Bel fıtığı, bel ve bacağa yayılan AĞRILARIN başlıca sorumlularındandır. Mekanizma olarak, ya sinirler üzerine mekanik baskı söz konusudur ya da diskin içersinde bulunan nükleus pulpozus dediğimiz jöle kıvamındaki yapıdan salgılanan bazı kimyasal maddelerin etkisi ile oluşan ve bizim inflamasyon dediğimiz hadise başlıca AĞRI kaynağıdır.
 
Özetle: Mekanik Bası Enflamasyon
 
Bu temel soruna yaklaşım basit ağrı kesici ve kas gevşetici ilaçların alımından, açık cerrahi ameliyatlara kadar giden bir süreci kapsar. Yeni teknoloji, teknik ve olaya yaklaşım farklılıkları artık açık cerrahi işlemin bel ve boyun fıtıklarındaki yerini oldukça daraltmış bazı kırmızı bayrakları bizim önümüze koymuştur. Yani bu kırmızı bayraklar söz konusu ise ve de diğer yöntemlerden netice alınamamışsa son çare olarak ameliyat ( açık cerrahi) önerilmektedir.
 
Nedir bu kırmızı bayraklar; idrar ve büyük abdestini tutamama ilerleyici kuvvet kaybının yanında kol ve bacak kaslarında incelmeye başlama her türlü tedaviye rağmen geçmeyen ağrılar. Eğer bu ağır tablo oluşmuşsa cerrahi girişim sizin için çözümdür. Lomber disk cerrahisinde başarı oranı 49 ila 95 arasında ve lomber disk cerrahisi sonrası re-operasyon olasılığı ise 4 ile 15 arasındadır.
 
Bu düşük başarı oranının arkasındaki sebepler ise şunlardır:
 
Dural fibrozis, Araknoidal adezyonlar,
Kas ve fasyal fibrozis,
Ameliyat icin gerekli olan kemik ve ligamentöz yapıların kısmi çıkarılması sonucu oluşan mekanik instabilite ve faset & sacro-iliac eklem fonksiyonu bozukluğuna yol açabilen basının azalması Radikülopati,
Tekrarlayan disk fıtıklaşması.
 
Dolayısıyla, yapısal stabiliteyi sağlayan sinir kök dekompresyonu için daha güvenli alternatif metotlarının araştırılmasına artan bir ilgi bulunmaktadır.
 
Güncel Uygulamalar
 
Gelelim güncel anlayış ve uygulamalara. Demiştik ki AĞRI kaynağı ya sinire mekanik baskı ya da enflamasyon. Bugün artık minimal invaziv girişimler başlığı altında birçok yeni metot uygulanmaktadır.
 
Nükleoplasti, nükleotomi, LASER, IDET bunlardan hemen akla gelenlerdir. Bu teknikler daha çok mekanik baskıyı azaltmaya yönelik girişimler olup 70-90 arası sizi fıtık probleminizden kurtarır. Enjeksiyon tedavisi dediğimiz sinir çevresine kortizon verilmesi de esas nedenlerden biri olan inflamasyonu yani sinir dokusunda bazı şimik maddelerin oluşturduğu dolaşım bozukluğuna bağlı oluşan ağrıları ortadan kaldıran bir yöntemdir. Başarı şansı 75-85 oranındadır.
 
Gelelim OZON tedavisine
 
Ozon da nereden çıktı diyebilirsiniz? Çünkü gün geçmiyor ki televizyonlarda ozon şöyle zayıflatır böyle güzelleştir kanser hücrelerini öldürür babından görüntülere. Evet, bunları da yapabilir. Fakat biz OZON u başlıca ağrı tedavisinde kullanıyoruz. Oksijeni 02 olarak biliyoruz OZON ise O 3’tür. Yani 99 oksijenden elde edilen bir gaz olup birçok hastalığın tedavisinde kullanılan aktif oksijendir.
 
Bel-Boyun fıtıklarında hem mekanik baskıyı azaltmak hem de inflamasyonu düzeltmek için yani yukarıda saydığımız ileri teknoloji uygulama sonuçlarını elde etmemizi sağlayan önemli bir tedavi aracıdır. Bugün özellikle İtalya, İspanya, Fransa, Almanya, Hindistan, Çin ve Japonya da yaygın olarak bel fıtıklarının tedavisinde kullanılan yan etkileri yok denecek kadar az, narkoz gerektirmeyen, neştersiz yani ameliyatsız bir çözüm aracıdır. 65-90 arası başarı oranına sahiptir. Bizim uygulamalarımızda da aynı sonuçları elde etmekteyiz.
 
Ozon bel fıtığına nasıl etki eder?
 
Yukarıda yazdığımız ağrıya neden olan her iki mekanizmaya da tesir ederek etkilerini oluşturur. Olayı biraz daha anlatacak olursak; Omurlarımız arasındaki amörtisör görevi gören disk dediğimiz oluşumlar herhangi bir nedenden dolayı hasarlanırlarsa FITIK dediğimiz hadise oluşur. Diskin içersinde Jöle kıvamında olan bu kısım sinir dokusu üzerine taşarak baskı yapar. Bu taşma hadisesinde bozulan diskin şişmesi ve su tutması söz konusudur.
 
Belde ya da hem belde hem de bacağa yayılan ağrılar oluşur. OZON disk içersine verildiğinde bu bizim proteoglikan dediğimiz yapılar parçalanır ve su tutamaz hale gelir. Serbest oksijen radikallerinin oluşumunu engellenir. Disk mekanik olarak büzüşür ve mumyalaşır yani artık şişerek ağrıya neden olamaz.
 
Diskin küçülmesi sinirlerin basıdan kurtulmasına, sinirlerin serbestleşmesine neden olur, birinci iyileştirici mekanizma budur. İkincisi: İnflamasyonu ortadan kaldırarak; Ozon çok güçlü anti inflamatuar etkilere sahiptir. Bu bağlamda sitokinlerin artışı, prostoglandinlerin baskılanması Endojen morfin salınımına yol açması ve kan damarları ile bölgeye aktif oksijenin gidişi( kan hücrelerindeki 2,3 difosfogliseratın artması) ile doku oksijenini arttırır. Bütün bunlar sinir kökü serbestleşmesine, sinir köklerindeki inflamasyonun azalmasına ve hastalıklı dokunun iyileşmesine yol açarlar. Kasılı vaziyette bulunan ve ağrı ya neden olan bel adaleleri gevşer, hastanın yaşam kalitesi artar, ağrıdan da kurtulur. Sonuçta bel fıtığı iyileşir, ağrı ortadan kalkar, hasta günlük normal yaşamına geri döner.
 
OZON bel fıtığında nasıl verilir?
 
İki yöntem söz konusudur. Ameliyathane koşullarında ve görüntüleme cihazlarının eşliğinde bizzat fıtığa neden olan diskin içersine verilerek. 1 kez uygulanır. Narkoz neşter gerektirmez. Yan etkisi yok denecek kadar az olan ve tekrarlanabilir bir yöntemdir. Hastanede kalmanıza gerek yoktur. İşlem 10 dakika civarında sürer. Bu yöntem araştırmalarda ameliyat kadar etkili olduğundan ozon diskektomi olarak da adlandırılmaktadır. Biz Diskoliz diyoruz.
 
İkinci yöntem normal poliklinikte bel fıtığına neden olan omurgalar civarına belin iki yanına 3 sağ 3 sol tarafa 5 santim derine çok ince bir dental iğne ile 10 cc kadar Ozon enjekte edilir. Ozon gazı derinliklere, disk etrafına ve şişmiş sinir civarına nüfuz ederek emilir ve etkilerini gösterir. Her gün uygulanması gerekir toplam 12-14 uygulama ile hasta sorunlarından kurtulur. Bu yönteme DİSKOSAN adı verilmektedir. Ozon ile bel fıtığı tedavisi en çok kullanılan yöntemlerden bir tanesidir.

Op. Dr. Candan HUNDEMİR

Mrb hocam Eşimde L4 L5 bel fıtığı olduğu söylendi sol bacagina müthiş bir ağrı artık dayanamıyor nasıl bir tedavi önerirsiniz... devamı