Nedir

Nedir?

İşsizlik, bir kişi çalışmaya elverişli olduğu ya da halihazırda iş aradığı halde, iş sahibi olamamasıdır. İşsizliğin ekonomik ve politik boyutunun yanı sıra psikolojik boyutu da önemlidir. Bu boyut kişinin kendisini, yakın çevresini ve büyük ölçekte toplumu etkiler.

Yapılan araştırmalar son yıllarda erkeklerin kadınlardan daha fazla işsizlikle karşı karşıya kaldığını gösteriyor. Cinsiyet rolleri son zamanlarda değişse de yine de erkeğe “evin direği”, “eve ekmek getiren” görevi atfedildiği için işsizlik erkeklerde daha yıkıcı psikolojik sonuçlar doğurabiliyor.

Hissedilen psikolojik baskının şiddeti yaşa göre değişiklik gösteriyor. Genç erkeklerde işsizlik daha hafif hissedilirken orta yaşlı, özellikle de birilerine bakmakla yükümlü erkekler depresif duyguları daha yoğun hissedebiliyor.

Türkiye’de emeklilikten sonraki yıllarda ve yaşlılıkta iş bulma oranları da oldukça düşüktür.

Kimleri Etkiler

Kimleri etkiler?

İşsizlik kadın erkek, genç yaşlı, vb herkesi etkisi altına alabilir.

İşsizlik ekonomik durumu iyi olmayanları daha kötü etkileyebilir diye düşünülebilir. Ama araştırmalar büyük ölçüde tersini gösteriyor.

İhtiyaçları ailesi tarafından karşılanan bireyler kendine güvenlerini yitirebilir. Hem, toplumda “iş güç sahibi” olmak diye bir tabir olduğu unutulmamalı. Birçok kişi iş sahibi olmayı aynı zamanda güç sahibi olmakla bağdaştırır. Dolayısıyla, işsiz bir kişi etrafındakiler tarafından garip karşılanabilir, kasıtlı olmasa da baskıya maruz bırakılabilir. İşsiz kişi de aynı değerleri paylaşıyorsa “Aa, hala iş bulamadın mı?”, “Bir yerlere başvuruyor musun?” gibi iyi niyetli cümleler bile aşağılama, küçümseme gibi gelebilir.

İşsizlik ve beraberinde getirdiği çaresizlik hissi (özellikle ihtiyaçları karşılamaya yönelik hırsızlıkta) suç oranını da artırabilir. Bazı vakalardaysa intihar düşüncesi gündeme getirebilir, hatta bu kişilerin bir kısmı bunu gerçekleştirmeye teşebbüs edebilir.

Türleri

Türleri

  • Geçici işsizlik: İşçi bir işten diğerine geçerken yaşanır. İş arayan yeni mezunlarda da bu geçerlidir.
  • Klasik işsizlik (reel ücret işsizliği): Bir işin reel ücretlerinin denge fiyatının yukarısına çıkmasıdır. Hükümetin asgari ücrete müdahalesinden kaynaklanır.
  • Yapısal işsizlik: İşverenler tarafından sunulan işlerle potansiyel işçilerin eşleşmemesidir. Bu durum coğrafi konum, yetenekler ve daha birçok etmenle bağlantılı olabilir. Böyle bir eşleşme eksikliğinde geçici işsizliğin de artması muhtemeldir.
  • Mevsimsel işsizlik: Bazı mevsimlerde birtakım mesleklere ihtiyaç olmayabilir.

Sebepleri

Sebepleri

Çalışabilecek yeterliğe ve şevke sahip oldukları halde iş bulamayan veya birtakım eksikliklerden dolayı işten kendi istekleriyle ayrılmak zorunda kalan kişilerin işsizlik nedenleri de birbirinden farklıdır.

Kırsal kesimde işsizliğin başlıca nedenlerinden biri teknolojinin gelişmesi ve tarımla hayvancılığın büyük ölçüde makineleşmesidir. Kentlerde işsizliğin nedenlerinden biriyse işlerde kalifiye eleman aranması, bazen de kalifiye eleman çokluğundan dolayı var olanların elenmesidir.

Mesleki eğitim almamış kişilerin iş bulma oranı düşerken mesleki eğitim almış, üstün becerilere sahip kişiler de mevcut meslekler düzeylerinin altında kaldığı, beklentilerini karşılamadığı için işsizlikle yüz yüze gelebilirler.

Riskleri

Riskleri

İşsizlik kişide hem fiziksel hem psikolojik sorunlara yol açabilir. (Bunlar ileride ayrıntılı olarak belirtilmiştir.) Ayrıca toplumsal açıdan da büyük etkileri vardır. İşsizlik, alkol ve çeşitli madde bağımlılıklarıyla ve suç işlemeyle alakasından dolayı toplumun diğer fertlerine de önemli ölçüde zarar verebilir. Stres düzeyi yüksek olduğundan kişiler veya gruplar arası çatışmalara sebebiyet verebilir.

Fiziksel Etkileri

Fiziksel etkileri

  • Kalp damar hastalıkları
  • Kemik, eklem, kas rahatsızlıkları
  • Bağışıklık sisteminin zayıflaması
  • Metabolizmanın yavaşlaması
  • Yeme bozuklukları, aşırı/az kilo
  • Sindirim sistemi rahatsızlıkları
  • Yüksek tansiyon
  • Yüksek kolesterol
  • Siroz
  • Cinsel isteksizlik, iktidarsızlık, geç boşalma
  • Saç dökülmesi
  • Cilt döküntüleri
  • Hormonal bozukluklar
  • Uykusuzluk/Aşırı uykululuk
  • Kişinin ölümü ya da bakmakla yükümlü olduğu kişilerden (bebek, çocuk, yaşlı) birinin ölümü

Psikolojik etkileri

Psikolojik etkileri

  • Stres: İşsiz kişiler, iş arayanlar, işini yeni kaybedenlerde stres düzeyi yüksektir. Stresi hissetme düzeyi kişiden kişiye değişiklik gösterir. Orta yaşlı erkekler ve kadınlarda stres daha yüksektir. Ama önceden işsizlik yaşamış olanlar, etrafında esnek toplumsal değerlere sahip kişiler bulunanlar ve rahat mizaçlı kişilerin daha az stres yaşadıkları görülmüştür.
  • Özgüven kaybı: Kendinin ve varsa bakmakla yükümlü olduğu kişilerin ihtiyaçlarını karşılayamayan, etrafındaki çoğu kişi çalışırken kendisi çalışmayan, taşıdığını düşündüğü toplumsal görevini yerine getiremeyen kişi özgüvenini yitirebilir.
  • Umutsuzluk: İşsizlik kişide sürekli olacakmış izlenimi yaratabilir. Başvurulan işlerden ses çıkmaması, gidilen görüşmelerden olumlu yanıt alınamaması bunu körükler. Belirsizlik hissi geleceğe dair plan yapma güçlüğünü de beraberinde getirebilir.
  • Utanç: İşsiz kalan kişi, işsizliğini saklamaya çalışabilir çünkü önce de bahsedildiği gibi bunun utanç verici bir şey olduğunu veya başkalarından gelecek baskıyı, dışlanma ihtimalini kaldıramayacağını düşünüyor olabilir.
  • İçe kapanma: İşsizlik utançla birlikte dışarı çıkmama, sosyal ortamlara girmeme, hatta yakın çevreyle bile görüşmemeye yol açabilir.
  • Uyum güçlüğü: Uzun süre işsiz kalan kişilerin sosyal iletişim becerileri azalır, ayrıca çalışmamaya alıştıkları için işe ayak uydurmakta zorlanırlar.
  • Depresyon: Yukarıdaki maddelerin her biri birleştiğinde klinik anlamda depresyona neden olabilir. Bu da doktor takibi ve ilaçla tedaviyi gerektirebilir. Hatta majör depresyona da dönüşebilir.

Baş Etme

Baş etme

İşsiz kişilerde aşırı içme, depresyon, kaygı ve intihar riskleri artar. Zihinsel sağlık, yaşamdan doyum ve fiziksel sağlık düzeyi azalır. İşsiz kişiler, ne zaman yeni bir iş bulacaklarını bilmeden, mali durumları hakkında kaygılanır durur. Zor bir zaman ama atlatılması imkansız değil.

İşte işsizlik kaygınızı azaltmaya yönelik adımlar:

  • Zor olduğunu olumlayın. Yapılacak en önemli şeylerden biri, bu süre zarfında kendinize nazikçe ve samimiyetle davranmanız. Kendinize şefkatli olun. Üzgün, kaygılı, sinirli, hatta kafası karışık olma hakkım var diyebilirsiniz kendinize. İnsansınız ve bu süreçte bunlar doğal hisler. Bunu söylemenizin ardından, uygun hisseder hissetmez sonraki adıma geçmeniz de mühim. Uzun zaman kötü hissederek daha iyi olamazsınız.
  • Gerçeği olduğu gibi kabul edin. Yaşamda birçok şeyi kabul etmeyi öğrendik: trafik, adaletsizlik, yaşlılık, hayal kırıklıkları ve kayıplar. Gerçeği kabul etmek, diretmeden veya kara kara düşünmeden, onu olduğu gibi ele almaktır. Diyelim ki, Ahmet’in şirketi küçüldü ve onu işten çıkardı. Sonunda,  ne kadar tatsız olursa olsun ona verilenle yaşamasını öğrendi. Kabullenmesi zordu ama daha iyi bir seçenek yoktu. En azından kabul etmek ona bir başlangıç noktası verdi. “Buradan nereye devam edebilirim?”
  • Sorunu normalleştirin.  Haberleri izleyince yalnız olmadığınızı fark edersiniz. Milyonlarca insan benzer durumdadır. Bu, herkes dibe vuruyor demek değil, bizim gibi pazar ekonomileri iniş çıkış yaşıyor demek o kadar. Genelde bir ekonomik krizi sekiz yıllık büyüme takip eder. İşten çıkarıldıysanız kalabalığa karışın. Ama muhtemelen umduğunuzdan daha kısa sürede işe döneceksiniz. Bilemezsiniz ki. Bütün krizler biter. İşsizlik de krizin bir parçasıdır.
  • Günlük eylem planı geliştirin. Eski işinizin sona ermesi şu anda işiniz olmadığı anlamına gelmez. İş aramaya her gün birkaç saatinizi ayırın. Reklamlara bakabilir, alanınızdaki insan ağında potansiyel lider olan kişilerle iletişime geçebilir, temas kuracak başka liderler sorabilirsiniz. Bir sürü çıkmaz olacağını kabul edebilirsiniz satış gibi işler aramak sebat gerektirir. Ne zaman bir iş açılacağını ve aradıkları kişinin siz olup olmadığını asla bilemezsiniz.
  • Kendinize biraz eğlence ayarlayın. İşsiz olmanız somurtup oturacaksınız demek değil. İlginç, eğlenceli, hatta iddialı olan günlük etkinlikler planlayarak kendinizi oyalayabilirsiniz. Eski hobilerinize başlayın veya yenilerini bulun. Miskin miskin oturacağınıza egzersiz yapın. Arkadaşlarla yemeğe çıkın, bir kursa yazılın, kitap okuyun veya seyahat edin. Bunu “ara zaman”, bayram tatili olarak düşünün. Zamanınızdan şimdi yararlanmaya başlayabilirsiniz çünkü işe döndüğünüzde zamanınız varken doya doya eğlenmediğiniz için dövünüp duracaksınız.
  • Kendinizi küçümsemeyin. Bu süreçte öz eleştiri büyük bir yüktür. İşinizi kaybetmeniz başarısız olduğunuz anlamına gelmez, sürekli değişen bir iş gücünün parçası olduğunuzu gösterir. Bu olumsuz küçümseme düşüncelerini not alıp onlara gerçekle meydan okuyun. Örneğin, “Başarısızım” düşüncesine eğitim aldığınız, çalıştığınız, bazı şeylerde iyi geri bildiriminiz olduğu, size değer veren arkadaşlarınız bulunduğu ve kendinize yardım etmeye çalıştığınız gerçekleriyle meydan okuyabilirsiniz. Aslında, bu zor zamandan geçen bir yabancıya nasıl yardımcı olacağınızı düşünün. Sonra, kendinize iyi davranın.
  • Düşüncelere dalmayın. Birçok işsiz insan misali miskin miskin oturup “Neden ben?”, “İş bulabilecek miyim?”  ve “Bunun olduğuna inanamıyorum” gibi düşüncelere kafa yoruyor olabilirsiniz. İşsizlik serbest pazar ekonomilerinin doğal bir koşuludur ve ekonominin şu an teklemesinden sizin sorumlu olmadığınızı fark etmeniz gerekir. Kara kara düşünmeye başladığınızda kendinize “Bunun meyve vereceği verimli bir eylem var mı?” diye sorun. Yoksa o zaman başka bir hedefe doğru verimli bir eylem planlayın. Örneğin, eğlenin, yeni beceriler edinin, sosyalleşin, egzersiz yapın, vb.
  • Bir topluluğa katılın. Bu süreçte kendinizi soyutlamayın. Çeşitli topluluklarda yer alın. LinkedIn.com, Facebook.com gibi internet sitelerinde de insanlarla iletişime geçebileceğiniz topluluklar var. Profesyonel organizasyonlar, politik ilgi grupları, çevre grupları veya diğer organize etkinlikler size bağlılık hissi ve değer verilmişlik duygusu katabilir. Topluluklar bizi zor zamanlarda destekler ve her zaman hayatımıza daha fazla anlam verir. Kendimizi soyutlamak için yaşamıyoruz.
  • Başkalarına yardım edin. Vaziyeti düzene sokmanın en iyi yöntemlerinden biri, size ihtiyacı olan bir başkasını bulmaktır. Önemli olduğunuzu hissettirecek sonsuz seçenek var. Bir adam, yaptığı en anlamlı şeylerden birinin evsizler sığınağında gönüllü çalışmak olduğunu anlatıyor. Başka insanlara göre körlere kitap okumak, hayvan sığınaklarında gönüllü çalışmak, hastanede hastaları ziyaret etmek veya başkalarına yardımcı olmak kendilerine yardım etmenin en iyi yöntemiydi. İnternette özel konular ve ilgi alanlarınız hakkında araştırma yapabilirsiniz. Bu sizi harika hissettirir çünkü aslında, önemlisiniz. Birinin size ihtiyacı var.
  • Zamanı uzatın. Bir iş bulmak için aciliyet hissetmeniz doğal ama sıkı bir mali bütçe ayarlayıp badireyi atlatırsanız aslında acil durum kalmaz. Örneğin, aylarca işsiz kalmaktan cesaretini yitiren bir adama, kendine daha fazla fırsat vermesi için zamanını uzatması önerilince rahatlığı hemen hissetti. Sonunda iş buldu. Şimdi geçen zamanına en zor ama bir yandan da gerçek arkadaşlarını tanımasına fırsat veren bir süre olarak bakıyor.

Destek

Destek

Birçoğumuzun ailesinde veya arkadaşlarında bu zor dönemi geçiren biri vardır. Bu dönemde çok hassas olacaklarından hareketlerinize, sözlerinize dikkat etmeniz gerekir.

İşte, onlara nasıl davranmanız gerektiğine dair birkaç ipucu:

  • Bunu konuşun ve olumlayın. Birçok işsiz insan durumlarından utanır. Başkalarının onları küçümsediğini, yük olarak gördüğünü ve neler olup bittiğini duymak istemediklerini düşünürler. “Neler yaşadığımı anlamıyorsun” diye de hissedebilirler. Bir arkadaş veya aile ferdi olarak, konuşmak için zaman ve mekan yaratmak önemli. “Bunun senin için zor bir zaman olduğunu biliyorum, yanında olduğumu da bilmeni istiyorum. Konuşmak istersen, lütfen çekinme. Belki bu sefer gerçekten sana destek olabilirim.”
  • Elinizi uzatın. İşsiz birçok insan utanç duyar ve kendini yük gibi hisseder. “İnsanlar benimle olmak istemiyor,” derler genelde. Ama aslında işsiz kişi kendini soyutluyor olabilir. İlk adımı siz atın: Onları arayın. Evet, telefonu kullanın. Telefonda birebir iletişim önemlidir. Sonra buluşmayı, yemek yemeği, bir şeyler içmeyi veya yürüyüşe çıkmayı önerin. Elinizi uzatıp bağlantı kurun.
  • Suçlamayın. En kötü şeylerden biri, kişiyi işsiz olduğu için suçlamaktır. Geçmiş “hataları” gündeme getirmek (“Kendini kovdurdun”) veya o kişiyi etiketlemek (“Elinde iş tutamıyorsun”), meseleyi daha da kötüleştirir. Eleştirinizde haklı olsanız bile şimdi ne yararı olacak?
  • Dırdır etmeyin. Arkadaşınızın ya da partnerinizin daha fazla iş aramasını ve meşgul olmasını isteyebilirsiniz ama dırdır ve şikayet durumu kötüleştirdiğiyle kalır. “Kaldır poponu da iş aramaya başla!” pek de teşvik edici sözler değil. Bunun yerine sonraki adımları deneyin.
  • İleri atılan her adımı ödüllendirin. Olumlu şeylere dikkat ederek, onları göz önünde tutup destekleyerek daha fazla yol alırsınız. Dırdır etmek ve eleştirmek yerine, arkadaşınızın veya partnerinizin attığı olumlu adımlara dikkat edip “Ne iyi ettin de özgeçmişini gönderdin” diyebilirsiniz. Basit sağlıklı etkinlikleri de ödüllendirin, örneğin egzersiz, arkadaşlarla görüşmek, kursa gitmek. Olumlu şeyler üstüne özgüven inşa edebilirsiniz.
  • Olumlamayla sorun çözmeyi dengeleyin. Bunun ne kadar zor olduğunu bildiğinizi fark etsinler ama nazikçe, sorunu çözmek için beyin fırtınasına açık olduğunuzu da söyleyin. Örneğin, “Zor bir zaman, muhtemelen canın sıkkın. Eninde sonunda insanız, çok doğal. Ama istersen stratejiler ve yapılacaklar hakkında birlikte fikir yürütebiliriz. Söylemen yeterli,” diyebilirsiniz.
  • Vaziyeti düzene sokmak. Bir araştırmaya göre bugün işsiz olan insanların bir bölümü son üç yıldır işsiz. Bu, siz de olabilirdiniz. Ama insanlar iş bulup yollarına devam ediyorlar. Arkadaşınızın veya partnerinizin vaziyeti düzene sokması önemli. Bu demek değil ki hissettiklerini ciddiye almıyorsunuz veya yüzleştiği sorunu küçümsüyorsunuz. Şimdi ve gelecekte yaşayacak dolu dolu hayatları olduğunu anlatmaya çalışıyorsunuz o kadar.

Bu sürecin arkadaşınız veya partneriniz için zor olduğunu aklınızda bulundurun. Elinizden geleni yapma zamanı. Hem, bu daha sonra ilişkinizde büyük bir fırsata da dönüşebilir.