifikasyon: Parentifikasyon kişilik bozukluğu bulunan bir ebeveynin çocuğuna uygusuz şekilde ebeveynlerin veya diğer çocukların duygusal veya fiziksel ihtiyaçlarını karşılama rolünün verilmesidir.
Pasif-Agresif Davranış: Pasif-Agresif davranış olumsuz duyguları, üzüntüleri ve saldırganlığı iddiasız ve pasif bir şekilde (geciktirme ve inatçılık gibi) dışa vurmaktır.
Patolojik Yalan Söyleme: Patolojik yalan söyleme kişinin diğerlerinin ihtiyaç ve endişelerini göz önünde bulundurmaksızın sürekli olarak kendi çıkarlarına hizmeti etmesi aldatmacasıdır. Patolojik yalancılar kendi ihtiyaçlarına hizmet etmesi amacıyla alışkanlık olarak yalan söyleyen kişilerdir. .
Yansıtma: Yansıtma bir kişinin kendi düşünce ve özelliklerini başka bir kişiye atfederek bu kişinin aynı duygu ve düşüncelere sahip olduğunu hayal etmesi ve buna inanmasıdır.
Aracı Kullanma: Aracı kullanma kişinin diğer kişileri farkında olmadan kendisini destekleme, kendisi için konuşma, kendisinin kirli işlerini yapma yönünde manipüle ederek başka bir kişiyi kontrol altına alması veya istismar etmesidir.
Zorla-İste: Zorla-İste uygun bir sebep veya gerekçe bulunmadan bir ilişkiyi kronik olarak sabote edip tekrar kurmaktır.
Öfke, Şiddet, Tepkisel Agresiflik: Öfke, şiddet ve tepkisel agresiflik bir tartışmayanın tahrip edici sözlü, fiziksel veya duygusal düzeyleridir. Öfkeler başka bireylerin güvenliğini tehlikeye atar ve kişisel sınırları ihlal eder.
Sabotaj: Sabotaj bir ilişkide veya domestik durumda sakin ve uyumlu mevcut durumun tepkisel bir şekilde aksamasıdır. Bu durum bazen kişisel çıkarlarına hizmet etmesi, bir tartışmaya neden olma veya ilgiyi kendilerine çekme amacıyla, kişilik bozuklukları bulunan kişiler tarafından gerçekleştirilebilir.
Günah Keçisi İlan Etme: Günah keçisi ilan etme, haksız olumsuz muamele veya suçlama amacıyla bir çocuğu, çalışanı veya grup üyesini diğerlerinden ayırmaktır.
Seçici Yeterlilik: Seçici yeterlilik duruma ve çevreye bağlı olarak farklı zeka seviyesi, beceriklilik, güç veya yeterlilik ortaya koymaktır.
Seçici Hafıza ve Seçici Unutkanlık: Seçici hafıza kaybı ve seçici unutkanlık önyargı, inanç veya istenen sonuç noktasına karar seçici olan hafıza kullanımı veya hafıza yitimidir.
Kendine Zarar Verme: Kendini küçük düşürme, kendini incitme ve kendini istismar etme olarak da bilinen kendine zarar verme, kişilik bozukluğu bulunan gençler ve kişiler arasında yaygın olan kişinin kendisini kasti yaralamasıdır.
Kendinden Nefret Etme: Kendinden nefret etme kişinin kendine, eylemlerine veya etnik ve demografik geçmişine karşı aşırı öfke duymasıdır.
Kendi Kendini Kurban Etme: Kendi kendini kurban etme veya " kurban rolünü oynama” diğerlerini kontrol etmek amacıyla bu kişilerden acıyıcı karşılık isteyerek veya dikkatlerini kötüleyici davranışlardan dağıtarak kişinin kurban rolünü oynamasıdır.
Utandırma: Suçlama ve utandırma arasındaki fark suçlamada birisinin size yanlış bir şey yaptığınız söylemesi ve utandırmadaysa birinin size kötü olduğunuzu söylemesidir.
Durumsal Etik: Durumsal etik, bir krizle baş ederken hedefe giden her yol mubahtır ve kural ve yasaların katı yorumu eğer böyle yapılarak daha büyük bir iyilik veya daha az kötülük edilecekse bir tarafa bırakılabilir düşüncelerini teşvik eden bir felsefedir. Bununla birlikte durumsal etik kişilik bozukluğu bulunan kişilerin düzensiz, krize eğilimli düşünceleriyle birleştiğinde tehlikeli olabilir.
Aşırıcılık: Aşırıcılık kişileri veya durumları aşırı uç noktalarda düşünme ve bunları "iyi” veya "kötü” olarak değerlendirme uygulamasını tanımlamak için kullanılan psikolojik bir terimdir.
Düşünce Polisliği: Düşünce polisliği diğer kişilerin düşünce veya hislerini sorgulamayı, kontrol etmeyi aşırı derecede etkilemeyi deneme sürecidir.
Tehditler: Tehditler yazılı veya sözlü kasıtlı, uygunsuz, yıkıcı eylem uyarıları veya sonuçlardır.
Tetikleme: Tetikleyiciler dramatik veya uygunsuz reaksiyonlar üreten ufak, önemsiz ve küçük çaplı eylemler veya olaylardır.
Tünel Görüşü: Tünel görüşü diğer önemli öncelikleri göz ardı ederken veya görmezlikten gelirken sadece tek bir özelliği görerek bu özellik üzerine odaklanma alışkanlığıdır.
Efsaneler
Kişilik Bozukluklarına İlişkin Yaygın Efsaneler
Efsane: Zihinsel rahatsızlıkları bulunan herkesin IQ’su düşüktür; bu efsane zihinsel insanların aptal olduğu önyargısını ve ilgili izlerini sürdürür. Bu iz, insanların sorunları olduğunu itiraf ederek gerekli yardımı ve ilaç tedavilerini alma konusundaki cesaretlerini kırar.
Gerçek: Kişilik bozukları tüm zeka yelpazesini etkiler.
Efsane: Sadece kadınlarda sınır kişilik bozukluğu ve histriyonik kişilik bozukluğu gözlemlenir ve sadece erkeklerde narsistik kişilik bozukluğu ve kaçınmacı kişilik bozukluğu gözlemlenir.
Gerçek: Sınır kişilik bozukluğu ve histriyonik kişilik bozukluğu kadınlarda ve narsist kişilik bozukluğu ve kaçınmacı kişilik bozukluğu erkeklerde daha yaygın görülür; fakat tüm bozukluk kategorilerinde iki cinsiyetten de milyonlarca kişi vardır.
Efsane: Kişilik bozuklukları bulunan herkes çocukken istismara uğramıştır.
Gerçek: Kişilik bozuklukları bulunan kişilerin yaklaşık %75’i çocukken fiziksel, duygusal veya cinsel olarak istismara uğramıştır. Bu ¼ gibi büyük bir kesimin istismara uğramadığını gösterir.
Efsane: Her yerde insanlar aynıdır.
Gerçek: Herkesin düşüncesi içindeki DNA’larda olduğu gibi tektir. Kişilik bozukluğu bulunan kişilerin düşüncelerini ve davranışlarını kendi mantığınıza veya bu şekilde davranmak için ne düşünüyor olduğunuza bağlı yorumlayamazsınız.
Efsane: Kişilik bozuklukları gerçek zihinsel rahatsızlıklar değildir.
Gerçek: Kişisel bozukluklar bilimsel olarak gözlemlenebilir nörolojik farklılıklarla ilişkilendirilmiştir ve biz bunlardan kendimizi sorumlu tutarız.
Efsane: Kişilik bozukluğu bulunan kişiler aslında sadece bencildir.
Gerçek: Bazı çalışmalar kişilik bozuklukların beyindeki farklı bölgelerin birbirleriyle iletişim kurmasındaki nörolojik farklılıklardan kaynaklandığını göstermiştir.
Efsane: Kişilik bozuklukları bulunan kişiler daha sıkı denerlerse iyileşebilirler.
Gerçek: Belirtilerin kontrol altına alınması ilaç tedavisi, terapi ve kişisel çalışmanın birleşimiyle mümkün olsa da rahatsızlığın tamamen iyileşmesini sağlayamaz. Kişilik bozuklukları bilinen bir tedavi yönteminin bulunmadığı nörolojik farklılıklara dayanan zihinsel rahatsızlıklardır.
Burada kişilik rahatsızlıkları bulunan kişilerin kendi davranışlarından sorumlu olmadıklarını ileri sürmediğimize dikkat edin. Bu kişiler davranışlarından kesinlikle sorumludur. Bununla birlikte kişilik bozuklukları bulunan kişileri zihinsel sağlığı yerinde olan bencil kişiler olarak değerlendirmek hata olur.
Efsane: Kişilik bozuklukları bulunan kişiler hiçbir zaman iyileşmez.
Gerçek: Birtakım çalışmalar kişilik bozuklukları için belirli tedaviler olmasa da birçok belirtinin ilaç, terapi ve çoklu çalışma birleşimiyle etkili şekilde kontrol altına alındığını göstermiştir.
Efsane: Kişilik bozukluğu olan kişiler ilerleyen yaşla birlikte iyileşir.
Gerçek: Bazıları iyileşir ve bazıları iyileşmez.
Efsane: Kişisel bozukluğu olan bir kişiyi kendi davranışlarınızla iyileştirebilirsiniz.
Gerçek: Kişilik bozuklukları gerçek zihinsel rahatsızlıklardır ve bu rahatsızlıklar ne yaptığınıza, yapmadığınıza veya ne söyleyip söylemediğinize bağlı değildir. Gıda alerjisi toz alıcıyla iyileştirilemeyeceği gibi kişisel bozukluğu sevgi, öfke, alçakgönüllülük veya uyarılarla iyileştirilemez.
Efsane: Sınır kişilik bozukluğu bulunan herkes intihar eğilimi gösterir ve kendine zarar verir.
Gerçek: Kendine zarar verme 9 mümkün kriterden sadece bir tanesidir. Sınır kişilik bozukluğunun teşhisi için 9 kriterden 5’i gereklidir.
Sebepler
Duygusal Düzensizlik Rahatsızlığının Muhtemel Sebepleri
Duygusal Düzensizlik Rahatsızlığının muhtemel nedenleri tam olarak bilinmiyor. Bununla birlikte son zamanlarda yapılan bir araştırma bazı ipuçlarını ortaya çıkarmıştır. Rahatsızlığın sebebinin tam olarak ortaya çıkartılabilmesi için daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulur. Bununla birlikte bazı teoriler bulunmaktadır.
Duygusal Düzensizlik Rahatsızlığının yaygınlığını çocuğun büyüdüğü çevre türüyle ilişkilendiren bazı deliller vardır. Duygusal düzensizlik rahatsızlığı bulunan kişilerin önemli bir bölümü aynı zamanda çocukken istismara uğramıştır. Bununla birlikte bu ilişki her zaman kişinin yetiştiği çevrenin hastalığına etki edeceğini kanıtlamaz.
Ebeveynlerinde kişilik bozukluğu bulunan kişilerde kişilik bozukluklarının ortaya çıkma oranı daha yüksektir. Bunun nedeni genetik olabilir. Belirli kişilerin kişilik bozukluğuna karşı genetik eğilimlerini olma ihtimali vardır.
Tedavi
Sınır Kişilik Bozukluğu/Duygusal Düzensizlik Rahatsızlığı Tedavisi
Sınır kişilik bozukluğu/duygusal düzensizlik rahatsızlığının bilinen bir tedavisi yoktur. Sonuç olarak sınır kişilik bozukluğu/duygusal düzensizlik rahatsızlığı bulunan kişilerin aileleri kendi kendilerini korurlar ve kendi kaynaklarına güvenirler.
Bununla birlikte belirtilerin kontrol altına alınmasında etkinliği kanıtlanan bazı tedavi yöntemleri vardır. En yaygın yaklaşım SSRI ilaçları ve DBT terapisi birleşimidir.
DBT: Diyalektik Davranış Terapisi
Tanım:
DBT veya Diyalektik Davranış Terapisi yoğun kişisel ve grup terapisini birleştiren ve sınır kişilik bozukluğu bulunan hastaların tedavisi için geliştirilen psikososyal bir tedavi yöntemidir.
Açıklama:
Diyalektik Davranış Terapisi Marsha M. Linehan tarafından sınır kişilik bozukluğunun tedavisi için geliştirilmiştir. Bazı terapistler sınır kişilik bozukluğu bulunduğundan şüphelendikleri hastaları bazı sınır kişilik bozukluğu terapistlerinden beklentileri nedeniyle tedavi etmekten kaçınır. Bu beklentiler arasında saatler süren birden fazla telefon görüşmeleri, intihar düşünceleri ve intihar tehditleri, terapist veya diğer hasta ve çalışanların sınırlarına saygı göstermeme, agresif taşkınlık ve takip etmeyi içerir.
Diyalektik Davranış Terapisi yoğun haftalık kişisel terapi ve haftalık grup terapi seanslarını birleştirir.
Kişisel terapi ilk önce kendine zarar vermeyle başlayan ardından terapiyi ve sağlıklı yaşamı engelleyen davranışlara ilişkin öncelikli bir dizi konuyu çözümlemeye odaklanır. Hastalar rejimi farkındalık, duygu düzeni, kişiler arası etkinlik ve üzüntü toleransı olarak bilinen dört beceri yönünden eğitilir.
SSRI''lar: Seçici Serotonin Geri Alım Engelleyiciler
Tanım:
SSRI''lar veya Seçici Serotonin Geri Alım Engelleyiciler, kişilik bozuklukları bulunan kişiler için en yaygın yazılan antidepresanlardır.
Açıklama:
SSRI''lar beyinde serotonin adı verilen sinir taşıyıcılarının geri emilimini /geri alımını) engelleyerek depresyon belirtilerini hafifletir. Beyindeki daha fazla serotoninin ruh halini iyileştirildiği görülmüştür.
SSRI’lar genellikle diğer antidepresan türlerine göre daha hafif türler olarak görülür. Bu nedenle SSRI’lar genelllikle doktorların uyguladığı ilk yaklaşımdır.
Yan Etkiler arasında mide bulantısı, cinsel yetersizlik, baş ağrısı, ishal, gerginlik, ciltte kızarıklık, endişe, huzursuzluk, terleme, kilo alımı, sersemlik, uyku hali yer alır.
Op. Dr. Aytun AKTAN
Mrblar 1 haftadır kahve rengi akintim var normalde de regl düzensizliği yaşıyorum nedendir?... devamı
Transvestizm
Madde Kullanımının Yol Açtığı Duygudurum Bozukluğu
Homofobi
Siklotimi
Kadınların Evlilikte Yaptığı 6 Hata