Nedir

Kısırlık herhangi bir korunma yöntemi kullanılmaksızın cinsel ilişkiye girdikten sonraki bir yıl içerisinde hala gebe kalınamaması olarak tanımlanır. Kısırlık sorunu olan bütün çiftlerin sistematik ve standart değerlendirmesi genellikle üç başlangıç ​​testini içerir:
  • Geçmiş ve laboratuar testleriyle yumurtmala onayı
  • Bir röntgen kullanımıyla fallop tüpleri ve rahim değerlendirmesi. Buna histerosalpingogram (HSG) denir.
  • Sperm analizi (SA) değerlendirmesi.
Bu üç testin sonuçları normalse ve çift en az bir yıldır gebe kalmaya çalışıyor ama kalamıyorsa bu duruma açıklanamayan kısırlık tanısı yapılır. Kısırlık tedavisinin yaklaşık yüzde 10 ila 15’inde ­hastaların açıklanamayan kısırlık tanısı vardır. Bu demektir ki yumurtlama düzeyini belirlemek için başlıca testlerde fallop tüpleri ve sperm analizinin normal çıkmasına rağmen bu çift gebelik sürecinde bazı verimsizlikler nedeniyle hamile kalamayacak kadar zorluğa sahiptir.

Açıklanamayan kısırlığı olan çoğu çift eninde sonunda hamile kalır.  Sorun, bu süreç boyunca zaman ve daha fazla çabayla etkisiz hale getirilebilir. Açıklanamayan kısırlığı olan hastaların çoğu altı ile yedi yıl içinde gebe kalır. Belki de genç bir hastanın bu kadar beklemesi gerekmez, ama yaşlı hastalar zaman lüksüne sahip olamayabilir.

Açıklanamayan kısırlğa neyin olduğu ve bu durum için önerilen laboratuvar testleri ve tedaviler bu makalede ele alınacaktır. 

Her şey normal görünüyorsa sorun nedir

Belki de tahmin yürüterek konulan açıklanamayan kısırlık adı yanlış bir adlandırma olmuştur, çoğu durumda bizler kısırlığın asıl nedenini bilemiyoruz. Aslında daha temel bir düzeyde çoğu zaman yanlış bir şey vardır. Örneğin, gamet düzeyinde (yumurta ve sperm) birbirleriyle ya da kadın üreme organlarıyla etkileşimi düzeyinde yanlış bir şey olması mümkündür.

Spermin bir mikroskop altında normal görünüyor olması da mümkündür, ama bu durum dölleme işlevini yeteri kadar yerine getirdiğini göstermez. Ayrıca, biri normal bir sperme sahip olabilir ancak düşük kalitede yumurta hiç döllemeyememe ya da beklenenden daha düşük hızda dölleme meydana gelebilir. Normal yumurta ve sperm karşılaması durumunda, yüzde 60 ile 90 arasında bir döllenme oranı beklenir. Bir sperm yumurtaya girdikten sonra yumurtanın dış kabuğu, zona pellucida, genellikle sertleşir. Dış kabuğun birçok spermin girmesine izin vermesi gibi tek bir spermin girmesine izin vermemesi de mümkündür. Her iki durumda kısırlığa neden olan anormalliklerle sonuçlanır.

Bir yumurtanın döllenmesinden sonra, yüzde 80’lik bir hücre bölünmesi şansı vardır. Ortaya çıkan embriyonun bölünme oranı da önemlidir. Genellikle, döllenmeden 48 saat sonra embriyo 2 ila 4 hücreye (blastomer) ayrılır. 72 saat sonra, genellikle altı ile sekiz hücre arasında olur. Gelişiminden beş gün sonra içinde bir sıvı boşluğu olan ortalama 120 hücre (blastosist) olur. Herhangi bir aşamada tahmin edilen embryo oranından daha fazla embriyonun ortaya çıkması ya da yavaş bölünmesi kısırlığa neden olabilir.

Rahim boşluğuna ulaştığında da embriyonun normal eklentisi veya implantasyonuyla ilgili sorunlar olabilir. Bu durum, rahim veya embriyo seviyesinde implantasyon için gerekli bazı önemli faktör varlığı ya da yokluğu yüzünden olabilir. Embriyonun dış kabuğu çok sert veya kalın olabilir ve embriyonun dış zarının (zona pellucida) dışında kuluçkalamasına izin vermeyebilir. Bu durum, implantasyon şansını düşürme oluşumuyla sonuçlanabilir. Embriyoyla ilgili genetik bir anormallik kısırlığa yol açabilir. Embriyolarınızda genetik bir bozukluk olması ihtimalinden şüpheleniyorsanız hücre parçalanmasında yüksek derecede (embriyonun anormal görünümlü hücreler) embriyo vardır.

Fallop tüplerinin, yumurtlamanın ve sperm analizinin değerlendirilmesi başlangıç ​​için iyi tarama testleri olmasına rağmen bunların tamamı kısırlığın nedenlerini belirlemek için yeterli değildir. Bu nedenle açıklanamayan kısırlığın belli bir teşhisi yoktur, ancak muhtemelen döllenme süreçlerinde bir ya da birçok yetersizliğin birleşimi olabilir.

Mevcut Tedaviler

Beklenti yönetimi

Yukarıda tartışıldığı gibi, açıklanamayan kısırlığı olan çiftleri tedavi etmeye yönelik bir yaklaşıma göre eğer kadının yaşı uygunsa (kadın eş gençse) doğal hamilelik girişimlerini devam ettirmek güvence vermek gerekir.  Tıbbi müdahalenin maliyet, çoklu genelik riskinin artması ve sonra da hastalık kalıntısı gibi dezavantajları vardır. Beklenti yönetimi,  35 yaş ve daha küçük kadınlarda ve açıklanamayan kısırlık süresi kısa vadeli (beş yıldan daha az) kadınlarda mantıklıdır.  35 yaş üzerinde, erken yumurtalık foliküllerini (antral folikül) saymak için bir ultrason aracılığıyla yumurtalık rezervinin değerlendirilmesi ve döngünün üç günlük östradiol ve folikül uyarıcı hormon seviyelerinin ölçülmesi ihtiyatlı olabilir. Bu testlerin sonuçları beklenti yönetiminden daha sıkıntı verici tedavileri devam etme tavsiyeleriyle sonuçlanabilir. 

Klomifen sitrat (CC) ve intrauterin inseminasyon veya aşılama (CC / IUI)

Doğurganlık haplarıyla ampirik tedavisi verilen bir döngü içinde döllenme için mevcut yumurta, sayısını artırmak mantığına dayanır. Uygun bir gebelik üretmek için, en azından bir ya da daha fazla yumurtayı salmak olasılığı artırır. Literatürün gözden geçirilmesine dayanarak şu belirtilebilir: rahim içi inseminasyon veya aşılama,her tedavi döngüsünde çiftin hamile kalma şansını ikiye katlar. 

Enjekte edilebilir doğurganlık ilaçları ve aşılama

Enjekte edilebilir ilaçlarla ampirik tedavisinde, gonadotropin (hMG ya da folikül uyarıcı hormon)  daha agresif ve taban oranları üç katına çıkararak gebelik oranlarını artırır. Hamileliği sağlamak için başarısız olunduğunda intrauterin inseminasyon veya aşılama altı döngüsünün üçünden sonraki makul bir aşamadır ya da intrauterin inseminasyon veya aşılama istenmeyen yan etkilere neden olur.

Laboratuvar ortamında döllenme (tüp bebek)

Tüp bebek, yumurtaya enjekte edilebilir kısırlık tedavisi ilaçlarını enjekte ederek düzeltilmeye çalışılan bir süreçtir ve daha sonra transvajinal follikül aspirasyonu denen bir işlemde alınır. Yumurtalar daha sonra spermle laboratuarda etkileşime geçer, embriyoyla sonuçlanır. Bu işlemlerden sonra hamileliğin gerçekleşmesi için kadın partnerin vücuduna enjekte edilir. Tüp bebek yöntemiyle rutin tarama testleri dışında anormallikler belirlenir ve bazı sorunları düzeltmek için müdahale edilir.

Fertilizasyon başarısızlığı kanıtlanmı veya bundan şüpheleniliyorsa, bir yumurtanın içine tek bir sperm enjekte edebilir. İntrasitoplazmik sperm enjeksiyonu (ISSE) adı verilen bu süreç kısırlığın bir nedeni olarak başarısız döllenme sorunu ortadan kaldırılır.

Yumurtanın dış kabuğunun kalınlaşmış / sertleşmiş olduğu durumlarda bu durumları tedavi etmek (yardımcı dölleme) için laboratuarda sürdürülen işlemleri kullanabilirsiniz. Böylece bölünme oranını ve embriyo hücresi parçalanma derecesini değerlendirmek için fırsatımız olur. Canlı gebelikle sonuçlanması için en iyi morfolojik embriyoyu seçmek konusunda çabalayabiliriz. Yaşamın üçüncü gününde embriyo bölünmesinde genetik test yapabiliriz ve kısırlığa yol açan en yaygın genetik anormallikler için kontrol ettirebiliriz ve bunların yanı sıra tekrarlayan gebelik kaybı için de testler yaptırabiliriz. Bu sürece Preimplantasyon Genetik Tanı (PGT) adı verilir.

Tüp bebek tedavileri (TBT) ve açıklanamayan infertilite üzerinde mevcut literatürüne dayanarak tüp bebek tedavileri bu hastalarda (kadın eşin yaşına bağlı olarak yüzde 10 ile yüzde 75 gebelik oranlarıyla) başarı şansını çok büyük ölçüde artırır. Ama aynı zamanda ileri tetkik ve testler çiftin daha düşük aylardaki gebelik oranlarına yol açan tam kusur teşhisi de sağlar.

Prof. Dr. Bülent MENTEŞ

20 yasında erkek bir tanıdığıma hipertiroidi teshısı koyuldu. Fakat doktoru kısırlıktan bahsetmemiş. kısırlık ıcın ayrı bir test mi gerekir yoksa değe... devamı