Nedir?

Lyme hastalığı kene tarafından bulaştırılan ve borrellia bugdorferi isimli bakterinin yol açtığı bir hastalıktır. Anneden çocuğa da geçebilmektedir. Hastalığının ilk vakası 1970 yılında Amerika’da tespit edilmiştir.1975 yılında Amerika’nın Connecticut kentinin Lyme kasabasında yoğun olarak görülmesi yüzünden bu hastalığa Lyme hastalığı denmiştir.
 
Lyme a yol açan bakteri ince uzun ve spiral şeklinde bir bakteridir. Hareket edebilmesini sağlayan flagella denen uzantıları bulunur ve çok hızlı dokular içinde hareket edebilir.
 
Taşıyıcı keneler geyik kenesi denen ixodes dammini ve ixodes scapularis,ixodes pasificus denen keneler ve lone star tick denen kene yaygın olarak bu bakteriyi taşır. Bu keneler 2-3 mm uzunlukta1-1,5 mm genişlikte küçük kenelerdir. Bunlar yumurtadan ilk çıktıklarında larva denen 6 ayaklı haldedir. Daha sonra yarı erişkin olan nympha haline erişirler ve bu evrede bakteriyi bulaştırıcı özelliktedir. Erişkin formunun nerdeyse yarısı büyüklüğündedir ve 8 ayaklıdır. Daha açık renktedir. Erişkin formuna ulaşır ve rengi koyu kahverengi, bronz rengi ve kırmızımsı olabilir. Ancak sadece bu keneler değil ağaç keneleri ve köpek keneleri de bu bakteriyi taşıyabilir. Onun için bütün kene ısırıklarının Lyme hastalığını bulaştırmada potansiyel tehlike taşıdığı unutulmamalıdır. Sadece geyik keneleri bulaştırmaz. Diğer keneler daha büyük ve belirgindirler. Keneler bağırsaklarında borrelia bakterisini taşırlar. Bahar, yaz ve erken sonbaharda aktiftirler. Güneş ışınından kaçarlar ve genelde çayır ve ağaçların olduğu gölge yerleri tercih ederler. Yumurtanın çatlama ve larva formunun yaşaması için % 65’ten fazla nem gereklidir. Bu yüzden serin yağışlı ilkbahar üreme için idealdir. Bu keneler birçok hayvan tarafından taşınır. Geyik, tilki, çakal, kedi, köpek, fare, rakun, inek vahşi hayvanlar ve insan. Amerikan bıldırcını, sülün piliç ve hindide de bulunabilir. Evcil hayvanlar enfekte keneyi eve taşıyabilir. Ayrıca enfekte anneden hamilelik esnasında çocuğa geçebilir
 
Lyme hastalığı 3 evreye ayrılır:
 
1) Erken dönem Lyme hastalığı
2) Erken dönem yaygın Lyme hastalığı
3) Kronik persistan enfeksiyon

Evreleri

Erken Dönem Yaygın Lyme Hastalığı
 
1 yıldan az süredir olan, hafif semptomlu, immün yetmezlik henüz gelişmemiş veya steroid kullanımı olmayan vakalardır. Genellikle 4-6 ay ( 4-8 hafta aktif hastalık geçtikten sonra devam edilmek suretiyle) antibiyotik tedavisiyle iyileşebilir.
 
Kronik Persistant (Israrcı) Enfeksiyon
 
Kronik Lyme hastalığı demek için 3 kriter vardır:
 
1) Enfeksiyonun en az 1 yıldan beri bulunması (bu durum immün sistemde bozukluğa yol açar)
2) Önemli nörolojik bozukluklar oluşması (ensefalit, ensefalopati, menenjit, hafıza bozukluğu, his kusurları, ağrı vs)
3) Aktif borrelia enfeksiyonunun olması (daha önce antibiyotik tedavisi alsa bile)
 
Hastalığın ağırlığı vücuttaki bakteri miktarına, hastalığın süresine ve ilave enfeksiyon bulunup bulunmamasına bağlıdır. Keneler Lyme bakterisi ile birlikte babesia, erlichia, bartonella ve mycoplasma isimli enfeksiyon ajanlarını da bulaştırabilirler. Kronik Lyme hastalığının % 60’ında ilave bir enfeksiyonda vardır. Kronik Lyme immün sistemde (bağışıklık sisteminde) bozulmaya ve baskılanmaya yol açabilir. Bu durum hastalığın daha da ağırlaşmasına yol açar. Bir sürü fırsatçı enfeksiyon ajanı (bakteri ve virüsler) hastalığın üzerine eklenebilir
 
Bazı yakınma ve belirtiler kene ısırığından sonra haftalar, aylar veya yıllar geçinceye kadar görülmeyebilir. Bu evre genellikle aralıklı epizodlarla eklem, kas kemik ağrıları veya birçok nörolojik belirtilerle, yorgunluk, yüz felci, kalp ritim bozukluğu ve anksiete, depresyon gibi psikiyatrik belirtilerle kendini gösterebilir.
 
Artrit kısa dönem ağrı ve şişlik yapabilir ve genellikle büyük eklemlerden birini tutar (diz, omuz, kol, kalça). Bazı hastalarda Lyme’ın ilk ve tek bulgusu artrittir. Diğer bazılarında sinir sistemi belirtileri tek bulgu olabilir. Bazılarında da psikiyatrik bulgular en önemli belirti olabilir. Fakat bunların kombinasyonu da görülebilir.
 
Vakaların % 11’inde kronik Lyme artriti gelişir ve bu durum kartilaj ve kemikte erozyona yol açabilir.
 
Neuroborrelliosiste (Lyme’ın beyni tuttuğu durum) hissizlik, ağrı, yüz felci, menenjit (ateş, ense sertliği, ciddi baş ağrısı), otonom sinir sistemi bozukluğu ve kalp ritim bozukluğu olabilir. Ayrıca hafıza bozukluğu, beyin sisi (beyin fonksiyonlarında yavaşlama ve donukluk), uyku bozukluğu, ruhsal dalgalanmalar (depresyon, mani, öfke),deride uyuşukluk, karıncalanma olabilir.
 
Hastalık kötüleşme dönemleriyle birlikte belirtilerin azaldığı veya kaybolduğu dönemler şeklinde seyir gösterebilir. Haftalar ve aylarla ortaya çıkan siklik (dönemsel) belirtilerle süreğenlik gösterebilir. Ağrı, yorgunluk ve baş ağrısı gibi sıkıcı sürekli belirtiler taşıyabilir. Bazı hastalar diğerlerinden çok daha fazla belirti gösterebilir ve bu da genetik ve cinsiyet olarak enfeksiyona farklı cevaplara bağlıdır. Genellikle kadınlar erkeklerden daha fazla hastadırlar ve sebebi bilinmez. Hastalık ilerleyici, tahrip edici ve sakatlayıcıdır. Nadiren ciddi seyir gösterip tedaviye cevap vermeyen vakalar ölümcül olabilir.
 
Lyme’da metabolik ve endokrin fonksiyon bozuklukları sonucu genellikle kilo alımı görülür. Az oranda da kilo kaybı olabilir. Böbrek üstü bezi, over ve testisler, tiroit bezinin salgıladığı hormonlarda yetersizlik meydana gelebilir. Kan kortizolü, testosteron veya östrojen seviyesi, ve tiroit hormonlarında yetersizlik ortaya çıkabilir.

Belirtileri

Kronik Lyme Hastalığı Belirtileri Listesi
 
Aşağıdaki belirtiler hafif, orta veya şiddetli olabilir. Olmayabilir, nadiren olabilir. Arada bir olabilir. Sürekli olabilir.
Kas ağrıları ve kramplar,
Eklem ağrıları veya iltihabı,
Vücutta yaygın ağrılar,
Salgı ve lenf bezi şişlikleri,
Boğaz ağrısı,
Yorgunluk, bitkinlik, dayanıklılıkta azalma,
Öğleden sonra ağırlaşan yorgunluğa bağlı kestirmeler,
Koku ve tat bozukluğu, metalik tat veya tuzlu tat,
Ağız kuruluğu,
Konuşma zorluğu,
Konuşurken kelime bulma güçlüğü,
Düşünme zorluğu ve mental kapasitede azalma,
Dikkat ve konsantrasyon güçlüğü,
Kitap okuma zorluğu,
Unutkanlık ve isimleri hatırlamada zorluk,
Beyin sisi (kafada donukluk)
Adresleri bulmada güçlük, kaybolma, arabasını ve evini bulmada zorlanma,
Duygusal dalgalanmalar, sinirlilik, depresyon
Anksiete ve panik atak,
Psikoz (halüsinasyon, kuruntu, şüphecilik)
Manik depresif hastalık,
Titreme,
Baş ağrısı,
Havale,
Işığa ve sese aşırı duyarlılık,
Görmede bulanıklık, çift görme, gözde uçuşan cisimler,
Kulak ağrısı
Kulak çınlaması, işitme kaybı,
Başta boşluk hissi, baş dönmesi, denge bozukluğu,
Deride uyuşma, hissizlik, batma, yanma hissi,
Yüz felci,
Diş ağrısı,
Boyun gıcırtısı, boyun ağrısı, boyun sertliği,
Açıklanamayan sırt ağrıları,
Yüz kaslarında veya diğer kaslarda seğirmeler,
Uykusuzluk, sık uyanma, erken uyanma,
Fazla uyku,
Gündüz uyuklama,
Açıklanamayan kilo artışı,
Açıklanamayan kilo kaybı,
Saç dökülmesi,
Genital bölgede ağrı,
Açıklanamayan adet düzensizlikleri,
Açıklanamayan memeden süt gelmesi ve meme ağrısı,
İrritabl mesane ve mesane fonksiyon bozukluğu (sık idrara çıkma, altına kaçırma),
Ereksiyon zorluğu,
Cinsel istek azlığı (bazen de cinsel dürtüde artış),
Bulantı, midede yanma ve ağrı,
Kabızlık,
İshal,
Alt karın bölgesinde ağrı ve kramp,
Kalp çarpıntısı veya ritim bozukluğu,
Göğüs duvarında ağrı,
Nefessiz kalma, hava açlığı, açıklanamayan kronik öksürük,
Gece terlemeleri,
Alkol alma sonrası abartılı belirtiler (alkol almaya duyarlılık) veya akşamdan kalma halinin fazlalığı,
Belirtilerin 4 haftada bir alevlenmesi,
Gebelikte düşük, erken doğum, doğum defekti, ölü doğum,
 
20 yıl önce kene tarafından ısırılıp Lyme mikrobu vücuduna bulaşmış kişi yıllarca hastalanmayabilir ve 20 yıl sonra hastalık belirtileri ortaya çıkabilir. Çocukluğunda bakteri bulaşan çocukta ara ara hafıza ve yorgunluk problemi ortaya çıkıp diğer zamanlar çocuk normal olabilir. Başka bir vakada hasta sırf psikiyatrik problemlerle gelebilir. Depresyon, iç sıkıntısı, panik atak, manik depresif, obsesif kompülsif bozukluk, şizofreniye benzer semptomlar, demans gibi belirtiler hastalık görüntüsünde hastalık ortaya çıkabilir. Hastalık başlangıçtan itibaren ilerleyici seyirde gösterebilir. Hastalarda bulgular hafif, orta veya ciddi derecelerde olabilir. Bir hastada en önemli semptom aşırı yorgunlukken diğerinde hafıza problemi veya ciddi ağrılar olabilir. Belirtileri olan kimi hasta günlük işlerini sürdürebilirken (verimlilikte düşüşle birlikte) kimi hasta aşırı yorgunluktan yataktan kalkamayabilir ve basit işlerini dahi büyük bir zorlukla yapabilir. Diş fırçalamak, duş almak gibi günlük olaylar bile hastaya çok zor gelebilir. Felçli olmadığı halde felçli bir hasta gibi yatakta bakım gerekebilir. Bir başkası işlerini zorla da olsa yapabilir ama hastalıkla birlikte hayat artık zor ve tahammül edilmez hale gelebilir.
 
Bakteri kronik evrede beyne, bağ dokusuna, iç organlara eklem ve kas dokusuna yerleşebilir. Bakteri vücutta kan akımının en az olduğu yerleri de tutar (kollojen doku vs) ve bu yüzden vücudun savunma sistemi ve antibiyotiklerden iyi bir şekilde kendini korumuş olur.

Teşhis

Hastalığın teşhisi genellikle akut evrede kişi kene ısırığını fark ederse ve öküzgözü eritem ortaya çıkarsa kolaylıkla konabilir. Tabi her kene ısırığı bu hastalığa yol açmaz.
 
Kronik evrede hastanın yakınmaları ve klinik durumu önemli yer tutar. Doktorun en başta Lyme konusunda bilgili olması gerekir. Bu evrede teşhis konması zordur. Çünkü belirtiler karışıktır ve birçok hastalıkla karışabilir. Hasta daha önce kene ısırığını hatırlıyorsa veya eritem oluştuysa Lyme’dan kuşkulanmak gerekir. Ama hasta kene ısırığını fark etmeyebilir veya öküzgözü eritem hastada oluşmayabilir. % 30-50 vakada görülür, oluşsa da gelişen hafıza problemleri nedeniyle hasta unutmuş olabilir. Bu durumda hasta genellikle birçok doktora başvurur ve değişik teşhislerle değişik tedaviler uygulanır. Artrit, romatizma, fibromyalji, kronik yorgunluk sendromu, enfeksiyoz mononükleoz, depresyon, nörolojik birtakım hastalıklar (multip skleroz, amyotrofik lateral skleroz, demans) ve daha birçok rahatsızlık teşhis olarak konabilir. Lyme’ın en yaygın görüldüğü ülkelerden biri olan Amerika’da bile bu hastalıktan yakınan birçok hastaya yanlış teşhisler konulmakta ve hasta yıllarca başka teşhislerle tedavi edilmekte, hatta hastaya kan değerlerin normal, senin hiçbir şeyin yok, her şey kafanda denilebilmektedir. Çoğu doktor Lyme hastalığının ismini bilir ama teşhis ve tedavisi konusunda bilgisizdir. Bu durum infeksiyon hastalıkları uzmanları içinde geçerlidir. Amerika’da bu hastalık çok yaygın görülmesine karşın bu konuda uzmanlaşmış doktor sayısı 50-100 civarındadır. 35 yıl hasta olup yeni teşhis konmuş hastalar bile bulunmakta veya bu hastalık olduğu halde teşhis konamayıp hayat boyu hastalığı çekip öldükten sonra biyopsiyle vücudunda Lyme bakterisi bulunan hastalar görülebilmektedir.
 
Lyme hastalığının teşhisinde en önemli unsur hastanın klinik bulguları ve başka hastalıkların ekarte edilmesidir. İkinci planda laboratuvar testleri gelir. Laboratuvar testlerinin negatif çıkması Lyme olmadığı anlamına gelmez.
 
Kene ısırığından sonra bakteri bulaştıysa birkaç hafta geçmeden kan testi pozitifleşmez. Western blot testi en yaygın kullanılan testtir. Lyme’ın % 50-70 inde pozitif sonuç verir. % 5-10 yalancı pozitiflik şansı vardır. Pozitif çıkması önemlidir ama negatif sonuç Lyme hastalığı olmadığı anlamına gelmez. igG ve igM western blot testleri yapılmalıdır. Geç dönem Lyme da tekrarlayan testlerde igM pozitif çıkabilir. igM pozitifliği erken dönem hastalıktan geç dönem hastalığı ayırt edemeyebilir. igM western blot pozitifliği aktif enfeksiyonu gösterir. Western blot negatif kimi Lyme hastasında başarılı tedavi sonrası % 36 vakada geçici dönem serolojik test pozitif olur. Western blotta 41KD bandı enfeksiyonun erken döneminde görünür ve diğer spiroket enfeksiyonlarında da görülebilir. Elisa testinde yalancı negatiflik oranı yüksektir Lyme teşhisinde değeri yoktur. DNA teknolojisini içeren ve bakterinin DNA’sını belirleyen PCR testinin pozitifliği % 100 tanı koydurur; fakat Lyme vakalarının % 30’unda pozitif sonuç verir. Negatif sonuç vermesi Lyme olmadığı anlamına gelmez. İdrar antijen yakalama testi Lyme hastalarının % 30’unda pozitiftir ve pozitif olduğunda % 100 tanı koydurur. Negatif olması Lyme’ı ekarte ettirmez.

Tedavi

Lyme hastalığı teşhisi zor bir hastalıktır. Erken dönemde yakalandığında 1,5 -2 aylık antibiyotik tedavisiyle tamamen düzelebilir. Ancak çoğunlukla geç evrede teşhis konmakta ve tedavisi zor olmaktadır. Ayrıca bu dönemde yapılan laboratuvar testlerinde negatiflik oranı da yüksektir. Hastanın klinik belirtileri teşhiste ön plandadır. Kimi hastalarda serolojik testler başta negatifken daha sonra tedaviyle hastanın bağışıklık sisteminin baskıdan kurtulması sonrasında Lyme testi pozitifleşebilmektedir. Sadece antibiyotik tedavisiyle geç evre Lyme hastasını iyileştirmek mümkün değildir. Çünkü tabloya genelde immün yetmezlik eklenmiştir ve hastanın vücudunda yoğun toksin yükü vardır.  Ayrıca bakteri uygulanan antibiyotik tedavilerine dirençli olabilir. Tekrarlayan değişik kombinasyon antibiyotik tedavileriyle sonuç alınamazsa alternatif tedavi yöntemlerinin denenmesi gerekir. Bu arada ilave enfeksiyonlar her zaman göz önünde bulundurulmalı ve testleri yapılmalıdır; babesia, bartonella, erlichia, mycoplazma, candidiasis, viral enfeksiyonlar. Sık görülen 3 ilave enfeksiyonun; babesia, bartonella, erlichia testlerinin negatif gelebileceği akılda tutulmalı ve klinik tablo teşhis koymada birinci derecede dikkate alınmalıdır.
 
Kronik geç evre Lyme hastası tedaviyle remisyona sokulabilir ama borrelia bakterisi vücuttan tamamen temizlenemez. Vücutta çok iyi gizlenir ve kan akımının zayıf olduğu yerlerde saklanır. Onun için hastanın tamamen iyileşmesi mümkün değildir. Mühim olan hastanın remisyonda kalmasını sağlamaktır. Bunun içinde en önemli şey bağışıklık sisteminin baskılanmasına neden olabilecek her türlü durumdan hastanın uzak durması ve doktorla iletişimini belirli aralıklarla hastanın sürdürmesidir; immünosupressif ilaçlar, uykusuzluk, beslenme bozukluğu, aşırı stres.

Tedaviye Direnç
 
Borrelianın bazı türleri beta lactamase içerebilir ve bu türler penisilin ve sefalosporin cinsi antibiyotiklere dirençlidirler. Bu durumda sulbactam/ampisilin,imipenem ve vancomisine (farklı hücre duvar mekanizmalarına etki gösterir) cevap verebilir.
 
Borrelia vejetatif endokardit (kalp kapakçıklarında enfekte kitle) oluşturabilir ve çok küçük olabilir. Ekokardiografi ile tespit edilir. Hastada üfürüm varsa, bazı hastaların neden uzun süre antibiyotik kullanımı sonrası relaps gösterdiklerini açıklayabilir.
 
İleri derecede immün yetmezlikte tedaviye cevapsızlıkta rol oynayabilir. İlave enfeksiyon varlığı tedavi edilmediği takdirde borrelia tedavisinde başarısızlığa neden olabilir. Ayrıca düzenli alkol kullanımı, uyku bozukluğu tedavide başarısızlığın diğer sebepleridir.
 
Lyme Hastalığıyla Karışabilen Bazı Hastalıklar
 
Fibromyalji, kronik yorgunluk sendromu, multipl skleroz (MS), lupus, Parkinson hastalığı, amyotrofik lateral skleroz, tourette sendromu, spastik kolit, candida albicans, kalp hastalıkları, Alzheimer, romatoid artrit, yüz felci, multipl kimyasal hassasiyet sendromu, dikkat eksikliği, depresyon, anksiete, panik atak, manik depressif hastalık, şizofreni, psikoz, obsesif kompülsif nevroz, hipokondria, anorexia, tiroit hastalıkları, addison hastalığı, alerjiler, infeksiyöz mononükleoz, hepatit, kalp ritim bozuklukları, kalp yetmezliği vs…
 
CD57 Testi
 
Kronik Lyme hastalığının immün sistemi baskıladığı bilinir. Laboratuvar ortamında borrelianın hem B lenfostit hem de T lenfositleri n fonksiyonlarını baskıladığı görülmüştür. Borrelia T lefositlerin içindeki, CD57 ( naurel killer-katil hücreler) hücrelerin sayısını azaltabilir.
 
Lyme’da CD57 seviyesi enfeksiyonun aktivitesini ölçmek için rutin bir markır olarak kullanılır. Yüksek CD57 sayısı olan bir hastada hastanın durumu iyi değilse, Lyme dışında başka bir sebep olabilir. Mesela ilave bir enfeksiyon CD57 seviyesi Lyme hastalığı kontrol altına alınıncaya kadar düşük seyredip daha sonra birden bire sayısı artabilir. CD57 seviyesi antibiyotik tedavisi bitiminde normal seviyenin altındaysa genellikle relaps (enfeksiyonun tekrar alevlenmesi) görülür.
 
SPECT (Beyin Kan Akımı Görüntülemesi)
 
Lyme ensefalopatisinde (nörolojik tutulum) SPECT yapılabilir. MRİ ve CT beyindeki yapıları göstermesine rağmen SPECT beyin fonksiyonunu gösterir. Kronik Lyme hastalarının çoğunda SPECT anormaldir. Lyme’a spesifik tanı koymasa da SPECT anormalse, bozukluğun miktarını göstermekle beraber bu değişimlerin sebeplerini psikiyatrik durumlardan ayırmamıza yardım eder. Ayrıca tedavi süresince tekrarlanan SPECT tedavinin etkinliğinin değerlendirilmesinde kullanılabilir. Global (tüm beyinde) hipoperfüzyon görülebilir(homojen veya heterojen SPECT’tin göstergesi nöronal disfonksiyon ve/veya değişen derecelerde cerebrovasküler yetmezliktir. Bilgili radyolojist ve yüksek çözünürlüklü ekipmanla Lyme ensefalopatisindeki karakteristik anormallikler görülebilir. Bu sadece ayrıcı tanıda değil aynı zamanda asetazolamidle tekrarlandığında kan akımında artma oluyorsa hastanın vazodilatatör ilaçlardan faydalanabileceğini gösterir. Beyin sisi, dikkat, hafıza, konsantrasyon bozukluğu bu ilaçlarla azaltılabilir.
 
Tekrarlayan tedavi başarısızlıkları hastada immün yetmezliği düşündürür. Antibiyotik tedavisindeki hastanın bağırsaklarındaki faydalı bakteriler öldüğü için mutlaka bu bakterilerin ağızdan takviyesi gerekir. Probiyotik denen ürünler günlük iki tane kullanılabilir. Kefir veya günlük bir kase yoğurtta probiyotik ihtiyacını karşılayabilir.

Fzt. Osteopat İbrahim MAYDA

Merhabalar Motornöron hastalığı içinde bir tedavi mevcut mudur ?... devamı