Nedir

1906 yılında ünlü Alman psikiyatrist Emil Kraepelin, Über Sprachstörungen im Traume (Rüyada dil bozuklukları) başlıklı bir monograf yayımladı. Psikiyatri okuma kitabında Kraepelin, rüyalarda gerçekleşen dil bozukluklarını ifade etmek için Traumsprache kısaltmasını kullandı. Traumsprache kelimesi muhtemelen en iyi şekilde uykuda konuşma olarak tercüme edilebilir (rüya dilinin düz anlamlı tercümesi, rüyalardaki düşüncenin görsel olarak sunulması anlamındaki rüyaların diliyle kolaylıkla karıştırılabileceği için). Uykuda konuşmanın üç türü Kraepelin tarafından göz önünde bulundurulmuştur: Kelime seçiminde bozukluklar (aynı zamanda parafazi de denilir), söylev bozuklukları (örneğin; dilbilgisi yitimi anlamına gelen agramatizm) ve düşünce bozuklukları.

Uykuda konuşmanın en yaygın gerçekleşen türü neolojizmdir (yeni kelime türetme). Kraepelin uykuda konuşmayı araştırmıştır; çünkü ona şizofrenik hastaların analog dil bozukluklarına ilişkin ipuçları sağlamıştır. Yine 1920’lerde, “her ayrıntısıyla uykuda konuşmak, şizofrenik konuşma bozukluğuyla ölçüşmektedir,” şeklinde belirtmiştir.

Kraepelin psikolojik görüşlerin yanı sıra psikiyatriyle de ilgiliyken, modern araştırmacılar rüyalarda konuşma gelişimini rüya gören bilincin aydınlatıcı bakış açısı olarak görmektedir. Kraepelin’in bulgularından birini onaylamışlardır.

Diğer Kraepelin

Uykuda konuşma, psikiyatrik hastalıkların ve biyolojik psikiyatrinin sınıflandırılmasında DSM sisteminin manevi babası olarak görülen psikiyatrist Kraepelin üzerinde yeni bir perspektif açmaktadır. Ancak Wilhelm Wundt’un ilk öğrencilerinden biri olan Kraepelin hayatı boyunca psikolojiye ilgi duydu ve hatta Psychologische Arbeiten dergisini çıkardı. Bu derginin kitapçıklarından biri olarak uykuda konuşma üzerinde 104 sayfalık bir makale 1906 yılının başlarında, 105 sayfalık bir monograf 1906 yılının sonlarında yayımlanmadan önce görülmüştür. 

Psikiyatri İçin Düş Kurmak

Kraepelin monografında uykuda konuşmanın, bilhassa kendisi adına 286 örneğini sunmuştur. 1906 yılından sonra, 1926 yılında gerçekleşen ölümüne kadar uykuda konuşmanın örneklerini toplamaya devam etmiştir. Bu kez verdiği uykuda konuşma örnekleri tamamen kendisine aittir ve halen Münih’teki Max Planck Psikiyatri Enstitüsü arşivinde mevcut bulunan orijinal el yazılı rüya metinleridir. Bu yeni uykuda konuşma örnekleri 1993 yılında Heynick’te (kısmen İngilizce) ve 2006 yılında çeşitli notların da eklenmesiyle tamamen Almanca olarak yayımlanmıştır. İkinci rüya kitapçığına tarihler de eklenmiştir. 1906 yılında Kraepelin 20 yılı aşkın süredir uyku konuşmalarını toplamakta olduğu için, bilimsel bir bakış açısıyla 40 yıldan uzun bir süre boyunca uykuda konuşma örneklerini yazmıştır.

Kraepelin’in uyku konuşması, kişisel bir kriz ve depresyon sürecinde (1882-1884) başladı. 1882 yılında Kraepelin yalnızca birkaç hafta Leipzig psikiyatri kliniğinde çalıştıktan sonra işten çıkarıldı ve iki ay sonra babası vefat etti.

Diğer Konuşma Bozuklukları

Şizofrenik Konuşma Bozukluğu

Kariyerinin henüz başlarında Kraepelin, ailesi tarafından yaratılan şizofrenik konuşma bozukluğuyla karşılaştı. Buna ilk olarak Sprachverwirrtheit, daha sonra schizophrene Sprachverwirrtheit ve son olarak Schizophasie adını verdi. Ancak Kraepelin’in belirttiğine göre bizim şizofreniyi araştırmamız zordur; çünkü hastanın neyi açıklamaya çalıştığını bilemeyiz.

Ancak klasik rüya-psikoz analojisini kullanarak, bunun şizofrenik konuşma bozukluğuna ışık tutacağını umut etti ve ilk olarak uykuda konuşmayı araştırmaya karar verdi. Daha sonra rüyalarını kaydetme ve bunları psikanalizde kullanıldığı gibi yorumlamama alışkanlığı edindi.

Kraepelin yalnızca rüyalarındaki olağan dışı konuşmaları değil; aynı zamanda amaçlanan söyleyişi (psikozdan gerçekliğe olan sınırı geçemeyen hastalarının olağan dışı konuşmasında saklı olan) de kaydetmeyi başardı. Örneğin Kraepelin’in rüyalarındaki çoğu uydurma sözcüğün (olağan dışı ifade) bir anlamı vardı (kastedilen söylev). 

Temel Bozukluklar

Kraepelin, rüyada konuşmanın altında yatan iki temel bozukluğu işaret etmiştir: Wernicke alanının azalan fonksiyonu ve soyut akıl yürütmenin yer aldığı ön alanların fonksiyonunda azalma. Bu nedenle bireysel düşünceler (Individualvorstellungen) genel fikirlerin yerine rüyalarda ifade edilmektedir. Bu bireysel düşünceler arasında en geniş anlamında özel isimlere yer vermiştir.

Uzm. Dr. Banu TAŞCI FRESKO

şeker hastalarında uykuda konuşma görülürmü teşekkürler... devamı