Evlilikte çocuk sahibi olmak, eşler açısından ilişkide bir dönüm noktası oluşturur. Artık çiftlere sadece eş değil, ebeveyndir ve bunu öğrenmek zorundadırlar. Bunu bizzat çocuklar öğretmektedir. Çocuğun varlığı, birçok şeyi değiştirir. Örneğin ağlayan, acıkan, temizlenmesi gereken, gece yarısı uyanan, ilgi isteyen bir bebek vardır artık. Bebek ne kadar çok sevilse de, bu süreç çok yoran ve yıpratan bir süreçtir. Bebeğe gösterilen bu ilgi, çiftlerin ilişkisinin önünü kesebilmektedir. Bebek sahibi olan kadının bedeni de değişmektedir. Örneğin erotik bir nesne olan meme, artık süt veren bir nesneye dönüşerek uyarıcılığını yitirebilmektedir. Anne olan bir kadın kendini çok seksi hissetmeyebilir. Kadını bu durumda gören erkek onu erotik bulmayabilir. Bebek sahibi olmanın getirdiği yorgunluk, ilişkiyi gerebilir. Bütün bunlar, cinselliği sekteye uğratabilir. Kadınlar anne oldukları zaman, toplumsal olarak cinsellikten arındırılmış kutsal birer nesne haline gelebilmektedirler. Dolayısıyla bu kutsallıkla bir cinsel ilişki yaşamak, sorunlu bir hal alabilmektedir. Yanı sıra, arzulu bir anne ayıplanabilmektedir. Oysa belki de kadın en arzulu, cinsel iştahının en yüksek olduğu bir döneme girmektedir. Ancak toplumun belleğindeki kutsal anne imajı çiftlerin cinsel ilişkilerini etkileyebilmekte ve bazen cinsel ilişkiye girmeleri söz konusu olmayabilmektedir.

Op. Dr. Burcu KARDAŞ ARSLAN

Nisanlimla surtunme yoluyla iliskiye girdik simdi ayrildik ve ben bi baskasiyla evlilik karari aldm kizlik zari ikimiz icinde onemli kizlik zarim bozu... devamı