Efsaneler

Yaşlanmaya Dair Beş Efsane

Yaşlanmak engellenemez ama bu sağlığı, aklı ve bağımsızlığı yitirmek anlamına gelmek zorunda değildir. Aslına bakılırsa araştırmalar tam da tersini ortaya koymakta. Hayat tarzına birazcık ilgi gösterirsek çoğu yaşlı insan aktif, sağlıklı hayatlar sürdürebilir ve yaşlanmaya dair tüm efsaneler de yerle bir edilebilir.

Bunama

Yaşlanınca Bunayacağım!

Çoğumuz yaşlıları eli ayağı tutmayan, kendi adlarına düşünemeyen ve sürekli olarak dünyevi konuları unutan kişiler olarak görürüz. Gerçekte ise, bunama toplumun sadece yüzde beşinde karşılaşılan bir şeydir. Bir diğer iyi haber ise, yaşlanmaya bağlı zihinsel gerilemenin engellenebilir ve hatta geri döndürülebilir olmasıdır.

Bilim insanları yapılan araştırmaları tekrar gözden geçirdiklerinde, bunamaya neden olan birçok şeyin vitamin eksikliği nedeniyle ortaya çıktığı sonucuna vardılar. Çocukların sinir sisteminin normal gelişiminde vitaminler ne kadar gerekliyse, yetişkin (genç ve yaşlı) insanların sinir sistemlerinin normal çalışması için de o kadar gereklidir.

Örneğin, düşük folik asit düzeyi yaşlılarda unutkanlığa, asabiliğe ve bir ihtimal depresyona sebep olabilir. Birçok sinir taşıyıcısının oluşumunda gerek duyulan bir yapı maddesi olan B6 vitamini, yetersiz oranda mevcut ise periferik nöropatiye (kol ve bacakların uyuştuğu ve karıncalandığı bir tür sinir sistemi hastalığı) sebep olabilir. Sinirlerin korunmasını sağlayan bir besin maddesi olan B12 vitamini, belli bir oranın altına düştüğünde hayallere ve ruh hali değişimlerine neden olabilir. 

Çoğumuz, bu tür eksikliklerin yetersiz beslenme nedeniyle ortaya çıktığını düşünür. Fakat araştırmacılar sağlıklı görünen yaşlı insanlarda da düşük vitamin seviyelerinin bulunduğunu ortaya koymuştur. Vitamin eksikliğinden kaynaklanan belirtiler yıllarca kendini göstermeyebilir, hatta yapılan standart kan testleri bile her zaman güvenilir sonuçlar vermeyebilir.

Dişler

Yaşlılık Tüm Dişlerin Dökülmesi Demektir!

Yaşlanınca aklınızı kaybetmekten endişe etmiyorsanız, dişlerinizi kaybetmekten endişe edebilirsiniz. Periodontit ya da ilerlemiş diş eti hastalığı, yetişkinlerde diş dökülmesine neden olan ana sebeptir. Birçok kişide rastlanan bu rahatsızlık genelde diş etinin kızardığı ve şişerek kanama yaptığı diş eti iltihabı ile başlar. Neyse ki sağlıklı diş eti isteği ve takma diş kullanmak istememek akıllıca hedeflerdir.

Günümüz yaşlılarının dişlerini kaybetme ihtimali bir önceki nesile göre çok daha düşüktür. Buna rağmen, diş hastalıkları oldukça yaygındır. New England Yaşlılarda Dişlere Dair Araştırma grubu incelediği 1150 kişinin dörtte üçünde periodontit hastalığı başlangıcı tespit etmiştir. Araştırmacılara göre problemin kısmen nedeni, bu grup için gereken eğitim ve diş bakımının hem dişçiler hem de hastalar tarafından dikkate alınmamasıdır.

Bu durumun üzülecek tarafı ise, düzgün diş bakımı ve dişçi tarafından yapılan düzenli diş temizliğinin genelde bu enfeksiyonun oluşumunu engellemesinde yeterli olmasıdır. Periodontit diş hastalığının engellenmesi ya da en azından ilerlemesini durdurmanın bir diğer basit ve ucuz yöntemi, diş fırçanızı düzgün bir şekilde saklamak ve yenilemektir. Çoğumuz diş fırçamızı banyoda tutmaya alışık olsak ta, bu tavsiye edilmez. Banyolar evin en kirli bölümüdür. Sağlıklı insanlar diş fırçalarını iki ayda bir yenilemelidirler; vücut ya da ağız hastalığı olanlar ise daha sık yenilemelidirler. Yeni hasta olan herkes, yeni bir diş fırçası kullanmalı, kedilerini daha iyi hissettiklerinde ve iyi olduklarında da tekrar yenilemelidirler

Son olarak, diş ve genel sağlığın önemli bir açısı bağışıklıktır. Zayıf bir bağışıklık sisteminin periodontit diş hastalığının hızlı ilerlemesi ile bağlantılı olduğu tespit edilmiştir. Midwestern araştırma gurubunun yaptığı çalışma sonucu sigara kullanımının bağışıklık sistemini zayıflattığı ve periodontit diş hastalığının tedavisini aksattığı ortaya çıkmıştır. Teoride benzer bir etkide bulunabilecek yaşam tarzına bağlı davranışlar olarak, yemek alışkanlıklarını, stres ve bağışıklık sistemini zayıflatacak diğer unsurları sayabiliriz.   

Sık Hastalanma

Yaşlandıkça Daha Sık Hasta Olurum!

Yaşlandıkça fizyolojimizin değiştiği doğrudur. Bu değişiklikler, dikkate alınmadığında sağlığımızı kaybetmemize neden olabilir. Fakat yaşlılık ille de hasta ve yorgun hissetmemiz anlamına gelmez. Yaşlılıkta sağlıklı kalmanın önemli bir yönü bağışıklık sistemini yüksek tutmaktır.

Yaşlılık genelde zayıflayan bir bağışıklık sistemi ve özellikle de solunum sisteminde artan enfeksiyonlarla bağdaştırılır. Ancak araştırmalar birbirinden bağımsız ve sağlıklı görünen yaşlı insanlara bir yıl boyunca besin ilaveleri verildiğinde bağışıklık sisteminin güçlendiğini ortaya koymuştur. Bağışıklık sisteminin tepkisinde göze çarpan, ek besin maddeleri alanlar arasında (plasebo gruba karşın) daha az enfeksiyon meydana gelmesi ve daha kısa süreli antibiyotik kullanımı gereksinimi olmuştur. Bu etkilerin elde edilmesinde kullanılan besin ilavelerinin ölçülü bir dozda ve dengeli bir karışım olarak sunulduğu dikkate alınmalıdır. Bazı vitaminlerin yüksek dozlarda kullanımı tam tersine bağışıklık sistemine zarar verebilir. 

Bağışıklık sisteminizi besin ilaveleri, diyet, egzersiz ve diğer önlemler ile güçlendirmenin yanı sıra, yaşlılıkla bağlantılı birçok hastalığı belirli sağlık önlemleri ile engelleyebilirsiniz. Örneğin, sigara kullanımı ve C ve E vitaminin düşük plazma değerleri ve beta-karotenin katarakt hastalığına neden olduğuna dair bulgular vardır. Bir yıl boyunca uygulanan stres kontrolü, ölçülü egzersiz, sigara kullanmama ve düşük yağ oranlı vejetaryen diyetin koroner damar tıkanmasının gelişimini geriye dönüştürdüğünü ortaya koyan çalışmalar vardır. Tedavi edilmeyen damar tıkanıklıkları normalde artarak devam eder.

Diğer birçok kronik hastalık da yaşam tarzında yapılan değişimlerle engellenebilir ya da tedavi edilebilir. Kalsiyum ve magnezyum ilaveleri hipertansiyonu olan bazı insanlara yardım edebilir. Çoğu ise yüksek potasyum içeren gıdalar (meyve ve sebze), tuz azaltımı ve kilo kontrolü ile fayda görür. Kan basıncını kontrol altında tutmak meydana gelebilecek bir felç riskini de azaltabilir.

Yetişkin yaşta meydana gelen şeker hastalığının en iyi tedavi yöntemi, belli şekerlerin azaltılması, fazla lifli yiyeceklerin yenmesi ve krom ilaveleri gibi önlemlerdir. Meydana gelen kanser türlerinin ortalama yarısı diyetle bağlantılıdır. Bu da neden daha az yağ, bol meyve ve sebze, lifler, A, B6, C ve E vitamini, çinko ve selenyumun kanserin önlenmesinde önemli bir rol oynadığını açıklamaktadır. 

Yaşam Biçimi

Yaşlanınca Yaşam Biçimindeki Değişikliklerin Bir Faydası Olmaz!

Belli bir yaşta, yaşam biçimi değişikliği için geri dönüşü olmayan bir noktaya ulaştığınız yanlış bir tanıdır. Eğer bu eski, rahat ve sağlıksız alışkanlıklarınızı sürdürmek için kullandığınız bir bahane ise artık bunu bırakma zamanı gelmiştir. Elbette gençken mümkün olduğunca sağlıklı yaşamak en iyisidir, fakat emeklilik yıllarına gelmiş biriyseniz umutsuzluğa kapılacak bir şey yoktur.

Vazgeçilmesi en zor olan iki bağımlılık, sigara kullanımı ve sürekli olarak evde oturmaktır. Bunları terk etmeniz sağlığınızın inanılmaz derecede düzelmesine neden olacaktır. Yaşlılıkta sigarayı bırakan insanların da sigarayı bırakmayanlara göre daha uzun ve sağlıklı bir yaşam sürebilecekleri 1990’lı yıllardan beri bilinmektedir.

Gerçi yaşla beraber sigara kullanımı da doğal olarak azalsa da, sigara içmeye devam edenler sigarayı bırakmanın birçok faydası olduğunu bilmelidirler. 20 dakikadan az bir süre içinde kan basıncı, nabız ve vücut sıcaklığı normale döner. Sekiz saat sonra kandaki oksijen seviyesi yükselir. Bir gün sonra kalp krizi riskinde azalma olur. Beş yıl içinde akciğer kanseri riski yarı yarıya azalır ve bir beş yıl daha sonra akciğer kanseri riski neredeyse hiçbir zaman sigara içmemiş bir kişiyle aynı düzeye gelir. Hangi yaşta olursanız olun sigarayı bıraktığınızda tüm bu değişiklikler görülür.

Yaşlı insanlardaki dayanıksızlık tamamen yaşlanmaya bağlanamaz. En azından bazı zayıflıklar fiziksel hareketsizlikten dolayı meydana gelir. Düzenli egzersiz programları kronik hastalık risklerini azaltmakla beraber erken ölümü de önleyebilir. İleriki yaşlarda egzersizlere başlayan kişiler organların bozulma hızını yavaşlatabilir ve hatta geriye döndürebilirler.

Egzersiz yapan yaşlı insanlar birçok sağlık ödülü de kazanırlar. Kronik hastalıklarla başa çıkmanın yanı sıra, kalpleri güçlenir, kasları daha fit ve esnek olur, ruh halleri düzelir ve düşmeler ve kırıklar daha nadir görülür. Egzersiz tek başına ömrü 80 yaşın üstüne uzatmaya yetmese bile, yaşam kalitesini arttırabilir.

Beslenme

Gençken Uyguladığım Beslenme Alışkanlıklarıma Devam Edersem Sağlıklı Kalırım!

Büyük ihtimalle sağlık hakkındaki en yanlış düşüncelerden biri, gıda ihtiyaçlarının yaş ile değişmemesidir. Nasıl ki çocukların yetişkinlere göre daha değişik bir diyet uygulamaları gerekiyorsa, yaşlıların da benzer bir şekilde daha genç olan yetişkinlere göre değişik bir diyet uygulamaları gerekir.

Uzmanlar hala yaşlılıkla beraber diyetin değişmesi ve nasıl değişmesi gerektiği hakkında hem fikir değiller. Bu yüzden yaşlılara bağımsız olarak bakıldığında yüzde 0 ile 40 arasında gıda eksikliği görülmektedir. Bazı etkenler yetersiz beslenmeye yol açmaktadır. Fiziksel ve ruhsal olan kronik hastalıklar beslenmeye dair problemleri beraberinde getirebilir. Bazı ilaçlar gıdaların kullanımını engelleyebilir ya da oluşan iştahsızlık sonucu gereken besinler alınamayabilir. Ağzınıza iyi oturmayan takma diş kullanıyorsanız, oluşan ağrıdan dolayı yemek yemeği azaltabilirsiniz. Yalnız yaşayan yaşlılar dışlanmış hissedebilir ve yemek konusunda isteksiz olabilirler.

Fakat yaşlı ve sağlıklı olsanız bile, yaşlanma süreci metabolizmanızı ve fizyolojinizi değiştirir. Mide asidinde azalma olur ve bu da bazı besinlerin alımını etkiler. Yaşlı insanlar genellikle daha hızlı doyarlar, bunun nedeni de doygunluk ve sindirim hormonlarına karşı artan bir hassasiyettir. Yaşlanma aynı zamanda vücudun iştah merkezini de zayıflatır ve dolayısıyla daha az yemek yenilir. Bunların dışında, tuzlu ve tatlı gibi bizi sofraya çeken tatları algılayan damağın yaşlanmasının da bir rol oynadığı düşünülmektedir.

Yaşlanmak kaçınılmazdır. Fakat kötü bir sağlık kaçınılmaz değildir. Düzenli egzersiz, besleyici gıdalar (yaşınıza uygun) ve şanslı bir genetik karışım zarafetle ve sağlıklı bir şekilde yaşlanmanıza yardımcı olacaktır.

Dyt. MELTEM ŞENİZ TOKSOY

35 Yaşındayım ben her bayan gibi sağlıklı yaşlanmak için Co-enzyme Q10 içe bilirmiyim hariçten aldığım antideprasan ilacım var zarar olurmu... devamı