Meme kanserinin kesin nedeni bilinmiyor olmasına rağmen, en önemli risk faktörlerini biliyoruz. Yine de, birçok hastada bilinen bir risk faktörü bulunmazken, meme kanseri riski yüksek kabul edilen kadınların birçoğunda hastalık gelişmez.  En önemli faktörler ilerleyen yaş ve ailede meme kanseri geçmişidir. Risk, göğsünde iyi huylu bir kitle bulunan kadınlarda biraz azalır, daha önce meme veya yumurtalık kanseri olan kadınlarda önemli derecede artar.

Annesi, kız kardeşi veya kızı meme kanseri olan kadınlarda hastalığın gelişme olasılığı iki ila üç kat daha yüksektir, özelliklede birden fazla birinci derece akrabada hastalık gelişmişse.  Araştırmacılar aileye bağlı meme kanseri vakalarının bazılarından BRCA1 ve BRCA2 adlı iki genin sorumlu olduğunu belirledi. Her 200 kadından biri bu mutasyonları taşır.  Genlerin bulunması meme kanserine yatkınlığa neden olur ama gelişeceğini garanti etmez.

Genellikle 50 yaş üzeri kadınların meme kanseri olma olasılığı genç kadınlara göre daha yüksektir ve Afrikalı-Amerikalı kadınlarda risk, beyaz ırka göre daha yüksektir.

Meme kanseriyle hormonlar arasındaki bağlantı giderek daha açık hale geliyor. Araştırmacılar östrojen hormonuna daha fazla maruz kalan kadınların meme kanserine karşı daha savunmasız olduğunu düşünüyor. Östrojen hücrelere bölünmelerini söyler; hücreler ne kadar fazla bölünürse, bir şekilde anormalleşme ve olası bir kansere dönüşmesi o kadar muhtemeldir.

Bir kadının östrojen ve progesterona maruz kalma seviyesi hayatı boyunca artar ve azalır. Bunu adet görmeye başladığı ve menopoza girdiği yaş, adet döngüsünün ortalama uzunluğu ve ilk doğum yaşı etkiler. 12 yaşından önce adet görmeye başlayan, ilk doğumunu 30 yaşından sonra yapan, 55 yaşından sonra menopoza giren, adet döngüsü ortalama 26-29 günden daha uzun ya da daha kısa olan kadınlarda meme kanseri daha yüksektir. Güncel bilgiler, doğum kontrol haplarındaki hormonların riski muhtemelen artırmadığını gösteriyor.  Bazı çalışmalara göre, menopozdan sonra hormon replasman tedavisi görmek, özellikle de 5 yıldan daha uzun süre görmek riski artırıyor. Yüksek dozda radyasyon tedavisi de bir etmen olabilir, ama düşük doz mamogram neredeyse hiç risk oluşturmaz.

Beslenme ve meme kanseri arasında bağlantı tartışılıyor. Obezite kayda değer bir risk faktörüdür ve düzenli alkol almak (günde bir iki içkiden daha fazla) hastalığı destekleyebilir. Birçok çalışma, fazla yağlı beslenen kadınların hastalığa yakalanma riskinin daha yüksek olduğunu gösterdi. Araştırmacılar, yağlardan aldığı günlük kaloriyi (%20 ila %30'un altına) düşüren kadınlara, bu beslenme değişikliğinin meme kanserinden korunmakta yardımcı olacağını düşünüyor.

Prof. Dr. Erhun EYÜBOĞLU

Merhabalar Erhun Hocam benim size bir sorum olacaktı annem 45 yaşında sol göğsünde bir sertlik hissetmesi nedeniyle mamografi çektirdi sonuçlarında m... devamı