Efsane 1

Yeşil veya sarı akıntılı bir burun, çocuğunuzda sinüs enfeksiyonu olduğu ve antibiyotik kullanmaya ihtiyaç duyduğu anlamına gelir.

Bu, çoğu zaman doğru değildir. Sinüs enfeksiyonu genellikle 10 ila 14 günden fazla iyileşmeden devam eden yeşil veya sarı akıntılı buruna sahip olmak olarak tanımlanır. Virüslerin sebep olduğu diğer birçok enfeksiyon da burunda yeşil akıntıya sebep olabilir ama sinüs enfeksiyonun tersine bunlar, antibiyotiğe yanıt vermezler.

Çoğu ebeveyn bir virüsün sebep olduğu enfeksiyon ile bakterinin sebep olduğu enfeksiyon arasındaki farkı ve yalnızca bakteriyel enfeksiyonların antibiyotiklere yanıt verdiğini bilir. Ama birçokları yeşil akıntılı burunun sinüs enfeksiyonu anlamına geldiğine inanır, bu da çocuğunuzun gereksiz yere antibiyotik almasına yol açabilir. Bu yüzden 10-14 günden fazla sürmediyse yeşil veya sarı akıntılı bir burunun çocuğunuzda enfeksiyon olduğu anlamına gelmediğini, muhtemelen kendi başına iyileşecek bir soğuk algınlığı olduğunu unutmayın. Ayrıca antibiyotiklerin, viral enfeksiyonlarda kullanılmamasının sebebi çocuğunuzun kendi kendine iyileşebilecek olması değil yalnızca onların bu tip enfeksiyonlarda işe yaramamasıdır.

Efsane 2

Ateş kötüdür.

Ateş kendi başına zararlı veya tehlikeli değildir ve çok yüksek değilse beyin hasarına veya diğer sorunlara yol açmaz. Ateşli nöbetler (ateşin tetiklediği nöbetler) bile genellikle tehlikeli değildir.

Ateş hastalık değildir, tersine birçok çocukluk çağı hastalığına, özellikle enfeksiyonlara eşlik edebilen bir semptomdur. Genelde üç aylıktan küçük bebeğinizin rektal ısısı 38 derecenin üzerindeyse, bebeğiniz 3-6 aylık ve ısısı 38,3 derecenin üzerindeyse veya 6 aylıktan büyük bir bebeğin ısısı 39,4 derecenin üzerindeyse doktorunuzu aramalısınız.

Yaşları daha büyük çoğu çocuk için sayılardan çok, çocuğunuzun nasıl davrandığı önemlidir. Yaşı daha büyük olan çocuğunuz uyanık, aktif ve şense, nefes alıp vermede zorluk yaşamıyorsa ve iyi yiyor veya uyuyorsa ya da ateşi ev tedavileriyle hemen iniyorsa (ve kendini iyi hissediyorsa) doktorunuzu aramanız gerekmez.

Ama ateşin ciddi bir hastalığın tek işareti olmadığını akılda tutmak önemlidir. Çocuğunuzun ateşi olsun veya olmasın oldukça asabi, kafası karışık veya aşırı halsiz (kolayca uyanmıyor) ise, nefes alıp vermede zorluk yaşıyorsa, nabzı hızlı ve zayıf ise, yemeyi veya içmeyi reddediyorsa, ateş düşürüldükten sonra bile hasta görünüyorsa, aşırı baş ağrısı veya başka spesifik şikayeti varsa (idrarını yaparken yanma, aksama, vs.) veya ateşi 24 ila 48 saat sürmüşse doktorunuzu aramalı veya derhal tıbbi yardım almalısınız.

Efsane 3

Ateş iyidir.

Ateş vücudunuzun enfeksiyonla savaştığının bir işaretiyse de ateşi düşürmek, enfeksiyonu yenmeyi geciktirmeyecektir. Çocuğunuzun ateşini her zaman tedavi etmeniz gerekmez ama çoğu vakada ateş, rahatlatma sağlamak için tedavi edilebilir. Özellikle sebebi enfeksiyon ise ateşin tedavi edilmesi çocuğunuzun daha hızlı iyileşmesine yardımcı olmayacaktır ama kendisini daha iyi hissetmesine yardımcı olabilir. Çocuğunuzun ateşi varsa, özellikle derecesi düşükse ama kendisini kötü hissetmiyorsa, ateş düşürücü vermeniz gerekmez.

Ateşin tedavisi, asetaminofen veya ibuprofen içeren ürünler dahil reçetesiz ateş düşürücülerin kullanılmasını içerebilir. Çocuğunuzun enfeksiyonu varsa ateş düşürücü kullanmak, çocuğunuzun daha çabuk iyileşmesine yardımcı olmaz ama daha iyi hissettirebilir. Ayrıca ateşi olduğunda çocuğunuza bol bol sıvı vermelisiniz, böylece susuz kalmaz. Ateş tedavisinin amacının genellikle çocuğunuzun kendisini daha iyi hissetmesine yardımcı olmak olduğunu unutmayın, bu yüzden ateşi varsa ama kötü hissetmiyorsa özellikle ateşin derecesi düşükse tedavi etmeniz gerekmez.

Asetaminofen ve ibuprofeni değişimli olarak kullanmak güvenli midir? Her iki ilacı da doğru zamanlarda doğru dozda kullanıyorsanız güvenlidir, ama yardımcı olduğunu kanıtlayan hiçbir araştırma yoktur. Sorun, aklınızın kolayca karışması ve ilaçlardan birisinden fazladan bir doz vermenizdir. Ateş düşürücüleri değişimli olarak kullanıyorsanız ilaçları verdiğiniz saatleri yazın, böylece doğru ilaç her zaman doğru zamanda verilebilsin.

Efsane 4

Diş çıkarma yüzünden…

Ateş, ishal, kusma veya pişik… Doğru değil. Diş çıkarmak, bazı çocuklarda huysuzluğa ve gece uyanmalarına sebep olabilir ama çocuğunuzun başka semptomları, özellikle yüksek ateşi varsa bir başka sebep aramalısınız, çocukların dişleri çıkarken çok yaygın olan viral enfeksiyon gibi.

Çocuğunuzun ilk dişi üçüncü ve altıncı aylar arasında (genellikle altı ay civarında) çıkmaya başlayacaktır. İlk olarak alttaki iki ön diş çıkacak ve bunu dört veya sekiz hafta içinde üstteki dört diş takip edecektir. Çocuğunuz üç yaşında yirmi süt dişine de sahip oluncaya kadar diş çıkarmaya devam edecektir; çoğu çocuk her dört ayda bir dört yeni diş çıkarır. Çocuklarda diş çıkarmak, çoğunlukla salyanın artmasına ve sert şeyler çiğneme arzusuna sebep olur ama bazılarında hafif ağrıya ve huzursuzluğa sebep olabilir ve diş etleri şişebilir, hassaslaşabilir. Bunu gidermek için bölgeye birkaç dakika kuvvetlice masaj yapabilir veya çocuğunuzun yumuşak, sert diş halkası çiğnemesini sağlayabilirsiniz. Her ne kadar çoğu çocuğun ağrı için diş çıkarma jellerine veya asetaminofen ya da ibuprofenle tedaviye ihtiyacı olmasa da gerektiğinde bunları kullanabilirsiniz.

Efsane 5

Bebeğinizin mamasını hazırlamadan önce, suyu kaynatmalısınız.

Bu gerçekten tartışmalı bir konu. Bebek mamasını hazırlarken suyun kaynatılması önceden evrensel olarak tavsiye edilirdi ve daha sonra gereksiz olduğu düşünüldü. 1993’te Milwaukee’de kirli sudan cyclosporiasis salgını yetkililerin bebek maması hazırlarken suyun kaynatılmasını tekrar tavsiye etmelerine yol açtı.

Suyu sterilize edilen bir şehirde yaşıyorsanız ve bir seferde tek bir biberon hazırlıyorsanız suyu kaynatmak veya biberonları ve emzikleri sterilize etmek gerekli olmayabilir. Musluktan akan suyu kullanabilirsiniz ve biberonlar, sıcak sabunlu suyla veya bulaşık makinesinde yıkanabilir. Su kaynağınızın güvenli olduğuna inanmıyorsanız veya kuyu suyu kullanıyorsanız, mama hazırlamadan önce suyu beş dakika kaynatmalısınız.
Önce suyu kaynatmak istemiyorsanız bunun yerine ‘steril’ şişelenmiş su kullanabilirsiniz. Üzerinde steril olduğu belirtilmeyen şişe suyunun da muhtemelen kaynatılması gerekir.

Efsane 6

Bebeğinize tahıl vermek, gece boyunca uyumasına yardımcı olur.

Bu, en yaygın yanlış mitlerden birisidir. Çocuğunuzun gece boyunca uyumaya başlaması onun gelişimiyle ve kendi başına uyumayı öğrendiği iyi bir yatma düzenine sahip olmasıyla ilgilidir, aç veya tok olması ile değil. Ve unutmayın, birçok çocuk yaklaşık 3-4 aylık olana kadar gece boyunca uyumaya başlamaz.

Anne sütü veya bebek mamaları en azından yaşamın ilk 4 ila 6 ayında bebeğinizin beslenme ihtiyaçlarının tümünü sağlar. Katı gıdalara çok erken başlanması bebeğinizin besin alerjileri geliştirmesine sebep olabilir. Bebeğinizin sindirim sistemi, ilk birkaç ayda tam olarak gelişmediğinden katı gıdalara geçilmesini kaldıramayabilir. Katı gıdaların 4 ila 6 aydan erken verilmemesinin bir diğer sebebi de istemeden aşırı beslemedir, çünkü küçük bebekler tok olduklarında size sırtını dönmek veya ilgisizliğini göstermek gibi sinyaller veremezler. Katı gıdalardan kaçınmanın bir üçüncü sebebi de bebeğinizin 4 ila 6 aydan önce katı şeyleri doğru bir şekilde yutamamasıdır ve bu durum potansiyel olarak tıkanmaya sebep olabilir.

Efsane 7

Koliğin sebebi…

Koliğe neyin sebep olduğu bilinmemektedir ama genellikle karın ağrısından, mama alerjilerinden, bebek mamalarındaki demirden veya gazdan olduğu da düşünülmez. Normal bebeklerin iki veya üç haftalıkken başlayan, günün sonuna doğru huysuzlaştıkları bir dönemlerinin olduğu ve bunun onların ‘içlerini dökme’ veya günlerinin normal uyarıcılarıyla başa çıkma yolları olabileceği düşünülür. Kolikli bebekler, normal günlük uyarılmaya daha duyarlı olabilirler. Ayrıca kolikli bebeklerin büyüdükçe daha zor mizaçlarının olmadığı ve daha fazla duyarlı olmadıkları da bilinmektedir.

Kolik, tüm yeni doğanların yüzde 10 ila 25’ini etkileyen yaygın bir problemdir. Sağlıklı ve iyi beslenmiş bir bebekte tekrar eden ve yatıştırılması mümkün olmayan ağlama olarak tanımlanır. Genellikle iki veya üç haftalıkken başlar ve en kötü halini altı haftalıkken alır, daha sonra derece derece iyileşir ve nihayet bebek üç - dört aylık olduğunda kendiliğinden geçer. Koliğin en yaygın semptomları; bir seferde iki veya üç saatten fazla sürebilen aniden başlayan bağırma ve ağlamadır. Kolikli bebekler sık sık acı çekiyormuş gibi görünürler ve yatıştırılmaları zordur. Ağlarken genellikle çokça gaz çıkarırlar, bacaklarını yukarı çekerler ve karınları sert veya şişmiş görünebilir. Kolikli çoğu bebek her gün, bir veya iki defa ağlama nöbeti geçirir. Bu nöbetler arasında genellikle iyi davranırlar.

Bebeğinizde reflü veya mama alerjisi yoksa koliği geçirecek hiçbir ilaç yoktur. Kendi kendine geçene kadar kolikle başa çıkmaya yardımcı bazı ipuçları arasında kendinizi ve diğer aile fertlerini bunun uzun süreli etkileri olmayan kendi kendine geçen iyi huylu bir problem olduğuna ikna etmeniz bulunmaktadır. Bebeğinizi rahatlatmak için deneyebileceğiniz şeyler arasında onu kundaklamak, ona sarılmak, ritmik olarak sallamak, yürüyüşe veya arabayla gezintiye çıkarmak, ılık banyolar, şarkı söylemek, ritmik sesler, masaj veya emzik, kurmalı salıncak veya titreşimli sandalye kullanmak vardır. Ancak tedbirlerin hiçbirisi tüm çocuklarda işe yaramaz ama bebeğiniz için uygun olanı bulana kadar bir seferde bunlardan bir veya ikisini deneyebilirsiniz.

Eğer hiçbir şey işe yaramazsa, bırakın bebeğiniz kısa sürelerle ağlasın. Her zaman bebeğinizde kolik olmasının sebebinin sizin yaptığınız veya yapmadığınız bir şey olmadığını hatırlayın ve son çare olarak bir aile ferdinin veya arkadaşınızın bebeğinizin bakımına yardımcı olmasını sağlayarak kendinize mola verin.

Efsane 8

Çocuğunuzun günlük multi-vitamine ihtiyacı var.

Birçok ülkede çocuklara yüzde 25-50’sine günlük multivitamin verildiği tahmin edilmektedir; oysa bu, genellikle seçici bile olsa ortalama bir beslenmesi olan çoğu çocuk için gerekli değildir. Yalnız kötü veya kısıtlı beslenmesi, karaciğer hastalığı veya kistik fibroz gibi özellikle kötü yağ emilimine yol açan diğer kronik sağlık sorunları olan bazı çocuklar yetersizlikleri önlemek için vitamin ve mineral takviyelere ihtiyaç duyabilirler.
Çok koyu tenli veya güneş ışığına sınırlı bir şekilde maruz kalmış erken doğmuş bebeklerin ve sadece anne sütüyle beslenmiş çocukların da vitamin takviyeleri almaları gerekebilir. Ayrıca florlu su içmiyorlarsa çocukların florür takviyelerine de ihtiyaçları olabilir.

Siz veya doktorunuz çocuğunuzun ihtiyacı olduğunu hissediyorsanız çocuğunuza yaşına uygun multivitaminler verebilirseniz ama dengeli bir beslenmeyle günlük gereksinimlerini karşılamak en iyisidir.

Efsane 9

Hareketli bebek yürüteci, çocuğunuzun yürümeyi daha hızlı öğrenmesine yardımcı olur.

Genelde hareketli bebek yürüteci kullanmamalısınız, çünkü çocuğunuzun yürümeyi daha hızlı öğrenmesine yardımcı olmaz ve çocuğunuzu çok fazla aktif yaparak tehlikeli olabilirler. Sabit yürüteçler daha güvenlidir. Hareketli bir yürüteç kullanıyorsanız, alanın çocuğa uygun ve merdivenlerden uzak olmasına ve çocuğunuzun her zaman gözetim altında bulunmasına dikkat edin.

Efsane 10

Çocuğunuzun yatağınızda yatmasına izin vermelisiniz/vermemelisiniz.

Çocuğunuzu uyutmanın kesin doğru veya yanlış yolları yoktur ve şimdiki düzeninizden siz ve bebeğiniz memnunsanız, ona bağlı kalmalısınız. Fakat çocuğunuzu yatırmak için mücadele ediyorsanız ve çocuk bu süreçte aşırı derecede sinirli oluyorsa, yatırılmaya kuvvetli bir şekilde direniyorsa veya kendisini ya da diğer aile fertlerini uykusuz bırakacak şekilde sık sık uyanıyorsa bu, iyi değildir.

Efsane 11

Hastayken çocuğunuza süt veya diğer süt ürünlerinden vermemelisiniz, çünkü balgam üretimini arttırır veya balgamı yoğunlaştırırlar.

Çocuğunuzun süt alerjisi yoksa genel olarak bu kanı doğru değildir. Çocuğunuz hastalandığında tolere ettiği kadar normal beslenmesine devam etmesine izin verebilirsiniz. Çocuğunuz yemek istemiyorsa, bol sıvıyla tipik muz, pirinç, elma püresi ve tost diyetini deneyebilir ve daha sonra tolere ettiği şekilde beslenmesini ilerletebilirsiniz.

Efsane 12

Bakarak bir çocukta streptekok boğaz ağrısı olduğunu söyleyebilirsiniz.

Bu da doğru değildir.

Çoğu ebeveyn çocuklarında boğaz enfeksiyonu olduğunda streptekok boğaz ağrısından endişelense de streptekoka çok benzer enfeksiyonlara sebep olan birçok virüs vardır. Çocuğunuzda ateş veya kırmızı, şişmiş bir boğazı veya üzerlerinde beyaz iltihap olan bademciklerle boğaz ağrısı olması halinde doktora görünmeli ve streprekoklu boğaz için test yapılmalıdır. Streptokok testi olumsuz çıkarsa, çocuğunuzda bir virüsün sebep olduğu boğaz enfeksiyonu vardır ve antibiyotikler işe yaramaz. Boğazdaki viral enfeksiyonlar genellikle tedavi edilmeden iki veya üç günde iyileşirler.

Çoğu çalışma, doktorların sadece fiziksel muayene sonrasında çocuğunuzda streptekok olduğunu düşündükleri zamanların ancak yarısında doğru teşhis koyduklarını gösteriyor. Bu yüzden çocuğunuz her streptekoklu gibi göründüğünde tedavi edilmişse bunların yarısında antibiyotiklerle aşırı tedavi edilmiş veya yanlış tedavi edilmiş olabilir.

Efsane 13

Çocuğunuz … aylık olduğunda tuvalet eğitimine başlamalısınız.

Her ne kadar çoğu çocuk 18 ay ve 3 yaş arasında tuvalet eğitimine hazır olma işaretleri gösterse de başlamanız gereken belirli bir zaman dilimi yoktur. Tuvalet eğitimine ne zaman başlanılacağı çocuğunuzun gelişimi ve fiziksel hazırlığıyla alakalıdır ve bunun gerçekleşme zamanı çocuktan çocuğa değişir.

Çocuğunuzun tuvalet eğitimine hazır olduğuna dair işaretler arasında en az 2 saat kuru kalmak, düzenli bağırsak hareketleri, basit talimatlara uyabilmek, kirli bezlerden rahatsız olmak ve değiştirilmesini istemek, lazımlık veya tuvaleti kullanmayı talep etmek ve normal iç çamaşırı giymeyi istemek bulunur. Ayrıca yüz ifadelerinden, duruşundan veya söylediklerinden çocuğunuzun ne zaman idrara çıkmak üzere olduğunu veya bağırsaklarında hareketlenme olduğunu söyleyebilmelisiniz. Çocuğunuz size bezinin kirli olduğunu söylemeye başlamışsa, size söylediği için onu övmeli ve bir dahaki sefere önceden söylemesi için onu cesaretlendirmelisiniz.

Efsane 14

Ceza ve disiplin aynı şeydir.

Disiplin cezayla aynı değildir. Tersine disiplin; daha çok öğretmeyle ilgilidir ve güvende olduğunu veya sevildiğini hisseden, kendine güvenen, öz disiplinli ve itkilerini kontrol etmeyi bilen, günlük yaşamın normal stresleri karşısında yılmayan bir çocuğun gelişmesine yardımcı olur.  Disiplin çocuğunuza doğru ile yanlışı ayırmayı, başkalarının haklarına saygı göstermeyi, hangi davranışların kabul edilebilir ve hangilerinin kabul edilemez olduğunu öğretmeyi içerir.

Çocuğunuza disiplin uygularken nasıl davrandığınızın, çocuğunuzun gelecekte nasıl davranacağı veya uygunsuz davranıp davranmayacağını belirleyeceğini bilmelisiniz. Çocuğunuz sürekli çekiştiği, kontrolden çıktığı veya öfke nöbetlerine tutulduğunda boyun eğerseniz, çocuğunuz bu davranışı tekrarlamayı öğrenecektir çünkü sizin sonunda boyun eğeceğinizi (arada bir boyun eğmiş olsanız bile) bilir. Katı ve tutarlı olursanız zaten sonunda bir şekilde yapacağı şeye karşı çıkmanın bir yararının olmadığını öğrenecektir. Ama bazı çocuklar birkaç dakika bile olsa yapmak istemedikleri bir şeyi yapmayı geciktirseler, kendilerini kazanmış gibi hissederler.

Disiplin yöntemleriniz ve çocuğunuza verdiğiniz cezalarda tutarlı olun. Bu ayrıca tüm bakıcılar için geçerlidir. Çocukların sınırlarını test etmeleri normaldir ve bu sınırların neler olduğu konusunda tutarsızsanız, uygunsuz davranışı teşvik etmiş olursunuz.

Efsane 15

Çocuğunuzun okulda durumu iyi değilse ve dikkat süresi kısaysa, ilgisi kolayca dağılıyorsa Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu vardır.

Ergenlerin okulda performansının düşük olmasının bir çok sebebi vardır. Bunlar arasında iyi yapmak için motivasyon eksikliği, evde veya akranlarla problemler, kötü ya da yanlış çalışma alışkanlıkları veya çalışma becerileri, duygusal ve davranışsal sorunlar, öğrenme güçlükleri (diskleksi gibi), dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, zihinsel gerilik veya ortanın altında zeka, anksiyete ve depresyon dahil diğer sağlık sorunları bulunmaktadır. Özellikle başarısız oluyorsa çocuğunuzun zayıf performansının sebebini bulmak, potansiyelini kullanması ve düşük öz güven, davranış problemleri ve depresyon sorunlarının gelişmesini önlemek için bir tedavi planı oluşturmak önemlidir.

Bazen bir çocuğun okuldaki sorunlarının sebebinin depresyon gibi diğer sağlık sorunları olup olmadığını veya bu diğer sorunların kötü okul performansı yüzünden mi başladığını belirlemek zordur. Okulda zayıf olan çocuklar, çok baskı altında olabilirler ve stresleriyle başa çıkmak için farklı yollar geliştirirler. Bazıları duygularını dışa vurabilir, bu da onların yaramazlık yapmalarına ve davranış problemlerine veya sınıfın maskarası olmalarına yol açabilir. Diğerleri duygularını içselleştirir ve neredeyse her gün baş ağrılarından veya karın ağrılarından şikayet edebilirler. Deneyimli bir uzman tarafından kapsamlı bir değerlendirme, kompleks sorunları olan çocuklara doğru teşhisin konulması için gereklidir.
Çocuğunuzun okulda bir sorunu olduğunu fark ettiğinizde öğretmeniyle görüşmelisiniz. Okul psikologu veya rehber öğretmen ya da çocuk doktoru ile görüşmek de faydalı olabilir.

Efsane 16

Çocuklar ve adolesanlar depresyona girmezler, girseler de tedavi edilmeye ihtiyaç duymazlar.

Çocuklarda depresyon, uzun zaman gözden kaçırılmış bir sağlık sorunudur. Halk arasında klinik depresyonun yaygın olduğu, yetişkin nüfusun yüzde 10 ila 15’ini yaşamlarının bir noktasında etkilediği oldukça iyi bilinmekteyken çocukluk çağında depresyonun da önemli bir sağlık sorunu olduğu pek bilinmez. Gerçekte çocuklarda depresyon tartışmasız yetişkin depresyonundan daha önemli bir meseledir. Örneğin belirli bir zamanda çocukların yaklaşık yüzde 5’i klinik depresyondan mustariptir; bu doğal olarak çocuk gelişiminde kritik aşamalarda gerçekleşir ve kendisini yalnız yaygın olarak ‘depresyonun’ bir parçası olarak görülen davranış ve hislerle göstermez ama çocukluğun normal gelişimsel süreçlerine de müdahale edebilir.

Çocuklarda depresyon tedavi edilmezse okul performansını ve öğrenmeyi, sosyal etkileşimleri ve normal akran ilişkilerinin gelişimini, öz saygıyı ve yaşam becerisi edinimlerini, ebeveyn -çocuk ilişkilerini ve çocuğunun bağlanma ve güven duygusunu etkiler; madde istismarına, yıkıcı davranışlara, şiddet ve öfkeye, hukuki sıkıntılara ve hatta intihara yol açabilir. Uzmanlara göre intihar, çocuklar ve adolesanlar arasında 3. önde gelen ölüm sebebidir; kazalar ve şiddetin hemen arkasında. Dahası depresif düşünce çocuğun gelişmekte olan kişiliğinin bir parçası haline gelebilir, çocuğun yaşamının geri kalanında uzun süreli etkiler bırakabilir.

Çocuklarda ve adolesanlarda depresyonun en sık bildirilen semptomu üzüntü, zevk alamama, duyarlılık, bitkinlik, öz saygı eksikliği ve toplumdan uzaklaşmadır. Çocuklar da her nasılsa adolesanlardan daha fazla fiziksel semptomlardan (örneğin karın ağrısı ve baş ağrısı), halusinasyonlar, heyecan ve aşırı korkulardan mustarip olurlar. Öte yandan adolesanlar daha ümitsiz düşünceler, kilo değişiklikleri ve aşırı gündüz uykusu gösterirler.

Efsane 17

Yemek seçen çocuğunuzu, yemeğini bitirmesi için zorlamalısınız.

Doğru değil. Aç olmadığında çocuğunuzu yemeye zorlamak, gelecekte beslenme problemlerini teşvik etmenin iyi bir yoludur.
Beslenme sorunlarını önlemenin en iyi yolu, çocuklarınıza mümkün olduğunca erken kendi kendilerine beslenmeyi öğretmek, onlara sağlıklı seçenekler sunmak ve denemeler yapmalarına izin vermektir. Yemek saatleri zevkli ve hoş olmalıdır, bir mücadele kaynağı değil.

Sık yapılan hatalar; çocuklarınızın çok fazla süt veya meyve suyu içmesine izin vermektir, böylece katı gıdalar için aç olmayacaklardır. Yanlış olan aç değilken çocuğunuzu yemeye zorlamak veya istemedikleri yiyecekleri yemeye zorlamaktır. Ayrıca tatlıları, meşrubatı, meyve aromalı içecekleri, şeker kaplı tahılları, cips veya şekeri çok miktarlarda vermekten de kaçının; çünkü bunların çok az besin değeri vardır.

Yürümeyi yeni öğrenen çocuğunuz bazı yiyecekleri reddetmeye başlayabilir, oldukça seçici olabilir veya yalnız belirli bir yiyeceği yemeyi isteyerek aşırıya kaçabilir. Çocukların bağımsız olmayı öğrenmelerinin önemli bir yolu beslenmeyle ilgili bağımsızlığı oluşturmaktan geçer. Çocuğunuz sizin arzu ettiğiniz şekilde dengeli beslenmiyor olsa bile, normal olarak büyüyorsa ve normal bir enerji seviyesi varsa endişelenecek çok az şey vardır. Erken çocuk döneminin, onun gelişiminde çok hızlı büyümediği ve çok fazla kaloriye ihtiyaç duymadığı bir dönem olduğunu unutmayın. Ayrıca çoğu çocuk her gün dengeli beslenmese de bir haftalık bir sürede beslenmesi genellikle dengeli olacaktır.

Çocuğunuza günde üç defa dengeli öğünler sunmanız gerekir ama çoğu çocuğun günde yalnız bir veya iki tam öğün yiyeceği de akılda tutulmalıdır. Çocuğunuz iyi bir kahvaltı yapmış veya öğle yemeği yemişse akşam yemeğinde fazla yemek istememesi normaldir. Çocuğunuz yeni yiyecekleri denemekte tereddütlü olsa da ona haftada bir veya iki kez küçük miktarlarda sunmalısınız (örneğin bir kaşık bezelye gibi). Çoğu çocuk 10-15 kez teklif edildikten sonra yeni yiyecekleri kabul eder.

Beslenme problemlerini önlemenin diğer yolları; yiyecekleri arzu edilen davranışlar için rüşvet veya ödül olarak kullanmamak, çocuğunuzu iyi yemediği için cezalandırmaktan kaçınmak, yemek saati sohbetlerini olumlu ve hoş konularla sınırlamak, masada çocuğunuzun kötü yeme alışkanlıkları hakkında tartışmaktan veya yorum yapmaktan kaçınmak, yemeyi ve içmeyi masa ya da yemek sandalyesiyle sınırlamak ve atıştırmalıkları günde iki besleyici atıştırmalık ile sınırlamaktır.

Ayrıca çocuğunuz için birden fazla yemek hazırlamamalısınız. Ailenin geri kalanı için hazırlanan yemeği yemeyi istemezse zorlanmamalıdır ama yemesi için başka bir şeyler de verilmemelidir. Bir öğünü kaçırdığı için açlıktan ölmez, ama ona hazırlanan yemeğe alternatifler sunmak yalnızca sonrasında daha fazla probleme sebep olur.

Efsane 18

Fiziksel ceza, etkili bir disiplin tekniğidir.

Fiziksel cezadan kaçınmalısınız. Dayağın, diğer cezalardan daha etkili olduğu ortaya konmamıştır ve muhtemelen çocuğunuzu daha agresif ve sinirli yapacak ve yalnızca ona bazen başkalarına vurmanın kabul edilebilir bir şey olduğunu öğretecektir.

Efsane 19

Çocuğunuzun konuşma veya motor gecikmelerini yalnızca gözlemlemelisiniz çünkü sonunda gelişip bunları aşacaktır.

Çocuğunuzun normal konuşma veya dil gelişiminin kilometre taşlarına uymadığını düşünüyorsanız, işitme problemine yakalanma riski yüksekse veya okul performansı sorunları varsa duyma kapasitesinin bir uzman tarafından test edilmesi çok önemlidir. Yine, yüksek sesli el çırpmaya veya doktorun muayenehanesindeki zile tepki vermesi nedeniyle veya diğer odadan çağırdığınızda geldiği için uzmanların çocuğunuzun iyi duyduğunu düşünmeleri yeterli değildir.

Çocuklarının konuşma gelişimi ve/veya işitmesiyle bir sorunları olduğunu ilk düşünenler ebeveynlerdir ve bu ebevenlik endişesi daha ileri değerlendirmeyi başlatmak için yeterli olmalıdır. Çocuk doktorunun formal işitme testi ve gelişimsel değerlendirmesine ilaveten konuşma ve dil gecikmeleri olan çocukların, 3 yaş altı erken çocukluk dönemi veya 3 yaş üstünde uzmanlaşmış bir psikolog (belirtilmişse) ve/veya bir konuşma terapisti/patologu tarafından değerlendirilme ve tedavileri başlatılabilir.

Çocuğunuzda motor gecikmeler varsa erken teşhis önemlidir, böylece tedavi başlatılabilir ve çocuğunuz yaşa uygun büyük motor kilometretaşlarına uymuyorsa, mesela dik oturma veya yürüme gibi doktorunuz muhtemelen sizi uzmanına havale eder.

Efsane 20

Her zaman … yapmalısınız veya asla … yapmamalısınız.

Bir çocuğa bakarken her zaman yapmanız gereken veya asla yapmamanız gereken çok az şey vardır. Genelde içgüdülerinize güvenmelisiniz ve yaptığınız işe yarıyorsa ona bağlı kalmalısınız. Yöntemleriniz veya teknikleriniz işe yaramıyorsa, başka bir şey deneyin veya biraz yardım alın.

Uzm. Dr. Leyla BENKURT ALKAŞ

kardeşim yüzünden annem sürekli bana bağrıyor ve kardeşimde beni sinir ediyor s evdiğim herşeyi mahvediyor onların yüzünden kendimi boşlukta değersiz... devamı