Yapılan araştırmayı inceleyen bir makale, kalp hastalığı olan kadınların kalp hastalığı olan erkeklerden daha uzun yaşadıklarını ancak daha sık hastalandıklarını, daha sık hastaneye başvurduklarını ve yaşam kalitelerinin genelde çok düşük olduğunu belirtiyor.

İnceleme erkeklerle kadınlarda kalp yetmezliğine yol açan risk faktörlerinin farklı olduğunu, ayrıca tedaviye verilen cevabın da cinsiyete göre farklılık gösterdiğini onaylıyor.

Ancak çalışmayı yapan araştırmacılar cinsiyetin tedavideki etkileri konusunda çok az bilgi olduğunu çünkü klinik çalışmalara katılan kadınların sayısının hâlâ erkeklere oranla çok düşük olduğunu ve kalp yetmezliğine ilişkin kayıtların çoğunda cinsiyet belirtilmediğini vurguluyorlar. 

"Tedaviler işe yarıyor olmalı çünkü kadınlar erkeklerden daha uzun yaşıyor ama bizim bu konuda henüz yeterli bilgimiz yok,” diyorlar. "Geleceği değiştirebilmek için kalp yetmezliği ya da kalp damarlarına ilişkin herhangi bir hastalığı olan kadınların çalışmalara katılmak konusunda daha olumlu olmaları gerek. Bu tür bir teklifi doktorlarından beklememeliler.”

Kalp Yetmezliği olan hastaların yarısı kadın

Kalp yetmezliği kalbin vücudun talebini karşılayacak biçimde kan pompalayamamasıdır.

Sorun kalp kasının zayıflamasından ve kanı vücuda göndermeye yetecek güçte pompalayamamasından (tıp dilinde sistolik bozukluk) veya odacıkların düzgün açılmayıp kalbe yeterli kan alamamasından (tıp dilinde diyastolik bozukluk) kaynaklanır.

İncelemede, erkeklerin yüzde yetmişinde kalp yetmezliğinin, kalp kasının zayıflamasından kaynaklandığı, kadınlardaysa bu oranın sadece yüzde kırk olduğunu belirtilmiştir.

Kadınlarda kalp yetmezliğinin sebebi genelde yüksek tansiyon veya kalp kapakçığında oluşan bir hasarken erkeklerde genelde sebep koroner yetmezliğidir.(kalp damarlarının sertleşmesi)

Ancak koroner yetmezliği kadınlarda görüldüğünde, kalp yetmezliğine yakalanmaları erkeklere oranla daha muhtemeldir.

Ulusal düzeyde yapılan ve kalp yetmezliği olan 8000’den fazla kadının katıldığı bir araştırmada kadınların dörtte birinden fazlasında (% 27) yüksek tansiyon, sadece %3’ünde koroner yetmezliği olduğu saptanmıştır.

Ancak kadınlarda koroner yetmezliğinin kalp yetmezliğine dönüşme olasılığı yüksek tansiyonun kalp yetmezliğine dönüşme olasılığından daha yüksektir.

İncelemede belirtilen cinsiyetlere özgü diğer farklılıklar şöyledir:

  • Kadınlar erkeklere kıyasla daha geç yaşta kalp yetmezliğine yakalanıyorlar.
  • Kalp yetmezliği olan kadın hastaların yaşam oranı erkeklere oranla daha fazla, ancak sebepleri kesin olarak saptanmış değil.
  • Kalp yetmezliği olan kadınlar erkeklere kıyasla daha hastalar ve hastanede yatma oranları daha fazla. Sebebi muhtemelen kadınların erkeklerden daha fazla depresyona girmeleri.

Cinsiyet Tedavi Sonuçlarında bir Farklılık Yaratıyor mu?

 Geçmişte yapılan incelemeler kalp yetmezliğinde uygulanan bazı tedavilerin etkili olmasında cinsiyetin de rolü olduğunu belirtiyor.

Beta bloker (sempatik sinir sisteminin bazı etkilerini bloke ederek kalbin iş yükünü azaltan ilaçlar) veya aldosteron antegonist (elektrolit metabolizmasının düzenlenmesini sağlayan adrenokortikal steroidlerin zıt maddesi) tedavisinin ve kalp pilinin kadınlar üzerinde işe yaradığı saptanmıştır.

ACE inhibitörleri, takılabilir kardiyoverter defibrilatörler gibi tedavilerden kadınların erkeklere nazaran daha belirgin faydalandıkları gözlenmemiştir ancak araştırmacılar bu çıkarımın belirtilen tedavilerin kadınlarda fayda etmediği anlamına gelmediğini de vurgulamaktadır.

"Tahminimizce bütün bu tedaviler işe yarıyor ama bazıları erkeklere kıyasla kadınlarda daha az etki ediyor,’ diyor uzmanlar.

"Kalp yetmezliği ve kalp hastalıkları tedavisinde kullanılan yöntemlerin cinsiyetler üzerindeki farklılıklarını incelemek için daha fazla araştırma yapmamız gerektiği kesin,’

Aynı zamanda, Amerikan Kalp Vakfı ve Ulusal Kalp, Ciğer ve Kan Enstitüsü’nün kadınlarda kalp semptomlarını kesinkes tedavi etmenin önemi konusunda bir farkındalık oluşturmayı başardığını belirtiyorlar.

Ancak şunu da eklemeden geçmiyorlar: Kalp hastalıklarının, tedavilerinin ve sonuçlarının farklı cinsiyetleri nasıl etkilediği konusunda elde çok az bilgi mevcut.

"Kadınların bu çalışmalara katılmak için teklif beklemelerine gerek yok, klinik deneylere katılmayı kendileri istemeliler,” diyorlar. "Kendilerine değilse bile kızlarına, torunlarına yarayacaktır.”

Özer SELİMOĞLU

Merhaba özer bey benim ayaklarımda varis var ve iç varisten ameliyat oldum.Ağrılarım geçmeyince bir kalp ve damar cerrahisine muayene oldum ve derin ... devamı