Yaşlı Bakım Evlerindeki Yaşlılarda Görülen Gastroenterit

Gastroenterit, insanların bir araya geldiği ortamlarda, bakım standartları ve yiyecek hijyeni çok yüksek olduğunda bile oluşabilir. Bazı enfeksiyonlar, belli bir nüfusun savunmasız olması ve bağırsakla ilgili patojenlerin oldukça bulaşıcı ve inatçı doğası nedeniyle kaçınılmazdır. Sorumlu organizmanın tanımlanması ve hastalığın ilk ortaya çıkışının derhal teşhis edilmesi, hastalığın etkisini azaltabilecek müdahalelere imkan sağlar.

Gastroenteritin normalde hafif bir klinik seyri olurken, gastroenteritin bir sonucu olarak hastaneye kaldırılma ve ölüm, özellikle yaşlı bakım evlerinde yaşayanlar arasında daha yaygın görülür. Gastroenteritin yaşlı bakım evlerinde yaşayan yaşlıların ölümüne göreceli katkısı, anlaşılması zor bir konudur. Ölüm belgeleri, bu genel sorunu seyrek olarak katkıda bulunan sebep olarak kaydetmektedir ve çoğu zaman yaşlı bakım evlerindeki çoğu sakinin ölümü ciddi hastalıklar yüzündendir.

Yaşlı insanların gastroenterit yakalanma oranı, gençlerinkinden çok daha düşüktür. Yaşlı bakım evlerinde yaşayan 65 yaş üzerindeki insanlarda gastroenterit görülme oranı diğer yaş gruplarıyla kıyaslandığında da çok düşüktür ve gastroenterit olma ihtimalleri 0 ila 4 yaş arasındaki çocuklarınkinden beş kat daha azdır.

Avustralya’da altı yaşlı bakım evinde yaşayanlar arasında yapılan bir çalışma, gastroenteritin görülme oranının her yıl kişi başı yaklaşık 0.1 olduğunu ortaya koydu. Bu oran, solunum yolları, idrar yolu ve cilt ve yumuşak doku enfeksiyonlarından daha düşüktür. Bu bulgular dünya genelinde yaşlı bakım evlerinde görülen hastane enfeksiyonu oranlarıyla tutarlıdır.

Yaşlı bakım evlerinde yaşayan yaşlılar arasında görülen tek bir gastroenterit vakası, salgın başlangıcını işaret edebilir; bu da klinisyenler için dışkı numunelerinin test edilme eşiğini düşük tutmayı önemli hale getirir. Özel sebepleri tanımlamaya yönelik testlerin yapılması hastaya çok az fayda sağlamasına rağmen, patojenin erken teşhis edilmesi, yaşlı bakım evlerinde potansiyel salgının yayılmasını ve sonuçlarını en aza indirmek için kamu sağlığı incelemelerine veya enfeksiyon kontrol tedbirlerine yön verebilir. Yaşlı bakım evlerinde gastroenterit kişiden kişiye, yiyeceklerle veya her ikisinin bir bileşimiyle yayılabilir. Bazı patojenlerin tanımlanması özel laboratuar testleri gerektirebilir, bu nedenle klinisyenlerin bir laboratuar mikrobiyologundan ideal numune toplama süreçleri ve uygun testlere dair tavsiye almaları gerekir. Salgınla ilişkili olarak iki vakada teşhis koyulduğunda, nadiren daha ileri teşhise yönelik testler gerekir.

Escherichia coli, salmonella, campylobacter gibi yiyeceklerden geçen patojenler yaşlı bakım evinde yaşayan bir yaşlının dışkısında bulunursa, kamu sağlığı yetkililerinin acilen diğer ilgili vakaları aramaları ve yiyecek kaynaklarını incelemeleri gerekir. Eğer norovirüs bulunursa, tesis içinde sıkı ve yoğunlaştırılmış enfeksiyon kontrolleri yapılmalıdır. 

Şimdiye kadar normalden daha fazla vaka sayısı, özellikle yaşlı bakım evleri, hastaneler ve çocuk yuvaları gibi çok sayıda kişinin yaşadığı ortamlarda gözlendi. Norovirüs, yoğun enfeksiyon kontrolleri uygulansa bile oldukça bulaşıcıdır ve kontrol altına alınması çok zordur. Virüsün bulaştığı vakalar, sadece yaşlı bakım sektörü değil akut sağlık bakımı, turizm ve uluslararası gemiyle seyahat sektörleri için de büyük zorluklara neden olur.

Gastroenteritin, yaşlı insanlar ve yaşlı bakım evleri yöneticileri için önemli bir mesele olduğu açıktır. Konuklara yönelik riskin asgariye indirilmesi için tesis yöneticileri ve klinisyenlerin, gastroenterite neden olan organizmaların çoğu zaman salgınla sonuçlandığının ve hasta konukların dışkı numunelerinin test edilmesi gerektiğinin farkında olmaları gerekir. Salgının erken tanımlanması bakıcıların ve kamu sağlığı kuruluşlarının bu hastalığın yükünü azaltmalarına imkan sağlar.   

 

 

Dr. Dt. Ali Osman Emiroğlu

diş etim çekildi v dişlerim çok küçüldü v beni dişi olmayan yaşlı gibi görünüyorum n yapmalıyım. ... devamı