Çocuklardaki kalp hastalığının emerken terleme, sık nefes alma, ağlarken morarma, çabuk yorulma, tekrarlayan akciğer enfeksiyonu ve gelişim geriliği gibi belirtilerle kendini gösterdiği bildirildi.

Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Kılınç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocuklardaki kalp hastalıklarının önemli, ancak erken teşhisle tedavi edilebilen hastalıklar olduğunu söyledi.

Kalp rahatsızlıklarının doğuştan ya da sonradan olabildiğini ifade eden Kılınç, genellikle doğum sonrasında yapılan muayenede kalp rahatsızlıklarının tespit edildiğini dile getirdi.

Doğum sonrasında tespit edilemeyen kalp rahatsızlıklarının ilerleyen dönemde önemli belirtiler verdiğini, ailelerin bu belirtileri iyi takip ederek erken teşhise yardımcı olabileceğini ifade eden Prof. Dr. Kılınç, şöyle konuştu:

''Kalp rahatsızlığı olan bebekler, biberonu ya da annesini iyi ememez. Emerken terler, sık sık nefes alma ihtiyacı duyar, ağlarken morarabilir. Tekrarlayan akciğer enfeksiyonu da çocuklarda kalp hastalığının belirtilerinden. Nefes alıp verirken kalpten gelebilecek sesler de kalp rahatsızlığını belli eden etkenlerdendir. İlerleyen yaşlarda ise çocuklar hareket edince çok çabuk yorulur. Bu çocuklarda büyüme geriliği görülebilir. Aileler bu belirtileri fark ettiğinde en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalı. Sağlık kuruluşunda yapılacak ayrıntılı muayene sonucunda çocuğun kalp hastalığı teşhis edilecektir.''

Prof. Dr. Kılınç, çocuklarda doğuştan kalp rahatsızlığının daha sık görüldüğünü ifade etti.

Doğuştan kalp rahatsızlıklarının yüzde 80 oranında nedeninin bilinmediğini bildiren Kılınç, şunları kaydetti:

''Doğuştan kalp rahatsızlığının nedeni yüzde 80 oranında bilinmemekte ancak hamilelik döneminde geçirilen çeşitli hastalıklar ve kalıtsal etkenlerin bunda etkili olduğu tahmin edilmektedir. Türkiye'de yılda 10-15 bin doğuştan kalp rahatsızlığı olan bebek dünyaya geliyor. Türkiye'de coğrafi bölgeler arasında sıklık ve dağılım açısından bir fark bulunmuyor. Vakaların 40-50'sinde tanı yaşamın 1. haftasında, yüzde 50-60'ında ilk yılında konmaktadır. İlk çocukta doğuştan kalp rahatsızlığı varsa, ikincide de görülme sıklığı yüzde 2-6 arasındadır.

Çocuklarda en sık görülen doğuştan kalp rahatsızlığı kulakçık ya da kapakçık arasının delik olmasıdır. Sonradan meydana gelen kalp rahatsızlıklarında en sık görülen ise akut romatizmal ateştir. Bu rahatsızlıklar evrelerine göre ilaçla tedavi edilebilir. Ancak bir bölümü hastalığın düzeyi ve erken teşhis durumuna göre ameliyat gerektirir. Kimi kalp delikleri zamanla kapanabilir ancak bazıları ameliyatı zorunlu kılar. Doğuştan kalp rahatsızlıklarını önlemek için kızamıkçığa karşı aşılama yapılması, gebelikte ilaç, sigara, alkol kullanılmaması ve röntgen filmi çektirilmemesi, yüksek risk taşıyanlarda genetik danışma olanaklarının kullanılması önemlidir. Kalp hastalıklarının teşhisinde gebeliğin 16. haftasında yapılan fetal ekokardiyografi de büyük önem taşıyor.''

Özer SELİMOĞLU

Merhaba özer bey benim ayaklarımda varis var ve iç varisten ameliyat oldum.Ağrılarım geçmeyince bir kalp ve damar cerrahisine muayene oldum ve derin ... devamı