Kalp

Sizi yavaşlatacak bir hastalığınız olmadan yaşadığınızı hayal edin. Uzun ve sağlıklı bir yaşamın olası olduğunu gösteren yeteri kadar bilimsel araştırma var.

Kadınların sağlıklarını düzeltmelerine yardımcı olmak için onları büyük ölçüde ilgilendirebilecek beş sağlık sorununu ele aldık: Kalp hastalığı, meme kanseri, osteoporoz, depresyon ve otoimmün hastalıklar.

Her bir hastalık için risk faktörlerini inceledik ve uzmanlara kadınların bu tip rahatsızlıklardan korunmaları için ne yapabileceklerini sorduk.

Bu bilgilerden tam olarak faydalanmanız için sağlığınızın sorumluluğunu ele almanız gerekiyor. Ailenizde görülen hastalıkları bilerek, kendinizi sağlık meselelerinde eğiterek ve vücudunuza dikkat ederek doktorlarınızla yakın temasta olmanız gerekiyor.

Neyin sizi iyi hissettirdiğini, neyin iyi hissettirmediğini bilirsiniz. Vücudunuzu anlamak oldukça önemlidir.

Kalp Hastalığı

Kalp hastalığı hem erkekler hem de kadınlar için başta gelen ölüm nedenidir. Kadınlarda ölümlerin yaklaşık yüzde 29’u kalp hastalıklarından kaynaklanır.

Fakat kendi başına ölüm, kalp hastalığı olan kadınlar için en büyük sorun değildir. Gerçek sorun vakitsiz ölüm ve sakat kalmaktır.

Çok genç olmalarından dolayı kimsenin ölmelerini beklemediği bir zamanda 60’lı yaşlarında kalp hastalığından ölen çok sayıda kadın var. Yıllar boyunca kalp hastalığından çeken kadınlar da var.

Kadınlarda kalp hastalığından ölüm erkeklere göre daha azdır. Ama kadınlara, artık yardım edilemeyecek kadar geç bir noktaya gelindiğinde teşhis konulduğundan bu değerlendirmenin yanlış olduğu görünüyor.

Doktor Saralyn Mark “Kadınlar için geçerli olan belirtiler kadınlara özgüdür, çoğu zaman doktorlar ve hastaların kendileri de belirtileri gözden kaçırır. Çoğu zaman ilk akla gelen göğüs ağrısı gibi belirtilerdir. Bazılarının göğüs ağrısı olabilir, ama diğerlerinin sadece biraz çene ağrısı, omuz ağrısı, bulantısı, kusması veya nefes darlığı olabilir” diyor.

Amerikan Kalp Vakfı kalp hastalığı risk faktörlerini şu şekilde sıralıyor:

  • Artan yaş
  • Erkek olmak
  • Kalıtım (ırk da dahil). Ailelerinde kalp hastalığı olan kişilerin daha büyük riski vardır.
  • Sigara içmek
  • Yüksek tansiyon
  • Yüksek kan kolesterolü
  • Fiziksel hareketsizlik
  • Obezite ve aşırı kilo
  • Diyabet

Dengeli bir beslenme ve egzersizle yaşam tarzında yapılacak değişikliklerin kalp hastalığı riskini azaltabileceği önerisi, insanların önceden, daha sağlıklı bir hayat şekli benimsedikleri ve sonucunda da kalp hastalığı veya felç risklerinin daha düşük olduğu görüşüyle destekleniyor.

Meme Kanseri

Meme Kanseri

Meme kanseri, kadınlarda en yaygın görülen kanserdir. Kadınlar için başta gelen ölüm nedenlerinden biri olup akciğer kanserinden sonra ikinci sıradadır.

Uzmanlar meme kanseri korkusunun bazen abartılabileceğini, kadınları görüntüleme amaçlı doktora gitmekten alıkoyacağını veya gerektiğinde meme ameliyatı için kadınları acele bir karar vermeye zorladığını söylüyor.

Bu konuda tavsiye edilen, soğukkanlı olmak ve bu bu konuda kendini eğitmek. Çünkü meme kanserine yönelik bir dolu tedavi var ve meme kanseri bir ölüm cezası değil.

Amerikan Kanser Topluluğu meme kanseri risk faktörlerini şu şekilde sıralıyor:

  • Kadın olmak
  • Artan yaş
  • Genler. Meme kanseri vakalarının neredeyse yüzde 5’le yüzde 10uu belli genlerdeki mutasyonlarla ilgilidir (en yaygını BRCA1 ve BRCA2 genleridir).
  • Ailede meme kanseri görülmesi
  • Kişide daha önce meme kanseri görülmesi
  • Irk. Koyu tenli kadınlara oranla beyaz tenli kadınların meme kanserine yakalanma riski hafif daha fazladır. Fakat koyu tenlilerin de bu hastalıktan ölme riski daha fazladır.
  • Daha önce göğüs biyopsisinin anormal çıkmış olması
  • Daha önce göğsün radyasyona maruz kalması
  • Adet döneminin erken başlaması (12 yaştan önce) veya 55 yaşından sonra menopoza girme
  • Çocuk sahibi olmama
  • Dietilstilbestrol (DES) gibi ilaçların kullanımı
  • Çok fazla alkol tüketimi
  • Kötü beslenme
  • Obezite

Yapmanız gereken risk faktörlerini kontrol altında tutmak yani kiloyu kontrol altında tutmak, egzersiz yapmak, sigarayı bırakmak ve meme kanseri için risklerinizi ve görüntülenmesini doktorunuzla görüşmek.

Unutmayın ki, annenizde meme kanseri olmaması bu soruna bağışıklığınız var anlamına gelmiyor. Aynı zamanda bir veya daha fazla riski olan bazı kadınların da hiçbir zaman meme kanserine yakalanmadıklarını bilmekte de fayda var.

Osteoporoz

Osteoporoz

Kambur sırtlar, sırt ağrısı ve güçsüzlük, doktorların osteoporoza dair daha fazla şey öğrenmelerinden önce yaşlı kadınların kabul etmek durumunda kaldıkları şeylerdi.  Şimdi böylesi sorunları yaşamamak için kadınların alabileceği önlemler var.

Osteoporoz büyük oranda önlenebilir. Kadınların çocukluklarında, ergenliklerinde ve ilk yetişkin çağlarında öğrendikleri davranışlar cidden hastalığın gelişiminde önemli bir rol oynuyor.

Bunun nedeni vücudumuzun kemik kitlesinin çoğunu 30 yaşımıza kadar tamamlamasıdır. Sonra yeni kemikler oluşmaz ve hedeflenen daha çok eski kemiklerin sürdürülebilmesi üzerinedir.

Kemikleri güçlü tutmak ve kırılmalardan uzak durmak için çok geç değil.

Vücudunuz kemik hasarını onarabilmek için elinden ne gelirse yapacaktır, ama bunu yapabilmesi için, yeterli kalsiyum tüketimi ve kilo almayı önleyen fiziksel aktivite gibi araçları ona siz sağlamalısınız.

Osteoporoz risk faktörleri arasında şunlar yer alıyor:

  • Kadın olmak
  • Artan yaş
  • Küçük, ince kemikli yapı
  • Irk. Beyaz ve Asyalı kadınlar en büyük risk oranına sahipler.
  • Ailede osteoporoz görülmesi
  • Cinsellik hormonları. Seyrek adet döngüleri ve menopoz yüzünden östrojen kaybı, riski artırabilir.
  • Anoreksi (iştahsızlık)
  • Beslenmede kalsiyum ve D vitamininin düşük olması
  • Özellikle glukokortikoid veya bazı antikonvülsanlar gibi ilaçların kullanımı
  • Hareketsiz bir yaşam şekli
  • Sigara içmek
  • Aşırı alkol tüketmek

Olası osteoporoz riskinize ve sorunların önüne geçmek içi neler yapabileceğinize dair doktorunuzla görüşün.

Depresyon

Depresyon

Depresyon erkeklerden çok kadınları etkiliyor gibi görünüyor. Kadınların yaşamlarında başkalarıyla bir bağlantı kurmaya ihtiyaç duydukları biliniyor.

Böyle bir desteğe ihtiyaçları varken eğer destek olacak kimseleri yoksa depresif olma eğilimleri de var.

Özellikle hamilelikten sonra (postpartum) veya menopoz civarındaki hormonal değişimler de bazen sorunu tetikleyebiliyor.

Depresyon için diğer risk faktörleri arasında şunlar yer alır:

  • Daha önce yaşanan depresif bir dönem
  • Ailede depresyon görülmesi
  • Daha önce kalp sorunlarının yaşanması
  • Ciddi kronik bir hastalık
  • Evlilik sorunları
  • Madde bağımlılığı
  • Yüksek tansiyon veya inme için kullanılan ilaçlar gibi depresyonu tetikleyebilecek ilaçların kullanımı
  • İş kaybı veya ölüm gibi stres yaratan bir durum
  • Anemi ve tiroit hastalığı gibi depresyonu tetikleyebilecek hastalıklar
  • Son zamanlarda geçirilen ciddi bir hastalık veya ameliyat
  • Çocuklukta yaşanan fiziksel veya cinsel istismar
  • Endişeli veya aşırı kaygılı olmak
  • Bir yeme bozukluğuna veya kaygı bozukluğuna sahip olmak

Sabahları kalkmak için iyi bir nedeninizin olması depresyon riskini azaltmayı sağlayabilir. İş, toplumsal sorumluluk, aşk, evcil hayvanlar ve gönüllü işler, iyi sebepler olabilir.

İstatistiksel olarak hem erkekler hem de kadınlar arasında en sağlıklı yetişkinler sevgi ilişkileri içindeki insanlar. Besleyici ilişkiler içinde olmayan yetişkinler, topluma karışmaya çalışarak depresyon risklerini azaltabilirler.

Otoimmün Hastalıklar

Otoimmün Hastalıklar

Otoimmün hastalıklar bağışıklık sisteminin vücuda saldırdığı ve dokuları yok ettiği veya değiştirdiği bir grup bozukluktur. Lupus (deri veremi), çoklu skleroz (MS hastalığı) ve 1. tip diyabet gibi bu kategoride 80’den fazla ciddi kronik hastalık yer alır.

Çalımalar, otoimmün hastalıkların yaklaşık yüzde 75’inin kadınlarda görüldüğünü gösteriyor. Diyabet, tiroit hastalığı ve lupus hariç bu hastalıklar kendi başlarına pek yaygın olmamakla birlikte grup olarak kadınlar arasında dördüncü en büyük sakatlık nedenini oluşturuyor.

Vücudun kendine saldırmasına neyin sebep olduğu bilinmiyor, ama genetik, hormonal ve çevresel faktörlerden şüpheleniliyor.

Otoimmün hastalıkların çok iyi anlaşılmamış olması karakteristik risk faktörlerini belirlemeyi zorlaştırıyor. Belirtiler düzgün bir teşhis konmasını engelleyecek şekilde karakteristik olmayabilir. Ama sizde veya sevdiğiniz birinde bir şeylerin yolunda gitmediğini düşünüyorsanız doktorunuzla görüşmenizde fayda vardır.

Nihayetinde bir tanı konulması için birçok doktora gitmek kadınlarda sık görülen bir durumdur. Belirtilerinizi ciddiye alacak birisini bulmakta ısrarcı olun.

Eğer doktorunuzun şikayetlerinizi ciddiye almadığını düşünüyorsanız, belirtilerinizi inceleyecek kadar zaman ayırabilen bir başka doktor bulmanız sizin için daha iyi olacaktır.

 

Prof. Dr. Kemal ARIKAN

Merhaba Kemal Bey, Ben 6 yıldır obsesif kompulsif bozukluk ile ilgili çeşitli tedaviler gördüm.Ancak şuan içinde bulunduğum durumu anlamada ve anlatma... devamı