Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Çocuk ve Ergen Madde Bağımlılığı Araştırma ve Tedavi Merkezi (ÇEMATEM) doktoru Arzu Çiftçi Demirci, bütün ailelerin çocuklarının tedavi olması için çok motive olduğunu belirterek, ''Çocuk motive olmadan bu iş olmuyor,'' dedi.

''Bağımlılık Tedavi Edilebilir Bir Hastalıktır'' başlıklı panelde konuşan Demirci, Uçucu Madde Araştırma ve Tedavi Merkezi (UMATEM) adıyla 1994 yılında açılan ve yataklı tedavi veren ÇEMATEM'in, 2003 yılında ayaktan tedavi polikliniği hizmetinin başlatıldığını söyledi.

ÇEMATEM'in, 18 yaş altı alkol ve uçucu madde kullananlara destek vermek amacıyla kurulduğunu dile getiren Demirci, çocuklarda bağımlılık tedavisinin yetişkinlere göre farklı olduğunu kaydetti.

Demirci, çocukların bu alışkanlıklarının verdiği zararları anlayamadıklarını vurgulayarak, anlasalar bile maddenin keyif yönünün baskın geldiğini anlattı.

Video: Sigarayı Bırakma

Bağımlı çocukların genellikle aileleri vasıtasıyla merkeze getirildiğini, nadir olarak da kendilerinin başvuruda bulunduğunu ifade eden Demirci, ailesinin zorla uyuşturucuya alıştırdığı çocukların ise Çocuk Koruma Kanunu'na göre mahkeme kararıyla merkeze getirildiğini belirterek, ''Ancak biz bunu istemiyoruz. Çünkü çocuğu merkeze zorla getirdiğinizde burayı bir hapishane olarak görüyor,'' dedi.

Demirci, çocukların bağımlı hale geldikten sonra sokak hayatının başladığına işaret ederek, şunları kaydetti:

''Bu çocuklar maddeyle tanıştıktan sonra gece yaşamı çok artıyor. Bir sürü şiddete çok ciddi maruz kalıyorlar. O nedenle çok ciddi güven problemleri olduğu için burada her çocuğun birer rehberi oluyor, o rehberi değiştirmiyoruz. Tedavi öncesinde motivasyon toplantıları yapıyoruz. Bütün aileler çok motive ama çocuk motive olmadan bu iş olmuyor. Standart tedavi süremiz yataklı tedavide 2 ay. Hayatın madde kullanmadan da keyifli olabileceğini anlatmak için dış aktivitelerimiz var, seramik boyama, bahçede çalışma gibi hobilerimiz var.''

Arzu Çiftçi Demirci, merkezde tedavi edilen bağımlı sokak çocuklarının ise büyük kısmının daha sonra SHÇEK kurumlarına yerleştirildiğini sözlerine ekledi.

“Bağımlılık sadece bağımlıyı değil, bütün aileyi etkiliyor”

Uzman psikolog Beyhan Coşkun da bağımlının ailesinin de tedavi sürecine katılmasının büyük önem taşıdığını söyledi.

''Bağımlılık hastalığı, sadece alkol ve madde kullananı değil, bütün aileyi etkileyen bir hastalıktır,'' diyen Coşkun, bağımlı bireyin kendisinden vazgeçtiğini, toplumun ve ailesinin de kendisinden vazgeçtiğini düşündüğünü anlattı.

Coşkun, bağımlı bireyin ailesinin de pek çok problem yaşadığını dile getirerek, ''Ailede bağımlı bir üyenin olduğunu kabul etmek atılacak ilk adımdır. Bu süreçte her türlü konunun aile içinde konuşulur hale gelmesini sağlamak gerekir. Tekrar madde kullanırsa eleştirmeyin, tekrar tedaviye gitmeye teşvik edin. Aile hem alkolizm, hem madde kullanımının teşhis ve tedavisindeki zincirin çok önemli bir parçasıdır. Bu açıdan ailenin tedaviye katılımı, tekrar başlamanın önlenmesi bakımından çok önemlidir,'' diye konuştu.

Panelde, alkol bağımlılığı deneyimini anlatan 67 yaşındaki Muharrem Bal ise alkole 13-14 yaşlarındayken başladığını belirterek, '' Alkole başlama yaşı değil, bağımlı hale gelmek önemli olan. Bağımlı hale geldikten sonra birçok olay geçti başımdan. Hapisle sonuçlanan olaylar geçti. Ancak AMATEM'e geldikten sonra alkolden kurtuldum ve 24 yıldır ayık yaşıyorum,'' ifadelerini kullandı. 

Uzm. Dr. Henri Griladze

Bir hastada manik depresif major depresyon sanrisal bozukluk donemsel olarak teshis edilebilir mi tesekkurler... devamı