Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) hakkında yanlış bilinenler...

Yanlış İnanç 1 - DEHB gerçek bir rahatsızlık değildir.

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) Türkiye dâhil birçok ülkede ilgili tıbbi kurumlar ve hukuki makamlarca bir hastalık ve özür olarak kabul edilmiştir. DEHB hakkında yanlış bilgilerin bir kısmı DEHBi tam olarak tanımlayabilecek veya teşhis edebilecek belli bir test ya da metodun olmamasıdır. Bir doktor, DEHB teşhisini bir laboratuar testi ile kanıtlama imkanına sahip değildir. Kaldı ki DEHBi tanımlayacak belli bir test ya da yöntem olmadığı gibi teşhis için belli kriterlerin yerine getirilmiş olması gerekir. Güvenilir bir teşhis için bu kriterlerin kullanılmasının yanı sıra, davranışlarla ilgili derinlemesine bilgilerin de toplanmış olması önemlidir. Kavram kargaşasının bir sebebi de DEHB belirtilerinin net bir şekilde ortaya konulamamasıdır. Bizim karşılaştığımız durumlar ise bir ölçüye kadar dikkat ve yoğunlaşmadır. Belirtiler DEHB rahatsızlığı bulunan bir kişide o derece kuvvetli olur ki birey günlük fonksiyonlarını yerine getirmede bile zorlanır. DEHB davranışlarda aşırı bir süreklilik gösterir. Bu davranışlar bazen yanlış anlaşılır. DEHB belirtileri bazen diğer başka durumlarla benzerlik gösterir. Bundan dolayı teşhis koyacak olan bir uzman belirtilerle ilgili olarak daha önce diğer durumları elimine etmelidir.

Yanlış İnanç 2 - DEHB çocuk yetiştirmedeki noksanlıktan kaynaklanır.

Bu yanlış inanç DEHB rahatsızlığı bulunan çocuğun ebeveynlerinin kendilerini suçlu hissetmelerinden kaynaklanmaktadır. Oysa gerçek şudur ki çocuk yetiştirme sürecinde net ve tutarlı beklentiler ve sonuçlar ile öngörülebilir rutinleri olan bir ev ortamı DEHB belirtilerinin üstesinden gelinmesine yardımcı olur. Bunun tam tersi olarak, kaotik bir ev düzeni ve sürekli negatif yönde devam eden bir çocuk yetiştirme süreci de belirtileri kötüye götürecektir.

Yanlış İnanç 3 - DEHB sadece çocuklarda görülür.

Her ne kadar teşhis için belirtilerin 7 yaşına kadar görülmüş olması gerekiyorsa da, birçok bireyin rahatsızlığı teşhis edilmemektedir. İleriki yıllarda kişi DEHB hakkında giderek daha fazla bilgi sahibi olduğunda kendisinde bu rahatsızlığın bulunduğunun farkına varacaktır. Çocukluktaki davranışları, okuldaki dikkat eksiklikleri nedeniyle uğraşmak zorunda kaldığı problemlerini hatırlayacak ve dikkat probleminin tedavi edilmediğini fark edecektir. Neticede probleme neden olan sebepleri anlamak ve adını koymak kişiye büyük bir rahatlık sağlayacaktır. Çocukluktaki semptomları yetişkinlik dönemine taşıyanların oranı % 30’dur. Hiperaktif davranışların görülmesi yaşla giderek azalır ancak dikkat dağınıklığı ve dikkatsizlik devam eder. Tedavi edilmeyen bireylerde yetişkinlik dönemlerinde işte ve insan ilişkilerinde kronik problemler ve depresyon, endişe ve madde kullanma gibi ikincil durumlar oluşturabilir.

Yanlış İnanç 4 - DEHB görülmesi için hiperaktif olmanız gerekir.

Bu yanlış inanç DEHB hakkında birçok karışıklığa neden olmuştur. Bu durumun ismi “Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite” olmasına rağmen, yanlış anlaşılmalara neden olmaktadır. Aslında üç tür DEHB vardır: Hiperaktivite atılganlığın baskın olduğu tür, Dikkatsizliğin baskın olduğu tür ve bunların kombinasyonu olan tür. Dikkatsizliğin baskın olduğu tür hiçbir şekilde hiperaktivite belirtilerini ihtiva etmez. Bundan dolayı sadece “DE” (Dikkat Eksikliği) olarak adlandırılır. Kendisinde dikkat eksikliği bulunan bir birey gündüz rüya görür, dikkati dağılır, düzensizdir ve unutkandır. Dikkatsizliğin baskın olduğu türde rahatsızlığı bulunan bireyler etrafa daha az zarar verirler. Bu yüzden de gözden kaçarlar. Buna karşın daha az stresli değildirler. Çocukluğunda hiperaktivite belirtileri taşıyan ama daha sonra bu belirtileri büyük oranda kaybolmuş bireylere değinmek de çok önemlidir. Hiperaktivitenin yerini tez canlılık almıştır.

Yanlış İnanç 5 - Stimülanların (uyarıcı ilaçlar) kullanımı kötü ilaç kullanımı ve bağımlılığa yol açar.

Bu konuda yapılan bir araştırma tersi yönde bir sonuç ortaya koymuştur. Tedavi edilmediği takdirde DEHB rahatsızlığı bulunan bireyler daha fazla madde kullanma riski ile karşı karşıyadır. Bu durum endişe ve depresyon gibi tedavi edilmeyen durumları rahatlatmak amacıyla illegal ilaçların kullanılması gibi ikincil sebeplerden kaynaklanmaktadır. Kötü madde kullanımı gerçekte hiçbir fayda sağlamamasına rağmen, kendi kendini tedavi etmenin bir yoludur. Uygun ilaç tedavisi alan DEHB hastası için kullandığı stimülanlar içinde çok az miktarda uygunsuz içerikli madde bulunur.

Yanlış İlaç 6 - Bazı faaliyetlere yoğunlaşma madde kullanımına engel olur.

DEHB rahatsızlığı kendini dikkat eksikliği olarak gösterdiğinde rahatsızlık bulunan bir kişinin isteyerek bir faaliyete yoğunlaştığı hususu karmaşıklığa sebep olur. Aslında DEHB’yi kişinin dikkatini düzenleme hususunda zorluk çekmesi diye tarif etmek daha uygundur. Bununla beraber bu bireyler günlük işlere yoğunlaşma ve bunları tamamlama hususunda çok fazla zorluk yaşarlar ve daha ziyade ilgilerini çeken ya da bir şekilde alakadar oldukları şeylere yoğunlaşıp onları tamamlarlar. Uyarıcı ve ödüllendirici davranışlara yoğunlaşma eğilimi ise, hiperfokus olarak adlandırılmaktadır.

Yanlış İnanç 7 - İlaçlar DEHB için tedavi edicidir.

İlaçlar DEHB rahatsızlığını tedavi etmekten ziyade, alındığı günlerde belirtileri hafifletirler. DEHB kronik bir durumdur ve iyileşme ihtimali de pek yoktur. Bunun yerine zamanla belirtilerde değişme ve azalma olur. Birçok birey hayatın ilerleyen zamanlarında belirtileri kontrol altına almayı ve yönetmeyi sağlayacak stratejiler geliştirmeyi başarır. Bazı bireylerin ise yetişkinlik döneminde belirtileri kontrol altında tutmak amacıyla ilaç kullanmaya devam etmesi gerekebilir.

Yanlış İnanç 8 - DEHB teşhisi abartılıdır.

DEHB teşhisinin abartılıp abartılmadığını tam olarak bilmek zordur. Bazıları DEHB teşhisinin yeteri kadar konulmadığına, çünkü belirtilerin daha az zarar verici olduğunda kolayca göz ardı edilebileceğine inanmaktadır. Bu yüzden de gözden kaçıp teşhis edilemediği için tedavi görmeyen birçok bireyin DEHB’e bağlı ikincil rahatsızlıklara yakalanmaları ihtimali vardır. Bu yüzden de hayat boyu sessiz bir şekilde ızdırap çekerler ancak günlük fonksiyonlarını etkileyen bu belirtilerin tedavi ile iyileştirileceğini de bilmezler. Bazıları ise doğrudan çocuklukta ve yetişkinlikte hiperaktif, impulsif (dürtüsellik) ve dikkatsizlik davranışları gösteren ve düzensiz olan her bireyde DEHB rahatsızlığı bulunduğu sonucuna varırlar ki bu doğru bir varsayım değildir. Halbuki bireyin bu davranışları göstermesi için travma, endişe, depresyon, öğrenme bozukluğu, görme yada işitme problemi gibi sebepler olabilir. Bu yüzden de uzmanın düzgün bir teşhis ve uygun bir tedavi için diğer alternatifleri eleyecek doğru bir değerlendirme yapması çok önemlidir.

Prof. Dr. Kaan AYDOS

DOKTOR BEY SIZE OZELDEN ULASMAYA CALISIYORUM AMA EMAIL ADRESINIZ YANLIS DIYO BANA BASKA BIR EMAIL ADRESI GONDEREBILIRMISINIZ TESEKKURLER.... devamı