Nedir

Agnozi (a-gnosis veya bilgi kaybı) spesifik duyu sakat değilken veya anlamlı herhangi bir hafıza kaybı yokken nesneleri, kişileri, sesleri, şekilleri veya kokuları tanıma yeteneğinin kaybıdır.

Genellikle, beyin yaralanması veya nörolojik hastalıkla ilişkilidir, özellikle ventral yolun bir parçası olan oksipitotemporal sınırda hasardan sonra.

Çeşitleri

Ad

Açıklama

Aleksi

Metni tanıyamama

Akinetopsi

Hareket algısının kaybı

Aleksitimi

Her ne kadar kesin bir şekilde agnozinin bir çeşidi değilse de aleksitimiyi sosyal duygusal agnoziden ayırt etmek zor olabilir veya sosyal duygusal agnozi ile eş zamanlı olarak gerçekleşebilir. Aleksitimi duyguları anlama, işleme veya tarif etmede eksikliktir, otizm spektrumunda insanların yaklaşık %85’ine mahsustur. Aleksitiminin, sol ve sağ yarıkürelerde bilginin kombine işlenmesinde bilgi işleme gecikmesine bağlı olduğuna inanılmaktadır; sonuç vücut mesajları ve duygular arasında yetersiz ayrımsamadır.

Amüziya veya Reseptif amüziya

Müzik için agnozidir. Müzik notalarını, ritimleri ve aralıkları tanıma yeteneğinin kaybını ve müziği müziksel olarak deneyimleyememeyi içerir.

Anosognozi

Bu, kişinin kendi durumu hakkında geri bildirim alamamasıdır ve iç görü yokluğu ile karıştırılabilir ama sebebi beyindeki geribildirim mekanizmalarındaki problemlerdir. Nörolojik hasarın sonucudur ve çeşitli nörolojik bozukluklarla bağlantılı olarak gerçekleşebilir ama en sık olarak inmeyi takiben paraliz vakalarında değinilir. Birden çok bozuklukla anosognozileri olanlar bozukluklarının bazılarının farkında olabilirler ama diğerlerini algılamaktan tamamen acizdirler.

Özalgısal agnozi

Hastalar görsel şekilleri ayırt edemezler ve bu yüzden farklı görsel uyarıları tanımada, kopyalamakta veya ayırt etmede sıkıntı yaşarlar. Assosiyatif agnoziden mustarip hastaların tersine özalgısal agnozililer görüntüleri kopyalayamazlar.

Apraksi

Fiziksel eylemleri işlevsel faaliyetlerde tekrarlamak üzere planlama yeteneğinin nörolojik kaybını içeren motor (vücut) agnozinin bir çeşididir. Bir çeşit vücut bağlantısızlığıdır ve birkaç farklı biçimde görülür; konuşma yeteneğinin bozulduğu konuşma apraksisi; el veya parmak becerisinin kaybının olduğu ve uzuvların istemli kullanımına yayılabilen uzuv-kinetik apraksi, başkalarının el kol hareketlerinin kolayca taklit edilemediği ve hedefe yönelik hareketlerin yapılamadığı ideomotor apraksi, kişinin hangi hareketi başlatacağını kestiremediği ve potansiyel el kol hareketlerini planlamak ve ayırt etmek için çabaladığı ideasyonel apraksi, bir topa vurmak gibi bacak hareketlerinin koordinasyonunun problemli olduğu yürüme apraksisi, kişinin nesnelerin yapımını koordine edemediği veya resim çizemediği ya da bir tasarımı takip edemediği konstruksiyonel apraksi, görsel iz sürmeyi kontrol etme yeteneğinin bozulduğu okülomotor apraksi ve dudakların, ağzın ve dilin becerikli kullanımının bozulduğu bukkofasiyal apraksi.

Assosiyatif agnozi

Hastalar görsel sahneleri ve nesne sınıflarını tarif edebilirler ama yine de bunları tanıyamazlar. Örneğin çatalın yemek yemek için olduğunu bilirler ama kaşıkla karıştırabilirler. Assosiyatif agnoziden mustarip hastalar kopyalayarak bir görüntüyü çoğaltabilirler.

İşitsel agnozi

İşitsel agnozide işitme genellikle normal olsa bile konuşmayı konuşma olmayan seslerden ayırt etmede zorluk dahil çevresel ve sözel olmayan işitsel işaretleri ayırt etme güçlüğü vardır.

Ototopagnozi

Vücudun kısımlarını yönlendirememe ile ilişkilidir ve sebebi sık sık posterior talamik radyasyonların parietal kısmında bir lezyondur.

Renk agnozisi

Algılanabildiği veya ayırt edilebildiği halde bir rengi tanıyamamayı ifade eder.

Kortikal sağırlık

İşitmeleri bozuk olmadığı halde herhangi bir işitsel bilgiyi algılamayan insanları ifade eder.

Parmak agnozisi

Eldeki parmakları ayırt edememedir. Dominant parietal lobun lezyonlarında görülür ve Gerstmann sendromunun bir bileşenidir.

Form agnozisi

Hastalar tüm nesneyi değil yalnız ayrıntıların parçalarını algılarlar.

Bütünleyici agnozi

Kişinin bir şeyin unsurlarını tanıyabilme yeteneğine sahip olduğu ama bu unsurları kavranabilir algısal bütünler halinde bütünleştiremediği durumdur.

Ayna agnozisi

Hemispatial ihmalin semptomlarından biri. Hemispatial ihmali olan hastalar, bir nesne ihmal edilmiş görsel alanlarında ama nesneyi yansıtan ayna ihmal edilmemiş alanlarında olacak şekilde yerleştirildiler. Hastalar ihmal edilen alandaki nesnelerin varlığını kabullenemediler ve nesneyi tutmak için aynaya uzanmaya teşebbüs ettiler.

Ağrı agnozisi

Analjezi olarak da anılan bu durum ağrıyı algılama ve işlemede güçlüktür; kendi kendini yaralamanın bazı biçimlerine zemin teşkil ettiği düşünülür.

Fonagnozi

İşitenin kullanılan sözcükleri anlayabildiği halde aşina insan veya hayvan seslerini tanıyamaması.

Prosopagnozi

Yüz körlüğü ve yüz agnozisi olarak da bilinir: Hastalar bazen kendilerininki de dahil olmak üzere aşina yüzleri bilinçli olarak tanıyamazlar. Bu sık sık isimleri hatırlayamama olarak yanlış algılanır.

Semantik agnozi

Bu agnozi biçimine sahip olanlar nesneyi tanımak için görsel olmayan duyu sistemlerini kullanana kadar etkin bir şekilde ‘nesne körü’dür. Örneğin nesneyi hissetmek, koklamak, sallamak veya nesneye hafifçe vurmak semantiğinin (anlamının) fark edilmesini tetikleyebilir.

Simültanagnozi

Hastalar görme alanlarındaki nesneleri veya ayrıntıları tanıyabilirler ama bir seferde yalnız bir tane. Onların ait olduğu manzarayı oluşturamazlar veya ayrıntılardan tam bir görüntü oluşturamazlar. Kelimenin tam anlamıyla ‘ağaçlara bakmaktan ormanı göremezler.’ Simültanagnozi Baliant sendromunun olağan bir semptomudur.

Sosyal duygusal agnozi

Bazen ifade agnozisi de denilen kişinin yüz ifadelerini, vücut dilini ve tonlamayı algılayamadığı agnozi biçimi onları insanların duygularını sözel olmayan bir şekilde algılayamaz hale sokar ve sosyal etkileşimin bu unsurunu sınırlar.

Asterognoz

Veya somatosensori agnozi temas yani dokunma duyusu ile bağlantılıdır. Hasta dokusuna, büyüklüğüne ve ağırlığına istinaden dokunarak nesneleri tanımakta zorlanır. Ama onu sözel olarak tarif edebilirler veya resimlerden bazı nesne çeşitlerini tanıyabilir veya onların resimlerini çizebilirler. Somatosensori kortekste lezyonlar veya hasarla bağlantılı olduğu düşünülür.

Taktil agnozi

Yalnız dokunarak nesneleri tanıma veya belirleme yeteneğinin bozulması.

Zaman agnozisi

Olayların ardışıklığını ve süresini kavramanın kaybolması.

Topografik agnozi

Bu, kişinin nesneleri tanıyamaması nedeniyle kendisine yol göstermesi için görsel ipuçlarına bel bağlayamadığı bir görsel agnozi biçimidir. Buna rağmen kişide aynı yerin görsel planını tarif etme kapasitesi mükemmel olabilir.

Sözel-işitsel agnozi

Bu, işitmede bozukluğun olmadığı ama konuşulan sözcükleri semantik olarak anlamlı bir şekilde tanımakta bariz şekilde güçlüğün olduğu anlam ‘körlüğü’ biçimidir.

Görsel agnozi

Sol oksipital lobun ve temporal lobların lezyonlarıyla ilişkilidir. Görsel agnozinin bir çok çeşidi nesneleri tanımaktan aciz olmayı içerir.

Görsel sözel agnozi

Yazılı sözcüklerin anlamını kavramada güçlük çekmek. Okuma yeteneği genellikle sağlamdır ama kavrama bozulmuştur.

Sebepler

Agnozi felçten, bunamadan veya diğer nörolojik bozukluklardan kaynaklanabilir. Ayrıca kafa yaralanması, beyin enfeksiyonu ile travmaya bağlı veya kalıtımsal olabilir. Bazı agnozi biçimlerinin genetik olduğu bulunmuştur. 2011’deki bir çalışma fonagnoziyi disleksi ile bağlantılandırmıştır.

 

Körlükten dramatik iyileşme yaşayan hastalar önemli toplam agnozi deneyimlerler.

Tedavi

 

Aslında doğrudan hiçbir çare yoktur. Hastalar bilgi, hasarlı olandan başka modalitelerde sunulduğunda gelişme gösterebilirler. Farklı terapi çeşitleri agnozinin etkilerini geriye döndürmeye yardımcı olabilir. Bazı vakalarda uğraşı terapisi veya konuşma terapisi, etiyolojisine bağlı olarak agnoziyi düzeltebilir.