Kalp hastalığı, böbrek hastalığı olan insanlarda sık görülen bir sorundur. Amerika Birleşik Devletleri’nde kalp hastalığının son 30 yılda azalmasına rağmen kronik böbrek hastaları, bir kalp krizi geçirme veya kalp yetmezliği geliştirme olasılığında aynı oranda bir düşüşten faydalanamadı. Yakın aile fertlerinde diyabet, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, aşırı kilo, sigara kullanımı, daha önceden bir kalp krizi geçirmiş veya kalp hastası birey olanlar, kalp hastalığı geliştirmede en yüksek risk grubundadır.

Damar sertliği, kalp hastalığının en sık görülen nedenidir. Bu süreç, damarlardaki yağ katmanları ile başlar ve böbrek hastalığı olmayan insanlarda bile erken yaşta başlayabilir. Yağ katmanları zamanla, kalsiyum tutarlar ve kalpteki, beyindeki ve böbreklerdekiler gibi küçük damarları tıkayabilen plaklar oluştururlar. Birçok etmen, damar sertliğine katkıda bulunur. Bu makale, kronik böbrek hastalarında damar sertliği ve kalp hastalığı gelişimi için söz konusu risk etmenlerinden bazılarını inceleyecek ve korunma için özel stratejiler sunacaktır.

Yüksek tansiyon, kalp hastalığı ve felç için iyi bilinen bir risk etmenidir. Tansiyon, genelde iki sayı şeklinde ifade edilir, üstteki sayı büyük, alttaki sayı küçük tansiyondur. Hem büyük hem de küçük tansiyon, çok yüksek olduğunda özellikle sigara içen, diyabeti olan veya anormal kolesterolü olan insanlarda riski daha da arttırır.

 130/85 oranlı tansiyon, normaldir ve 65 yaşından genç hastalara tavsiye edilir. Tedavinin amacı normal bir tansiyonu yakalamak olmalıdır. 65 yaşından büyük hastalarda felç riski, bir kalp krizi riskinden daha da yüksektir ve 140/90 oranlı tansiyon tavsiye edilir. İdrarlarında protein olan veya böbrek fonksiyonu azalmış hastalar, zaten böbrek hastası olanlara böbrek hasarını yavaşlatmak için tavsiye edilen, 125/75 oranlı daha düşük tansiyonun faydasını görebilir. 

İlaç almaksızın tansiyonu düşürmenin çeşitli yolları vardır: Azaltılmış tuz diyeti, sigara içmeyi bırakmak, kilo vermek, egzersiz yapmak ve bira, şarap veya diğer içkilerden günde bir birimden daha fazla olmayacak şekilde içtiğiniz alkol miktarını azaltmak. Ancak çoğu insan, kalp hastalığı riskini azaltmak ve böbreklerini korumak için tansiyonunu yeteri kadar düşürecek ilaçları almak zorundadır. Ortalamada tansiyonu olan birçok insan, tansiyonlarını kontrol altına almak için üç veya dört ilaç almak zorunda kalacaktır. 

Kan dolaşımındaki lipid denen yağlar, damar sertliğine katkıda bulunur. Kolesterol ve trigliseridler, kan dolaşımındaki yağlardır. Bu yağların her ikisi de gereklidir ve vücut hücrelerinin normal olarak çalışmasına yardım ederler ve vücut için yakıt sağlarlar. Sadece çok yüksek seviyede olurlarsa, damar sertliğine katkıda bulunurlar. Doktorlar, bir hastanın kalp hastalığı geliştirmesi riskinin bir göstergesi olarak toplam kolesterol değerini sık aralıklarla ölçerler. Toplam kolesterol değeri, kötü kolesterol de denen LDL kolesterolü ve iyi kolesterol HDL’den meydana gelir. Bir kişinin kalp hastalığı için başka kaç tane risk etmenine sahip olduğuna bağlı olarak, toplam kolesterol için hedef, desilitrede 200 mg kadar düşük olabilir. Aynı seviye, kalp hastalığı için çeşitli risk etmenlerine sahip insanlarda trigliseridler için de arzu edilir.

Toplam kolesterolü ve bilhassa kötü kolesterolü(LDL) düşürmek, kalp hastalığı riskini azaltır. Kolesterol seviyeleri yüksek olan insanlar, yağlı yiyeceklerden ve kırmızı et gibi kolesterol bakımından yüksek diğer yiyeceklerden kaçınmak için beslenmelerini değiştirmeyi düşünmelidirler. Ancak tek başına diyet, kolesterolü sadece göreceli küçük bir miktar düşürebilir ve yüksek kolesterolü olan birçok insanın kolesterol seviyelerini düşürmek için özel ilaç tedavilerini takip etmeleri gerekebilir.

Kolesterolü düşüren ilaç tedavileri, kalp hastalığı ve kalp krizi riskini de azaltır. Bu ilaç tedavileri çok etkin olmalarına rağmen, doktor tarafından izlenmesi gereken yan etkilere sahip olabilir. Böbrek hastalarını aldığı diğer ilaçlarla da etkile

şebilirler. Sonuç olarak doktorlar, kolesterol-düşürücü ilaçlar alan hastaların kan testlerini yakından takip ederler.

Trigliseridler, aynı zamanda kan dolaşımında normal olarak bulunan bir çeşit yağdır. Trigliserid seviyeleri, anormal olarak arttığında, damar sertliği için bir risk etmeni olabilirler. Diyetteki şeker miktarını azaltmak, trigliserid seviyelerini azaltabilir ve bunun için de etkin olan ilaç tedavileri vardır.

Sigara içmek, damar sertliği için çok tehlikeli bir risk etmenidir. Sigara içmek, iyi kolesterolü azaltır, tansiyonu arttırır, kan dolaşımındaki oksijeni azaltır ve kalp ve beyindeki küçük kan damarlarında kanın pıhtılaşmasını kolaylaştırır. Sigara içmek, bilhassa çoktandır kalp hastalığı olan hastalarda kalp krizlerine ve ani ölüme neden olabilir. Sigara içmek, aynı zamanda böbrek hastalığını da kötüleştirebilir. Sigara içmeyi bırakmak, felç ve kalp krizi riskini azaltmanın önemli bir yoludur. Geçmişte yoğun şekilde sigara içmiş kişiler arasında bile bir kalp krizi riski, daha önceden ne kadar süre veya ne kadar çok içtiklerinin önemi olmaksızın yarıya inebilir.  

Diabetes mellitus veya şeker hastalığı, damar sertliğinin önemli bir nedenidir. Diyabet, böbreklerde, kalpte, beyinde ve gözlerdeki küçük kan damarlarının tıkanmasının başta gelen nedenlerinden biridir. Diyabet, aynı zamanda böbrek yetmezliğinin de en yaygın nedenidir. Sonuç olarak yüksek kan şekeri seviyeleri, kötüleşen böbrek fonksiyonu, kalp krizleri, felçler ve körlük ile birlikte anılır. Yetişkinlerde diyabet, çoğunlukla aşırı kilo ile birlikte görülür. Hassas diyet ve egzersiz yoluyla kilo vermek, kalp hastalığı riskini azaltabilir ve diyabet kontrolünü iyileştirebilir. Şeker hastaları kan şekerini en etkin şekilde kontrol etmek için ilaçlarını ağızdan veya insülin iğneleri ile alabilirler. Bazı diyabet ilaçları, böbrek hastalığı olan hastalar için iyi değildir, çünkü kan dolaşımlarında asit birikmesine neden olabilir. Böbrek hastalarına aşina olan doktorlar, bu ilaçları kullanmaktan kaçınacaklardır.

Homosistein, bazen protein yapmada önemli olan ve kanda normal olarak bulunan bir kimyasaldır. Kronik böbrek hastalığı olan insanlarda seviyeleri bazen artar ve damar sertliğine neden olabilir. Homosistein kan seviyeleri, hastaların büyük miktarlarda folik asit ve diğer B-vitaminlerini aldıkları zaman düşer. Doktorlar, bu şekilde düşen homosistein seviyelerinin kalp krizi ve felç riskini azaltıp azaltmadığını tam olarak bilmez.

Böbrek hastalığı olan kişiler, kalp krizi, kalp yetmezliği ve felç ile sonuçlanan damar sertliği gelişiminde yüksek risk altındadırlar. Birçok etmen, işin içindedir. Aşağıdaki tablo, damar sertliğini önlemek için çoklu stratejileri göstermektedir. Korunmaya dair doğru olduğuna inandıklarımızın çoğu, normal böbrek fonksiyonlu hastalardan bilinir. Bu stratejilerin böbrek hastalığı olan hastalarda işe yarayacağını düşünüyoruz. Ancak hangi etmenlerin en önemli ve hangi korunma tedbirlerinin en etkili olduğunu öğrenmek için daha fazla araştırma gereklidir.

Kalp Hastalığı Riskini Düşürme Stratejileri

  • Tansiyonu kontrol etmek
  • Sigara içmeyi bırakmak
  • Daha düşük kolesterol ve trigliserid değerleri
  • Normal kan şekeri
  • Kilo vermek
  • Düzgün bir diyet uygulamak
  • Egzersiz yapmak

Özer SELİMOĞLU

Merhaba özer bey benim ayaklarımda varis var ve iç varisten ameliyat oldum.Ağrılarım geçmeyince bir kalp ve damar cerrahisine muayene oldum ve derin ... devamı