272 kişilik bir katılımcı havuzuna dayanan çalışma, depresyonu değerlendirmede altın bir standart olarak düşünülen Zihin Bozukluklarının Teşhisine Dair İstatistiksel Elkitabı’nın dördüncü baskısını (DSM IV) kullanarak bu hastalar arasındaki depresyon oranını inceleyen ilk çalışmadır.
UT Güneybatı Tıp Merkezi araştırmacıları, “Kronik böbrek hastalığının erken safhalarındaki hastalar, klinik depresyon için yükselen oranda risk taşıdığı için nefrologlar olarak biz de klinikte depresyon için hastalarımızı izlemeyi göz önünde bulundurmalıyız” dediler.

Bir önceki araştırma, depresyon oranlarının genel toplumda yüzde 2 ile 4 arasında; diyabet hastaları arasında yüzde 11,  konjestif kalp yetmezliği hastaları arasında yüzde 14 ve kalp krizi sonrası koroner arter hastalığı olan hastalar arasında yüzde 16 olduğunu göstermiştir.
 “Kronik böbrek hastalarında depresyon sayısı, diyabet ve aterosklerotik vasküler hastalık gibi ilerleyen böbrek hastalığıyla sonuçlanmış aynı anda oluşan şartların varlığından dolayı daha yüksek olabilir.” dediler ve eklediler: “Alternatif olarak, depresif olan diyabet hastaları gibi hastalar, ilaçla tedavilere ve doktorların tavsiyesine uymamaktan dolayı ilerleyen böbrek hastalığı geliştirebilirler.”  

Kronik böbrek hastalığı hastaları arasındaki depresyon için daha önce yapılan tahminler, iştah kaybı, kilo kaybı ve yorgunluk gibi belirtileri vurgulayarak, tek başına depresyonla ilgili ölçeklere dayanarak rapor edilmişti. Oysa böylesi belirtiler, başka sağlık koşulları ile üst üste gelebilir, o nedenle UT Güneybatı araştırmacıları yeni bir yaklaşım geliştirdiler.

Mayıs 2005’ten Kasım 2006’ya kadar araştırmacılar, kronik böbrek hastalığı randevuları için Dallas VA Tıp Merkezi’ni ziyaret eden hastaları araştırmaya katılmaları için kliniğe davet ettiler. Katılmayı kabul eden hastalar, majör depresif durumunun varlığını belirlemek üzere majör depresif bozukluğun DSM IV tanımına dayanarak yapılandırılmış bir klinik mülakattan geçtiler. 

Elliyedi hastanın veya hastaların yüzde 21’inin hali hazırda depresif oldukları bulundu. Depresif hastaların yaş ortalaması, yaklaşık 65’ti; ikisi kadındı ve neredeyse yüzde 56’sı beyaz ırktandı. Tüm hastalar, emektardı.

Araştırmacılar aynı zamanda diyabet hastalarının depresif olma olasılığının diyabeti olmayanların iki katı olduğunu gördüler, hastaların yüzde 63’ünün en az üç başka sağlık sorunu vardı ve yüzde 41’inin en az dört başka hastalığı vardı.

Eğer tedavi erken başlamazsa durum, son-safha böbrek hastalığına kadar ilerleyebilir. Bu noktada bir hastanın böbrekleri, tansiyonu kontrol etmeye yardım etmesi için kandaki zehirli kimyasalların süzerek sıvıyı uzaklaştıracak olan diyalize veya böbrek nakli gerektiren noktaya gelerek iflas eder. 
İLGİLİ MAKALE

Dünya Böbrek Günü

Op. Dr. Şahizer DÖVER

67 yaşındayım....2 doğum yaptım....45 yaşında menapoza girdikten sonra mesane sorunum had safhaya ulaştı...antibiyotik içmekten,çektiğim sancılardan a... devamı