16 Şubat 2012 günü yaşanan trafik kazasında hayatını kaybeden İ.T., hastaneye kaldırıldı. Ailesi tarafından organları bağışlanan İ.T.’nin ilk kontrollerinde HIV pozitif olduğu iddia edildi. Olaya müdahil olan tüm yetkililerin bu noktadan sonra gösterdikleri cehalet ise parmak ısırttı. Olaydan sonra haberde yer aldığı üzere; HIV’in bulaşma ve bulaşmama yollarını bilmeyen müdahale ekipleri tedirgin oldu ve toplamda 74 kişi teste tabii tutuldu.

İ.T.’nın hastaneye kaldırılmasından sonra yaşananlar HIV ve AIDS konusundaki yanlış bilginin ve önyargının boyutlarını gözler önüne serdi. Aynı zamanda bu haber; medyanın ve olaya müdahale eden ekiplerin HIV/AIDS konusundaki bilgisizliğine ve meslek etik ilkelerinin ihlal edilmesine örnek oldu.

‘Evrensel önlemler’ alınırsa hıv’in bulaşması söz konusu değildir.

Pozitif Yaşam Derneği Başkanı Nejat Ünlü, “HIV ve HIV’in bulaşma yolları dünyada tam 30 yıl önce tanımlandı. O günlerden bu yana bilim gelişti, bilgi yaygınlaştı. 1996’dan bu yana başarılı tedaviler ile kronik bir hastalık oldu. Ancak bilgi eksikliğinden dolayı Türkiye’de HIV ile yaşayan bireylere yönelik damgalama ve ayrımcılık yaşarken olduğu gibi öldükten sonra da devam ediyor. Kişinin yaşamı son bulmuş olsa da, sonrasında da yaşadığı ayrımcılık ve hak ihlalleri bitmek bilmiyor.” dedi.

Derneğin İletişim sorumlusu Çiğdem Şimşek ise; “Herhangi bir kazada, kaza geçiren kişiye müdahale eden ekiplerin (sağlık çalışanlarının) ‘evrensel önlemleri’ (eldiven, önlük, maske / göz koruyucu) bilinmesi ve uygulanması gereklidir", dedi ve ekledi “Artık HIV’in; temel üç yol (korunmasız cinsel ilişki, kan alışverişi, önlem alınmazsa anneden bebeğe doğum veya anne sütü) dışında bulaşmadığını, sadece insan vücudunda yaşayabildiğini, hava ile temas ettiğinde saniyeler, en fazla dakikalar içinde bulaştırıcılığını kaybettiğini, bu nedenle cenazeyi kaldırırken, yıkarken ve defnederken ek önlemler alınmasına gerek olmadığını öğrenme vaktimiz geldi.

Yaşam son bulmuş olsa da, mahremiyet hakkı devam eder…

Yetkililer tarafından İ.T.’nın tıbbi bilgileri ve özellikle HIV pozitif olduğunun açıklanması Türk Ceza Kanununda suç olarak tanımlandığına dikkat çeken Pozitif Yaşam Derneği Hukuk Danışmanı Av. Habibe Yılmaz Kayar “Bu bilgilerin paylaşılması özel hayatın gizliliği hakkının ihlali ve tıbbi tanının hâkim kararı veya tıbbi zorunluluk olmaksızın açıklanamayacağı ilkesinin ihlalidir. Bu haklar çerçevesinde hiçbir HIV/AIDS ile yaşayan kişinin tanısı, ismi, yüzü ve  kimlik bilgileri deşifre edilemez. Bu hak ölümden sonra da devam eder. Bu bilgileri meslekleri gereği öğrenen müdahale ekipleri veya emniyet görevlilerin de bu bilgileri açıklaması da suçtur.” dedi ve Türkiye’nin olarak taraf olduğu sözleşmelere aykırı olduğunu belirtti.
 
Pozitif Yaşam Derneği olarak; başta medya olmak üzere, tüm kurum/kuruluş ve ilgili-ilgisiz tüm yetkililerin tıbbi bilgilerin gizliliği konusunda gerekli özeni göstermesine, aksi durumda hukuksal ve cezai sorumluluğun doğabileceğine dikkat çekmek istiyoruz.

Doç. Dr. Selman LAÇİN

Hocam eşimle tüp bebek tedavisi için görüşme yapmıştım benden testler istendi yaptırdım anti HCV 2.260 pozitif hbs Ag 0.300 neg (-) anti hbs <8. Neg(... devamı