Nasıl

Aftlar (ağız ülserleri) milyonların yaşamına rahatsızlık verir. Ağız içindeki bu küçük ülserleşmelerin bazıları ufak dertlerdir ama kimileri için aftlar yaşamı neredeyse çekilmez hale getirir. Hastanın doktoru veya diş hekimi bu ülserleri nasıl tedavi edeceğini bilemezse, durum genelde daha da kötüleşerek hastayı hüsran ve acı içinde bırakır. Hekimlik uygulamalarında, aftlardan mustarip birçok insanla karşılaşılır. Aftlar, nüfusun neredeyse %20 sini etkilemektedir. İyi olan, aftlar hakkında bilinmeyen birçok şey olsa da etkin biçimde önleyip tedavi etme yollarının olması.

Aft ve Uçuk

Aftlar (Ağız ülserleri) ve Uçuklar Arasındaki Fark: Aftlar sıklıkla uçuklarla karıştırılır. Birçok ortak özelliği olsa da aftlar ile uçuklar arasında (örneğin ikisi de tekrarlasa da, çok acı verici olabilse de) önemli farklar var:Aftlar (Ağız ülserleri):

  • Kesinlikle ağız içindedir, yani yalnızca ağız içinde meydana gelir.
  • Bulaşıcı değildir, yani kişiden kişiye yayılmaz.
  • Virüsten kaynaklanmaz.
  • öncesinde kesecik denilen küçük kabartılar oluşur.
  • Genelde ağız dışında meydana gelir ama bazen ağız içinde de çıkar. Uçuklar eğer ağız içinde çıkmışsa ağzın sabit (hareketsiz) bölümlerinde, mesela damakta görülür.
  • Bulaşıcıdır, yani kişiden kişiye geçer.
  • Virüsten kaynaklanır.

Uçuklar:

Aftın Sebepleri

Aftlarla (Ağız ülserleriyle) Bağlantılı Vücut Durumları Aftlar çoğu vakada başka bir hastalıkla ilişkili değildir, ancak vakaların küçük bir yüzdesinde vücutla ilgili (sistemik) bir rahatsızlığın habercisi olabilir. Mesela, Behçet Hastalığı olan insanların, genital lezyonlar, göz lezyonları ve genel cilt hastalıklarına ilaveten çoğunlukla aftları da olur. çölyak hastalığı, Crohn Hastalığı, ülseratif  Kolit ve aşırı gluten duyarlılığı gibi hastalıkları olan insanlarda, ilgili hastalığın belirtisi olarak aftlar da görünür. HIV bulaşan hastalarda da, ülserler gibi aftlar ortaya çıkabilir. Bir hastalık belirtisi olduğu şüphesi uyandıran vakaların küçük bir yüzdesinde, dikkatli bir tıbbi kayıt ve doktor muayenesi, hastadaki aftların başka bir hastalıkla bağlantılı olup olmadığını gösterebilir.

Önleme

Aftları (Ağız ülserlerini) önleme Konusunda Ağız içinin yaralanması aftların oluşumunu tetikleyebilir. Bu yaralanmalar aşırı hararetli diş fırçalamak, yanağınızı ya da dilinizi ısırmak ve ağzınızın içini sert veya sivri yiyeceklerle (örneğin sert krakerlerle) çizmekle oluşabilir. Bu nedenle aşağıdaki önerilere uyarak aft oluşumunu önleyebilirsiniz. Ağız içindeki dokuyu kesebilecek, aşındırabilecek ya da başka türlü yaralayabilecek patates cipslerini, sert krakerleri, elmaları ve sert şekerleri ufak parçalar halinde yiyin. Fazla hararetli bir şekilde diş fırçalamamalayın. Bu, diş fırçasının dişleriniz, diş etleriniz ve ağız içi zarınıza zarar vermenize yol açar. Yapılan çalışmalar gösteriyor ki üç kişiden ikisi çok sert diş fırçalıyor. Maalesef, çoğu insan o kadar hararetle diş fırçalamayı bilinçli bir şekilde bırakamıyor çünkü diş fırçalamak yerleşmiş bir alışkanlık. Eğer onlardan biriyseniz, ağız dokusunu yaralamaya başladığınızda kırmızı ışık ile sizi uyaran alarmlı diş fırçası kullanmanızı tavsiye ediyoruz. Bu diş fırçası, size, dişlerinizi temizleyip plağı ortadan kaldırırken diş etlerinizle ağız içindeki dokuya zarar vermeyecek kuvveti uygulamayı öğretir. Ağzınızın içini veya dudaklarınızın kenarlarını ısırmayın. Birçok insanda bu, gerginlikten doğan bir alışkanlıktır. Bazı insanlarsa ağızlarının içini uyurken ısırır. Eğer sizin için de böyleyse, uyurken ağız koruyucu takmanızı öneriyoruz. Ağız koruması, genelde daha fazla ağız yaralanmasını önlemekte çok etkilidir. Stres, aftları tetikleyebilecek başka bir etmen. Aftlara yatkın kişiler yaşamlarındaki stresi azaltmalıdır. Günümüz toplumunda bunu söylemek kolay. Ne var ki, çabaya değer çünkü stresi azaltmanın sağlığa başka yararları da var. Bir araştırmaya göre, birçok aft vakasının sorumlusu belli besinlere verilen tepki olabilir. Bazı insanlarda aftlara neden olabilen besinler; fındık/ceviz, yerfıstığı ezmesi, deniz mahsulleri, buğday ürünleri, çikolata ve süttür. Aft meydana getiren etmenlerden biri de, başta en çok da B12, demir ve folik asit olmak üzere bazı vitamin ve minerallerin eksikliğidir. İngiltere de yapılan birçok çalışma, aft hastalarının önemli bir kısmının bu vitamin ya da mineral düzeylerinde eksiklik olduğunu saptadı. Ne var ki, ABD deki çalışmalar, bu vitamin ya da minerallerin düzeyleriyle aft oluşumu arasında aynı ilişkiyi göstermiyor. En heyecan verici gelişmelerden biri ise, aftlar ve neredeyse bütün diş macunlarında bulunan bir madde arasındaki bağın tespit edilmesi oldu. SLS katkı maddesi veya sodyum loril sülfat, aft oluşumunun bir faili olabilir. SLS (sodyum loril sülfat), aynen deterjan rolü üstlenir. Laboratuarda, protein ve yağların zarlarını bozundurmak ve çözündürmek için kullanılır. SLS, diş macununda yağ ve su bazlı maddeleri karıştırmak için kullanılır. Diş fırçalarken macununuzdan çıkan köpükler bu maddenin eseridir. SLS, yatkın bireylerde mikroskobik yaralanmaya veya ağızdaki deri hücrelerinin parçalanmasına neden olabilir. Yaralanmayla veya bağışıklık sisteminin işleyişiyle birlikte SLS, aft oluşumuna yol açabilir. Bunlar henüz başlangıç niteliğinde çalışmalar ve daha araştırma yapılması gerekli ama yine de umut vaat ediyor. Birçok hasta, SLS içermeyen diş macunlarından büyük ölçüde yararlanıyor. Size de, SLS içermeyen diş macunlarını tavsiye ediyoruz.

Günlük Tutmak

Aft (Ağız ülseri) Günlüğü Tutmak Yukarıdaki etmenlerden birinin aftlarınıza neden olduğundan şüpheleniyorsanız ne yapabilirsiniz? Size Aft Günlüğü tutmanızı öneririz. Kullandığınız diş macunu, yediğiniz besinler, stresli olaylar ve ağzınızın içinde meydana gelebilecek her türlü yaralanmayı yazabileceğiniz basit bir defter bu. Aynı defterde, aft oluşma sayısını da kaydedin. Bu defteri tutarak belirli bir etmenle aftlarınızın nedeni arasında bağlantı kurabilirsiniz.

Yrd Doç Dr SERDAR SARAÇ

mrb hocam bende turner sendromu var bu yüzden kemik erimem var hangi egzersizleri önerirsiniz plates yapsam işe yarar mı durdurabilir miyim... devamı