Polen Nedir

Bitkiler, üremek için polen denilen mikroskopik, yuvarlak ya da oval tanecikler üretir. Bazı türlerde, bitki kendini döllemek için kendi çiçeklerindeki poleni kullanır. Diğer türlerde ise çapraz tozlaşma olur. Yani döllenme olması ve tohumların oluşması için polenin bir bitkinin çiçeğinden, aynı türdeki bir başka bitkinin çiçeğine taşınması gerekir. Bazı çiçekli bitkilerde bu işi böcekler yapar. Diğer bitkilerde ise polenler rüzgar yoluyla taşınır.

En sık alerjik reaksiyona sebep olan polen türleri, gösterişli çiçekleri olmayan basit görünümlü bitkiler (ağaçlar, çimler ve otlar) tarafından üretilir. Bu bitkiler, rüzgarın taşıyabileceği küçük, hafif, kuru polen tanecikleri üretir. Örneğin, yakup otu poleni, denizde600 kmaçıkta ve havada3 kmyükseklikte bulunmuştur. Polen, havada uzun mesafeler boyunca taşındığı için, rahatsızlık veren bir bitkinin bulunduğu bölgeden uzaklaşmak pek işe yaramaz. Çünkü polen kilometrelerce uzağa taşınabilir.

Ayrıca, en alerjenik (alerji yapıcı) polen, çok miktarda polen üreten bitkilerden gelir. Tek bir yakup otu bitkisi günde 1 milyon polen taneciği üretebilir.

Polenin kimyasal yapısı, onun saman nezlesine sebep olup olmayacağını belirleyen temel faktördür. Örneğin, yaygın olarak görülen çam ağacı, bol miktarda polen üretir. Bundan dolayı alerjiye sebep olacağı düşünülebilir. Ancak, bir çam poleni, kimyasal yapısı nedeniyle diğer türlerden daha az alerjeniktir. Ayrıca, çam poleni doğrudan yere düştüğü ve çok büyük bir alana yayılmadığı için, insanları nadiren etkiler.

Kuzey Amerika bitkileri arasında, otlar en çok alerjenik polen üreten bitkilerdir. Yakup otu bu tür bitkiler arasında en önemlisidir, bu açıdan diğer önemli otlar ise pelin otu, domuz otu, kazayağı, devedikeni ve sinirotudur.

Çimler ve ağaçlar da alerjenik polenlerin önemli bir kaynağıdır. Kuzey Amerika’da 1000’den fazla çim türü olsa da, sadece birkaçı yüksek miktarda alerjenik polen üretir. Bunlar, çayırotu, Kentucky bluegrass, süpürge darısı, bermuda çimeni, redtop, ayrık otu, ve tatlı ilkbahar otudur. Alerjenik polen üreten ağaçlar, meşe, dişbudak, karaağaç, ceviz ağacı, pekan cevizi, box elder ve dağ servisidir.

İnsanların, gül gibi renkli ya da kokulu çiçeklere karşı alerjileri olduğunu söylediklerini çok duyarız. Aslında, sadece çiçekçiler, bahçıvanlar ve çiçeklerle yakın temas halinde olan diğer kişiler, bu bitkilerin polenlerine karşı duyarlı olabilir. Çoğu insanın, birçok çiçekli bitkinin büyük, ağır ve mumlu polen tanecikleriyle teması azdır; çünkü bu tür polenler rüzgar yerine, kelebek ve arı gibi böceklerle taşınır.

Bitkiler Ne Zaman Polen Üretir

Polen alerjisinin en bariz özelliklerinden biri mevsime bağlı olmasıdır. İnsanlar, polen alerjisi belirtilerini, sadece, alerjik oldukları polen parçacıklarının havada olduğu zamanlarda yaşarlar. Her bitkinin her yıl aşağı yukarı aynı zamanda olan bir polenleşme dönemi vardır. Bir bitkinin tam olarak ne zaman polenleşmeye başladığı, hava durumundan ziyade, gün ve gecenin uzunluğuna, dolayısıyla coğrafi konuma bağlıdır. (Diğer yandan, polenleşme sırasındaki hava durumu, o yıl üretilen ve etrafa yayılan polen miktarını etkileyebilir.) Bu yüzden ne kadar kuzeye giderseniz, polenleşme dönemi ve alerji mevsimi o kadar geç başlar.

Polen sayımı (birçok kişinin hava raporlarından aşina olduğu bir terim) havadaki polen miktarının ölçümüdür. Bu miktar, belli bir zamanda belli bir bölgede, havada bulunan tüm polen konsantrasyonunu (ya da yakup otu gibi belli bir türün konsantrasyonunu) gösterir. Bu sayı, 24 saat içinde 1 metrekarelik yüzeyde toplanan polen taneciklerinin sayısını ifade eder. Polen sayımı, tahmini ve değişen bir ölçümdür; ama genel bir bilgi olarak faydalıdır.

Polen sayısı, sıcak, kuru ve rüzgarlı günlerde en yüksek; soğuk ve yağışlı dönemlerde ise en düşük miktardadır. Ayrıca, bir bölgedeki polen konsantrasyonu, nüfus artışı, arazinin kullanımı, ağaç dikme ve kesme, endüstrileşme ve hava kirliliği ile değişebilir.

Polen Alerjisi Nedir

Birçok kişide görülen polen alerjisi belirtileri şunlardır:

  • Hapşırma (en sık görülen şikayet). Burun akıntısı ya da tıkanıklığı ile birlikte görülebilir.
  • Gözlerde, burunda ve boğazda kaşıntı
  • Alerjik göz morarması (sinüslerin civarında sınırlı kan akışının sebep olduğu göz altındaki koyu renkli halkalar)
  • Çocuklarda, burnun sürekli olarak yukarı doğru ovuşturulması sebebiyle burunda oluşan çizgi.
  • Gözlerin sulanması
  • Göz nezlesi (göz kapaklarının içindeki zarın iltihaplanarak göz kenarlarının kızarmasına sebep olması)

Polenlere alerjisi olmayan kişilerde, geniz yollarındaki mukus, bu yabancı parçacıkları boğaza taşır ve kişi bunları yutup, öksürükle dışarı atar. Ama polenlere duyarlı olan kişilerde farklı bir durum meydana gelir.

Alerjiye sebep olan polen, burnun mukus zarlarına ulaşır ulaşmaz, zincirleme bir tepki oluşur ve bu dokulardaki mast hücreleri histamin salgılar. Bu güçlü kimyasal, burundaki birçok küçük kan damarının genişlemesine neden olur. Genişleyen damar duvarlarından sıvılar boşalır; bu da geniz yollarının şişmesine ve burun tıkanıklığına sebep olur.

Histamin, ayrıca, kaşıntıya, tahrişe ve aşırı mukus üretimine sebep olabilir. Prostaglandinler ve lökotrienler gibi diğer kimyasallar da alerjik belirtilere sebep olur.

Polen alerjisi olan bazı kişilerde, ciddi bir solunum problemi olan astım oluşur. Astım her yıl polen mevsiminde nükseder ve sonunda kronik hale gelebilir. Astım belirtileri, öksürük, hırıltılı solunum, bronş yollarının daralmasından dolayı nefes darlığı ve aşırı mukus üretimidir. Astım, insanı güçten düşürebilir ve bazen ölümcül olabilir. Eğer hırıltılı solunum ve nefes darlığı ile birlikte saman nezlesi belirtileri de varsa, bu, bronşların da etkilendiğini gösterir ve tıbbi müdahaleye gereksinim ortaya çıkar.

Teşhis

Polen alerjisi olan kişiler, ilk önce, soğuk algınlığından şüphelenirler, ama bu durum kolay kolay geçmez. Bir ya da iki haftadan uzun süren herhangi bir solunum hastalığı için bir doktora başvurmak gereklidir.

Belirtilerin sebebinin bir alerji olduğu anlaşılırsa, hasta, alerjilerin teşhisinden ve tedavisinden anlayan bir doktora başvurmalıdır. Eğer hastanın tıbbi geçmişinde, bu belirtilerin her yıl aynı zamanda nüksettiği görülürse, doktor, bunun, polen gibi mevsimsel bir alerjenle ilgili olduğu varsayımıyla hareket edecektir. Doktor ayrıca nazal mukus zarlarını da muayene edecektir. Bunlar, alerjik durumu olan kişilerde çoğunlukla şişmiş ve soluk (ya da mavimsi) renkte görünür.

Cilt testleri

Alerjinin hangi polen türlerinden kaynaklandığını bulmak için, o bölgede yaygın olan polenlerin kullanıldığı bir cilt testi yapılması tavsiye edilebilir. Her polen türünün seyreltilmiş bir ekstresi, hastanın kolunda ya da sırtında oluşturulan bir çizik veya küçük bir deliğe uygulanır ya da derinin altına enjekte edilir.

Pozitif bir reaksiyon oluştuğunda, testin yapıldığı yerde, küçük, kabarcık gibi, kızarmış bir bölge ve bu bölgeyi çevreleyen bir kızarıklık oluşacaktır. Bu kabarcığın boyutu, teşhis açısından doktor için önemli bir ipucu sağlayabilir. Ama pozitif bir reaksiyon oluşması, hastanın şikayetlerinin sebebinin belirli bir polen olduğunu kanıtlamaz. Böyle bir reaksiyon, deride belirli bir polene karşı IgE antikorunun mevcut olduğunu gösterse de, solunum şikayetleri ile ilgili bir sonuç elde edilmeyebilir.

Kan testleri

Belli cilt sorunları olan bazı hastalarda cilt testi tavsiye edilmez. Belirli bir alerjene karşı IgE antikor düzeylerini saptamak için hastadan alınan bir kan örneği kullanılarak tanısal testler yapılabilir. Bu kan testlerinden biri RAST’tır (radyoallergosorbent testi). RAST, cilt testine göre bazı avantajlar sunsa da, uygulaması pahalıdır; sonuçların öğrenilmesi birkaç hafta alır ve daha az hassastır. Cilt testi en hassas ve ucuz tanısal araçtır.

Tedavi

Polen alerjisinin tedavisinde üç genel yöntem vardır: alerjenden kaçınmak, şikayetleri gidermek için ilaç tedavisi ve immünoterapi, yani enjeksiyon tedavileri (genellikle alerji aşıları olarak adlandırılır). Polen alerjisi için henüz bir çare bulunmamış olsa da, bu stratejilerden biri ya da bunların birlikte uygulanması, alerji şikayetlerini belli oranlarda giderebilir.

Kaçınma

Alerjik polenden tamamen kaçınmak, rahatsızlık veren bitkinin yetişmediği ve bu bitkinin polenlerinin havada mevcut olmadığı bir yere taşınmak anlamına gelir. Ama bu abartılı çözüm bile sadece geçici bir rahatlık sağlayabilir. Çünkü belli bir ot, ağaç ya da çim polenine duyarlı olan bir kimse, çoğunlukla, diğer bitkilere sürekli maruz kaldığında, bunlara karşı da alerjik hale gelebilir. Bu yüzden, yakup otu alerjisi olan kişiler, bu otların olduğu bölgeyi terk edebilir ve bunların yetişmediği bölgelere taşınabilirler; ancak yeni bölgedeki diğer otlara ve hatta çim ve ağaçlara karşı da alerjik hale gelirler. Taşınmak sağlam bir çözüm olmadığı için, alerji uzmanları bu yöntemi kesinlikle tavsiye etmezler.

Alerjik olunan polenden kaçınmanın başka yolları da vardır: örneğin, sabahları, yani dışarıdaki polen düzeylerinin en yüksek oranda olduğu saatlerde dışarı çıkmamak. Özellikle güneşli ve rüzgarlı günler rahatsızlık verebilir. Eğer polen alerjisi olan kişilerin dışarıda çalışmaları gerekiyorsa, geniz yollarına ulaşan havadaki poleni filtre etmek için tasarlanmış yüz maskeleri takabilirler. Bir başka yöntem olarak, bazı insanlar, tatillerini, polenleşmenin zirvede olduğu dönemde ve bu polenlerin en az olacağı yerlerde yaparlar. Örneğin, deniz kenarı, polen alerjisi olan birçok için etkili bir kaçış yeri olabilir.

Klimalar ve filtreler: Klimaların evde ya da arabada kullanılması, polen düzeylerini azaltmada oldukça faydalı olabilir. Ayrıca, fiberglas ya da elektrik yüklü plakalardan yapılmış çeşitli türde hava filtreleme cihazları da etkili olabilir. Bunlar evdeki ısıtma ve soğutma sistemlerine eklenebilir. Ayrıca, ayrı odalarda kullanılabilecek taşınabilir cihazlar da vardır.

Bir alerji uzmanı, hastanın evi için hangi filtre türünün en uygun olacağını önerebilir. Bir filtreleme cihazı satın almadan önce, bir cihaz kiralamak ve alerji belirtilerinin azalıp azalmadığını görmek için onu kapalı bir odada (örneğin, yatak odası) bir ya da iki ay kullanmak uygun olur. Hava akışı, odadaki havayı saatte beş ya da altı kere değiştirmeye yetecek şekilde olmalıdır. Bu yüzden filtreleme cihazının boyutu ve randımanı, odanın büyüklüğüne göre belirlenmelidir.

Çalışmayan cihazlar: Alerjisi olan kişiler, havayı tam olarak temizleyemeyen aletler hakkındaki abartılı iddialara dikkat etmelidirler. Çok küçük hava temizleyicileri, tozu ve poleni ortadan kaldıramaz. Ayrıca hiçbir alet, viral hastalıkları ya da grip, zatürre ve tüberküloz gibi bakteriyel hastalıkları önleyemez. Elektrostatik filtre alacak kişiler, makinenin ozon çıkışını geçerli standartlarla karşılaştırmalıdırlar. Ozon, alerjisi olan kişilerin, özellikle astımlıların burun ve solunum yollarında rahatsızlığa neden olabilir ve alerji belirtilerini artırabilir. HEPA (yüksek verimli partikül hava) filtresi gibi diğer hava filtreleri havaya ozon salmaz.

Tahriş edici maddelerden uzak durmak: Polen düzeylerinin yüksek olduğu dönemlerde, polen alerjisi olan kişiler, toz, böcek spreyleri, sigara dumanı, hava kirliliği ve katran ya da boya gibi tahriş edici maddelere maruz kalmamaya çalışmalıdırlar. Bu maddelerin herhangi biri polen alerjisi belirtilerini kötüleştirebilir.

İlaç tedavisi

Mevsimsel alerjisi olan ve polenlerden kaçınamayan kişilerde, şikayetler çoğunlukla, reçeteli ya da reçetesiz ilaçlarla kontrol altında tutulabilir.

Bir doktor tarafından reçete edilebilecek etkili ilaçlar, antihistaminler, kortikosteroidler ve kromolin sodyumdur. Bunlar tek başına ya da birlikte kullanılabilir. Ayrıca reçetesiz satılan birçok etkili antihistamin ve dekonjestan da bulunmaktadır.

Antihistaminler: İsminden de belli olduğu gibi antihistamin, vücut dokularındaki mast hücreleri tarafından salınan ve alerji belirtilerine sebep olan histaminin etkilerine karşı koyar. Yıllarca, antihistaminlerin, hapşırmayı ve burun, boğaz ve gözlerdeki kaşıntıyı gidermede ve nazal şişmeyi ve boşaltımı azaltmada faydalı olduğu görülmüştür.

Ama antihistamin kullanan birçok kişi uyuşukluk, enerji ve koordinasyon kaybı gibi bazı sıkıntı verici yan etkiler yaşar. Çocuklarda bu tür reaksiyonlar davranış problemleriyle karıştırılabilir. Günümüzde, yan etkileri daha az olan bazı yeni antihistamin türleri geliştirilmekte ve pazarlanmaktadır.

Nazal dekonjestanlar: Dekonjestan içeren reçetesiz ilaçlar, tıkanmış geniz yollarını rahatlatmada faydalı olabilir. Bu ilaçlar nazal dokudaki kan damarlarını daraltır, ve şişmeyi ve mukus üretimini azaltır. Nazal dekonjestanlar, nazal sprey olarak mevcut olsa da, ağızdan da alınabilir. Bunlar, efedrin, fenilpropanolamin hidroklorid ve psödoefedrin hidroklorid gibi bileşimler içerir. Bu ilaçlar, tansiyonu ve kalp atış hızını yükseltebildiği ve bazı kişilerde sinirliliğe sebep olabildiği için, alerjisi olan kişiler, dekonjestanları kullanmadan önce doktorlarına danışmalıdırlar.

Alerjik riniti olan kişiler, dekonjestan burun spreylerini kullanmaktan kaçınmalıdırlar; çünkü sık ya da uzun süreli kullanım, rahatsızlığın nüksetmesine yol açabilir. Bu durumda, önce geniz yolları daralır; ardından şişme ve tıkanıklık artar. Böyle olduğunda, kişi çoğunlukla, tıkanıklığı gidermek için spreyi daha yüksek dozlarda ya da daha sık kullanacaktır. Ancak, burun spreylerinin bu şekilde kullanılması, tıkanıklığı gidermek yerine problemi şiddetlendirir.

Kortikosteroidler: Alerjik bozuklukları kontrol etmede çok etkili olsa da, kortikosteroidler, son yıllara kadar, polen alerjisi için yaygın olarak kullanılmamaktaydı. Çünkü bunların uzun süreli kullanımı ciddi yan etkilere sebep olabilir. Kortikosteroidler, nazal iltihabı azaltarak ve mukus üretimini önleyerek polen alerjisi belirtilerini giderir. Nazal zara nüfuz eden lokal olarak aktif steroidler şimdi, burun spreyleri olarak, kontrollü dozlar içeren sprey şişelerinde satılmaktadır. Bu şekilde kullanıldığında, ilaç, bütün vücut yerine sadece geniz yollarını etkiler. Tavsiye edilen dozlarda kullanılırsa, spreyin az sayıda olan yan etkileri nazal yanma ve kuruluk ve boğaz ağrısıdır.

Kromolin sodyum: Nazal solüsyon olarak reçeteyle satılan bir başka etkili madde ise kromolin sodyumdur. Antihistaminler ve stereoidlerden farklı olarak, kromolin sodyumun, mast hücrelerinin histamin salgılamasını önleyerek alerjik belirtileri kontrol ettiği düşünülür. Klinik denemelerde, kromolin sodyumun güvenli ve etkili olduğu ve diğer bazı alerji ilaçlarının aksine uyuşukluğa sebep olmadığı görülmüştür. Histaminler ve dekonjestanlardan farklı olarak, kortikosteroid burun spreyleri ve kromolin sodyum burun solüsyonları, belirtilerde fark edilebilir bir azalma olana kadar birkaç gün ya da hafta kullanılmalıdır.

Kombinasyon tedavisi: Bazen antihistaminler, kromolin sodyum ya da nazal kortikosteroidler tek başına kullanıldığında etkili olmaz. Ama birlikte kullanıldığında, bu maddeler, çoğu zaman, saman nezlesini tamamen olmasa da önemli ölçüde giderir.

İmmünoterapi

Eğer çevresel kontrol yöntemleri ve ilaç tedavisi, hastanın şikayetlerini kontrol etmede yetersiz kalırsa, doktor immünoterapiyi (genellikle alerji aşıları adı verilir) önerebilir. Bu tedavinin amacı, hastanın, alerjisi olduğu polene karşı toleransını artırmaktır.

Seyreltilmiş polen ekstreleri hastanın derisinin altına enjekte edilir. Hastaya, haftada bir ya da iki kez küçük dozlar verilir; dozlar giderek artırılır ve daha az sıklıkta uygulanır. Verilecek en yüksek doz, hastanın toleransına ve tedavinin, alerji belirtileri üstündeki etkisine bağlıdır. Toleransı oluşturmak zaman aldığı için, hastanın şikayetleri giderilene kadar uzun süreli tedavi gerekli olabilir.

İmmünoterapide bazı sorunlar da görülebilir. Bu tedavi pahalı olabilir ve düzelme görülene kadar aylar geçebilir. Bunun dışında, bu tedavi bazı kişilerde başarılı olmaz ve eğer aşıların dozunun miktarı ya da sıklığı dikkatli bir şekilde denetlenmezse, enjeksiyonlar alerjik reaksiyonlara sebep olabilir. Bu reaksiyonlar, enjeksiyon bölgesinde kızarıklık ve şişme gibi oldukça hafif olabilir ya da kurdeşen, genel şişme ya da şok gibi potansiyel olarak ciddi sistemik reaksiyonlar olabilir. Bu yüzden immünoterapi, doktorun, alerjik hasta için genel tedavi planının sadece bir parçası olabilir.

Polen alerijisi tedavi edilmezse ne olur?

Alerjisi olan herkesin bildiği gibi, alerjik belirtiler rahatsızlık verir ve şiddetli vakalarda, hastayı güçten düşürebilir. Ancak, bir kural olarak, polen alerjisi, ciddi akciğer hastalıklarına ya da başka rahatsızlıklara dönüşmez. Bazen, polen alerjisi tedavi edilmediğinde, komplikasyonlar ortaya çıkabilir. Bunlar, geniz yollarının ve kulaklara giden östaki borularının şişmesidir. Bu durum, tam boşaltımı ve hava akışını önleyebilir ve sinüslerde orta şiddette enfeksiyonlara ya da ortak kulak sorunlarına yol açabilir.

Op. Dr. Süleyman ESERDAĞ

merhaba hocam vajinoplasti ve labioplasti amelyatları aynı anda yapılırmı iyileşme süresi nedir vede ikisnin beraber ameliyat ücreti nedir acaba şimdi... devamı