Üroonkoloji Derneği 2. Başkanı Prof. Dr. Çağ Çal, ''Kişinin idrarında gördüğü kanı önemsemesi veya çok basit bir kan testi, çok karanlık bir geleceğin erkenden tanınmasını ve ortadan kaldırılmasını sağlıyor'' dedi.

Üroonkoloji Derneği'nce Antalya'nın Belek Turizm Merkezi'nde düzenlenen 10. Üroonkoloji Kongresi kapsamında basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda konuşan Üroonkoloji Derneği 2. Başkanı Çağ Çal, amaçlarının sadece tedavi etmek olmadığını, halkı bilinçlendirmeye yönelik çalışmalarının sürdüğünü söyledi. Çal,''Kişinin idrarında gördüğü kanı önemsemesi veya çok basit bir kan testi, çok karanlık bir geleceğin erkenden tanınmasını ve ortadan kaldırılmasını sağlıyor'' dedi.

Böbrek tümörlerinin oluşumunda da sigara içmenin çok büyük rolü olduğunun altını çizen Prof. Dr. Çal, ''Gözardı etmememiz gereken faktör ise çevresel olumsuz etkilerin yanısıra obezitedir. Obezite de böbrek tümörlerinin hem oluşumunu hem de seyrini olumsuz olarak etkiliyor'' diye konuştu.

Böbrek tümörü vakalarının neredeyse yarısının, başka bir nedenle yapılan tıbbi değerlendirmeler sırasında teşhis edildiğini ifade eden Çal, her üç hastadan birinin kanserin ileri evrelerinde kendilerine başvurduğunu belirtti. Çal, ''Bu da tedavinin başarısını olumsuz yönde etkiliyor. Böbrek tümöründe ana tedavimiz cerrahi müdahaledir. Böbreğin tümü veya problemli bölge çıkarılıyor'' dedi.

Ana babalar erkek bebeklerine dikkat etmeli

Testis tümörlerine de dikkati çeken Çal, bu tümörlerin genç kişilerde daha sık görüldüğünü belirtti. Çal, normal yerlerinde olması gereken testislerin karın içinde kalmasının önemli bir risk faktörü olduğunu belirterek, ''Bu noktada da toplumun bilinci artırılmak zorunda. Erkek bebeklerinin testislerinin normal yerlerinde olmadığını gören anne babaların bu konuda daha duyarlı olması gerekiyor. Bu sorunu aslında yüzde 95 oranında tedavi edebiliyoruz, yaşam tehdidi olmasını önlüyoruz'' dedi.

Testis gelişimi veya anormal gidiş ve farklılaşmasıyla ilgili halkın bilinçli olmadığını dile getiren Çal, hastaların bilinçli olanları kesiminin kendi kendine muayene ederek çok erken dönemde doktora başvurduğunu kaydetti.

Üroonkoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Sinan Sözen, erkeklerin özellikle 45 yaşından itibaren prostat kanserinden korunmak için yılda bir kez üroloğa giderek 'Prostat Spesifik Antijen' (PSA) adı verilen kan tahlilini yaptırılmaları gerektiğini belirtti.

Kan deyip geçmeyin

Üroonkoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sümer Baltacı, günümüzde prostat kanserinden ölüm riskinin oldukça az olduğunu, ancak mesane kanserinden ölüm riskinin yüksek olduğunu söyledi.

Mesane kanserinin oluşmasındaki en önemli risk faktörünün sigara olduğunu belirten Baltacı, ''Pasif içiciliği de buna dahil edebilirsiniz'' diye konuştu. Mesane tümörlerinin 60 yaş üzeri bireylerde daha sık görüldüğünü vurgulayan Prof. Dr. Baltacı, deri, lastik, boya ve kimya sanayinde kullanılan bazı maddelerin de riski arttırdığını kaydetti.

Baltacı, ''Deri, lastik, boya ve kimya sanayinde çalışanların riski bir miktar daha fazla görülebilir'' dedi. Mesane tümörünün en önemli belirtisinin idrardan kan gelmesi olduğunu ifade eden Baltacı şöyle devam etti:

''Özellikle bayanlar, idrarda gördükleri kanı sistit veya idrar yolu iltihabı diye düşünüp geçiştirebiliyor ama bunun önemli bir sorunun belirtisi olabileceğini topluma anlatmamız gerekiyor. Bu kanama bazen gözle görülebilecek bir kanama olabileceği gibi check-up türü tetkiklerde idrar tahlilinde çıkan mikroskobik düzeydeki kanamalar bile bu kanserin ilk habercisi olabilir'' dedi.

İLGİLİ MAKALE

Limonatadan Gelen Şifa

Op. Dr. Aytun AKTAN

Adetim geceli 8 gun oldu gecikmemin 4 uncu gununde kan testi yaptirdim kendim 2 defa idrar testi yaptim kan ve idrar negatif anlamadim... devamı