Nedir

Öncelikle meme kanserinin nasıl başladığına bakalım. Normalde vücuttaki hücreler sadece yeni hücrelere ihtiyaç olduğunda bölünür ve çoğalır. Bazen, vücudun bir bölümündeki hücreler kontrolsüz şekilde bölünerek çoğalır ve ‘tümör’ adı verilen doku yumruları oluşturur. Eğer kontrol dışı çoğalan hücreler normal hücrelerse tümör ‘iyi huylu’, yani kansersiz olarak adlandırılır. Ancak eğer kontrolsüz çoğalan hücreler anormalse ve vücudun diğer normal hücreleri gibi fonksiyon göstermiyorlarsa tümör ‘kötü huylu’, yani kanserli olarak adlandırılır.

Kanserler, bulundukları vücut bölümünün adıyla anılır. Meme kanseri, meme dokularında meydana gelir. Diğer kanserler gibi, meme kanseri de memeyi istila eder ve çevreleyen dokuların içine doğru gelişir. Kanser ayrıca vücudun diğer bölümlerine de hareket ederek  ‘metastaz’ olarak adlandırılan süreçle yeni tümörler oluşturur.

Belirtileri

Belirtileri

Meme kanserinin belirtileri şunlardır:

  • Memenin içinde, yakınlarında ya da koltuk altında adet döngüsü süresince geçmeyen yumru veya sertlik.
  • Bezelye büyüklüğünde hissedilen bir kitle ya da yumru
  • Meme dış hatlarında ya da memenin şekli veya büyüklüğünde değişiklik
  • Meme ucundan kanlı ya da şeffaf sıvı akıntısı
  • Meme ucu ya da meme derisinde görüntü veya his değişikliği (çukurluk, kırışma, yaralı, iltihaplı görüntü)
  • Meme ucunda ya da meme derisinde kızarıklık
  • Meme ucunun şeklinde ve konumunda değişiklik
  • Her iki memenin hiçbir bölgesiyle benzerlik göstermeyen, açık biçimde farklı bir bölge
  • Cilt altında mermer gibi sertleşmiş bir alan

Sebepleri

Sebepleri

Meme kanseri geliştirme riskinizi daha da artıran belli faktörleri bilmemize karşın, meme kanserine neyin sebep olduğunu bilmiyoruz. Kişinin yaşı, genetik faktörler, kişisel sağlık geçmişi ve beslenmesi, meme kanseri riskine katkıda bulunur.

Risk Altındakiler

Meme kanseri kadınlarda görülen kansere bağlı ölümler arasında birinci sırada geliyor. Bugün yaklaşık 8 kadından biri (yüzde 13,4) meme kanserine yakalanıyor. Meme kanseri, yaşı 35 ila 54 olan kadınlar arasında akciğer kanserinden sonra en çok ölüm nedeni olan, ikinci önde gelen kanser türüdür. Sağlık Bakanlığı verilerine göre her yıl yaklaşık 30 bin kadın meme kanserine yakalanıyor ve bunların yaklaşık 10 bininin öleceği tahmin ediliyor (Türkiye’de meme kanserinden iyileşme oranı yüzde 60).  Bu rakam kulağa korkutucu gelmekle birlikte, araştırmalar mamografiye ihtiyacı olan 50 yaş ve üzerindeki bütün kadınların, bu testi yaptırmaları halinde sayının yüzde 30 düşeceğini ortaya koymuştur. 

Meme kanserine yakalananların sadece yüzde 5 ila yüzde 10’u, hastalık için genetik eğilime sahip olan kadınlardan oluşur. Türkiye’de her 3 kadından birinin ailesinde meme kanseri geçmişi var. Meme kanseri vakalarının büyük çoğunluğu ‘arada sırada görülen’dir, yani hastalığın aile geçmişiyle doğrudan bir ilişkisi yoktur. Meme kanseri riski kadınların yaşları ilerledikçe artar.

Türleri

Türleri

Meme kanserinin en yaygın türleri şunlardır:

  • İnvaziv duktal karsinom (yayılan kanal kanseri). Bu kanser memedeki süt kanallarında başlar. Daha sonra kanal duvarlarını aşarak memedeki yağlı dokuları istila eder. Bu kanser en yaygın kanser türüdür ve salıdrgan meme kanseri vakalarının yaklaşık yüzde 80’lik bölümünü oluşturur.    
  • In situ duktal karsinom-DCIS (yerinde-yayılmamış kanal kanseri), kanal kanserinin en erken evresidir. “In situ”, kanserin başladığı yerin ötesine yayılmamış olması anlamına gelir. Bu durumda hastalık süt kanallarına özgüdür ve yakınlarındaki meme dokularını istila etmemiştir. Eğer tedavi edilmezse, yerinde kanal karsinomu yayılan bir kansere dönüşebilir. Neredeyse her zaman tedavi edilebilir bir kanser türüdür.
  • Sinsi (invasif) lobüler karsinom. (sinsi-saldırgan lob kanseri). Bu kanser, süt üretiminin gerçekleştiği meme loblarında başlar, ama çevre dokulara ya da vücudun diğer bölgelerine yayılmıştır. Bu türdeki kanser, saldırgan meme kanserlerinin yaklaşık yüzde 10’unu oluşturur.
  • Lobular karsinom in situ-LCIS (yerinde-yayılmamış lob kanseri), sadece meme loblarındadır. Gerçek bir kanser değildir, ama daha sonraki dönemlerde her iki memede muhtemel kanser gelişim riskini artıran bir belirleyicidir. Bu nedenle, yayılmamış lob kanseri olan kadınlar için düzenli klinik meme muayenesi ve mamografi çektirmek önemlidir.

Bunlara ek olarak, meme kanserinin daha az yaygın birçok çeşidi vardır.

Evreleri

Evreleri

  • Erken evre, yani evre ‘0’; hastalığın memeyle sınırlı olduğu ve lenf bezlerine yayılmadığı dönemdir (yerinde-yayılmamış kanser)
  • Meme kanserinin I. evresi: Kanser2 santimetreya da daha küçüktür ve hiçbir yere sıçramamıştır.
  • Meme kanserinin IIA evresi: Tümör2 santimetreçapından küçüktür ve lenf nodüllerinde de vardır ya da tümör 2 santimetreden büyük, 5 santim çapından küçüktür ama koltukaltı lenflerinde yoktur.
  • Evre IIB: Tümör5 santimetreçapından büyüktür ve koltuk altı lenf bezleri testi kanser-pozitif değildir ya da tümör 2 santimden büyük, 5 santim çapından küçüktür ve lenf bezlerinde de hastalık mevcuttur.
  • İlerlemiş meme kanseri (metastazlı), kanser hücrelerinin lenf bezlerine ve vücudun diğer bölümlerine sıçramasıdır.
  • Evre IIIA: Bu evredeki meme kanseri, ayrıca ‘bölgesel ilerlemiş meme kanseri’ olarak da adlandırılır. Tümör 5 santimetreden büyüktür ve kol altındaki lenf bezlerine sıçramıştır ya da tümör herhangi büyüklüktedir ve birbirine bağlı lenflerde veya çevre dokularda da kanser vardır. 
  • Meme kanserinin IIIB evresinde, herhangi büyüklükteki tümör deriye, göğüs duvarına ya da memenin ötesinde, göğüs içinde bulunan iç meme lenf düğümlerine sıçramıştır.
  • Evre IIIC: Meme kanserinin bu evresinde, herhangi büyüklükteki bir tümör daha geniş alanda yayılmıştır ve daha fazla lenf düğümünü istila etmiştir.
  • Meme kanserinin IV. evresi, büyüklüğü ne olursa olsun tümörün kemikler, akciğerler, karaciğer, beyin, ya da uzak lenf düğümleri gibi, memeden çok uzak yerlere yayılması olarak tanımlanır.

Testleri

Teşhisi

Rutin fiziksel muayeneniz sırasında doktorunuz, dikkatli bir şekilde kişisel ve aile geçmişinizi öğrenecek, ardından meme muayenesiyle birlikte şu iki testten birisini ya da her ikisini isteyecektir. 

  • Mamografi
  • Ultrasonografi

Bu testlerin sonuçlarına bağlı olarak doktorunuz, biyopsi için meme kitle ya da doku hücrelerinden örnek isteyebilir ya da istemeyebilir.

Örnek, alındıktan sonra test için bir laboratuvara gönderilir. Anormal doku değişikliklerini teşhis etmekte uzmanlaşmış bir patolog, mikroskop altında örneği inceler ve anormal hücre şekilleri ya da anormal gelişim örneklerini araştırır. Eğer kanser varsa, patolog bu kanserin türünü (kanal ya da lob kanseri)  ve kanallar ya da loblardan öteye yayılıp yayılmadığını söyleyebilir.

Östrojenle progesteron hormon reseptör testleri gibi laboratuvar testleri, hormonların kanserin gelişmesine yardım edip etmediklerini gösterir. Eğer test sonuçları, kanserin gelişmesine hormonların yardım ettiğini (pozitif test) gösteriyorsa, kanser muhtemelen hormonsal tedaviye cevap verecektir. Bu terapiyle kanser, östrojen hormonundan mahrum bırakılır.

Meme kanseri teşhisi ve tedavisinde en başarılı sonuca, hastayla birlikte çalışan uzmanlar grubuyla ulaşılır. Her bir hasta, her bir türdeki tedavinin avantajlarını ve kısıtlamalarını değerlendirmeye ve en iyi yaklaşımın geliştirilmesi için kendisiyle ilgilenen doktorlar grubuyla birlikte çalışmaya ihtiyaç duyar.

Tedavisi

Tedavisi

Eğer testlerde meme kanseri çıkarsa, kanserin kökünü kazımak ve memede tekrar nüksetme şansını azaltmak kadar, hastalığın meme dışındaki bölgelere yayılma ihtimalini düşürmek için doktorunuzla birlikte bir tedavi planı geliştirirsiniz. Tedavi genellikle teşhisten sonraki birkaç hafta içerisinde başlar.

Tavsiye edilen tedavinin türü, tümörün büyüklüğü ve memedeki konumu, kanser hücreleri üzerinde yapılan laboratuvar incelemeleriyle hastalığın evresi ya da hastalığın ne derece yayılmış olduğuna göre belirlenir. 

Meme kanseri tedavisi bölgesel (lokal) ya da sistemik (vücudun tamamına yönelik) olabilir.

Bölgesel tedavi, meme gibi belli bölgedeki kanser hücrelerini ameliyatla almak, yok etmek ya da kontrol etmek için kullanılır. Ameliyat ve radyasyon tedavileri bölgesel tedavilerdir.  

Sistemik tedaviler, tüm vücuttaki kanser hücrelerini yok etmek ya da kontrol etmek için kullanılır. Kemoterapi, tamoksifen gibi hormon tedavisi, aroamatez önleyiciler, biyolojik tedaviler, sistemik tedavilerdir. Bir hasta ihtiyaçlarına bağlı olarak, sadece tek bir tür tedavi ya da farklı tedavilerin bir kombinasyonunu alabilir.

Tedaviden Sonra

Meme kanseri tedavisinin ardından doktorlarınız, kanserin meme dışında başka bir yerde tekrarlama ihtimalini belirleyeceklerdir. Bu doktorlar ekibinde genellikle, meme kanserini tedavi edecek ilaçların kullanılmasında özel eğitim almış bir uzman tıbbi onkolog bulunur. Cerrahla birlikte çalışan tıbbi onkolog tamoksifen kullanılmasını ya da muhtemelen kemoterapi tavsiye eder. Bu tedaviler ek olarak kullanılır ancak, lokal meme kanseri ameliyatı ve/veya radyasyon tedavisinin yerine kullanılmaz.   

Önleme

Önleme

Meme kanserinin erken fark edilmesi için şu üç adımı takip edin:

  1. 40 ya da 50 yaşından itibaren yıllık mamografi görüntülemesi yaptırmaya başlayın. Meme kanseri uzmanları, kadınların ne zaman mamografi çektirmeye başlamaları gerektiği konusunda farklı düşüncelere sahiptirler. Doktorunuza danışın.
  2. Yüksek risk kategorisindeki kadınlar genellikle daha erken yaşlarda mamografi görüntülemesini her yıl yaptırmaya başlamalıdırlar. Mamografiye ek olarak Manyetik Rezonans Görüntülemesi (MRI) veya ultrason görüntülemesi de yapılabilir. En iyi yaklaşımı doktorunuza sorun.
  3. Yirmi yaşından itibaren, en az üç yılda bir, 40 yaşından sonra da yılda bir kez göğüslerinizi bir sağlık profesyoneline muayene ettirin. Klinik meme muayeneleri mamografinin tamamlayıcısı olacaktır.

Prof. Dr. Erhun EYÜBOĞLU

Merhabalar Erhun Hocam benim size bir sorum olacaktı annem 45 yaşında sol göğsünde bir sertlik hissetmesi nedeniyle mamografi çektirdi sonuçlarında m... devamı