Nedir

1. Tip Diyabet

Juvenil diyabet veya insüline bağımlı diyabet olarak da bilinen 1. tip diyabet, pankreasın az miktarda insülin hormonu üretmesi veya bu hormonu hiç üretmemesiyle ortaya çıkan kronik bir rahatsızlıktır. İnsülin, şekerin hücrelere girerek enerji üretebilmesi için gerekli bir hormondur. 1. tip diyabete oranla daha yaygın olan 2. tip diyabet, vücudun insülinin etkilerine karşı dirençli hale gelmesi veya yeterli miktarda insülin üretmemesi sonucunda ortaya çıkar.    

Genetik ve bazı virüslere maruz kalınması gibi birçok farklı faktör 1. tip diyabetin oluşmasında etmen olabilir. 1. tip diyabet genellikle ergenlik döneminde oluşmasına rağmen diğer yaş grupları arasında da görülebilir.

Aktif bir şekilde sürdürülen araştırmalara rağmen, 1. tip diyabetin tedavisi yoktur. Buna karşılık rahatsızlık kontrol edilebilir. Doğru tedavi yöntemiyle 1. tip diyabet rahatsızlığı bulunan kişiler, geçmişte olduğundan daha sağlıklı bir şekilde uzun bir yaşam sürebilirler.  

Belirtileri

Belirtileri

1. tip diyabet belirtileri çabuk gelişebilir. Bu belirtileri şunlardır:

  • Aşırı susuzluk ve sık idrara çıkma. Kanda biriken aşırı şeker nedeniyle dokulardaki sıvılar çekilir. Bu durum susuzluğa neden olabilir. Sonuç olarak, normalden daha sık olarak su tüketebilir ve sık idrar çıkabilirsiniz.
  • Aşırı açlık hissi. Şekeri hücrelere taşıyacak yeterli insülinin olmaması halinde, kaslarınız ve organlarınız enerjisiz kalır. Bu durum yemek yedikten sonra da devam edebilen aşırı açlığı tetikleyebilir. İnsülin olmadan alınan gıdalardaki şeker enerji gereksinimi duyan dokulara ulaşamaz. 
  • Kilo kaybı. Açlığınızı bastırmak için normalden fazla yemenize rağmen bazen kısa süre içerisinde olmak üzere kilo kaybedebilirsiniz. Enerji veren şeker temininin olmaması sonucu kas dokularınız ve yağ depolarınız büzülebilir. 
  • Yorgunluk. Eğer hücreler şekerden yoksun kalırsa, kendinizi yorgun ve huzursuz hissedebilirsiniz. 
  • Görüşte bulanıklık. Eğer kandaki şeker seviyeniz çok yüksekse gözdeki lensler dahil, dokulardaki sıvılar çekilebilir. Bu durum net bir şekilde odaklanma yeteneğinizi etkileyebilir. 

Tıbbi yardım gerektiren durumlar

Diyabet rahatsızlığınız konusunda endişe duyuyorsanız veya 1. tip diyabet belirtileriyle karşılaşırsanız doktorunuza danışın.

Sebepleri

Sebepleri

1. tip diyabetin nedeni tam olarak bilinmiyor. Bilim insanları, 1. tip diyabet rahatsızlığı bulunan birçok kişide, normal şartlarda zararlı bakteri ve virüslerle savaşan vücudun bağışıklık sisteminin yanlışlıkla pankreastaki insülin üreten (islet) hücreleri yok ettiğini biliyor. Genetik faktörler bu süreçte önemli bir rol oynayabilir ve bazı belirli virüslere maruz kalmak rahatsızlığı tetikleyebilir.  

Nedeni ne olursa olsun, insülin üreten hücreler bir kere yok edildiğinde, az miktarda insülin üretirsiniz veya vücut bu hormonu hiç üretmez. Normal şartlarda, insülin hormonu, kas ve dokulara enerji sağlanabilmesi için glikozun hücrelere girmesine izin verir. İnsülin, midenin arka kısmında bulunan bir beze olan pankreastan gelir. Her şeyin düzenli bir şekilde işlemesi halinde yemek yediğinizde, pankreas kana insülin hormonu salar. İnsülin kanda dolaşırken, şekerin vücut hücrelerine ulaşmasını sağlayan mikroskobik kapıları açar. İnsülin kandaki şeker miktarını düşürür ve kandaki şeker seviyesi düştükçe, pankreastaki insülin üretimi de azalır.

Karaciğer, glikoz deposu ve üretim merkezi olarak görev yapar. İnsülin seviyesi düşük olduğunda, örneğin uzun bir süre bir şey yemediğinizde karaciğer, kandaki glikoz seviyesini dengede tutmak için depolanan glikojeni glikoza dönüştürür.

1. tip diyabet hastalarında yukarıda belirtilenlerin hiçbiri gerçekleşmez; çünkü glikozun hücrelere girmesini sağlayacak insülin yoktur. Bu nedenle, şeker vücuttaki hücrelere gitmek yerine kanda birikir ve bu da yaşamı tehdit edici sonuçlara yol açabilir.  

1. tip diyabetin nedeni daha yaygın olarak görülen 2. tip diyabetin nedeninden farklıdır. 2. tip diyabette, insülin üreten hücreler hala işlev gösterir; buna karşın vücut insüline karşı dirençli hale gelir veya pankreas yeterli oranda insülin üretmez. 

Risk Faktörleri

Risk Faktörleri

1. tip diyabet için bilinen fazla risk faktörü bulunmaz. Buna karşılık araştırmacılar yeni olasılıkları bulmaya devam ediyorlar. Bilinen risk faktörlerinden bazıları şunlardır:

  • Aile geçmişi. Ebeveynlerinde veya kardeşlerinde 1. tip diyabet bulunan kişilerde diyabet riski hafif oranda artış gösterir.
  • Genetik. Bazı genler artan 1. tip diyabet riskinin göstergesi olabilir. Bazı durumlarda, genellikle klinik deneyler yoluyla genetik testler, aile geçmişinde rahatsızlığın bulunduğu kişilerde 1. tip diyabet riskinin artış gösterip göstermediğini tespit etmek için uygulanabilir.
  • Coğrafya. 1. tip diyabet riski ekvatordan uzaklaştıkça artış gösterir. Finlandiya veya Sardinya’da yaşayan kişilerde 1. tip diyabet daha sık olarak görülür. Bu oran Amerika’daki görülen vakaların 2 veya 3 katı ve Venezuela’da görülen vakaların 400 katıdır.

1. tip diyabete karşı muhtemel risk faktörleri:

  • Virüslere maruz kalma. Epstein-Barr virüsü, koksaki virüs, kabakulak virüsü veya sitomegalo virüs gibi virüslere maruz kalmak insülin üreten hücrelerin bağışıklık sistemi tarafından yok edilmesini tetikleyebilir veya virüsler doğrudan insülin üreten hücreleri istila edebilir. 
  • Düşük D vitamini seviyesi. Araştırmacılar, D vitamininin 1. tip diyabete karşı koruyu olabileceğini ileri sürüyorlar. Buna karşılık, yaygın bir D vitamini kaynağı olan inek sütünün erken yaşlarda tüketilmesi 1. tip diyabet riskinde artışla ilişkilendirilmiştir.  
  • Beslenmeye ilişkin diğer faktörler. Omega-3 yağ asitleri, 1. tip diyabete karşı belli oranda koruma sağlayabilir. Nitrat içeren suları tüketmek 1. tip diyabet riskini artırabilir. Ayrıca, bebeğinize ilk kez tahıl ürünleri verme zamanınız, bebeğinizde 1. tip diyabet riskini etkileyebilir. Klinik bir deney, 3 ila 7 aylık dönemde bebeklere tahıl ürünleri verilmesi gerektiğini saptamıştır. 

Bazı diğer risk faktörleri arasında, annenizin size doğum yaptığında 25 yaşından genç olması veya annenizin hamilelik süresince preklampsi (gebeliğin ikinci yarısında gelişebilen hipertansiyon ve proteinüriyle kendisini gösteren rahatsızlık) olması yer alır. Doğumun hemen ardından sarılık veya solunum yolu enfeksiyonu geçirmek de risk faktörleri arasında sayılır.

Komplikasyonları

Komplikasyonları

1. tip diyabet, kalp, kan damarları, sinirler, gözler ve böbrekler de dahil, vücuttaki birçok temel organı etkileyebilir. Kan şekeri seviyenizi çoğu zaman normale yakın değerlerde tutmak birçok sağlık sorunu riskini önemli ölçüde azaltabilir.  

1. tip diyabetin neden olduğu uzun vadeli sağlık sorunlarının gelişimi yıllar sürer. Diyabet ne kadar erken ortaya çıkarsa ve kan şekeri ne kadar az kontrol altında tutulursa, sağlık sorunları riski artış gösterir. Sonuçta, diyabetin neden olduğu sağlık sorunları kişiyi iş görmez hale getirebilir veya yaşamı tehdit edici sonuçlar doğurabilir.

  • Kalp ve kan damarı hastalıkları. Diyabet, göğüs ağrılı (anjin) koroner kalp rahatsızlığı, kalp krizi, inme, kalp damarlarında daralma (damar sertliği) ve yüksek kan şekeri gibi birçok kalp-damar sorunlarının riskini önemli ölçüde artırır. Aslında, Amerikan Kalp Derneğine göre diyabet hastalarının %65’i kalp rahatsızlıkları veya kan damarı rahatsızlıkları nedeniyle ölüyor.   
  • Sinir hasarı (nöropati). Aşırı şeker, özellikle bacaklardaki sinirleri besleyen ince kan damarlarının (kılcal damarlar) duvarlarına zarar verebilir. Bu, genellikle ayak parmak uçları veya parmak uçlarında başlayan, zaman içerisinde yukarıya doğru ilerleyen karıncalanma, uyuşukluk veya yanma hissine veya ağrılara neden olabilir. İyi bir şekilde kontrol altına alınamayan kan şekeri sonuç olarak etkilenen bacaklarda tamamen his kaybına yol açabilir. Sindirimi kontrol eden sinirlerin hasar görmesi, mide bulantısı, kusma, ishal veya kabızlık gibi sorunlara yol açabilir. Erkeklerde sertleşme bozukluğu ortaya çıkabilir. 
  • Böbrek hasarı (nefropati). Böbrekler, kandaki atığı filtreleyen milyonlarca ince kan damarı gruplarını içerir. Diyabet, bu hassas filtreleme sistemine zarar verebilir. Ciddi hasarlar, böbrek yetmezliğine veya diyaliz veya böbrek nakli gerektiren geri döndürülemeyen son aşamadaki böbrek hastalıklarına yol açabilir.   
  • Göz hasarı. Diyabet, retinadaki kan damarlarına zarar verebilir (diyabetik retinopati). Bu durum ilerleyen dönemlerde muhtemelen körlüğe yol açabilir. Aynı zamanda diyabet, katarak ve glokom gibi diğer ciddi görüş sorunları riskini artırır. 
  • Ayak hasarı. Ayaklardaki sinir hasarları veya ayaklardaki zayıf kan dolaşımı, birçok ayak sorunu riskini artırır. Ayaklardaki kesikler ve kabarcıklar tedavi edilmediği takdirde ciddi enfeksiyonlara neden olabilir. Ciddi hasarlar ayak parmakların, ayağın hatta bacağın kesilmesini gerektirebilir.
  • Cilt ve ağız sorunları. Diyabet bakteriyel veya fungal enfeksiyonlar gibi cilt enfeksiyonlarına daha duyarlı hale gelmenize neden olabilir. Dişeti enfeksiyonları özellikle ağız temizliğiniz kötüyse sorun olabilir.
  • Osteoporoz. Diyabet kemiklerdeki mineral yoğunluğunun azalmasına neden olabilir. Bu da osteoporoz riskini artırır.
  • Hamilelikte ortaya çıkan sağlık sorunları. Yüksek kan şekeri seviyesi, hem anne hem de bebek için tehlikeli olabilir. Diyabet rahatsızlığı kontrol altına alınmadığı takdirde, düşük, ölü doğum ve doğum kusurları riski artar. Diyabet annede diyabetik ketoasidoz, diyabetik göz sorunları (retinopati), hamilelikte ortaya çıkan yüksek kan basıncı ve preklamsi gibi rahatsızlıkların görülme riskini artırır. 
  • İşitme sorunları. İşitme bozuklukları diyabet hastalarında daha sık olarak görülür.

Muayenesi

Muayene

1. tip diyabet teşhisinin ardından, kan şekeri seviyeniz sabitlenene kadar düzenli kontroller yaptırmanız gerekir, böylece doktorunuz uygun insülin dozuna karar verecektir. Diyabet rahatsızlığı genellikle hormonal hastalıklar konusunda uzman bir doktor (endokrinolog) tarafından kontrol altına alınır; fakat sağlık ekibiniz, muhtemelen sertifikalı bir diyabet eğitmeni, beslenme uzmanı, sosyal hizmet görevlisi, göz bakımında uzman bir doktor (oftalmolog) ve ayak sağlığında uzman bir doktorla (podiatrist) görüşmenizi önerecektir.

Kan şekeriniz kontrol altına alındığında, hormonal hastalıklar uzmanı, her birkaç ayda bir sağlık taraması yaptırmanızı önerecektir. Her yıl yapılan düzenli ve detaylı sağlık taramaları, düzenli yapılan ayak ve göz incelemeleri, özellikle diyabetiniz iyi bir şekilde kontrol altına alınmıyorsa, yüksek kan basıncı veya böbrek sorunlarınız varsa veya hamileyseniz oldukça önemlidir.

Doktorunuzla ilk randevunuzda konuşulması gereken birçok konu olacağından randevuya hazırlıklı gelmeniz iyi olacaktır. Ayrıca, randevularınız esnasında doktorunuz dışında birkaç farklı sağlık uzmanıyla görüşmeniz gerekebilir. İşte randevuya hazırlanmanıza yardımcı olacak bazı bilgiler ve doktorunuzun size yöneltebileceği sorular.

Muayenede yapabilecekleriniz

  • Endişelerinizi yazın. Endişelerinizi yazdığınız not defterini randevuya getirin. Diyabetiniz kontrol atına alındığında, diyabetin birincil belirtileri ortadan kaybolabilir. Buna karşılık, kan şekerinizde düşme veya bazı gıdaların tüketilmesinin ardından yüksek kan şekerinin kontrol altına alınması gibi bazı konularla karşılaşabilirsiniz.
  • Temel kişisel bilgilerinizi yazın. Bunlara büyük stres olaylarını ve yaşamınızda son zamanlarda gerçekleşen değişiklikleri de dahil edin. Stres gibi birçok faktör diyabetin kontrol altına alınmasını etkileyebilir.
  • Kullandığınız ilaçları liste yapın. Bu listeye aldığınız vitamin ve takviyeleri de ekleyin
  • Sorularınızı not alın. Doktorunuza sorabileceğiniz soruları önceden bir yere not alın.

Doktorunuzla veya diğer sağlık hizmeti sağlayıcılarıyla geçireceğiniz vakit sınırlı olacağından bu zamanı en iyi şekilde kullanabilmek için doktorunuza sorabileceğiniz sorunların bir listesini yapın. 1. tip diyabete ilişkin olarak doktorunuzla, diyetisyeninizle veya diyabet uzmanınızla görülebileceğiniz konular şunlardır: 

  • Kandaki glikoz seviyesinin görüntülenme sıklığı ve zamanları
  • İnsülin terapisi; kullanılan insülinin türü, dozun zamanlaması ve dozu
  • İnsülinin uygulanış şekli; enjektör veya pompa
  • Düşük kan şekeri; teşhis ve tedavi
  • Yüksek kan şekeri; teşhis ve tedavi
  • Ketonlar; test ve tedavi
  • Beslenme; besin türleri ve kan şekeri üzerindeki etkileri
  • Karbonhidrat sayımı
  • Egzersiz; aktiviteler için insülin ve gıda alımının ayarlanması
  • Medikal yönetim; doktorunuzu ve diğer diyabet uzmanlarını ziyaret etme sıklığınız

Doktorunuza sormak üzere hazırladığınız bu soruların yanı sıra randevu esnasında size anlatılanları anlamadığınızda kesinlikle soru sormaktan çekinmeyin.

Doktorunuzun size sorabileceği sorular
Doktorunuz size bazı sorular sorabilir. Bu sorulara hazırlıklı olmak üzerinde durmak istediğiniz sorulara zaman ayırmanızı sağlayabilir. Doktorunuzun size sorabileceği sorulardan bazıları şunlardır:

  • Diyabetinizi rahat bir şekilde kontrol altına alabiliyor musunuz?
  • Kan şekeriniz ne sıklıkta düşüyor?
  • Kan şekerinizin ne zaman düştüğünü biliyor musunuz?
  • Günlük normal diyetiniz nasıl?
  • Egzersiz yapıyor musunuz? Yapıyorsanız ne sıklıkta yapıyorsunuz?
  • Günlük ortalama ne kadar insülin kullanıyorsunuz?

Muayeneye kadar yapabilecekleriniz

Eğer kan şekeriniz iyi bir şekilde kontrol altına alınmıyorsa veya bazı durumlarda ne yapacağınızı bilemiyorsanız, doktorunuz veya diyabet uzmanınızla randevular arasında görüşmekten çekinmeyin.

Testleri

Testleri

Amerikan Diyabet Derneği, Avrupa Diyabet Çalışmaları Derneği ve Uluslararası Diyabet Federasyonu uzmanlarından oluşan bir komite, 1. tip diyabete karşı aşağıdaki testleri önermektedir:

  • Glikat hemoglobin (A1C) testi. Bu kan testi, son iki üç aydaki ortalama kan şekeri seviyenizi gösterir. Test, kırmızı kan hücrelerinde bulunan oksijen taşıyan bir protein olan hemoglobine ilişen kan şekeri oranını ölçer. Kan şekeri seviyeniz yükseldikçe, hemoglobine ilişen şeker miktarı artar. İki farklı testten alınan 6.5 veya daha yüksek oranda A1C seviyesi diyabet rahatsızlığınız olduğunu gösterir. 5.7 ve 6.4 oranları arasında bir sonuç diyabet öncesi aşamada olduğunuzu ve diyabete yakalanma riskinizin yüksek olduğunu gösterir. 

Eğer A1C testi yapılamıyorsa veya bu testin yanlış sonuçlar vermesine neden olabilecek hamilelik veya hemoglobin varyantı olarak da bilinen farklı bir tür hemoglobin gibi bazı sağlık durumlarınız varsa, doktorunuz diyabet teşhisi için aşağıdaki testleri önerebilir:

  • Rastgele kan şekeri testi. Kan örneğiniz rastgele bir zamanda alınır. Kan şekeri değerleriniz, desilitre başına miligram (mg/dL) veya litre başına milimol (mmol/L) olarak ifade edilir. En son ne zaman yediğiniz göz önünde bulundurulmadan rastgele ölçülen 200 mg/dL (11.1 mmol/L) veya üzerinde bir kan şekeri değeri, özellikle sık idrara çıkma ve aşırı susuzluk gibi belirtileri gözlemliyorsanız diyabet rahatsızlığınız olduğunu belirtir.  
  • Açlık kan şekeri testi. Kan örneğiniz bir şey yemeden geçirdiğiniz bir gecenin ardından alınır. 100 mg/dL (5.6 mmol/L) altında açlık kan şekeri seviyesi normaldir. 100 ve 125 mg/dL (5.6 to 6.9 mmol/L) arası açlık kan şekeri seviyesi diyabet öncesi dönem olarak değerlendirilir. Eğer kan şekeri seviyeniz 126 mg/dL (7 mmol/L) veya üzerindeyse diyabet rahatsızlığınız vardır.

Eğer diyabet teşhisi konulduysa, doktorunuz 1. tip diyabette yaygın görülen oto antikorları kontrol etmek için kan testleri yapacaktır. Bu testler, doktorunuzun 1. tip diyabetle 2. tip diyabeti ayırt etmesi sağlar. İdrarda tespit edilen yağların parçalanması sonucu ortaya çıkan ketonlar 2. tip diyabetten çok 1. tip diyabetin varlığını gösterir.

Teşhisin ardından

1. tip diyabet teşhisinin ardından diyabetin iyi bir şekilde kontrol altında tutulması için doktorunuzu düzenli olarak ziyaret etmeniz gerekir. Bu ziyaretler sırasında, doktorunuz, A1C seviyenizi de kontrol edecektir. Hedeflenen A1C seviyesi yaşınıza ve bazı diğer faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterir; fakat Amerikan Diyabet Derneği genellikle 7 oranının altında bir A1C testi önerir. Bu da ortalama 154 mg/dL (8.5 mmol/L) glikoza eşittir.

Günlük uygulanan kan şeker testleriyle karşılaştırıldığında, A1C testi diyabet tedavinizin ne kadar iyi işlediğini gösterir. A1C seviyesindeki artış insülin rejiminizde veya öğün planınızda değişiklik yapılması gerektiğinin göstergesi olabilir.  

A1C testinin yanı sıra, doktorunuz, kolesterol seviyenizi, tiroit fonksiyonlarınızı, karaciğer fonksiyonlarınızı kontrol etmek için ve çölyak rahatsızlığı testi için düzenli aralıklarla kan ve idrar örnekleri alabilir. Doktorunuz ayrıca kan basıncınızı değerlendirir ve kan şekerinizin düştüğü ve insülin aldığınız alanları kontrol eder.

Tedavisi

Tedavisi

1. tip diyabet tedavisinin ömür boyu devam ettirilmesi gerekir:

  • İnsülin alımı
  • Düzenli egzersiz ve sağlıklı kilonun korunması
  • Sağlıklı gıdalar tüketme
  • Kan şekeri seviyesinin gözlemlenmesi

Tedavinin amacı, diyabetin neden olabileceği sağlık sorunlarını ertelemek veya engellemek için kan şekeri seviyenizi normale yakın tutmaktır. Bazen istisnalar olabilse de amaç, gün boyunca kan şekeri seviyenizin 80 ve 120 mg/dL (4.4 to 6.7 mmol/L) arasında ve gece boyunca 100 ve 140 mg/dL (5.6 to 7.8 mmol/L) arasında tutulmasıdır.

Eğer diyabetle baş etmekte zorlanıyorsanız, yarın için endişelenmemeye çalışın ve yalnız olmadığınızı unutmayın. Doktorunuz, diyabet uzmanınız ve diyetisyeninizle birlikte çalışarak kan şekeri seviyenizi normale yakın değerlerde tutabilirsiniz. 

İnsülin ve diğer ilaç tedavileri

1. tip diyabeti olan herkesin yaşamına devam edebilmesi için insülin tedavisine ihtiyacı vardır.

İnsülin türleri

Hızlı etki gösteren insülin, uzun süreli etki gösteren insülin ve orta dereceli insülinler olmak üzere birçok insülin türü bulunur. Bu insülinlere örnek olarak düzenli insülin, insülin izofan, insülin lispro, insulin aspart, insülin glargin ve insülin detemir bulunur. İhtiyaçlarınıza bağlı olarak doktorunuz, gündüz ve gece kullanılmak üzere birkaç insülin türü karışımı önerebilir.

  • Solunan insülin, geçmişte kullanılmış bir ilaçtır; fakat üreticiler çok az kişi tarafından kullanılması nedeniyle üretimini durdurdu. Piyasadan kaldırılan ilaç, sigara geçmişi bulunan kişilerde akciğer kanseri riskinde artışla ilişkilendirildi. Buna karşın, ek akciğer kanseri vakaları oldukça az sayıda olduğu için bu ilaçla akciğer kanseri arasında ilişki netleştirilemedi. Eğer solunan insülin kullandıysanız ve sigara geçmişiniz varsa endişelerinizi doktorunuzla paylaşın.  

Günümüzde insülin enjektör veya insülin pompasının damara zerk edilmesi yoluyla vücuda verilir. İnsülin, kan şekerini düşürmek için ağız yoluyla alınmaz; çünkü mide enzimleri insülin faaliyetini olumsuz etkiler.

  • İnsülin enjeksiyonları, ince bir iğne, şırınga veya kalem şeklinde olan ve insülin içeren insülin kalemiyle uygulanabilir.
  • İnsülin pompası da uygulanabilen bir seçenektir. Pompa, vücudun dışında taşınan cep telefonu büyüklüğünde bir alettir. İnsülin rezervini, bir boruyla karın bölgesinde deri altına yerleştirilen bir sondaya bağlar. Ayrıca birçok yerde borusuz pompa seçenekleri de bulunur. Vücudunuzun dışında derinizin altına uygulanan ufak sondalı bir insülin bölmesi taşırsınız. Bu insülin bölmesi karın bölgesinde,  belde, bacakta veya kolda taşınabilir. Programlama insülin bölgesiyle iletişim kuran kablosuz bir aletle yapılır. Hangi tür pompa kullanırsanız kullanın, insülin bölmeleri otomatik olarak belli dozda hızlı etki gösteren insülini vücuda verir. Belirli dozda vücuda verilen bu insülin bazal oran olarak bilinir ve kullandığınız uzun süreli etki gösteren insülinin yerini alır. Yemek yediğinizde, pump aletini aldığınız karbonhidrata ve mevcut kan şekeri seviyenize göre ayarlarsınız ve alet, aldığınız gıdaları karşılayabilecek ve kan şekerinizin yükselmesini engelleyecek bolus doz olarak bilinen insülin dozunu vücuda verir.

Bunların dışında önerilebilecek tedavi yöntemleri de vardır. Bunlar:

  • Pramlintid. Yemeklerden önce enjekte edilen bu etken madde, yemeklerden sonra görülen ani yüksek kan şekerini önlemek için besinlerin midedeki hareketlerini yavaşlatır.
  • Düşük dozda aspirin tedavisi. Doktorunuz, kalp ve kan damarı hastalıklarını engellemek için düşük dozda aspirin tedavisi verebilir.
  • Yüksek kan basıncı ilaçları. Yüksek kan şekeriniz olmasa bile, doktorunuz anjiotensin dönüştürücü enzim inhibitörleri ve anjiotensin II reseptör engelleyiciler gibi ilaçları yazabilir; çünkü bu ilaçlar kan basıncınızı düşürür ve böbreklerinizin sağlığını korumanıza yardımcı olur. Bu ilaçlar kan basıncı 130/80 mmHg’nin altında olan diyabet hastaları için önerilir. 
  • Kolesterol düşürücü ilaçlar. Yüksek kan basıncı ilaçlarında olduğu gibi doktorunuz kolesterol seviyenizin yükselmesini beklemeden, size statinler diye bilinen kolesterol düşürücü ajanları verebilir. Kolesterol kontrolü, artan kalp hastalıkları riski nedeniyle diyabet rahatsızlığı olan kişilerde daha etkin bir şekilde kontrol atında tutulmalıdır. Amerikan Diyabet Derneği, düşük yoğunluktaki kolesterolün (kötü kolesterol) 100 mg/dL altında ve yüksek yoğunluktaki kolesterolün (iyi kolesterol) 50 mg/dL üzerinde olmasını önerir. Kanda bulunan diğer bir çeşit yağ olan trigliserit seviyesinin 150 mg/dL altında olması önerilir.

Sağlıklı beslenme ve karbonhidrat sayımı

Yaygın olarak benimsenen anlayışın tersine, diyabet beslenmesi diye bir şey yoktur. Yaşamınız boyunca sıkıcı ve tatsız tuzsuz gıdalar tüketmek zorunda değilsiniz. Bunun yerine bol miktarda tüketmeniz gereken gıdalar bulunur. Bunlar:

  • Meyveler
  • Sebzeler
  • Tam tahıllar

Bu gıdaların besin değerleri yüksektir, yağ oranları ve kalorileri düşüktür. Ayrıca bu gıdalar daha az hayvansal ürün ve şeker tüketimi anlamına gelir. Bu aslında diyabetli hastalar için de en iyi yeme planıdır.

Aldığınız gıdalardaki kalorileri nasıl saymanız gerektiğini bilmeniz gerekir. Bu sayede, aldığınız karbonhidratları düzenli bir şekilde metabolize edebilmek için kendinize gerekli insülini uygulayabilirsiniz. Diyetisyeniniz sağlık amaçlarınıza, gıda seçimlerinize ve yaşam tarzınıza uygun bir öğün programı hazırlanmanıza yardımcı olacaktır.

Fiziksel aktiviteler

Herkesin düzenli olarak aerobik egzersizlerine ihtiyacı vardır ve 1. tip diyabeti olanlar da düzenli aerobik egzersizleri yapmalıdır. Egzersiz programına başlamak için doktorunuzdan onay alın. Daha sonra yürüyüş, yüzme veya bisiklete binme gibi hoşlandığınız aktiviteler seçin. En önemlisi, bu fiziksel aktiviteleri yaşamınızın bir parçası haline getirmektir. Haftanın çoğu günü 30 dakika egzersiz yapmayı hedefleyin. Esneme hareketleri ve güç artırıcı egzersiz hareketleri de önemlidir. Bir süredir aktif değilseniz, hafif bir egzersiz programıyla başlayın ve yavaş yavaş egzersizlerin yoğunluğunu artırın.

Fiziksel aktivite sonrası genelde uzun süreli olarak kan şekerinin düştüğünü unutmayın. Yeni bir aktiviteye başlarsanız, bu aktivitenin kan şekerinizi nasıl etkilediğini görmek için kan şekerinizi normalden daha sık kontrol edin. Yaptığınız yoğun aktivite nedeniyle öğün planınızı veya insülin dozunuzu değiştirmeniz gerekebilir. Eğer insülin pompası aleti kullanıyorsanız, kan şekerinizin düşmesini engellemek için geçici bir bazal oran belirleyebilirsiniz. Bu ayarlamayı nasıl yapacağınızı doktorunuza veya diyabet uzmanınıza danışın.

Kan şekerinin gözlemlenmesi

Seçtiğiniz veya sizin için gerekli insülin tedavisinin türüne -tek doz insülin, birden fazla doz insülin veya insülin pompası- bağlı olarak kan şekeri seviyenizi günde en az dört kez veya daha fazla kez kontrol ederek kaydetmeniz gerekebilir. Dikkatli gözlem, kan şekeri seviyenizin hedeflediğiniz değerler arasında tutulmasını sağlamanın tek yoludur. Daha iyi bir sonuç olabilmek için kan şekeri seviyenizi ölçmeden önce ellerinizi mutlaka yıkayın.  

İnsülin alsanız veya sıkı bir öğün programı uygulasanız bile kanınızdaki şeker miktarı tahmin edilemeyen bir şekilde artış gösterebilir. Diyabet tedavi ekibinin yardımıyla kan şekerinizin aşağıdaki etmenlere göre nasıl değişiklik gösterebileceğini öğreneceksiniz.

  • Besinler. Ne ve ne kadar yediğiniz kan şekeri seviyenizi etkileyecektir. Kan şekeri, öğünlerin ardından bir iki saat süre en yüksek değerdedir.
  • Fiziksel aktivite. Fiziksel aktiviteler kandaki şekeri hücrelere iletir. Ne kadar aktif olursanız, kan şekeri seviyeniz o kadar düşük olur. Alışılmamış fiziksel aktiviteler yapmadan önce aldığınız insülin dozunu düşürmeniz gerekebilir.  
  • İlaç tedavisi. Kan şekeri seviyenizi düşürmek için insüline ihtiyacınız vardır. Buna karşın diğer ilaç tedavileri de kan şekeri seviyenizi etkiler ve diyabet tedavi planında değişiklik yapmanızı gerektirebilir.
  • Hastalıklar. Soğuk algınlığı veya diğer hastalıklar sırasında, vücudunuz kan şekeri seviyenizin artmasına neden olan hormonlar salgılar. Bu nedenle diyabet tedavi planında değişiklik yapmanız gerekebilir.
  • Alkol. Alkol, alınan alkol miktarına ve alkolle birlikte bir şey yenilip yenilmemesine bağlı olarak kan şekeri seviyesinde yükselmelere veya düşmelere neden olabilir. Eğer içki içmek istiyorsanız makul miktarlarda tutun. Bu kadınlarda günlük bir duble, erkeklerdeyse iki veya daha az duble anlamına gelir.
  • Stres. Uzun stres ataklarına karşı vücudunuzun üretebileceği hormonlar insülinin düzenli çalışmasına engel olabilir.
  • Kadınlarda, hormon seviyelerindeki dalgalanmalar. Eğer adet döneminde hormon seviyenizde dalgalanmalar oluşuyorsa, kan şekeri seviyeniz özellikle adet kanamasından önceki hafta değişebilir. Menopoz da kan şekeri seviyenizde değişikliklere neden olabilir. 

Devamlı glikoz gözlemi, kan şekeri seviyesi gözlemlemenin en yeni yöntemidir ve hipoglisemiye karşı duyarsızlık geliştiren kişilere oldukça yardımcı olabilir. Devamlı glikoz monitörleri ince bir iğneyle cildin altına uygulanır. Bu monitörler kandaki glikoz seviyesini birkaç dakikada bir ölçer. Devamlı glikoz gözlemi, henüz standart olabilecek kadar doğru bir kan şekeri gözlemi yöntemi olarak düşünülmüyor. O nedenle bu yöntem kan şekerinin kayıt altında tutulması için diğer yöntemlere alternatif bir yöntem değildir; fakat ek bir görüntüleme yöntemidir.

Durumsal endişeler

Diyabet rahatsızlığı olan kişilerin bazı farklı durumlara karşı hazırlıklı olmaları gerekir.  

  • Araba kullanma. Hipoglisemi her an ortaya çıkabilir. Bu durum araba sürerken de oluşabilir. Direksiyona geçmeden önce kan şekerinizi ölçmeniz iyi olacaktır. Eğer kan şekeri seviyeniz 70 mg/dL (3.9 mmol/L) altındaysa bir şeyler atıştırın ve 15 dakika sonra kan şekerinizin normal bir seviyeye geldiğinden emin olun. Düşün kan şekeri, araba kullanırken odaklanmanızı veya hızlı şekilde tepki vermenizi zorlaştırır.  
  • İşyeri. Geçmişte, 1. tip diyabet sorunu bulunan kişiler bu rahatsızlıkları nedeniyle bazı işlere kabul edilmezlerdi. Neyse ki, diyabet kontrolünde gelişen teknoloji ve ayrımcılık karşıtı savlar sayesinde o günler geride kaldı. Buna karşılık, 1. tip diyabet iş yerinde bazı zorluklara neden olabilir. Örneğin, araba kullanmanız veya ağır makinelerde çalışmanız gerekiyorsa, hipoglisemi sizin ve çevrenizdekiler için önemli riskler oluşturabilir. Bu nedenle, kan şekeri testi için kısa bir ara verilmesi veya yiyecek ve içeceklere kolay ulaşım gibi gerekli düzenlemelerin yapılması konusunda doktorunuz ve işvereninizle birlikte çalışmanız gerekebilir. Bu sayede diyabet sorununuzu kontrol altına alabilir ve kan şekerindeki düşmeleri engelleyebilirsiniz. Diyabet hastaları için işyerlerinde gerekli değişikliklerin yapılmasını gerektiren yasalar vardır.
  • Hamilelik. 1. tip diyabet hastası hamile kadınlarda hamilelik sırasında daha fazla sağlık sorunu ortaya çıkabileceği için uzmanlar, 1. tip diyabet hastası kadınların hamile kalmadan önce bir incelemeden geçmesini ve A1C değerlerinin 7 oranından düşük olması halinde hamile kalınmasını önerir. Yüksek kan basıncı ilaçları ve kolesterol düşürücü ilaçlar gibi bazı ilaçların kullanımına hamilelik süresince son verilmesi gerekebilir. 1. tip diyabet rahatsızlığı bulunan kadınların bebeklerinde, özellikle diyabet rahatsızlığı hamileliği ilk 6-8 haftasında iyi bir şekilde kontrol altında tutulmadığı takdirde doğum kusurları riski artış gösterir. Bu nedenle hamileliğin planlanması oldukça önemlidir. Hamilelik süresince diyabetin dikkatli bir şekilde yönetilmesi sağlık sorunları riskini diyabet sorunu olmayan bir kadındaki kadar azaltabilir.  
  • İlerleyen yaş. Aktif olduğunuz sürece ve bilişsel aktivitelerinizin normal olması halinde diyabet yönetimi hedeflerinizin gençliğinizde olduğu şekilde devam edebilir. Buna karşın zayıf ve güçsüz, hasta olan ve bilişsel kusurları bulunan kişilerde kan şekeri seviyesinin sıkı bir şekilde kontrol altına alınması oldukça güçleşebilir. Sevdiğiniz birisi 1. tip diyabet hastasıysa doktoruna diyabet hedefleri konusunda danışın.

Araştırılan tedavi yöntemleri

  • Pankreas nakli. Başarılı bir pankreas nakliyle insülin kullanmanıza gerek kalmaz. Buna karşın, pankreas nakli her zaman başarılı değildir ve bu işlemin bazı riskleri vardır. Organın vücut tarafından reddedilmesini önlemek için yaşamınız boyunca güçlü bağışıklık bastırıcı ilaçlar kullanmanız gerekecektir. Bu ilaçlar yüksek enfeksiyon riski veya organ hasarları gibi ciddi yan etkilere neden olabilir. Bu yan etkiler diyabet rahatsızlığının kendisinden daha ciddi olduğu için pankreas nakli genellikle diyabet rahatsızlığının kontrol altında tutulamadığı kişilerde uygulanır.
  • İslet hücre nakli. Araştırmacılar, donörden alınan, yeni insülin üreten hücreler sağlayan islet hücre nakli üzerinde çalışır. Bu deneysel işlem, geçmişte sorunlar yaratmış olsa da, islet hücrelerinin vücut tarafından reddedilmesini önleyen yeni teknikler ve daha etkili ilaçlar gelecekte operasyonun başarısını artırabilir. Buna karşılık islet hücre nakli bağışıklık bastırıcıların kullanılmasını gerektirir ve vücuttaki doğal islet hücrelerinde olduğu gibi, vücut çoğu zaman nakledilen islet hücrelerini de yok eder. Ayrıca, tedavinin yaygınlaşmasını sağlayacak kadar fazla islet hücresi kaynağı bulunur.
  • Kök hücre nakli. 2007 yılında Brezilya’da yapılan bir çalışma, yeni 1. tip diyabet teşhisi konulmuş küçük bir grup insanın kendi kanlarından yapılan kök hücre tedavisi gördükten sonra insülin kullanmayı bırakabildiği saptanmıştır. Bağışıklık sisteminin tamamen işlev dışı bırakılarak tekrar oluşturulmasını içeren kök hücre nakli, riskli olmasına rağmen, bu teknik bir gün 1. tip diyabet için ek tedavi seçeneği olabilir.    

Tehlike belirtileri

Çabalarınıza rağmen bazen bazı sağlık sorunları ortaya çıkabilir. Belirli 1. tip diyabet sorunları acil yardım gerektirir. Bu sağlık durumları tedavi edilmediğinde ataklara ve bilinç kayıplarına (koma) neden olabilir.

Düşük kan şekeri (hipoglisemi). Bu durum kandaki şeker seviyesinin hedeflenen seviyenin altına düşmesi sonucunda ortaya çıkar. Doktorunuza sizin için düşük kan şekeri seviyesinin ne olabileceğini sorun. Kan şekeri seviyesi öğün atlamak, normalden yoğun fiziksel aktivite veya fazla insülin enjekte edilmesi gibi birçok nedene bağlı olarak düşebilir. 

Düşük kan şekeri belirtilerini öğrenin ve kan şekeri seviyenizin düştüğünü düşünüyorsanız kan şekerinizi test edin. Şüpheye düşmeniz halinde, mutlaka bir kan şekeri testi yapın. Düşük kan şekerinin erken belirtileri arasında şunlar yer alır:

  • Terleme
  • Titreme
  • Açlık
  • Güçsüzlük
  • Endişe
  • Baş dönmesi veya sersemlik hissi
  • Cilt renginde solukluk
  • Hızlı ve düzensiz kalp atışları
  • Yorgunluk
  • Baş ağrısı
  • Görüşte bulanıklık
  • Asabiyet

Düşük kan şekerinin ileri belirtileri gençlerde ve yetişkinlerde bazen alkol zehirlenmesiyle karıştırılabilir. Bu belirtiler: 

  • Uyuşukluk
  • Zihin bulanıklığı
  • Davranışlardan bazen önemli ölçüde değişiklikler
  • Koordinasyon eksikliği
  • Havale

Hipoglisemi gece ortaya çıkarsa gecelikleriniz ıslanacak kadar terleyebilirsiniz veya baş ağrınız olabilir. Doğal rebound etki sayesinde gece ortaya çıkan hipoglisemi, sabah ilk olarak yüksek kan şekerine yol açabilir.  

Eğer kan şekeriniz düşük çıkarsa, meyve suyu için, glikoz tabletleri alın, kesme şeker yiyin, normal soda (diyet değil) veya başka bir şeker kaynağı tüketin. Ardından 15 dakika sonra kandaki şeker seviyesinin normal aralığa çıktığından emin olmak için kan şekerinizi tekrar ölçün.  Eğer kan şekeriniz normal seviyede değilse, daha fazla şeker tüketin (meyve suyu, kesme şeker, glikoz tabletler veya diğer bir şeker kaynağı) ve bir 15 dakika sonra kan şekeri seviyenizi tekrar ölçün. Kan şekeri seviyeniz normal değerlere erişinceye kadar bu işlemi tekrarlayın. Kan şekeri seviyeniz normale çıktığında bir öğün veya aperatif yiyebilirsiniz. Fıstık ezmesi ve kraker gibi karıştırılmış gıda kaynakları, kan şekerinin düzenlenmesine yardımcı olur.   

Kan glikozu ölçme aletiniz olmasa da, hipoglisemi belirtileri gözlemliyorsanız düşük kan şekerinize müdahale edin. Ardından mümkün olduğunca kısa sürede test yapın. 

Yanınızda her zaman hızlı etki gösterecek bir şeker kaynağı bulundurun. Düşük kan şekeri tedavi edilmediğinde bilinç kaybına neden olabilir. Bu durumda, kana şeker salınmasını sağlayan bir hormon olan glukagonun acil bir şekilde vücuda enjekte edilmesi gerekebilir. Evinizde, iş yerinizde veya dışarıdayken yanınızda glukagon acil yardım kiti bulundurmayı unutmayın ve bu kitin son kullanma tarihinin geçmediğinden emin olun.

Hipoglisemiye karşı duyarsızlık. Bazı kişiler, kan şekerlerinin düştüğünün hissetme yetilerini kaybedebilir. Bunun nedeni kişide hipoglisemiye karşı duyarsızlığın oluşmasıdır. Hipoglisemiye karşı duyarsızlık geliştiren kişilerin vücudunda, düşük kan şekerine karşı baş dönmesi veya baş ağrısı gibi belirtiler ortaya çıkmaz. Kişi ne kadar fazla düşük kan şekeri sorunuyla karşı karşıya kalırsa, hipoglisemiye karşı duyarsızlık riski o kadar artar. Neyse ki hipoglisemi ataklarını birkaç hafta süreyle engelleyebilirsiniz, hipoglisemiye karşı tekrar duyarlılık kazanabilirsiniz.  

Yüksek kan şekeri (hiperglisemi). Kan şekeriniz birçok nedenle ortaya çıkabilir. Bu nedenler arasında aşırı yemek, yanlış gıdaları tüketmek, yeterli miktarda insülin almamak ve hastalıklar yer alır.

Aşağıdaki belirtilere karşı dikkatli olun:

  • Sık idrara çıkma
  • Aşırı susuzluk
  • Görüşte bulanıklık
  • Yorgunluk
  • Mide bulantısı
  • Asabiyet
  • Açlık
  • Odaklanma güçlüğü

Hipoglisemiden şüpheleniyorsanız, kan şekerinizi kontrol edin. Öğününüzü veya ilaç tedavilerinizi ayarlamanız gerekebilir. Eğer kan şekeriniz hedeflediğinizden yüksekse, insülin iğnesi veya pompası kullanarak kan şekerinizi normale çekmeniz gerekir. İnsülin iğnesi veya pompasıyla vücuda ek insülin verilerek kan şekeri normale geri çekilir. Yüksek kan şekeri seviyesi, yükseldiği kadar kolay düşmez. Doktorunuza kan şekerinizi tekrar ne zaman kontrol etmeniz gerektiğini sorun. Eğer insülin pompası kullanıyorsanız pompa alanındaki rastgele yüksek kan şekeri değerlerini değiştirmenizi gerektirebilir.

Eğer kan şekeri seviyeniz arka arkaya iki kez 250 mg/dL (13.9 mmol/L) üzerine çıkarsa, idrar test çubuğu yardımıyla ketonları test edin. Eğer kan şekeri seviyeniz yüksekse veya ketonlar mevcutsa egzersiz yapmayın. Eğer idrarınızda az miktarda keton mevcutsa ketonları temizlemek için fazla sıvı tüketin.

Eğer kan şekeriniz, düzenli olarak 300 mg/dL (16.7 mmol/L) üzerinde çıkıyorsa, doktorunuzu arayın veya acil yardım alın.

İdrarda artan ketonlar (diyabetik ketoasidoz). Eğer hücrelerinizin enerjiye ihtiyacı varsa vücudunuz yağları yakmaya başlayabilir. Bu da keton adı verilen toksin asitlerin oluşmasına yol açar.

Bu ciddi sağlık sorununun belirtileri şunlardır:

  • Mide bulantısı
  • Kusma
  • Karın ağrısı
  • Nefeste tatlı ve meyveli bir koku
  • Kilo kaybı

Eğer ketoasidozdan şüpheleniyorsanız, reçetesiz satılan kitleri alarak aşırı keton testi yapın. Eğer idrarınızdaki keton miktarı yüksekse derhal doktorunuzu arayın veya acil yardım alın. Ayrıca birkaç kez kustuysanız ve idrarınızda keton varsa doktorunuzu arayın.  

Yaşam Tarzı

Yaşam Tarzı

1. tip diyabet ciddi bir rahatsızlıktır. Diyabet tedavisi planı oldukça yoğun bir çaba gerektirir ve bu bazen can sıkıcı olabilir. Buna karşın, çabalarınızın karşılığını alacağınızı düşünün. 1. tip diyabet rahatsızlığının dikkatli bir şekilde yönetilmesi ciddi, hatta yaşımı tehdit eden sağlık sorunları riskini azaltabilir. Aşağıdaki önerileri göz önünde bulundurun:

  • Diyabetinizi kontrol altına almak için çaba gösterin. 1. tip diyabet hakkında bilgi edinin. Sağlıklı beslenin ve düzenli egzersizi yaşamınızın bir parçası haline getirin. Diyabet uzmanınızla iyi ilişkiler içerisinde olun ve ihtiyacınız olduğunda diyabet tedavi ekibinizden yardım isteyin.
  • Kendinizi gösterin. Diyabet rahatsızlığınız olduğunu gösteren bir bileklik takın. Düşük kan şekeri vakalarına karşı yanınızda glukagon kiti taşıyın ve arkadaşlarınızın ve sevdiklerinizin bu kitin kullanımını bildiğinden emin olun.   
  • Düzenli olarak fiziksel incelemelere ve göz incelemelerine gidin. Düzenli diyabet sağlık kontrolleri fiziksel incelemeler ve göz incelemelerinden farklıdır. Fiziksel incelemede doktorunuz, diyabetin neden olabileceği sağlık sorunlarını kontrol eder ve aynı zamanda olası diğer sağlık sorunlarını da araştırır. Göz uzmanınız retinal hasar, katarak ve glokom belirtilerine karşı testler yapar. 
  • Bağışıklığınızı koruyun. Yüksek kan şekeri bağışıklık sisteminizi güçsüzleştirebilir. Her yıl grip aşısı olun ve her on yılda bir tetanos aşısı yaptırın. Doktorunuz zatürre aşısı da önerebilir.
  • Dişlerinize özen gösterin. Diyabet, sizi diş eti enfeksiyonlarına karşı duyarlı hale getirebilir. Dişlerinizi günde en az iki kez fırçalayın, diş ipi kullanın ve yılda en az iki kez doktor kontrolüne gidin. Eğer diş etleriniz kanarsa, kırmızı görünürse veya şişerse diş doktorunuza danışın.
  • Ayaklarınıza özen gösterin. Ayaklarınızı her gün ılık suda yıkayın. Özellikle parmak aralarınızı olmak üzere ayaklarınızı nazik bir şekilde kurulayın ve losyonla nemlendirin. Ayaklarınızı, kabarcıklara, kesiklere, yaralara, kızarıklıklara ve şişmelere karşı kontrol edin. Ayaklarınızda iyileşmeyen yaralar veya bazı diğer sorunlar varsa doktorunuza danışın. 
  • Kan basıncınızı ve kolesterol seviyenizi kontrol altında tutun. Sağlıklı besinler tüketmek ve düzenli egzersiz yapmak yüksek kan şekeri ve kolesterol kontrolünde oldukça etkilidir. İlaç tedavileri de yardımcı olabilir.  
  • Eğer sigara veya tütün ürünleri kullanıyorsanız, doktorunuzdan bırakmak için yardım isteyin. Sigara içmek, kalp krizi, inme, sinir hasarları ve böbrek hastalıkları gibi diyabetin neden olabileceği sağlık sorunları riskini artırır. Aslında, Amerikan Diyabet Derneğine göre sigara içen diyabet hastalarında kalp-damar rahatsızlıkları riski içmeyenlere oranla üç kat daha fazladır. Sigarayı veya diğer tütün ürünlerini bırakmanın yolları için doktorunuzla konuşun.   
  • Alkol içiyorsanız, dikkatli davranın. Alkol, aldığınız miktara ve alkolle birlikte bir şeyler yiyip yemediğinize bağlı olarak yüksek veya düşük kan şekerine yol açabilir. Eğer alkol almak istiyorsanız, makul miktarlarda veya yemekle birlikte alın.   
  • Sağlıklı kilonuzu koruyun. İyi diyabet kontrolü, sağlıklı bir kiloda daha kolaydır. Eğer kilo kaybetmeniz gerekiyorsa, sağlıklı yollardan kilo vermek için doktorunuza danışın. Bazı kişiler kilo verebilmek amacıyla diyabetik ketoasidoza neden olması için insülin kullanımını manipüle edebilir. Bu sağlık durumuna diabulimia adı verilir. Bu oldukça sağlıksız bir kilo verme yöntemidir ve oldukça tehlikelidir.    
  • Stresi ciddiye alın. Eğer stresliyseniz, diyabet kontrol rutininizi bırakmanız daha kolay olur. Vücudunuzun uzun süreli strese karşı üretebileceği hormonlar insülinin düzenli olarak çalışmasını engel olabilir ve bu da durumu kötüleştirir. Stresi kontrol altına almak için limitler belirleyin. Görevlerinize öncelik verin. Rahatlama tekniklerini öğrenin ve bol bol uyuyun.

Hepsinden önemlisi pozitif kalmaya özen gösterin. Bugün edineceğiniz iyi alışkanlıklar 1. tip diyabete rağmen aktif, sağlıklı bir yaşam sürmenize yardımcı olabilir.

Destek

1. tip diyabetle yaşamak kolay değildir. İyi bir diyabet kontrolü özellikle başlarda oldukça fazla zaman ve çaba gerektirir.

Diyabet duygularınızı doğrudan ve dolaylı olarak etkileyebilir. Kan şekerinin iyi bir şekilde kontrol edilememesi asabiyet gibi davranış değişikliklerine neden olarak duygularınızı doğrudan etkileyebilir. Diyabet, kendinizi diğer kişilerden farklı hissetmenize neden olabilir. Ayrıca bazı zamanlarda yapacağınız her şeyi planlarken diyabeti göz önünde bulundurmaktan üzüntü duyabilirsiniz.  

Diyabeti olan kişilerde depresyon ve endişe bozukluğu riski artar. Bu nedenle birçok diyabet uzmanı diyabet bakım ekibinde düzenli olarak bir sosyal hizmet sorumlusu ya da psikiyatr bulundurur.

1. tip diyabeti olan insanlarla konuşmak size yardımcı olabilir. İnternette kişiye özel destek grupları bulunur. Destek grupları herkes için faydalı olmasa da iyi birer bilgi kaynağıdır. Grup üyeleri genellikle en son tedavi yöntemleri hakkında bilgilidir ve kendi tecrübelerini sizinle paylaşır. Ayrıca, en sevdiğiniz restoranda karbonhidrat sayımını nerede bulabileceğiniz gibi konularda size faydalı bilgiler verebilirler. Eğer bu destek gruplarıyla ilgilenirseniz, doktorunuz oturduğunuz bölgede bulunan bir destek grubunu size önerebilir veya internetten 1. tip diyabeti olan kişilerin yaptığı aktivitelerle ilgili bilgiler edinebilirsiniz.

Önleme

Önleme

1. tip diyabeti önlemek için yapabileceğiniz bir şey yoktur. Günümüzde bu rahatsızlığı önleyecek bilinen bir tedavi yöntemi bulunmaz.

Buna karşın, araştırmacılar, diyabet riski yüksek olan kişilerde 1. tip diyabetin önlenmesi üzerinde çalışıyorlar. Bir grup araştırmacı da diyabet teşhisi yeni konulmuş kişilerde islet hücrelerinin yok edilmesinin önlenmesi üzerinde çalışıyor. Bu deneylerden biri için uygun olup olmayacağınız konusunda doktorunuzla görüşün; fakat klinik ortamda yapılacak tedavi seçeneğinin risklerini ve faydalarını iyi bir şekilde değerlendirin.

Op. Dr. Sinan GÖKER

merhaba doktor bey annemin bir gozu %20 bir gozu %5 goruyor sekerden dolayi kanama var durdurulamiyor seker ameliyati oldu tip 2 diyabet.gozleriyle al... devamı