Fibromiyalji Beslenme İlişkisi

Uzmanların yediğiniz yiyeceklerin fibromiyalji için ne derece etkili olduğu ve bunun tedavisine yardımcı olmak amacıyla neden belli yiyeceklerden uzak durmanız gerektiğini söylediklerini fark edeceksiniz.

Fibromiyalji adı verilen durum yaygın kas ve eklem ağrılarından aşırı yorgunluğa geniş bir belirtiler yelpazesinden oluşur. Dahası, ne kadar dinlendiğinizin de hiç önemi yoktur.

Fibromiyalji çoğu kadın olmak üzere nüfusun %4’ünü etkiler. Henüz bilinen bir sebebi ve herkes için geçerli olan kabul edilmiş bir tedavisi de yoktur. Uzmanlara göre, bundan dolayı insanların çoğu belirtileri azaltmak için beslenmeye yönelir.

Gerçek şu ki fibromiyaljiyle başa çıkmak için tek başına bir beslenme planını destekleyen çok fazla bilimsel kanıt yok. Ama internette yapacağınız bir gezintide, fibromiyaljiyle ilgili bir yığın beslenme yaklaşımıyla dolu sayfalar olduğunu görürsünüz. Birbirinden farklı o kadar çeşit bulunur ki bunların hepsinin aynı hastalığın tedavisini amaçladığını anlamak zordur.

Daha fazla tam tahıl yiyin. Hiç tam tahıl yemeyin. Bütün meyveler faydalıdır. Bazı meyveler iyi gelmez. Domates sağlıklıdır. Domates zararlıdır. Şeker zararlıdır. Şekerin hiçbir etkisi yoktur. Etten uzak durun vb.

Kafa karıştırıcı öyle değil mi? Uzmanlar, bu çeşitliliğin de fibromiyaljinin ayırt edici özelliklerinden biri olduğunu söylüyorlar.

Bütün bu nedenlerle fibromiyalji belli bir hastalık türü değildir. Daha ziyade belirti karmaşıklığıdır ve farklı kişilerin bu karmaşık belirtileri taşımalarının da farklı sebepleri vardır. Bir kişide hemen işe yarayan başka bir kişi için faydalı olmayabilir.

Uzmanlar, bunun beslenmeyle ilgili tedbirleri de kapsadığını ifade ediyorlar.

Şöyle ekliorlar: “Şimdi geldiğimiz noktada diyetin bu hastalık için önemli bir rol oynadığını biliyoruz. Ama herkes için beslenme aynı değil tabii. Fibromiyalji karşısında herkese aynı yöntemle yardım etmek mümkün değildir.”

Fibromiyalji ve Beslenme: Yediğiniz Şeyler Size İyi Gelir mi?

Romatoloji uzmanları beslenmedeki bu çeşitliliğin fibromiyaljinın etkileriyle bir ilgisi olmadığına, daha ziyade büyük olasılıkla teşhis edilmemiş olan hastalığın tedavisiyle ikinci derecede ilgisi olduğuna inanıyorlar. Uzmanlara göre hastalara belli bir beslenmeyle yardım edilmesinin sebebi, beslenmeye bilinen bir tepki göstermeyen ikincil bir durumun varlığıdır. Bu durumla ilgilendiğinizde bütün belirtilerle alakalı biraz rahatlama olur. Kendinizi her yönüyle daha rahat hissedersiniz.

Fibromiyalji olan kişilerde bir arada bulunma eğilimi gösteren bir takım sağlık sorunları vardır. Bunların birçoğunun iç içe geçmiş belirtileri olur. Bu belirtiler de gluten hassasiyeti (çölyak), gut hastalığı ve huzursuz bacak sendromu olabilir.

İkincil durumlar farklı beslenme yaklaşımlarına farklı tepkiler verdiğinden, neden birbirinden farklı beslenmelerin hastalığın tedavisinde işe yaradığının söylendiğini anlamak zor görünmüyor.

Fibromiyaljinin bazen yanlış teşhis edilebilebildiği bile oluyor. Birbirinden çok farklı beslenme tedbirlerine karşı böylesi gözle görülür ve hemen yanıt verilmesi durumuyla karşılaşmamızın bir diğer sebebi de bu.

Bazen bir hastanın hangi yiyeceğe tepki verdiğini dikkatli bir şekilde not ederseniz, durumun altında yatan gerçek sağlık sorunu hakkında doğru bir ipi ucu elde edersiniz, diyor araştırmacılar.

Fibromiyalji İltihabı: Yedi Yiyecekten Uzak Durun

Bütün fibromiyalji hastaları için geçerli tek bir beslenme sistemi bulunmasa da önemli sayıda kişide fark yarattığı görülen belli yiyecekler ya da yiyecek grupları vardır. Ama hatırlayalım ki bu yiyeceklerden uzak durmak belirtilerinizde herhangi bir değişiklik meydana gelmesini garanti etmez. Hatta bir gruptan uzak durmak size fayda sağlayabilirse de diğer bir gruptan uzak durmaksa hiçbir etki yapmayabilir. Ne olursa olsun uzmanlar, bu yiyeceklerden bazılarının denemeye değer olduğu hususunda hemfikirler. 

1. Aspartan (Doğal Tatlandırıcı): Fibromiyalji hastalarının çoğu için aspartanla tatlandırılmış olan yiyecekler belirtileri şiddetlendirebilir.

Sinir sisteminde MMDA olarak bilinen bir ağrı algılayıcısı vardır. Bir ağrı akuttan kronik hale dönüştüğünde MMDA ağrı algılayıcısını açılması için uyarır. Ekzitotoksin olarak sınıflandırılan aspartan bu olayın uyarılmasında yardımcı olur. Fibromiyalji hastalarında halihazırda aşırı şekilde aktif olan MMDA ağrı algılayıcısı onları ağrı konusunda aşırı şekilde şüpheci yapar.

Romatoloji Dergisinde 2006 yılında yayımlanan bir araştırmada araştırmacılar fibromiyalji hastalarının derilerinde artan bir şekilde MMDA algılayıcısı bulduklarını ifade ettiler. Bu da çevresel sinir sistemi aktivitesinde genel bir artışı gösterir.

Aspartan bu sinir yollarının uyarılmasında rol oynuyor olabilir. Bazı kişiler için bunu diyetlerinden çıkarmak ağrıları üzerinde gözle görülür bir etki yapabilir.

Bu durum Pharmacotherapy’nin 2001 yılındaki yıllığında yayınlanan küçük bir araştırmadaki hastalar için de söz konusu oldu. Araştırmacılar, hastaların tıpkı MSG tatlandırıcısı gibi aspartandan uzak durduklarında kendilerini tamamen daha iyi hissettiklerini tespit ettiler.

Diğer suni tatlandırıcılar aspartanla aynı tesiri göstermez.

2. MSG (Mono sodyum glutamat) ve nitratlar dahil yiyecek katkıları: MSG birçok hazır ya da dondurulmuş yiyecekte ve bir kısım Asya mutfağında bulunan lezzet arttırıcı bir katkı maddesidir. Uzmanlar, bu katkı maddesinin birçok kişide ağrıları sıklaştırdığını söylüyorlar. Aspartan gibi MSG de eksitoksin olarak sınıflandırılır ve MMDA algılayıcıları üzerinde aspartanla aynı etkiyi yapma potansiyeline sahiptir.

Aynı şey jambon ve salam gibi et ürünlerinde yaygın bulunan nitrat gibi gıda koruyucuları için de geçerlidir.

Fibromiyalji hastası olmayan birçok kişi nitrat ya da MSG’yi çok iyi bir şekilde tolere edemez. Bu durumun ayırıcı özelliklerinden biri istenmeyen durumların etkisini artırmaktır. Bu yüzden bazı kişilerin olumsuz karşıladığı durumlar fibromiyalji hastaları için çok kötü olur. Bunların beslenmelerden çıkarılması hastalara genellikle faydalı olur.

3. Şeker, furuktoz ve basit karobnhidratlar: Şeker, kek ve beyaz ekmek gibi basit karbon hidratların beslenmeden çıkarılmasının fibromiyalji üzerinde önemli etkisi olduğuna dair net kanıtlar yoktur. Bunun yapabileceği, şekerle ortaya çıkan fibromiyalji üzerinde ikincil etki yapan bir mantar olan kronik maya enfeksiyonunun belirtilerini azaltmaktır. Bu teoriyse uzmanlar tarafından hala tartışılıyor.

Şekerli yiyeceklerin, bilhassa yüksek fruktozlu mısır sosunun beslenmeden çıkarılması bu hastalar üzerinde bir fark oluşturabilir ve bu yiyecekleri bırakmak kilo kaybına neden olmaz.

Fruktozla tatlandırılmış içeceklerin beslenmeden çıkarılması da gözle görülür sonuçlar ortaya koyuyor. Karbonhidrat tüketimi metabolik tepkimeye neden olur. Bu tepkime de daha fazla şekerin kana daha hızlı karışmasına yol açar.

Bu ani şeker yükselmesini fibromiyalji hastalığının yorgunluk unsurunu şiddetlendiren şeker düşmesi takip eder. Bunun karşılığında da daha fazla şeker yeme arzusu oluşur ve bunu da daha fazla bitkinlik takip eder ve bir kısır döngü ortaya çıkmış olur. Şekerin kesilmesi kan şekerinin de kontrol altına alınmasını sağlar. Kan şekerinin daha iyi bir şekilde kontrol altına alınmasıysa bitkinliğin ve en azından ilgili ağrıların azalmasına yardımcı olur.

4. Kafein; çay, kahve, kola ve çikolata: Birçok fibromiyalji hastası, uyarıcı olduğu için enerji kaynağı görülen kafeince zengin içeceklere yönelir. Ama uzmanlara göre bunları artırmak yanlış çünkü yorgunluğu şiddetlendirir.

Kafeinle ilgili sorun, bunların etkisinin geçici olmasıdır ve bunu daha uzun ve derin bir sakinleştirici etki takip eder.

Fibromiyalji hastaları zaten yorgundur, yatıştırıcılar sonucu bu daha da kuvvetli olabilir. Başlangıçta belli bir yorgunluk seviyesinde oldukları için, yatıştırıcı etkinin artması daha derin ve uzun süren yorgunluk hissine neden olur.

İyi haber şu ki kafeine son vermek bir haftadan daha kısa bir süre içinde fark oluşturmaya başlar. Hastaların çoğu, yorgunluk seviyelerindeki bu farkı hisseder.

5. Maya ve guluten: Bunlar gıdalarda bulunan iki ayrı madde olmalarına rağmen, genelde bilhassa pasta, çörek ve ekmek gibi fırınlanmış ürünler olmak üzere yiyeceklerde birlikte bulunur. Bu yüzden bunlardan birine son vermek aynı zamanda her ikisini de terk etmek manasına gelir. Bu da fibromalji hastaları için iki ayrı fayda sağlanmasını beraberinde getirir.

Maya için bazı doktorlar maya mantarlarının, vücudumuzda aşırı şekilde çoğalmasına zemin hazırladığını söylüyorlar. Bu aşırı miktarda çoğalmaysa fibromiyalji hastalarında eklem ve kas ağrılarına neden olur ya da bu ağrıları şiddetlendirir.

Gulutense guluten hassasiyeti denilen bir durumu şiddetlendirir. Guluten hassasiyeti de tek başına mide hastalığı ve diğer sindirim sorunlarına yol açar. Fibromiyalji hastalarındaki bitkinlikle de ilişkisi vardır.

Uzmanlara göre fibromiyalji hastası olan ve olmayan insanlar gulutenli ürünlerin tüketimine son verdikleri takdirde sağlık durumlarında çok büyük değişiklikler olduğunu göreceklerdir.

6. Süt Ürünleri: Süt başta olmak üzere bütün süt ürünleri ister az yağlı ister çok yağlı olsunlar fibromiyalji hastalığı belirtilerini ortaya çıkarır. Bu ürünleri tüketmeyi bırakan kişiler, sağlık durumlarının değiştiğini fark edeceklerdir.

Sütün vücudunuza iyi geldiğini hissediyorsanız, günde bir iki bardak yağsız süt içmeye devam edin. Sütte kemiklerin yapı taşı kalsiyum ve kasların yapı taşı protein bulunur.

7. Bazı Bitkiler: Domates, acı biter ve patlıcan… 2000’den fazla yenilebilir bitki bulunur ve fibromiyalji dahil çeşitli kireçlenme türlerini tetikleyebilir. 

Bazı hastalar bu bitkileri beslenmelerinden çıkardıklarında kendilerini daha iyi hissederler. Bunun sebebinin ne olduğu kesin değil ama oldukça yüksek oranda fibromiyalji hastasında bu işe yarıyor görünüyor. Bu sebzeler aynı zamanda besin değeri en yüksek yiyecekler arasındadır. Bu nedenle fibrotik ağlarınızı tetiklemiyorsa bunları sofranızdan eksik etmeyin.

Son Bir Söz: Besinler ve Sağlıklı Beslenmenin Gücü

Belli gıdalardan uzak durmak bir hastaya hastalığıyla kendisinin başa çıkmasında faydalı olabilir. Bununla beraber bazı beslenme uzmanlarına göre birçoğu kalp sağlığına uygun bütün besinlerden fayda sağlayabilirler.

Düşük doymuş yağ oranı, yağsız et, beyaz et ve taze meyve ve sebze bakımından zengin bir öğün demek olan kalp sağlına uygun beslenme, sizde herhangi bir soruna yol açmıyorsa, vücudunuz daha sağlıklı bir şekilde çalışacaktır.

Bu sizin fibmiyalji belirtilerinizi hafifletmese de diğer hastalıklarla ilgili riskleri azaltarak sağlık durumunuza katkıda bulunur.

Şayet bünyenizin durumu genelde iyiyse, herhangi bir hastalıkla daha iyi bir şekilde başa çıkabilir ve küçük bir hastalığa bile daha iyi tepki verebilirsiniz.

2001 yılında Complimentary and Alternative Medicines isimli dergide yayımlanan küçük bir çalışmada çoğunluğunu çiğ sebzelerin oluşturduğu vejetaryen beslenme uygulayanlarda fibromiyalji belirtilerinin azaldığı tespit edildi.

Bazı uzmanlarsa kalp sağlığına uygun bir beslenmeye bağlı kalmanın bazı özel yardımcı etkiler doğurduğuna inanıyorlar. Fibromiyalji hastalarının mitokondrilerinde fonksiyon bozuklukları görüldü. Mitokondri hücrenin enerji üreten kısmıdır. Sonuçta mitokondrinin çalışması ve enerji üretmesi için daha yüksek seviyede besine ihtiyaç vardır. Bu nedenle de uzmanlara göre daha iyi olmak için daha iyi beslenmelisiniz.

Omega-3 yağ asidi tamlayıcıları gibi yüksek seviyeli vitamin tamlayıcıları size faydalı olacaktır. Balık yağı, keten tohumu, ceviz, bazı zenginleştirilmiş tahıllar ve yumurtada bulunan omega-3 yağ asidi iltihaplanmaya karşı etkisi olduğu bilinen iyi yağlardandır.

Bazı fibromiyalji hastaları için çok fayda sağlar ve denemeye değerdir.

 

Prof. Dr. Tahir ÖĞÜT

İyi gunler hocam.kienböck hastasıyım.lunatum kemiginde lekelenmeler baslamis.bu surecte nasil beslenmeliyim ,tedavim nasil olur acaba... devamı